Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/508 E. 2022/315 K. 10.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/508 Esas
KARAR NO : 2022/315

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/08/2021
KARAR TARİHİ : 10/05/2022

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
DAVA: Davacı vekili — harç tarihli dava dilekçesinde özetle; ” davalı ….– ile davacı —— — imzalandığını, İmzalanan protokol gereğince, sözleşme kapsamında yer alan yükümlülüklerin yerine getirildiğini, buna rağmen alacağın tahsil edilmediğinden, alacağının tahsili için — sayılı dosya ile takip başlatıldığını, borçlu vekilinin —yetkili olduğunu savunarak–başlatılmış olan takibe yetki itirazda bulunduğunu, taraflar arasında doğacak anlaşmazlıklarda—– Adliyesi Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkili olduğunu, sözleşmenin 11. Maddesinde “‘ Süresinde yapılmayan ödemelerde aylık %2 gecikme cezası uygulanacağı gibi, ödemelerde yaşanacak gecikmeler nedeni ile — sözleşmeyi fesih etme hakkına sahip olacağı firma tarafından bilinmektedir”, hükmüne göre %2 aylık gecikme faizi davalı firma tarafından peşinen kabul edildiğini, kanun gereği arabulucuya gidildiğini anlaşma sağlanamadığını, Taraflar arasında 27/01/2021 tarihli cari hesap mutabakatı yapıldığını, davacı şirketin —alacaklı olduğunun açıkça ikrar edildiğini, İcra dosyasında mübrez cari hesap ekstresi incelendiğinde— tarihi itibariyle müvekkil şirket davalıdan/borçludan — sonrasında davalı/borçlu tarafından 05/02/2021 tarihinde 10.000,00 TL ödeme yapıldığından işbu bakiye üzerinden icra takibi başlatıldığını, ekte sevk irsaliyeleri, davacıya — tesisine aktarımı içi tahsis edile—–dolu ağırlıklarını gösteren —- sunduklarını, açıklanan nedenlerle takibin devamına , alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi” isteyerek talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP: Davalı vekili—- tarihli cevap dilekçesinde özetle; “davanın usul ve yasaya aykırı olup reddi gerektiğini, davalı aleyhine —- dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, YETKİYE, takibe, faize, borca, sair tüm hususlara yasal süre içinde itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, — Müdürlükleri yetkili olduğundan —başlatılmış olan takip yetkisiz icra müdürlüğünde başlatıldığını, davalı şirketin davacıya takipte anılan tutar kadar borcu bulunmadığını, davalı şirketten öğrenildiği üzere her ne kadar davacı yanca tek taraflı olarak tanzim edilen faturalar mevcut ise de müvekkil şirkete fatura kesilen mal ve hizmet teslimi yapılmadığını, fatura ile sevk irsaliyesinin birlikte bulunması gerektiği bildirilmekle; somut olayda imzalı irsaliye faturaları bulunmadığından alacaklı alacağını ispat edemediğini, davanın açılmasının açıkça kötü niyetli olup davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yüklenmesini talep ettiklerini” belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava,3 adet faturaya dayalı başlatılan— sayılı ilamsız takip dosyasına yapılan itirazın iptali davasıdır.
— sayılı takip dosyasının UYAP üzerinden celp edildiği görüldü.
— yılında yapmış olduğu satışların bu fatura dönemlerine ait —formlarının celp edildiği görüldü.
—– dönemlere ait — formlarının celp edildiği görüldü.
