Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/517 E. 2023/186 K. 28.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/517 Esas
KARAR NO : 2023/186

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/08/2021
KARAR TARİHİ : 28/02/2023
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
DAVA: Davacı vekili 20/08/2021 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalının hak sahibi olduğu —– markasına hizmet sunduğunu, davalının tekliflerini kabul etmesi üzerine müvekkili ile davalı arasında yazılı olmayan ve vekalet niteliği ağır basan karma nitelikli bir sözleşme kurulduğunu, bu kapsamında davalıya 1 Eylül 2020’den başlamak üzere 7 Mart 2021’e kadar sosyal medya ve reklam hizmetlerinin eksiksiz ve özenle sunulduğunu, davalının sosyal medya hesaplarındaki içerikleri silme ihtimaline karşı Ek-3’te yer alan sosyal medya etkinliklerinin ekran görüntüleri dijital ortamda da (taşınabilir bellek içerisinde) Sayın Hakimliğinize sunulacağını, müvekkilinin sağladığı hizmetleri aylık olarak faturalandırdırdığını ve davalıya gönderdiğini, davalının 2020 Aralık ayına kadar sağlanan hizmetler için ödemelerini eksiksiz olarak gerçekleştirdiğini, davalının 12 Mart 2021 tarihinde hizmetlerin ayıplı olduğuna ilişkin öncesinde herhangi bir bildirimde bulunmadan 2021 Şubat ayında sağlanan hizmetlere karşılık 02.03.2021 tarihli ve 2021 Mart ayında sağlanan hizmetlere karşılık 08.03.2021 tarihli iki e-faturanın iadesine ve “ayıplı ifaya” ilişkin hukuki dayanaktan yoksun bir ihtarname tebliğ ettiğini, müşterileri nezdinde zor durumda kaldığını tibar ve kar kaybı yaşadığını da iddia etmekle birlikte uğradığını iddia ettiği zararı somut olarak ortaya koymadığını ve bahsettiği zararın tazminine yönelik müvekkili hakkında herhangi bir yasal süreç de başlatmadığını, davalının 02.03.2021 tarihli ve 08.03.2021 tarihli faturaların haricinde, 2020 Aralık ayından sağlanan hizmetlere karşılık 04.01.2021 tarihli fatura ve 2021 Ocak ayında sağlanan hizmetlere karşılık 03.02.2021 tarihli faturaları süresi içerisinde herhangi bir itirazda veya ayıplı ifa bildiriminde bulunmadan ödediğini, davalının müvekkilinin sağladığı hizmetlerden faydalanmasına rağmen 4 adet faturaya karşılık ödeme yükümlülüğünü yerine getirmeyince icra takibi başlatıldığını, eser sözleşmeleri kural olarak sürekli bir borç doğurmazken vekalet sözleşmelerinin sürekli borç doğuran nitelikte olduğunu, müvekkilinin her ay düzenli olarak sosyal medya yönetimi hizmetleri vermiş olduğundan taraflar arasındaki sözleşmenin de vekalet sözleşmesine yaklaşır mahiyette olduğunu, davalının ayıba karşı tekeffül borcuna dayanarak faturası kesilen iki aylık bedeli ödemeyi reddettiğini, bahsedilen ayıplı ifanın 3 ayı aşkın bir süre boyunca fark edilmemiş Müvekkiline bildirilmemiş olup 3 ayı aşkın bir süre boyunca hizmetlerden faydalanmaya devam edildikten sonra bir takım faturaların iadesinin istenmesinin davalının kötü niyetli bir yaklaşım içerisinde olduğunu gösterdiğini, arabuluculuk sürecinde anlaşma sağlanamadığınndan işbu davayı açtıklarını belirterek davalı/borçlu tarafından——- sayılı dosyasına yapılan haksız ve mesnetsiz itirazın iptaline ve takibin devamına, davalı/borçlu aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra-inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı/borçlu tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettikleri ile dilekçeleri ekindeki Teklif, Dekontlar, İhtarname, Faturalar, Arabuluculuk Son Tutanağı görülmüştür.
