Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/546 E. 2023/138 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/546 Esas
KARAR NO : 2023/138

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/09/2021
KARAR TARİHİ : 16/02/2023

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle Müvekkilin kendisine —- ile davalı şirketin ihale taşıma işini aldığı —- işini davalı adına yapılması konusunda anlaşıldığını, iş karşılığında fatura kesilip bedellerinin alındığını, 3 adet karşılığı 10.634,50 TL toplam tutarlı bakiyenin ödenmemesi nedeniyle icra takibi başlatıldığını ancak takibe haksız olarak itiraz edildiğini, anılan nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamını, davalı malları üzerinde ihtiyati haciz uygulanmasını ve davalının %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini iddia ve talep etmiştir.

CEVAP:
Davalının Savunma ve Karşı Talebi: Davalının savunma dilekçesi vermediği ve duruşmalara katılmadığı görülmüştür.
DELİLLER:
Ticari defter ve belgelerin ——- tarihli yazı cevabı, —-tarihli yazı cevabı, bilirkişi ve bilirkişi ek raporu ile tüm dosya kapsamı.
07/12/2021 tarihli ara karar ile dosyanın bir mali müşavir bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve —- tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi raporunda özetle; Davacının—- yılında —- göre defter tuttuğu, —- işletme defteri —- süresi içerisinde alındığı,—– yılında —- geçiş yaptığı, bu kapsamda yevmiye kebir envanter defterlerine ait noter açılış tasdiklerinin Vergi Usul Kanunu 223-224-225 maddeleri ile TTK’nın ilgili hükümlerine uygun olarak yasal süresi içerisinde alındığı, —- kapanış tasdikinin ise ibraz edilmediği, Davacının düzenlediği satış fatura tutarlarının —sınırı altında kalmasından dolayı usulüne uygun olarak taraf —– beyan edilmediği, Davalı adına düzenlenen faturalar ile faturalara konu ürün veya hizmetin davalıya teslim edilip edilmediğiyle ilgili dosyaya herhangi bir belge ibraz edilmediği, Davalı adına düzenlenen —–faturanın davacı ticari defterlerinde yer aldığı, —- faturaların davacı ticari defterlerinde yer almadığı, İşbu raporda yer verilen tespitler neticesinde huzurdaki dava ile davalıdan istenen 10.634,50 TL tutarlı alacak iddiasıyla ilgili nihai değerlendirmenin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, Takip ile birikmiş faiz talebinde bulunulmadığı şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.
— tarihli ara karar ile dosyanın bilirkişiye tevdi edilerek bilirkişi ek raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve —– tarihli bilirkişi ek raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi ek raporunda özetle ; Vergi Usul Kanunun 230. Maddesi ile 6102 sayılı TTK’nın 39/2 hükmüne göre faturada zorunlu olarak bulunması gereken hususlardan biri müşterinin adı, varsa ticaret unvanı bilgisidir. Kök raporda incelenen takibe konu 3 adet karşılığı toplamda —tutarlı fatura örnekleri kök rapora itiraz dilekçesi ekinde dosyaya ayrıca ibraz edilmiştir. Tekraren yapılan incelemede, faturanın kime düzenlendiğini gösterir nitelikteki kısım üzerinde davalı kaşesinin bulunduğu, bu husus ile davacı—- yazması gereken faturanın düzenlendiği şirketin(davalının) —— kısmına yine davalı ——— ifa edildiği görülmektedir. Bir faturanın karşı tarafa teslim edildiği hususu, faturanın düzenlendiği şirketin veya personelinin faturanın alt kısımlarında bulunabilecek —- yetkili imzası veya faturanın düzenlendiği şirkette istihdam edilen personelin ad soyad ve imza bilgisinin varlığı ile ispat edilebilmektedir. Somut olayda her ne kadar faturaların herhangi bir yerinde “teslim alan” kısmının olmamasına karşın, adına düzenlenen faturaların davalı tarafından teslim alındığını gösterir—–” ibaresinin bulunmadığı görülmektedir. Bununla birlikte —- görüntüsüne yer verilen faturanın sağ tarafındaki imzanın kime ait olduğu bilgisi de dosya içeriğinden tespit edilememiştir. Dosyaya ibraz edilen davacının——- numaralı banka — incelenmiş, davalının çeşitli tarihlerde çeşitli tutarlarda davacıya ödeme yaptığı ancak takibe konu faturaların ödenmediği görülmüştür. Yukarıda yer verilen tespitler neticesinde kök raporda yer verilen hususlarla ilgili değişikliğe gidilecek herhangi bir husus bulunmamakla birlikte, davacı vekilin taraflar arasında sözleşme kurulduğu iddiasının mevcut tespitler ile birlikte nihai değerlendirmenin mahkemeye ait olduğu tespitinde bulunmuştur.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, taşıma hizmet ilişkisinden kaynaklı fatura alacağına dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve icra inkar tazminatına istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde düzenlenmiştir. İcra dosyası celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf ,bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle —- sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.
Somut olayda; davacı tarafça——– bedelli faturalardan kaynaklı alacağının tahsili amacıyla icra takip dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin durmuş olduğu, davacı tarafın asıl alacağına yönelik itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğu, yapılan yargılama sırasında tarafların ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesinde davalı tarafın kayıtlarını sunmadığı, davacı tarafın ticari defterlerin ise — esasına göre tuttuğu, ——- defterinin noter açılış tasdikinin süresi içerisinde alındığı,—– yılında —— geçildiği, yevmiye defterinin açılış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde alındığı. Kapanış tasdikinin ise ibraz edilmediği, davacı kayıtlarında davalı adına ——- faturanın kayıtlı olduğu, dava konusu faturaların teslim alının tespit edilemediğinin bildirildiği,
Dava konusu faturaların mahkememizce de incelendiğinde faturanın üst kısımlarında davalı —-bulunmakta ise de faturanın alt kısımlarında teslim alanın kişi bulunmadığı, faturaların davalı tarafa usulüne uygun olarak teslim edildiğinin davacı taraf ticari defter ve belgeleri ile de ispatlayamadığı, davalı yan ticari defter ve belgelerini ibraz etmediği anlaşılmış ise de ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerektiği anlaşılmakla davacı yanın ticari defter ve belgelerin delil olarak değerlendirilemediği, davacı yana yemin delilinin hatırlatıldığı, davacı yanca yemin teklifi sunulmadığı görülmekle ispatlanamayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememize açılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı taleplerinin REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90 TL harçtan peşin yatırılan 128,45 TL harcın düşümü ile geri kalan 51,45‬ TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA ,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA ,
4-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
5-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan——ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Arabuluculuk ücretinin —- tespit edilemediği görülmekle, bu hususta Karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
Dair; 6100 Sayılı HMK’nın 341/2. Maddesi uyarınca kesin olarak verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.