04/11/2021 tarihli ara karar ile davalının talimat yolu ile ticari defterlerinin incelenmesi amacıyla dosyanın bir mali müşavir bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 03/12/2021 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi talimat raporunda özetle;
“1)Davacının, davalı adına 3 adet satış faturası düzenlediği, satış faturalarının davalının yasal defterlerinde kayıtlı olduğu,
2)Davacının davalı adına düzenlediği faturaların— tarihlerinde davalı tarafça ilgili dönemde ilgili vergi dairesine — beyannamesi ile beyan edildiği, beyannameler üzerinde onay tarihlerinin görüldüğü,
3)Davacının davalı aleyhine — tarihinde —— alacak için sözleşmenin 11. Maddesine dayanarak, her bir faturanın düzenlenme tarihinden icra takip tarihine kadar aylık %2 gecikme cezası (işlemiş faiz ) tutarı — ile toplam 17.825,87 TL.- üzerinden icra takibi başlattığı, ancak maddede ———-bedeline ait ödemenin fatura düzenleme tarihinden sonraki en geç 30 (otuz) gün içerisinde — ödeneceğinin hükmedildiğinden gecikme cezası (işlemiş faiz ) tutarı 1.569,15 TL.-olarak yeniden hesaplandığı,
4) Davalının yasal defterlerindeki kayıtların 05.02.2021 tarihi itibarıyla, davacının —- alacak talebini 0,63 TL.- farkla —- olarak teyit ettiği, bu tutarın icra ve dava tarihi itibarıyla ödenmediğinden, davacının davalıdan 16.267,41 TL.- likit alacağının olduğunun tespit edildiğine dair, kanaat ve sonucuna ilişkin raporumu —- Sayın Mahkemenizin görüş ve takdirlerine saygıyla arz ederim” şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.
Mahkememizin — tarihli ara karar ile “Davalı kayıtlarının ve ticari defterlerinin talimat mahkemesince alınan rapor ile incelendiği görülmekle taraf ticari defterlerinin HMK 222. Maddesi uyarınca karşılaştırılması için davacı ticari defterleri incelenerek bir mali müşavir bilirkişiden rapor alınmasına” şeklinde ara karar kurulmuş olup dosya bilirkişi tevdi edilmiş bilirkişi —— tarihinde raporunu mahkememize sunmuştur.
Bilirkişi kök raporunda özetle:
“1.Ticari defter kayıtları ve diğer belgelerde de görüldüğü üzere taraflar arasında ticari bir ilişkinin bulunduğu;
2.Davacı —- defterlerinin, TTK. md. 85 ve HMK 222. madde uyarınca sahibi lehine delil olarak kullanılma niteliğinde bulunduğu;
3.Davacı —- incelenen kayıtlarına göre; Davacı — davalı …—-olduğu;
4.02.12.2021 tarihli Bilirkişi Raporunda özetle; “Davacının, davalı adına düzenlediği 3 adet satış faturasının davalının yasal defterlerinde kayıtlı olduğu, söz konusu faturaların — beyannamesi ile beyan edildiği, gecikme cezası (işlemiş faiz) tutarının —. olarak yeniden hesaplandığı, davalının yasal defterlerindeki kayıtların — itibarıyla, davacının —. olarak teyit ettiği, davacının davalıdan — alacağının olduğu” kanaat ve sonucuna varıldığı;
5.Davacı ile davalı kayıtları arasında fark bulunmadığı taraf defterlerindeki kayıtlar ile bakiyelerin birbirini teyit ettiği;
6.Davacı —. tarafından davalı …—- düzenlenmiş davacı ve davalı kayıtlarında yer aldığı görülen takibe ve davaya dayanak faturalara davalı tarafın 8 gün içinde itiraz etmediği, itiraz ettiğine dair dosyada mevcut belge ya da bilginin bulunmadığı;
7.Davacı ve davalının birbirlerine yaptıkları (KDV hariç) 5.000.- TL ve üzerindeki mal ve/veya hizmet satım ve alımlarına ait faturaları —- beyan ettiği ve bu beyanların birbirini teyit ettiği;
8.Davacının, sözleşmenin 11. maddesine göre, faturaların düzenlenme tarihinden icra takip tarihine kadar aylık %2 işlemiş faiz tutarı 1.558,46 TL.- ile toplam — takibi başlattığı, ancak maddede atıksu bertaraf bedeline ait ödemenin fatura düzenleme tarihinden en geç 30 gün içerisinde davacıya ödeneceğinden aylık %2, yıllık %24 oranına göre hesaplanan işlemiş faiz toplamının 1.612,65 TL olarak hesaplandığı takdirin Sayın Mahkemenize ait olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.Davacı taraf bedeli ödenmeyen faturalardan kaynaklanan alacak talebinde bulunmaktadır.Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür.6102 sayılı TTK’nın 21/2.maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”.TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu,süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine,adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir.Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır.Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle,adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması,faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir.Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Her iki ticari defterlerde yer alan kayıtlar birbiri ile uyuşması halinde ticari defterler ,içeriğine göre delil vasfına sahip olabilecektir.