CEVAP: Davalı vekilinin dosyaya sunduğu 23.09.2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil ve davacı şirket arasında kurulan Sosyal Medya Hizmeti konulu sözleşmesinin gereği gibi özenle ifa edildiği iddiası yerinde olmadığını, müvekkili şirket yetkilisi tarafından iki şirket arasında kurulan grupta söz konusu memnuniyetsizliğin defalarca dile getirildiğini, müvekkilinin bunu her fırsatta dile getirerek iyi niyetli ve çözüm odaklı bir şekilde bu sorunların düzeltilmesini talep ettiğini, ancak davacı şirketten buna yönelik herhangi bir cevap gelmediğini, aylık İstatistik Raporlarının Aralık ayı rapor tarihi olan 5 Ocak 2021 tarihinden itibaren verilmediğini, raporlamaların eksik olması da hizmetin niteliği bakımından karşı tarafının aldatılmasına ve hizmetin kalitesinin anlaşılmasını zorlaştırdığını, bu kapsamda hizmetin özenle ifası iddiasının yerinde olmadığını davacı şirketin —– Çalışması Raporlarının içerik geliştirme ve ziyaretçi sayısı artırma bakımından kulanılan —–analizlerinin——kullanıcı verilerinin mahkemece celb edilmesini talep ettiklerini, davacı şirketin raporları ve hizmet konusu edimlerinin içeriklerini Müvekkil Şirkete iletmemesi özen borcuna aykırılığı kanıtlar nitelikte olduğunu, davacı şirketin 08.03.2021 tarihinde —– mail adresi üzerinden “Bildiğiniz üzere 07.03.2021 tarihinde hizmetimizi sonlandırdık” beyanını içeren bir mail yolladığını ve mart ayına ilişkin özenle verildiği iddia edilen hizmetleri davalı müvekkili şirkete fatura ettiğini, 8 Mart arifesinde tek taraflı olarak hizmetin sonlandırılması sonucunda müvekkil şirket temsilcisi kendi imkanlarıyla kutlama videosu çekilmesini sağladığını ve en azından düzenlenmesi için davacı şirkete gönderdiğini, müvekkili şirket açısından davacının hizmetini özenle ifa ettiğini söylemesi ve alamadığı hizmet için ödeme yapmasının beklenmesinin hakkaniyete ve hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının müvekkilinin söz konusu faturalara ilişkin görüşme ve ortak değerlendirme talebini görmezden gelerek ve gereği gibi vermedikleri hizmeti fatura ederek icra takibi başlatmalarının haksız ve mesnetsiz olduğunu;Müvekkili tarafından davacı’nın keşide etmiş olduğu 02.03.2021 tarihli —– nolu ve 08.03.2021 tarihli ——- sayılı iki adet faturaya karşı —— Noterliği —– yevmiye nolu 09.03.2021 tarihli ihtarname ile itiraz edildiğini ve davacı şirketin ayıplı ifası ihtarnamede dile getirildiğini, ihtarnamede faturaların iadesi ile davacının ayıba karşı tekeffül borcundan kaynaklanan yükümlülüğü gereği davalı müvekkili şirketin yaptığı ödemelerin iadesinin talep edildiğini davacı tarafından buna ilişkin bir açıklama yapılmadığını, İddia edildiği üzere sözleşmenin şartları yazılı olmadığından ayıplı ifadan bahsedilemeyecekse aynı şekilde davacının beyan ettiği üzere sözlü şekilde kurulan sözleşmede ifanın özenle yerine getirildiği iddiası da kabul edilmemesi gerektiğini, Sayın Mahkemenize sunmuş oldukları mail yazışmalarının belge niteliğinde olması nedeniyle işbu yazışmaların dikkate alınmasını talep ettiklerini ve tarafların borçlu olup olmadığına karar verilirken e-posta yazışmalarının değerlendirilmesi gerektiğini delil başlangıcı niteliğindeki e-postaların ve tanıklarının beyanlarının Sayın Mahkemenizce hüküm kurulurken dikkate alınmasını talep ettiklerini belrterek haksız ve mesnetsiz davanın reddine, davacı tarafından davalı müvekkili aleyhine——– Sayılı takibin iptaline, icra takibinin haksız ve kötüniyetli olması nedeniyle asıl alacağın yüzde 20’sinden aşağı olmamak üzere davacı tarafın işleyecek en yüksek reeskont faiziyle kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin işleyecek en yüksek faiziyle birlikte karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, sosyal medya hizmetleri sözleşmesinden kaynaklanan bakiye cari hesap alacağına dayalı başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.——sayılı dosyası incelendiğinde; davacının faturalara istinaden 12.960,26 TL asıl alacağın tahsili için takip başlattığı, davalıların yasal süresinde ödeme emrine itiraz ettiği, davanın yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.Taraflar arasında ki sözleşme gereği, davacının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirip getirmediği hususunda; davalının sosyal medya sayfaları ile taraflarca mahkemeye sunulan dilekçe ekinde yer alan dokümanlar ile ticari defterler üzerinde bilirkişi inceleme yaptırılmıştır.Bilgisayar mühendisi ile muhasebeci bilirkişisinin sunduğu 15/06/2022 tarihli müşterek raporda; bu sözleşme kapsamında davacı tarafından davalıya ait —- hesapları üzerinden değişik tarihlerde paylaşımlar yapıldığı, paylaşımlarda