Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/363 Esas
KARAR NO: 2022/452
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 20/12/2018
KARAR TARİHİ: 30/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilin ile davalı arasında —–satışına dayalı ticari ilişki bulunduğunu, davalıya teslim edilen faturalardan dolayı—— tutarlı borcun ödenmemesi nedeniyle icra takibi başlatıldığını fakat davalının borca haksız olarak itiraz ettiğini, anılan nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamını, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini iddia ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilin davacının hakim ortağı olan—- ortaklarının sahibi olduğu diğer şirketlerle ticari ilişkisi bulunduğunu ve müvekkilin —- firmasından alacağı olduğunu, aynı zamanda —- bağlı şirket olan —-müvekkilin borçlu olduğunu, müvekkil ile—– arasındaki borç alacağın —– neticesinde tasfiye edildiğini, davacı ile müvekkil şirket arasındaki borç alacağın sürekli olarak ——–müvekkile olan borcundan mahsup edildiğini, dava konusu alacağın da bu kapsamda virman yapıldığını, taraflar arasında teamül haline gelmiş bu uygulamayı davacının keyfi olarak kaldırmaya çalıştığını, davacının talebi olan alacağın bir an için dahi olsa haklı görülmesi halinde bile dava dışı——mahsuplaşma neticesinde mükerrer tahsilata yol açacağını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
RAPOR: Bilikişi raporunda özetle;” Davacı firma tarafından ibraz edilen —– yılına ilişkin ilişkin ticari defterlerin 64 ve 66. Maddeleri ile V.U.K. 220-226. Maddelerine göre açılış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldı. İnceleme kısmında ayrıntılı olarak açıklandığı üzere Davacının davalıdan takip tarihi itibari ile cari hesaptan kaynaklı — alacağının olduğu, —— takip tarihinden ödeme tarihine kadar avans faiz ödenmesinin talep edildiği, söz konusu talebin uygun olduğu yönündeki tespit ve kanaatimi —— takdirlerine saygılarımla arz ederim” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle;”Detaylıca belirttiğim incelemeler ve tespitler sonucunda dava dosyasına konu olan somut olayda tespit edilen durumların yukarıda belirtilen gibi olduğu, bu belirtilen durumlara göre; Dava dışı ——- ait yasal defterlerin Vergi Usul Kanunun 183-184-185 maddeleri ve 6102 Sayılı TTK’nın 64.maddesinde belirtilen usul ve esaslara uygun olarak tutulduğu, kayıtların usulüne uygun olarak gerçekleştirildiği, Vergi Usul Kanunu 223-224-225 maddeleri ile TTK’nın ilgili hükümlerine uygun olarak noter açılış kapanış tasdiklerinin süresi içerisinde alındığı, dolayısıyla ticari defterlerin delil niteliğine haiz olduğunun anlaşıldığı,— nezdinde davacı, davalı ve dava dışı diğer firmaların hesap hareketlerinin incelendiği, taraflar arasındaki ticari münasebetin—- öncesinden başladığı ve —— sonu itibariyle devam ettiği, anılan yıllarda—- nezdinde davacı —- yılında iki adet karşılığı toplamda—- tutarlı alacağın davalı Ionic stone cari hesabından mahsup edildiği, bu yönüyle davalı vekilin davacı ile olan borç alacağın sürekli olarak —-firmasının müvekkile olan borcundan mahsup edildiği yönündeki savunmasına iştirak edilemediği, Davac——- şirket yetkilisine mail aracılığıyla bilgi verilmesine karşın, ilgili çalışanın virman işlemlerine herhangi bir onay verdiğine dair bir tespit ile, kendisinden istenmesine rağmen——— gönderilen virman dekontlarını imzalayarak tekrar geri gönderdiğine dair bir tespit gerçekleştirilmediği, İşbu raporda yer verilen tüm tespit ve değerlendirmeler neticesinde huzurdaki davaya konu virman-mahsup işlemlerinin taraflar arasında ticari teamül haline geldiği yönündeki davalı savunmasına iştirak edilememekle birlikte konuyla ilgili nihai değerlendirmenin —— takdirinde olduğu, —davacı lehinde hüküm kurması halinde —- takip tarihi itibariyle davalıdan istenebilir tutarın ——- olacağı, Takip ile birikmiş faiz talep edilmediği,” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
