Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/504 E. 2022/766 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/504 Esas
KARAR NO : 2022/766

DAVA : İtirazın İptali (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/08/2021
KARAR TARİHİ : 24/11/2022
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Davacı vekilinin 14.08.2021 tarihli dava dilekçesinde özetle davacı ile —— uzun süreli araç kiralama ve hizmet sözleşmesi imzaladığını, ——- sabit ödeme sistemi başlıklı belgeye göre beher araç için aylık kira bedeli ödenmesinin kararlaştırıldığını, kiracının sözleşme kapsamında davacının uğrayacağı her türlü zarar ve ziyanın teminatı olarak 500.000TL bedelli teminat senedi başlıklı kambiyo senedinin tanzim edildiğini, davacı tarafından davalı tarafa sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediklerinden bahisle ihtarda bulunduğunu, davacı tarafın cevap ihtarnamesinde 7 adet —— ve 7 adet —–27.07.2020 tarihinde teslim ettiklerinin iddiasında bulunduğunu, davacının fesih bildirimi ya da araçların teslim edileceği yer konusunda talebi ve bildiriminin olmamasına rağmen davalının araçları kendi insiyatifine göre muhtelif yerlere terk ettiğini, herhangi bir teslim tutanağının düzenlenmediğini, davacının araçları toplamak zorunda kaldığını, hareket etmeyen araçları çekiciler ile —— noktalarına getirdiğini, davalının araçların fenni muayenelerini yaptırarak teslim etmesi gerekirken bu sorumluluğunu da yerine getirmediğini; araçların müvekkili şirkete teslim edildiklerinin kabul edildiği—– raporlarındaki—— tarihlerine kadar tahakkuk eden kira bedellerinin hesaplanmasını talep ettiklerini; davalının araçları çok kötü şartlarda terk ettiğini, müvekkilinin araçlarda —–yaptırdığını ve çıkan tamir maliyetini karşılaması mümkün olmadığından mevcut halleri ile satmak mecburiyetinde kaldığını, araçların davalıya teslim edildiği şekilde iade edilmiş olsaydı rayiç değerinin ne olacağının tespiti ile tamire muhtaç şekilde araçları sattığı bedel arasındaki farkın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiklerini; davalının sözleşmedeki teslim prosedürlere uymaması nedeniyle müvekkilinin terk edilen araçların mevcut durumlarını —–raporu ile tespit ettirdiğini, bu işlemler için 3.301,58 TL —–ücreti ödediğini;——aracın yürüyemez durumda olması nedeniyle çekme bedeli olarak 237,50 TL ödediğini; sözleşme süresince motorlu taşıtlar vergisinin davalı tarafından ödenmesinin kararlaştırıldığını,——- ödemelerinin davalının ödememesinden dolayı davacının ödemek zorunda kaldığını, araçların davalının kullanımında olduğu süreye denk gelen kıstelyevm esasına göre hesaplanacak——- ve gecikme zannıbdan oluşan miktarın davalılardan tahsiline karar verilmesini; sözleşme süresince ——geçiş ücretlerinin davalı tarafından ödenmesinin kararlaştırıldığını, ——-sayılı dosyasıyla davalılara kiralanan araçların köprü ve otoyollardan kaçak geçiş yapmalarından dolayı başlatılan icra takibine müvekkilinin 3.211,-TL ödemek durumunda kaldığını, Davalının ——geçiş bedellerini ödememesinden dolayı 20.309,50 TL’nin müvekkili tarafından ödenmek durumunda kalındığını, davalının——- ücretlerini ödemediğini 9.562,65 TL’nin müvekkili tarafından ödenmek durumunda kalındığını; sözleşme süresince trafik cezalarının geçiş ücretlerinin davalı tarafından ödenmesinin kararlaştırıldığını, 3.184,20 TL cezanın müvekkili tarafından ödendiğini; aylık %3 temerrüt faizi ile alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep ettiklerini belirterek —–İcra Müdürlüğü’nün —— E. sayılı dosyasına şimdilik 50.000TL’sine yapılan itirazın iptaline, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra tazminatının davalı borçlulardan tahsiline, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı vekilinin 06.09.2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle davacı tarafından davaya konu edilen alacak kalemlerinin sadece limited şirketin tarafı olduğunu uzun süreli araç kiralama ve hizmet sözleşmeslne dayandığını, müvekkili ——davacının takibe ve davaya konu sözleşmesine taraf olmadığını, davanın müvekkili—–yönünden husumetten reddinin gerektiğini,—— şirketlerde ortakların şirket borçlarından sorumlu olmayıp sadece taahhüt ettikleri esas sermaye paylarını ödemekle ve şirket sözleşmesinde öngörülen ek ödeme ve yan edimlerden yükümlü olduklarını, huzurdaki davanın müvekkili —– yönünden husumet yokluğu sebebiyle reddini talep ettiklerini, sözleşme şartlarının müvekkili tarafından tam olarak ifa edildiğinden davacının müvekkilinin şahsi olarak imzaladığı icra takibine konu 01.12.2019 tarihli teminat senedine dayanmasının mümkün olmadığını, teminat senedinin geçerliliğini yitirdiğini, sözleşmeye konu araçların davacı tarafça satın alınacağının müvekkiline bildirilmesi üzerine sözleşmenin bitiş tarihinden önce karşılıklı olarak feshedildiğini, taraflar arasındaki borç ilişkisinin sonlandırıldığını ve borcun olmadığına dair mutabakata varıldığını bu nedenle müvekkili şirketin davacı yana herhangi bir borcunun bulunmadığını, araçların tutanakla bizzat müvekkilinin istediğini ancak davacı şirket yetkilisi —— tutanakla teslimi kabul etmediğini, sözleşme maddesine aykırı davrandığını, davacı yanın araçları muhtelif yerlere tutanaksız şekilde
