Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/538 E. 2022/237 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/538 Esas
KARAR NO : 2022/237

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/09/2021
KARAR TARİHİ : 07/04/2022

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
DAVA: Davacı vekili 01/09/2021 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı şirkete icra takibine konu edilen faturalardaki işlerini yaptığını, — —– tanzim edildiğini, davalı tarafça takibe konu edilen faturalara itiraz edilmediğini, davalı tarafından fatura bedellerinin ödenmemesi nedeniyle— takibi başlatıldığını, davalı tarafın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, zorunlu arabuluculuğa başvurma unsurunun yerine getirildiğini fakat uzlaşmaya varılamadığını, bundan dolayı — tutanağının anlaşamama şeklinde düzenlendiğini, müvekkile hiçbir borcu olmadığını beyan eden ve borca itiraz eden davalının — toplam 15.000,00 TL alacaklı vekili olarak banka hesabına icra dosya borcu ödemesi açıklaması ile ödeme yapıldığını, davalı tarafın haksız ve sebepsiz olarak borca itiraz ettiğini, alacağın likit olduğunu, davalı tarafından haksız ve hukuki mesnetten yoksun olarak icra takibine itiraz edildiğinden aleyhine %20 den aşağı olmamak kaydı ile aleyhine inkar tazminatına hükmedilmesinin gerektiğini, beyan ve dava ettiği görüldü.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen dava dosyasına herhangi bir cevap vermediği görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava,2 adet faturaya dayalı—- dosyasına yapılan itirazın iptali davasıdır.
— Esas sayılı takip dosyasının dosyamız arasına celp edildiği görüldü.
…—- formlarının dosyamız arasına celp edildiği görüldü.
—- —formlarının dosyamız arasına celp edildiği görüldü.
— tarihli ara karar ile dosyanın bir mali müşavir bilirkişi uzman bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 31.01.2022 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi kök raporunda özetle; “Davacıya ait yasal defterlerin Vergi Usul Kanunu 223-224-225 maddeleri ile TTK’nın ilgili hükümlerine uygun olarak noter açılış ve kapanış tasdikleri ile —Beratlarının yasal süresi içerisinde alındığını, davalı adına düzenlenen — —— tebliğ hükümlerine uygun olarak — usulüne uygun olarak düzenlendiği hususundan davacınını ibraz ettiği —- kayıtlarından anlaşıldığını, genel olarak — uygulamasının —- faturaların — ortamda alıcısına — bilindiğini, uyuşmazlıkla ilgili ibraz edilen faturaların alt kısımlarında “— bulunduğunu, —– numaralı faturanın —numaralı irsaliyelerin teslim alan kısmında — bulunduğunu,— faturanın aynı zamanda irsaliye yerine kullanıldığını ve faturanın alt kısmında yine —- imzasının bulunduğunu, ilgili ismin davalı ile olan bağının dosya kapsamından anlaşılmadığını, dosyaya celp edilen taraf — beyannamelerine — yılında davacının davalı adına — tutarlı fatura düzenlendiğini, davalı ait — beyannamelerinde ise davacıdan alınan herhangi bir fatura kaydına yer verilmediğini, —- itibari ile davacı nezdinde davalı — olarak göründüğünü, mahkemenin davalı lehinde hüküm kurması halinde davalıdan istenebilir tutarın takipte belirtildiği üzere 26.960,76 TL olacağını, davacının takibinde 11.571,55 TL birikmiş faiz talebi olduğunu, muaccel bir borcun borçlusunun alacaklanın ihtarıyla mütemerrit olduğunu ve bu yönde temerrüt ihtarına dosyada rastlanılmadığının” görüş ve kanaatinde olduğu görüldü.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak ——– lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.Davacı taraf bedeli ödenmeyen faturalardan kaynaklı alacak talebinde bulunmaktadır.Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür.6102 sayılı TTK’nın 21/2.maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”.TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu,süresinde itiraz edilmemekle — sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine,adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir.Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır.Fatura düzenleyen tacirin anılan— yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle,adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması,faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir.Fatura sözleşmenin — ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil — taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari — sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş —-kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Her iki ticari defterlerde yer alan kayıtlar birbiri ile uyuşması halinde ticari defterler ,içeriğine göre delil vasfına sahip olabilecektir.
Eldeki dosya incelendiğinde 6100 sayılı HMK’nın 222.maddesine uygun şekilde ihtaratlı ticari defter inceleme ara kararı kurulduğu,davalı tarafın ticari defterlerini ibraz etmediği,ticari defterlerini ibraz eden davacı kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu ve alacak iddiası ile davacı kayıtlarının örtüştüğü görülmekle davacı kayıtlarının kendi lehine delil teşkil ettiği kanaatine varılarak davanın kabulüne karar verilmiştir——-birtakım ödemelerin yapıldığı görülmekle yapılan bu ödemelerin 6098 sayılı TBK’nın 100.maddesine uygun şekilde icra müdürlüğünce infaz aşamasında dikkate alınmasına karar verilmiştir.
Alacak faturaya bağlı olmakla likit ve belirlenebilir olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile—dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin takip talebi doğrultusunda devamına, davacı vekili tarafından bildirilen —– tarihli 5.000,00 TL ödemelerin infaz aşamasında icra müdürlüğü tarafından dikkate alınmasına,
2-Kabul edilen asıl alacak miktarı olan 26.960,76 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 1.841,68 TL harçtan, peşin yatırılan 325,63 TL harcın düşümü ile geri kalan 1.516,05 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan 325,63 TL Peşin harç ve 59,30 TL başvurma harcı 1.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 118,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.503,43‬ TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan — ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
7——- ücretinin davalıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.