Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/513 E. 2021/937 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/513
KARAR NO : 2021/937

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 19/08/2021
KARAR TARİHİ : 15/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı banka ile dava dışı firma—– imzalandığı ve bu sözleşmeye dayalı olarak da söz konusu firmaya kredi kullandırıldığı, davalıların da iş bu sözleşmeyi müşterek borçlu-müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, söz konusu firma borcu ödemeyince tüm davalılara muaccel hale gelen borcun ödenmesi için —– ihtarname keşide edildiği ve borcun ödenmesinin ihtar edildiği, davalılarır söz konusu ihtarnameye rağmen borcu ödemeyince —- dosyası ile icra takibine başlanıldığını; davalıların söz konusu icra takibindeki borcun tamamına, faiz ve ferilerine, takibe itiraz ettikleri, dava ikame edilmeden önce—– başvurulduğu ancak olumlu sonuç alınamadığını; dava dışı —– —- dava açıldığı, davanın kabul edildiği ve ———- kapsamında dava dışı firmanın bankalarına 281.350, 00 TL ödeme yaptığı, söz konusu ödemelerin ——- dava açılırken toplam borç miktarından ödenen tutarın düşülerek açıldığını, davalılarca, dava dışı firmanın —-sürecinde olması sebebi ile takip yapılamayacağından bahsedilmiş ise de, söz konusu bu durumun konkordato talep eden dava dışı —-geçerli olduğu, taraflarınca konkordato davasının tarafı olmayan davalılar hakkında icra takibi başlatıldığını, bu sebeple davalıların bu yöndeki beyanlarının hem haksız hem de kötü niyetli olduğunu, davalılar tarafından açıkça temerrüt faiz oranına da itiraz edildiği, söz konusu temerrüt faiz oranının ticari kredilere uygulanan temerrüt faiz oranı olduğu, her türlü nedenden dolayı fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla davalarının kabulü—– dosyasında başlatılan takibe yönelik itirazlarının harca esas değer üzerinden iptalini, takibin devamını, karşı taraf davalı-borçluların haksız itirazı sebebiyle alacaklarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ile mahkumiyetini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı-borçluya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; söz konusu itirazın iptali davasında öncelikle yetkiye itiraz ettiklerini, müvekkillerinin adreslerinin dava dilekçesinde ve tensip zaptında görüleceği üzere —-, dolayısıyla yetkili yerin —–TBK m 594, II’e göre, alacaklı kendi haklarının korunabilmesi için gerekeni yapmakla yükümlü olup, buna göre, her ne kadar İİK m — ilişkin bir hüküm olmasa da, alacaklı, borçluya—-verildiğini öğrendiği anda, durumu kefile bildirmekle yükümlü olduğunu; alacaklının tüm bu usul kaidelerine uymak ve —— müzakkere etmek zorunda bulunduğunu, ancak davacının müvekkili kefillere karşı — ilişkin hiç bir yazılı ihbarda bulunmadığı ve alacağına ilişkin hukuki süreci ihtar etmediği, bu nedenle İİK m 303, III’e göre —- başvuru hakkını tam olarak kullanamayacağı, yani alacaklının ancak tasdik edilen — hakkına sahip olduğunu, davacı alacaklının tasdik kararına — istinaf yoluna gittiği ancak istinaf dilekçesinde davaya konu alacak miktarı ve faize ilişkin hiç bir itiraz ileri sürmediği, istinaf mahkemesinin red kararına karşın da Yargıtay yoluna dahi gitmediği, davacının mahkemenin — tasdiki sonrasında İİK. 308/b uyarınca tasdik kararını veren mahkeme nezdinde — alacağa ilişkin herhangi bir itiraz ve talebinin de olmadığı, bu haliyle davacının vaki olan alacağı —-alacak olarak da kesinleştiğini, değindikleri tüm bu hususlar üzere davacı tarafça müvekkillerine yönelik açılan dava usul ve yasa yönüyle geçerli taleplerinin havi dava olmadığını, müvekkillerinin borçlarına kefil oldukları—–.numaralı dosyası üzerinden konkordato davasının görüldüğü, bu dava — —-. Sayılı ilamı ile —- ödeme — tasdik edildiğini, —-görüleceği üzere borçlu şirketin ödeme planının kabul gördüğü, ödeme planı gereğince