Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/545 E. 2023/129 K. 14.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/545 Esas
KARAR NO: 2023/129
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 06/09/2021
KARAR TARİHİ: 14/02/2023

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dilekçesinde özetle; —– numaralı 11.571,55 TL toplam tutarlı, —– numaralı 85.340,51 TL toplam tutarlı faturadan kalan 48.723,81 TL borç bakiyesi olduğunu, davalının borcunu ödemediğini,01.12.2020 tarihinde ——-ödeme için davalı tarafa ihtarname çekildiğini, davalı tarafından verilen ödeme süresinde ödeme yapılmadığını, itiraz süresi gecen faturalara itiraz edilerek ürünlerin ayıplı olduğunu iddia ettiğini,———— yevmiye numarası ile ——— e-fatura üzerinden kesilen,davalı tarafından süresi geçtikten sonra yapılan itirazı ve teslim/inceleme süresinden uzun zaman geçtiği için kötü niyetli ayıplı ürün bildiriminin kabul edilmediğinin ihtarının yapıldığı, Davalı tarafından ödenmeyen faturalar için——–cra takibi başlatıldığı. Davanın kabulü,—— dosyasına yapılan haksız itirazın iptali, icra takibinin devamı, alacağın %20 ‘sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi, yargılama giderleri, vekalet ücretinin davalı tarafa bırakılması talep edilmektedir.

CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Teslim edilmeyen ürünler ile ilgili 2 adet fatura keşide edildiği ve faturaların——- yevmiye no ile tebliğ edilmeye çalışıldığını, fatura konusu ürünlerin teslim edilmemiş olması nedeni ile fatura asılları ——- yevmiye no’ lu ihtarnamesi ile iade edildiği, Söz konusu fatura içeriğindeki ürünlerin teslim alınmadığı, faturaların ticari defterlere işlenmediği, Teslim edilmemiş ürünler nedeni ile herhangi bir borcun bulunmadığı, Davacı ile akdedilen sözleşmenin Sorumluluk Başlıklı 6.Maddesi ‘Sipariş veren aşağıdaki hallerde uğradığı tüm doğrudan ve dolaylı zarar, ziyan ve masrafları talep hakkı saklı kalmak kaydıyla iş bu sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedebilir ve/veya siparişleri iptal edebilir. Bu durumda imalatçı hiçbir hak alacak, masraf ve tazminat talebinde bulunamaz 6.1.3 teslimatı zamanında yapmaması’ teslim edilmeyen ürünler gereği sözleşme gereği sorumluluk bulunmadığı belirtilmiştir. Sunulan sevk irsaliyesinde teslim alan kısmında bir imza bulunmadığı, teslim alan kısmında ismi yazan —– müvekkili şirket çalışanı değildir, şirket adına malzeme teslim alma yetkisi bulunmadığı, Davacı tarafın tanık dinletme talebine muvafakat değiliz mahkemece reddine karar verilmesi, Davacı taraf ile akdetmiş olunan sözleşmenin —–sipariş veren, ürünlerin kendisinde tesliminden sonra ürünlerin sözleşmede belirlenen nitelik ve vasıfta olmadığı kanaatinde ise ayıp ihbarını kanunda yazılı süreler içerisinde yazılı olarak bildirmek zorundadır’ denilerek ayıp ihbarının ürünün tesliminden sonra yapılacağı, Davanın reddine, davacı tarafın %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilerek,yargılama giderleri ile ücreti vekaletin de davacı yan üzerinde bırakılmasına talep olunmuştur.