aralık ayından itibaren genel olarak düşüş olduğu davacı kayıtlarında sunulan hizmetler kapsamında 4 aylık hizmet bedelinin 12.960,26 TL olarak doğduğu davalı kayıtlarında ise 8.161,53 TL davacının alacaklı olarak göründüğü anlaşılmıştır.Somut olayda; davalı tarafından ödenecek hizmet bedeli karşılığında, davacı tarafından sağlanacak içeriklerin, davalı adına—— siteleri üzerinden hesap ve sayfa aracılığı ile periyodik olarak paylaşılması, bu hesaplar üzerinden sosyal medya çalışmalarının yürütülmesini konusunda sözleşme yapıldığı, buna göre sözleşmenin konusunun; davalıya ait sosyal medya hesaplarının davacı tarafından yönetilmesi ve içerik paylaşımı yapılması olduğu, sözleşmede ayrıca davacının sözleşme konusu faaliyetler sonucunda herhangi bir takipçi sayısı, gelir ya da kar oranı gibi garanti vermediği, reklamların ulaşacağı kişi sayısı ve bu reklamların müşteri, gelir, kar sağlayacağı konularında da garanti verilmediği, davacı tarafından düzenlenen 4 adet faturadan kaynaklı bakiye alacağın tahsili amacıyla işbu davanın açıldığı, sözleşmenin 07/03/2021 tarihinde feshedildiği, böylelikle sözleşmenin akdedildiği tarihten feshedildiği tarihe kadar 7 ay ayakta kaldığı, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporuna göre bu süre içerisinde her ne kadar Aralık ayı sonrasından itibaren paylaşımlarda düşüş gözlendiği belirtilmiş ise de yukarıda belirtildiği üzere bu hususlarda herhangi bir yükümlülük yüklenilmediği bununla birlikte davacının sözleşmeden kaynaklı hizmeti ifa ettiği tespitine yer verildiği bu haliyle de Şubat ayı dahil olmak üzere davacı tarafın hizmete yönelik ifayı yerine getirdiği ancak Mart ayı hizmetine yönelik talep edilen paylaşımların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne yönelik olması, tanık beyanları ve dosya kapsamı ile de sabit olduğu üzere 7 mart tarihi itibari ile de sözleşmenin feshedilip paylaşım talebine konu videoların düzenlenmemesi dikkate alındığında mart(1-7 arası) ayı hizmetinin yerine getirildiğinin söylenemeyeceği kabulüyle davacının diğer faturalara konu 3 aylık hizmet süresine karşılık olarak düzenlenen 12.160,92 TL hizmet bedeli tutar üzerinden davanın kısmen kabulüne dair aşağıda ki şekilde karar verilmiştir.Takip öncesi davalının temerrüde düşürüldüğüne dair bir belgenin mevcut olmaması nedeniyle işlemiş faiz talebinin yerinde olamayacağı değerlendirilerek aşağıdaki şekilde talebin reddine karar vermek gerekmiştir.Yargıtayın yerleşik kararlarına göre fatura alacakları likit niteliktedir. —–Numaralı kararına göre; “Uyuşmazlık, davacının davalıya faturayla sattığı mal bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, borcun miktarı belirlenebilir (likit, hesap edilebilir) olduğundan, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı isteyen davacı yararına İİK.nun 67/2 nci maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu istemin reddi doğru görülmemiştir.” denilerek fatura alacağının likit niteliği belirtilmiştir. Alacağın faturaya bağlı alacak olması nedeniyle kabul edilen asıl alacağın yüzde 20si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile;——Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın 12.160,92 TL asıl alacak üzerinden iptaline, takibin kabul edilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz işletilerek devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Kabul edilen asıl alacak miktarı olan 12.160,92 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar yasası uyarınca davanın kabul edilen 12.160,92 TL lik kısım yönünden alınması gereken 830,71 TL harçtan peşin alınan 159,29 TL harcın mahsubu ile bakiye 671,42 TL karar harcının davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
4- Harçlar yasası uyarınca davacı tarafından yatırılan 159,29 TL peşin harç ve 59,30 TL başvurma harcı davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 1.028,29‬ TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yapılan toplam 2.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 164,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.164,00 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre belirlenen 1.995,28 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geri kalan bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8- Kabul red oranına göre belirlenen 1.217,08 TL Arabulucu ücretinin davalıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına, Yine Kabul red oranına göre belirlenen 102,91 TL Arabulucu ücretinin davacıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,Dair; 6100 Sayılı HMK’nın 341/2. Maddesi uyarınca kesin olarak verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.