Eldeki dosya incelendiğinde taraflar arasında 06/10/2020 tarihli ‘—- başlıklı sözleşme bulunduğu ,talimat mahkemesi aracılığı ile incelenen davalı kayıtlarında takibe konu 3 adet faturanın kayıtlı olduğu ve mahkememizce incelenen davacı kayıtlarında da fautraların kayıtlı olduğu,6100 sayılı HMK’nın 222.maddesi uyarınca birbirini teyit eden taraf ticari defterlerinin davacı lehine delil teşkil ettiği,ticari defterlerin yazılı ve kesin delil niteliği taşıdığı,tarafların ticari — ancak bu farkın muhasebe işlemlerine ilişkin göz ardı edilebilecek bir fark olduğu görülmekle birbirini teyit eden taraf ticari defterleri göz önüne alınarak davanın bu bakımdan asıl alacak yönünden kabulüne karar verilmiştir.Her ne kadar davalı taraf tarafından yapılan itirazda irsaliyeli fatura bulunmadığı nedeniyle alacağın varlığının ispatlanamadığı dile getirilmişse de davacı tarafından düzenlenen faturaların itiraza uğramadan davalının kendi defterlerine kaydedilmiş olması ve bu kayıtların davacı kayıtları ile de uyuşması göz önüne alınarak ticari defterlerin delil niteliği uyarınca faturalara konu hizmetin davacı tarafından ifa edildiği kanaatine varılmıştır.Ayrıca dvacı vekili tarafından sunulan ve taraflar arasında akdedilen — uyarınca da hizmetin davacı tarafından ifa edildiği ispatlanmış olup ödeme yapıldığı yönünde , davalının ispat faaliyeti olmadığından, davanın kabulüne– verilmiştirTaraflar arasında akdedilen sözleşmenin ödeme başlıklı 11. Maddesinde süresinde yapılmayan ödemeler için aylık %2 gecikme cezası öngörülmüş olup ,bedeli ödenmeyen 3 adet fatura için 03/03/2022 tarihli bilirkişi raporunda gecikme cezaları hesaplanmış ve toplam talep edilebilir bedelin 1.612,65 TL olduğu görülmekle takip talebinde talep edilen bedelin tespit edilen bedelden yüksek olmadığı anlaşılarak bu talep yönünden de davanın kabulüne karar verilmiştir.
Alacağın faturalara bağlı olduğu görülmekle asıl alacağın likit ve belirlenebilir olduğu kanaatine varılarak icra -inkar tazminatına hükmedilmiştir.Takip talebinde ,takip tarihinden itibaren asıl alacağa ne oranda faiz işletileceği talebi bulunmamakta olup yalnızca faiz işletilmesi talebinin yer alması nedeniyle asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçeler ışığında davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile, — Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın asıl alacak ve işlemiş aylık faiz talepleri yönünden iptaline, takibin asıl alacağa (16.267,41 TL) takip tarihinden itibaren yasal faiz işleterek takibin devamına,
2- Kabul edilen asıl alacak miktarı olan 16.267,41 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 1.217,68 TL harçtan, peşin yatırılan 215,30 TL harcın düşümü ile geri kalan 1.002,38 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan 215,30 TL Peşin harç ve 59,30 TL başvurma harcı 1.600,00 TL bilirkişi ücreti ve 180,20 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.054,8‬0 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan — göre 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
6- –davalıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.