EK RAPOR: Bilirkişi ek raporunda özetle; “Tarafımdan kaleme alınan —- tarihli bilirkişi raporunun –sayfasındaki; —– günü davalı yetkilisinin —- yetkilisine gönderdiği mailde; —— yılında olan borcunun —— bakiyesinden mahsup edileceğine dair ——– dekontlarının gönderildiği” tespitinin Sayın Mahkeme nezdinde kabul görmesi, yani davalının maile konu edildiğini beyan ettiği ——– davacının bilgisi dahilinde işleme alındığı kanaatinin — benimsenmesi durumunda davalı ticari defterlerine değer verilerek, takibe konu —– tutarlı alacağın davalı nezdinde dava dışı—- alacağından mahsup edilmesi gerektiği, bu suretle —— takip tarihi itibariyle davalı nezdinde davacının alacak bakiyesinin bulunmadığı ve takip tarihi itibariyle davalıdan istenebilir herhangi bir tutarın bulunmayacağı anlaşılmıştır. Sayın Mahkemece aksi yönde kanaat hasıl olması halinde ise takip tarihi itibariyle davalıdan istenebilir tutar —–olacaktır.” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
İKİNCİ EK RAPOR:—- dosyasına konu edilen ——- ile huzurdaki davaya konu edilen —– faturanın farklı ticari mal alım satımına ilişkin olduğu hususu ile, dava dışı — davalı ——firmasının huzurdaki davaya konu olan ve tek taraflı olarak gerçekleştirdiği virman işleminin—- bulunmaması nedeniyle, —- dosyasındaki gerekçeli karara konu edilen takibin —– tutarlı anapara üzerinden devam edeceği yönündeki kararın huzurdaki davaya etki etmesinin teknik olarak ——– olamayacağı anlaşılmışsa da hususla ilgili nihai değerlendirme —- takdirindedir. Davalı vekilin iddiası olan —– tarafından davalı adına düzenlenen —– virmanlandığı, bu nedenle huzurdaki davaya konu —— tutarlı üçüncü faturanın da dava dışı——vumanlanması gerektiği yönünde teamül olustuau yönündeki savunmasının—benimsenmesi halinde, davacının—- tutarlı faturasının, davalı ticari defterlerinde virman işleminin kayıt edildiği — tarihinde — tarafından açıklanan—- dikkate alınmasıyla dava dışı — davacı — alacak kaydedilmesi gerekmektedir. Yukarıdaki paragrafta yer verilen hususun — benimsen memesi halinde ise—–itibariyle davalı ——istenebilir anapara tutarının —olacağı anlaşılmıştır.” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı arasında — itibaren muhtelif —— satışı nedeniyle ticari ilişkinin bulunduğunu, davacının sattığı ürünlerin karşılığı olarak davalıdan takip tarihi itibari ile cari hesaptan kaynaklı —— alacağının bulunduğu, söz konusu alacağın davalı yanca ödenmediği, bunun üzerine icra takihi yapıldığı ancak davalı yanca borca ve —– itiraz edildiği. müvekkilin alacağının likit olduğu, davalının borca ve faize itirazınım haksız olduğunu ileri sürerek davanın kabulünü talep etmiştir.
Davalı vekilinin savunma dilekçesinde özetle; davalı şirketin—— işttgal ettiği ve davalı ile davalının hissedar olduğu grup şirketler ile tivari ilişkisinin bulunduğu, davalının davacının hakim orlağı —– ticari ilişkinin mevcut olduğu, davacı ——şirket olduğu, yine davacı şirket ile müvekkilmiz urasındaki ticari ilişki sürekli —— davalıya olan borcu sebebiyle——olarak yapılapeldiği, borcun olmadığı, yapılan açıklamalar sehebi ile haksız ve yersiz davanın reddine karar verilmesi yönünde talepte bulunulduğu anlaşılmıştır.
Dava, blok ——satışından kaynaklı oluşan cari hesaba istinaden başlatılan takipte ödeme emrine yapılan itirazın iptali davasıdır.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
—tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…davaya konu— tutarlı alacak iddiası davacının davalı adına —– tutarlı olarak düzenlediği faturaya dayandığından, davacının —– tarihli beyanında yer verdiği husus—- takdirinde olmakla birlikte, işbu davaya esas —– kaynaklanan ve ödenmeyen cari hesap ekstresi ve fatura alacağı” ibare ile —- fatura açıklamasında yer verilen —- ibaresi de örtüştüğü ve —– istenen tutar ile huzurdaki davada istenen tutarın farklı işlemlere ait olkduğu, davalı—–huzurdaki davaya konu —- tutarlı fatura bedelinin davacı —- nezdinde alacak kaydedilerek sıfırlanırken, dava dışı ——- hesabına borç kaydedildiği ve ——borçlardırıldığı anlaşılmaktadır.