bırakılmış olduğu şeklindeki iddiasının mesnetsiz olduğunun; Temmuz ayında araçların davacı şirkete teslim edildiğini ve davacı şirketin araçları noterden fiili zilyetleri ile beraber mülkiyetine geçirdiğini, araçların mülkiyetinin yahut zilliyetliğinin satış sözleşmelerindeki tarihlere dikkat edildiğinde müvekkilinde olmadığı ve davacının kira bedeli ve teslimden sonraki tarihlere tekabül eden herhangi bir alacak talebinin ve dayanağının mesnet olduğu sonucunun çıkacağını, teslimden önceki kira bedeli ve varsa ilgili alacak kalemlerinin davacı yana ödendiğini ve taraflar arasında hiçbir borç ilişkisinin kalmadığını; sözleşmede beli —— plakalı aracın müvekkli şirkete hiçbir şekilde teslim edilmediğini, araçların davacının yönlendirdiği ve teslimin yapılmasını talep ettiği —— firmasının önünde sorunsuz bir şekilde teslim edildiğini davacı yanın kötüniyetle tutanakları imzalamaktan kaçındığını;davacının aylık %3 oranındaki temerrüt faizi talebinin kötüniyetli olduğunu, reddinin gerektiğini; sözleşmenin karşılıklı olarak feshedilerek sonlandırıldığını, tarafların birbirine karşı herhangi bir borcu olmadığı konusunda bildirimde bulunmasına rağmen davacı tarafından
teminat senedinin davalı müvekkiline teslim edilmediğini, 27.10.2020 tarihinde davacı yanda bulunan teminat senetlerinin davalı müvekkiline 5 gün içerisinde iade edilmesine ilişkin ihtarname gönderildiğini, bunun üzerine davacı tarafın teminat senedini kötüniyetli ve haksız şekilde işeme koyma maksadıyla icra takibi başlattığını, sözleşme şartlarının müvekkili tarafından tam olarak yerine getirildiğini, teminat senedinin geçerliliğini yitirdiğini belirterek davanın usulden reddine, işbu itirazın iptali davasının esastan reddine, takibinde haksız ve kötüniyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
DELİLLER:
—–09/03/2022 tarihli yazı cevabı, —–Müdürlüğünün 16/02/2022 tarihli yazı cevabı, Karayolları Genel Müdürlüğünün 30/09/2021 tarihli yazı cevabı, —-icra Dairesinin —– İcra dosyası, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, kira ilişkisinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir. 6100 Sayılı HMK’nın 4/1-a maddesinde, dava konusunun değer ve tutarına bakılmaksızın, kiralanan taşınmazların İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalara, konuları ve değerlerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemeleri tarafından bakılacağı şeklinde düzenleme gözetildiğinde; Somut olayda, davacı tarafça araç kiralama ilişkisinden kaynaklanan alacakların talep edildiği, davacı tarafça şoförlü araç kiralama hizmetine ilişkin talepte bulunulmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira ilişkisinden kaynaklandığı, bu haliyle mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmakla usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜ K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ NEDENİYLE USULDEN REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşme tarihinden, İstinaf yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren taraflardan birinin 2 hafta içerisinde mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli ——–Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, aksi taktirde mahkememizce Resen davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
3-HMK 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderleri hakkında görevli mahkemece KARAR VERİLMESİNE,
4-Görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi için taraflardan biri tarafından başvuruda bulunulmadığı takdirde, mahkememizce dosyanın re’sen ele alınarak, 6100 Sayılı HMK’nın 20/1. maddesi gereğince davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesine, harç, yargılama gideri, vekalet ücreti, gider avansı vd hususların talep halinde, 6100 Sayılı HMK’nın 331/2. ve 331/2. maddesi gereğince mahkememizce hüküm altına ALINMASINA,Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.