alacaklıya alacağının —– ödendiği, geri kalan ödemelerin ise —– ödenmeye devam ettiği, davaya konu alacağın ödeme planında yer alan alacaklar arasında yer aldığını, alacaklı—- kapsamında yer alan alacağını şirketi yaşatmak için uğraşan müvekkili şirket yetkiklilerinden istemesinin, asıl alacağın ödenmesininin imkansızlaştıracak ve bundan diğer alacaklıları da olumsuz etkileneceğini, alacağın takibe konu edilmesi —- konkordato tasdik kararını —- getirdiğini, bu durumun aynı zamanda konkordato müessesesinin ruhuna da aykırılık teşkil ettiği, tüm bu hususlar gözetildiğinde, bu davanın kabul edilebilirliğinin yasal olarak mümkün olmadığı gibi ödemesi planlanan ve bu plana göre ödemeleri devam eden alacak ile ilgili takip yoluna devam edilmesinin —-olmadığını, davanın reddi ile yargılama gideri ve ücreti vekaletinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında düzenlenen —— dayalı olarak davacının davalılardan olan alacağına dayalı itirazın iptali davasıdır.
Davalılarca süresi içinde yetki ilk itirazında bulunulmuş, yetkili mahkemenin ——- olduğu ileri sürülmüştür.
Davacı vekili davalıların yetki ilk itirazına ilişkin olarak cevaba cevap dilekçesinde davadan önce alınan ihtiyati haciz kararında ve icra müdürlüğündeki icra takip dosyasında yetki itirazında bulunulmadığını bu nedenle yetki ilk itirazında bulunulamayacağını iddia etmiştir. İtiraz yersizdir aşağıda ilgili Yüksek mahkeme kararına atıf yapılmıştır.
—– tacirler arasında düzenlenmiş ticari nitelikte bir sözleşme olduğundan HMK’nun 17. maddesi uyarınca bu sözleşmedeki yetki şartı geçerlidir. Kefaletin fer’iliği ilkesi ve 6102 sayılı TTK’nın 7. maddesindeki ticari teselsül karinesi uyarınca genel kredi sözleşmesindeki yetki şartı sözleşmenin müteselsil kefili olan davalıyı da bağlar. Bu durumda mahkemece, HMK’nın —- yetkili olduğu gözetilerek işin esasına girilip deliller toplandıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.” belirtmiştir.
—— dairesinin yetkisiz olduğunu ileri sürmek, (şikâyet değil) itiraz yolu ile olur. İcra dairesi kendiliğinden yetkisizlik kararı veremez. Borçlu, yetki itirazını ödeme emrine itiraz süresi içinde icra dairesine bildirir. Yetki itirazı, esas hakkındaki itirazla (m. 62) birlikte yapılmalıdır (m. 50, II). Borçlu, süresi içinde ödeme emrine itiraz ederken, yetki itirazını da birlikte bildirmemişse, artık takibin bundan sonraki safhalarında yetki itirazında bulunamaz; icra dairesinin yetkisini kabul etmiş sayılır. Yani, alacaklı, borçlunun (esasa ilişkin) itirazının kaldırılması için icra mahkemesine başvurursa (m. 68 – 68/a), borçlu, icra mahkemesinde, icra dairesinin yetkisiz olduğunu ileri süremez (m. 63). Bunun gibi,—- itiraz etmemiş olan borçlu, (esasa ilişkin) itirazın kaldırılması talebini inceleyen icra mahkemesinin yetkisizliğini de ileri süremez. Çünkü, icra mahkemesinin yetkisi, icra dairesinin yetkisine göre belirlenir; borçlu, icra dairesinin yetkisine itiraz etmemekle, icra dairesinin ve dolayısıyla onun (icra dairesinin) tâbi bulunduğu icra mahkemesinin yetkisini kabul etmiş sayılır. Fakat, icra dairesinin yetkisine itiraz etmemiş olan borçlu, hukuk mahkemesinin de yetkisini kabul etmiş sayılmaz. Yani, bu hâlde, alacaklı, aslında yetkisiz olan icra dairesinin bulunduğu yer hukuk mahkemesinde itirazın iptali davası açamaz; açarsa, borçlu, hukuk mahkemesinin yetkisine (ilk) itiraz edebilir —— sadece borca itiraz etmiş, yetkiye itiraz etmemiştir. Dolayısıyla, bu borçlu yönünden yetki hususu kesinleşmiş olup ——-kabul edilmiştir. İtirazın iptali davası yönünden özel bir yetki kuralı getirilmediğinden genel hükümlere göre yetkili mahkeme belirlenecektir. İcra dairesinin yetkisine itiraz edilmemesi o yerdeki mahkemeyi itirazın iptali yönünden yetkili hale getirmez. Dolayısıyla davalı borçlu açılan itiazın iptali davasında mahkemenin yetkisine itiraz edebilir.” belirtmiştir.