DELİLLER:
—- tarihli yazı cevabı,—- esas sayılı dosya sureti——- tarihli yazı cevabı,—— tarihli yazı cevabı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
—- tarihli ara karar ile dosyanın bir mali müşavir bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve —- tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi raporunda özetle; Davalı tarafın ticari defterlerinde davacı tarafa ait borç/alacak kaydı tespit edilmemiştir. Davacı ticari defterlerinde dava konusu faturalara ait usule uygun olarak muhasebe yevmiye kayıtları yapılmıştır. Davacı tarafından dava konusu faturalara ilişkin ———- bildirimleri yapılmıştır. Dava konusu faturalarda belirtilen yüksek adetli ürünlerin davalı tarafa teslimatının yapıldığına dair davacı tarafından somut belge-evrak ibraz edilmemiştir. Ürünlerin davalı tarafa teslim edildiği tespit edilememiştir.—- tarihinde davacı ticari defterlerinde davalının —-davacı tarafa borçlu olduğu tespit edilmiş olup, dava konusu faturalarda belirtilen ürünlerin davalı tarafa teslimatının yapıldığı hususu, davacı tarafından ispatlanamaması nedeni ile davalının takip tarihi itibariyle davacıya borcu olmadığı kanatine varıldığı görülmüştür.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, davacının fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.
Tarafların ticari defter ve belgelerinin incelenmesinde; davalı defter ve belgelerine göre davacının alacağının bulunmadığı, davacı yanın ticari defter ve belgelere göre davalıdan 48.723,81 TL alacaklı olduğu, davaya konu malların teslim edildiğine ilişkin belge tespit edilemediğinin bildirildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce çözülmesi gereken uyuşmazlık faturaya konu malın teslim edilip edilmediği ve davacının alacağının bulunup bulunmadığı noktasındadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 222. Maddesine göre, Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Ayrıca ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.
Davacının ticari defterlerine göre, dava konusu fatura kayıtlı olup fatura tutarınca davalıdan alacaklı durumdadır. Davalının ticari defterlerinde ise, dava konusu fatura kayıtlı değildir.
Ticari defter ve kayıtların usulüne uygun tutulmuş olması yanında defterlerde yer alan kayıtların dayanağının da usulüne uygun olması gerekir. Davacının usulüne uygun tutulan ticari defterlerinde kayıtlı olan faturanın dayanağının da usulüne uygun olduğunun ispatlanması gerekir. Fatura düzenlenmesi ve dayanağı kanıtlanamayan bu faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olması ve faturaya itiraz edilmemiş olması tek başına akdi ilişkinin kanıtını oluşturmaz —— Davada ispat külfeti faturalar nedeniyle alacaklı olduğunu iddia eden davacı üzerindedir. Davacının faturalara konu malları davalıya teslim ettiğini usulüne uygun delillerle ispatlaması gerekir——–. Aynı şekilde akdi ilişkinin inkar edildiği hallerde, fatura düzenlenmesi ve tebliğ edilen bu faturaya süresinde itiraz edilmemesi tek başına alacağın varlığını göstermez.
Ayrıca davacının ticari defterlerinin lehine delil teşkil edebilmesi için, belgeleme ve kaydın belgeye(evrak-ı müsbiteye) dayanması ilkes——–uygun olması gerekir. Bunun yanı sıra kaydın dayandığı belge dayanağının da ispatlanması gerekir.
Davacı taraf mal teslimine ilişkin tanık dinletilmesini ve bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde mail çıktıları sunarak mal teslim edildiğini iddia etmiştir.
HMK’nın 200/1. Maddesine göre, bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Maddenin ikinci fıkrasına göre ise, senetle ispatı gereken hususlarda birinci fıkradaki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir.
Davacının alacak hakkının doğabilmesi için malın teslim edilmesi şarttır. Dolayısıyla anılan yasal düzenlemeye göre teslim iddiasının ispatı için kural olarak tanık dinlenemez. Davacı tanıklarının dinlenmesine davalının açıkça muvafakat .bulunmadığı görülmektedir. Bu nedenle davacının iddialarının tanıkla ispatı mümkün olmayıp yazılı delille ispatlanması gerekir. Davacı tarafça dava dilekçesinde ve delil listesinde e-posta delilleri arasında yer verilmemiş olup, bilirkişi raporunun ibrazı aşamasından sonra rapora itiraz dilekçesiyle daha sonradan ibraz edilmiştir. Söz konusu delile ise davalı vekili tarafından muvafakat edilmemiştir.
Her ne kadar e-posta yazışmaları emsal yargı kararları karşısında ve yasal düzenleme anlamında yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilebilirse de söz konusu e-posta süresinde dosyaya ibraz edilmemiş ve davalı tarafça bu delilinin değerlendirilmesine muvafakat verilmemiştir. Dolayısıyla e-postanın yazılı delil başlangıcı olarak kabulü ve devamında tanık dinlenilmesi mümkün olmayacaktır. Diğer taraftan davacı tarafça yasal süreden delilin gösterilmediği kabul edilmekle birlikte sonradan ibraz edilen e-postanın yargılamayı geciktirme amacı taşıyıp taşımadığı ve bu sebeple söz konusu delilin değerlendirilmesi gerekip gerekmediği aynı yasanın 145.maddesi gereğince değerlendirilmiş ise de e-posta delili tahkikatın bitimine yakın tarihte dosyaya ibraz edilmiştir. Bu durumda söz konusu delilin HMK 145. maddesi kapsamında yargılamayı geciktirme amacı taşımadığı gerekçesiyle ibrazına izin verilmesinin yerinde olmayacağı sonucuna ulaşılmıştır. Davacı tarafça yemin deliline de dayanılmadığı anlaşılmıştır. Dosya kapsamında faturaya konu malın davalıya teslim edildiğine ilişkin davalıyı bağlayacak yazılı bir belge bulunmadığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Reddedilen miktar bakımından ise davalı tarafın kötüniyet tazminatının değerlendirilmesinde; takibin haksız olması ve davacının kötü niyetli olması gerekmekte olup, ispat yükü; takibin kötü niyetli olduğunu iddia eden davalının üzerindedir. Davacı tarafın kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememize açılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı taleplerinin ayrı ayrı REDDİNE,
2-Davalı yanın kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3- Peşin alınan 588,47 TL harçtan alınması gerekli 179,90 TL peşin harcın düşümü ile Hazineye irat kaydına, bakiye kalan 408,57 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA ,
5-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
6-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 9.200,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Arabuluculuk ücreti olan 1320,00 TL’nin davacı taraftan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/02/2023