—- sayılı dosyasına konu edilen —- fatura ile huzurdaki davaya konu edilen —— farklı ticari mal alım satımına ilişkin olduğu hususu ile, dava dışı — davalı —- huzurdaki davaya konu olan ve tek taraflı olarak gerçekleştirdiği — işleminin—— nezdinde kayıtlı bulunmaması nedeniyle,—- gerekçeli karara konu edilen takibin ———- tutarlı anapara üzerinden devam edeceği yönündeki kararın huzurdaki davaya etki etmesinin teknik olarak mumkün olamayacağı….” yönünde tespitlerde bulunulduğu anlaşılmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.Davacı taraf bedeli ödenmeyen faturalardan kaynaklanan alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2.maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”.TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. Ticari defterlerin delil olması için gerekli şartlar HMK’nın 222/2 maddesinde “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. ” ifadesi ile sayılmıştır. Buna göre ticari defterlerin delil olması için;
a) Ticari bir dava olması,
b) Uyuşmazlık konusunun her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bir işlemden kaynaklanması,
c) Ticari defterler kanuna uygun eksiksiz tutulmuş olması,
d) Ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yapılmış olması,
e) Uyuşmazlık konusu işle ilgili olarak defterlere geçirilen tüm kayıtların birbirini doğrulamış olması gerekir. 7251 sayılı kanunla yapılan değişiklik ile davalının ticari defterlerini sunmaması halinde davacı kayıtlarının davacı lehine (aleyhine kayıtların ise aleyhine) olacağı düzenlenmekle görüş ayrılıklarına temel teşkil eden kanunun ilk düzenlendiği zaman var olan eksiklik giderilmiştir. Nitekim burada unutulmaması gereken husus davacı ticari defterlerinin 6100 sayılı HMK’nın 222/2.maddesine uygun tutulmuş olmasıdır. Davacı ticari defterlerinin usulune uygun olmaması halinde davacı lehine delil teşkil etmeyecek ve 6100 sayılı HMK’nın 222/4.maddesi uyarınca aleyhine delil olacaktır. Nitekim defter inceleme ara kararı sonrasında mahkememize sunulan davacı ticari defterlerinin iddialarını doğrular nitelikte olduğu görülmekle faturanın ispat gücü ve ticari defterlerin ispat gücü göz önüne alınarak faturalara konu edimlerin davacı tarafından ifa edildiği kabul edilmiştir.
Sonuç olarak, hükme esas alınabilecek yeterli teknik nitelikteki —– tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak, davalının mahsuplaşma ve virmanlaşma savlarının yerinde olmadığı, mükerrer ödemeye konu edilen —-sayılı dosyasına konu edilen —–açıklamalı faturaya istinaden yapılan yargılama ile iş bu davamıza konu alacak kalemlerinin farklı olduğu, davamızın konusunu —tutarlı alacak iddiası davacının davalı adına —— tutarlı olarak düzenlediği faturaya ilişkin olduğu, taraflar arasındaki takibe konu miktar olan ücretin davacı tarafça ispatlandığı anlaşılmış alacağın faturaya bağlı olması nedeniyle belirli likid olduğu kanaatine varılmış kabul edilen asıl alacak miktarı olan —- satış oranı olan —- üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminatının —- davalıdan alınarak davacıya verilmiştir —-Tarafların tacir olduğu ve alacağın yabancı para alacağı olduğu görülmekle —– takip dosyasına yapılan itirazın —– üzerinden iptali ile kabul edilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesine göre faiz işletilerek takibin devamına karar verilmiştir. Vekalet ücreti ile harç hesaplaması —– doğrultusunda dava tarihindeki —–esas alınarak yapılmıştır.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile;
1—— Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile ——- alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesine göre faiz işletilerek takibin DEVAMINA,
2——- satış oranı olan 5.5888 TL ile çarpılması sonucu oluşan 98.922,31 TL üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminatının (19.784,46 TL) davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 7.586,03 TL karar ve ilam harcının, dava açılırken peşin olarak alınan 1.341,23 TL harçtan mahsubu ile bakiye 6.244,80 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 14.500,04 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı, 1.341,23 TL peşin harç toplamı 1.377,13 TL ile 2.800,00 TL ( Bilirkişi ücreti, Kep reddiyatı, Posta masrafı, Elektronik posta masrafı, Tebligat masrafı ve Dosyadaki diğer masraflar) olmak üzere toplam 4.177,13 TL olan yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde——— Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/06/2022