—– iradelerinin, uyuşmazlığın çözümünde —- Mahkemelerinin yetkili olduğu yönünde birleştiği anlaşılmaktadır. Taraflar sözleşmede açıkça — mahkemelerinin yetkili olduğunu kararlaştırmıştır.—— taşınmasının sonuca etkisi yoktur. Tarafların iradesi, —içindeki —- yönünde olsaydı, bunu sözleşmede açıkça göstermeleri mümkündü. Taraflar açıkça — mahkeme ve icra dairelerini seçtiklerine göre, —adıyla anılan mahkeme ve icra dairelerini yetkili kıldıklarının kabulü gerekir.” belirtmiştir.
Genel kredi sözleşmesi tacirler arasında düzenlenmiş ticari nitelikte bir sözleşme olduğundan bu sözleşmedeki yetki şartı geçerlidir. Kefaletin fer’iliği ilkesi ve 6102 sayılı TTK’nın 7. maddesindeki ticari teselsül karinesi uyarınca genel kredi sözleşmesindeki yetki şartı sözleşmenin müteselsil kefilini de bağlamaktadır. Yine icra takip dosyasında yetki itirazında bulunmamış olmak itirazın iptali davasında yetki itirazında bulunulmasına engel bir husus değildir.Yapılan incelemede kredi sözleşmesini imzalayan dava dışı şirketin adresinin—— sözleşmesinin tarafı olan banka şubesinin—–davalıların ikamet adreslerinin mahkememiz yargı çevresi dışında olduğu görülmüştür. Taraflar arasında imzalanmış olan kredi sözleşmesi incelenmiş sözleşmenin 13.4. Maddesinde sözleşmeden doğacak uyuşmazlıklarda—- mahkemelerinin yetkili kılındığı anlaşılmıştır. Süresi içinde ileri sürülen yetki ilk itirazı nedeni ile mahkememizin yetkisizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Mahkememizin yetkisiz olması nedeniyle davanın 6100 sayılı kanunun 114/1-ç, 115/2. Maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan dolayı USULDEN REDDİNE,
2-HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşme tarihinden, İstinaf yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren taraflardan birinin 2 hafta içerisinde mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli — MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, Aksi taktirde mahkememizce Resen davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına( ihtaratın gerekçeli kararın tebliği ile yapılmasına)
3-HMK 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderleri hakkında görevli mahkemece karar verilmesine,
4-Yetkisizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi için taraflardan biri tarafından başvuruda bulunulmadığı takdirde, mahkememizce dosyanın re’sen ele alınarak, 6100 Sayılı HMK’nın 20/1. maddesi gereğince davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesine, harç, yargılama gideri, vekalet ücreti, gider avansı vd hususların talep halinde, 6100 Sayılı HMK’nın 331/2. ve 331/2. maddesi gereğince mahkememizce hüküm altına alınmasına,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle,— Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere davacı ve davalılar vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.