Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/543 E. 2022/110 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/543
KARAR NO : 2022/110

DAVA : Menfi Tespit (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/09/2021
KARAR TARİHİ : 16/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında———– sözleşmesi ve protokolünün imzalandığı,—- sözleşmelerinin teminatı olarak davalı——– bedelli (——olarak görünse de daha sonra ———- bedelli, —– numaralı ——- bedelli olmak üzere toplam——— mektubunun teslim edildiğini, sözleşmenin 5 yıl için geçerli olduğu,———- sona erdiğini, davalı şirketin, müvekkili şirketten cezai şart ve kar mahrumiyeti olduğu iddiasıyla ——— çevrileceğini beyan edince müvekkili şirketin, ——-sulh yolu ile sonlandırılması, herhangi borcunun olmaması sebebiyle teminat mektuplarını iade almak için müzakere sürecine girmesi bu süre——çevrilmesini engellemek amacıyla ——- tarihine kadar uzatıldığını, müvekkili şirketin söz konusu teminat mektuplarının nakde çevrilmesini engellemek amacıyla ihtiyati tedbir başvurusu—— tarihli karar ile dava konusu teminat mektuplarının ödenmesinin tedbiren durdurulmasına karar verildiğini, müvekkili şirketin teminat mektupları yönünden borçlu olmadığını tespiti için yargı yoluna başvurmak zorunda kaldığı, davalı şirketin cezai şart ve kar mahrumiyeti taleplerinin hukuki dayanaktan yoksun olup, sözleşmede kararlaştırılan ürün alım şartların uymayan, davalı şirket olduğu gibi, sözleşme süresinin sona ermesine kadar herhangi bir şekilde cezai şart talebinde de bulunulmadığını, 5 yıl süre ile cezai şart talebinde bulunmayan davalı şirketin sözleşmenin sona ermesine çok yakın bir süre zarfında bu şekilde bir talepte bulunmasının çelişkili bir davranış oluşturduğunu, iyi niyetle bağdaşmadığı için hukuken de korunmasının mümkün olmadığını, cezai şart ve kar mahrumiyeti alacağının bulunup bulunmadığı ancak yargısal bir süreçten sonra ortaya çıkacağını, bu süre zarfında silahların ve tarafların eşitliği ilkesinden hareketle dava konusu teminat mektuplarının nakde çevrilmesinin tedbiren durdurulması gerektiğini; davalı şirketin fesihte kusurlu olduğu ve kar mahrumiyeti talep edemeyeceği yönündeki beyanları saklı kalmak kaydıyla davalı şirketin sözleşme süresinin tamamına yönelik kar mahrumiyeti talebinin de hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalı şirketin kar mahrumiyeti talebinin —- —-kazanmış kararlarına göre irdelenmesi gerektiğini; müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespiti ile, taraflar arasındaki ihtilaf yargılama süreci —— daha sonra —– indirilmiştir.), —- bedelli —— mektubu hakkında ———– tarihli tedbir—— olarak —— daha sonra —- indirilmiştir.), ———- bedelli olmak üzere toplam —- bedelli 4 adet teminat mektubu ile ilgili olarak müvekkili şirketin davalı şirkete borçlu olmadığının tespitini, tüm yargılama gider ve vekalet ücretinin davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz yer mahkemesinde açıldığı, yetkili mahkemenin —– Mahkemeleri olduğunun sözleşmelerde açık olduğunu davanın öncelikle usulden reddini; taraflar arasındaki sözleşmesel ilişki devam ettiğinden ve müvekkilinin teminat ——-bitmediğinden davacının işbu davayı açmasında bir yarar bulunmadığı, bu sebeple davanın incelenmeden reddini talep ettiklerini, davacının, dava konusu teminat mektupları bakımından —- Mahkemelerinden alınan ihtiyati tedbir kararının usulden ve esastan hukuka aykırı olduğunu; taraflar arasında yapılan—–olduğundan öncelikle davanın usulden reddini, dava açılmasında bir yarar bulunmadığından ve mektup iade şartları oluşmadığından davanın incelenmeden reddini, mahkeme aksi kanaate ise sözleşmelerden kaynaklı her türlü alacaklarının hesaplanarak mektup iade şartlarının oluşup oluşmadığının değerlendirilmesini, haksız ve hukuka aykırı davanın esastan reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında düzenlenen—— sözleşmesi, ve bu sözleşmenin—- tarafların kabulünde olan bu sözleşme— uzatılmasına dair — — gereği davacının teminat amaçlı olarak verdiğini belirttiği teminat mektuplarından dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davalılarca süresi içinde yetki ilk itirazında bulunulmuş, yetkili mahkemenin— mahkemeleri olduğu ileri sürülmüştür.
6100 sayılı HMK’nın 17. Maddesi ” Tacirler veya —tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmünü getirmiştir.
Taraflar arasında imzalanmış — tarihli — sözleşmesinin 27. Maddesinde ve bu sözleşmenin parçası ve eki olan —tarihli bayilik protokolünün 6.7. Maddesinde taraflar arasında çıkacak uyuşmazlıklarda— mahkemeleri yetkili kılınmış daha sonra tarafların kabulünde olan bu sözleşme ve protokollerin uzatılmasına dair— sözleşme ile sözleşmenin– taraflar arasında çıkacak uyuşmazlıklarda— — mahkemeleri yetkili kılınmıştır.
—-Taraf iradelerinin, uyuşmazlığın çözümünde —- Mahkemelerinin yetkili olduğu yönünde birleştiği anlaşılmaktadır. Taraflar sözleşmede açıkça—– mahkemelerinin yetkili olduğunu kararlaştırmıştır. — mahkemelerinin — taşınmasının sonuca etkisi yoktur. Tarafların iradesi, —– sınırları içindeki —- yetkilendirmek yönünde olsaydı, bunu sözleşmede açıkça göstermeleri mümkündü. Taraflar açıkça — mahkeme ve icra dairelerini seçtiklerine göre, — adıyla anılan mahkeme ve icra dairelerini yetkili kıldıklarının kabulü gerekir.” belirtmiştir.
Taraflar tacir olduğundan 6100 sayılı HMK’nın 17. Maddesi gereği yetki şartı geçerlidir. Davalı yanca süresi içinde yetki ilk itirazı ileri sürülmüştür. Süresi içinde ileri sürülen yetki ilk itirazı nedeni ile mahkememizin yetkisizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Mahkememizin yetkisiz olması nedeniyle davanın 6100 sayılı kanunun 114/1-ç, 115/2. Maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan dolayı USULDEN REDDİNE,
2-HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşme tarihinden, İstinaf yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren taraflardan birinin 2 hafta içerisinde mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli — TİCARET MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, Aksi taktirde mahkememizce Resen davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına( ihtaratın gerekçeli kararın tebliği ile yapılmasına)
3-HMK 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderleri hakkında görevli mahkemece karar verilmesine,
4-Yetkisizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi için taraflardan biri tarafından başvuruda bulunulmadığı takdirde, mahkememizce dosyanın re’sen ele alınarak, 6100 Sayılı HMK’nın 20/1. maddesi gereğince davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesine, harç, yargılama gideri, vekalet ücreti, gider avansı vd hususların talep halinde, 6100 Sayılı HMK’nın 331/2. ve 331/2. maddesi gereğince mahkememizce hüküm altına alınmasına,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle— Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ve davalı şirket vekillerinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.