Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/503 E. 2022/51 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/503 Esas
KARAR NO : 2022/51

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/08/2021
KARAR TARİHİ : 20/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı-borçludan faturadan kaynaklı cari hesap alacağının tahsili için —– esas sayılı dosya ile takibe başlandığını, borçlu şirket
vekili tarafından 31.03.2021 tarihinde takibe itiraz edildiğini ve takibn durduğunu;
Faturalardan kaynaklı cari hesap bakiye alacağı 11.660,35 TL miktarlı toplam 8 adet faturanın borçlu şirketin de muhasebe defterinde kayıtlı bulunduğunu, borçlu şirketin haksız ve dayanaksız itirazı ile likit ve para alacağı neticesinde zarara uğramış olduğunu, mağduriyetinin
giderilmesi amacı ile takip bedelinin %20’sinden az olmamak üzere icra tazminatına
hükmolunmasını talep ettiklerini, arabuluculuk görüşmesinin 15.04.2021 tarihinde anlaşamamazlık tutanağı ile tamamlandığını, borcun tahsili için icra takibi ve arabuluculuk neticesinde tahsili mümkün olmadığından iş bu davayı ikame etme zaruretinin hasıl olduğunu
belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, haksız ve dayanaksız olarak yapılmış bulunan itiraz sebebiyle likit olan alacağın takip bedelinin % 20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa
yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davacı arasında—- alım-satım ve dikiminden kaynaklanan ticari bir cari hesap ilişkisi bulunduğunu;
——- adet ——satın alındığını, bu elbiselerden—– elbisenin eksik gönderildiğini ve davacı şirkete bildirildiğini, Bu eksiklik için davacı tarafa iptal faturası düzenlenmediğini bu
durumun şifahen bildirildiğini ve onayları alınmak suretiyle bu elbiselerin bedelinin
ödenmediğini;
——-elbise satın alındığını, davacı şirket tarafından 24 adet elbisenin eksik gönderildiğini, bu eksiklik
bildiriminin davacı şirkete yapıldığını ve sözlü onayları alınmak suretiyle bu elbiselerin bedelinin ödenmediğini;
C) ——————– model elbise
satın alındığını, davacı şirket tarafından, 20 adet elbisenin eksik gönderildiğini, davacı ile yapılan şifahi görüşmeler neticesinde —– elbisenin dikim bedelinin
müvekkili şirket tarafından yapılan ödemelerden düşüldüğünü;
D) —– bedelle —-elbise satın alındığını, ————olarak—–Kalite olarak,10 adet elbise—– numune olarak müvekkili şirkete
teslim edildiğini, davacı tarafın faturada gösterdiği miktardan ——-
gönderdiğini onayı alınarak 9 adet elbisenin tutarının eksik ödendiğini;
Müvekkili şirketin düşük meblağlı iade faturaları düzenlediğini, davacı tarafın müvekkilinin iyi niyetini suistimal ederek huzurdaki davayı ikame ettiğini belirterek işbu itirazın iptali davasının esastan reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii edilerek rapor alınmıştır. 27/12/2021 tarihli bilirkişi raporu özetle, Ticari defter kayıtları ve diğer belgelerde de görüldüğü üzere taraflar arasında ticari bir
ilişkinin bulunduğu;
Davacı —- ile daval—— defterlerinin, TTK. md. 85 ve HMK 222. madde uyarınca sahipleri lehine delil
olarak kullanılma niteliğinde bulunduğu;
Davacı—– kayıtlarına göre;
Davacı ———- davalı———-takip tarihi itibariyle 12.593,28 TL alacaklı olduğu;
Davalı—– kayıtlarına göre; Davalı —– davacı—–takip tarihi itibariyle 9.799,32 TL borçlu bulunduğu;
Davacı ——–. ve ——– beyan ettikleri —–
döneminde yaptıkları satışların ve alımların birbirini teyit ettiği;
davalı kayıtlarında davalı tarafından davacıya —– bedeli yansıtması
—— açıklaması ile davalı firmaya düzenlendiği 13.09.2019 tarihli,—-
—– iade faturasının davacı kayıtlarında yer almadığı ve
davacı ile davalı kayıtları arasındaki farkın bu iade faturasından kaynaklandığı, söz konusu iade faturanın davacı firmaya tebliğine ilişkin dosya kapsamında herhangi bir belge
görülmemiştir. takdirin Mahkememize ait olduğu; sonuç ve kanaatine varmıştır.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, açık hesap ilişkisine dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf ,bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle —– sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.
Somut olayda; davacı davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla —— sayılı icra takip dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin durmuş olduğu, davacı tarafın asıl ve faiz alacağına yönelik itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğu, yapılan yargılama sırasında tarafların ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesinde ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun olarak yapıldığı, davacı şirketin davalı şirkete mal veya hizmet satışı yaptığı bağlı bulundukları ——– dairelerine beyan ettikleri——— ile örtüştüğü, davalının ticari defter ve kayıtlarında davacıya 9.799,32 TL borçlu göründüğü, davacının ticari defter ve kayıtlarında ise davacının 12.593,28 TL alacaklı göründüğü, bilirkişi incelemesi neticesinde aradaki farkın davalının 2.793,96 TL lik iade faturasından kaynaklandığının anlaşıldığı, söz konusu iade faturasının davacı şirkete tebliğ edildiğine dair ispat külfetinin davalı yan üzerinde olduğu, buna rağmen dosya kapsamında tebliğe ilişkin bilgi ve belgenin mahkememize sunulmadığı, bu haliyle söz konusu iade faturasına ilişkin davalının savunmalarına mahkememizce itibar edilmediği, sonuç olarak davacının davalıdan takip tarihi (10/03/2021) itibariyle 12.593,28 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, takipte cari hesaba dayalı asıl olacak olarak 11.660,35 TL asıl alacak talep edildiği, bu haliyle davacı şirketin davalı şirketten taleple bağlı kalınarak 11.660,35 TL alacaklı olduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan toplam (talebe bağlı kalınarak) 11.660,35 TL alacaklı olduğu, form —–beyannamelerinden davalının davacıdan fatura alarak kayıtlarına intikal ettirmesi karşısında artık ispat yükünün davalı tarafa geçmiş olduğu ve aksinin dosya kapsamı itibariyle ispat edilemediği, davalının hazırladığı iade faturanın davacı yana tebliğ edildiğinin ispatlanamadığı anlaşılmakla alacağın faturaya dayalı ve likit olması nedeniyle davacının ayrıca icra inkar tazminatına müstahak bulunduğu anlaşılmakla 11.660,35 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
Davacının takipteki asıl alacağa işletilen temerrüd faizine ilişkin olarak davacının davalıya takip tarihinden önce temerrüde düşürdüğünü ispatlayamaması karşısında faize ilişkin talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davada reddedilen miktarın 2022 yılı kesinlik sınırı olan 8.000,00 TL nin altında kalması nazara alınarak kesin olarak karar verilmiştir. —- karar sayılı ilamında benzer konuya ilişkin; ” …karar altına alınan miktarın yıllar itibariyle yeniden değerlendirme oranları nazara alındığında 2021 yılı istinaf kesinlik sınırı olan 5.880,00 TL’ nin altında kaldığı, dolayısıyla istinafa gelen davalı yönünden kabul edilen dava miktarı itibariyle mahkeme kararının tutar itibariyle kesin nitelikte olduğu anlaşıldığından tarafça yapılan istinaf başvurusunun bu sebeplerle reddinin gerekeceği, kanunun bahşetmediği bir hakkın ise mahkemece taraflara verilemeyeceği, dolayısıyla yerel mahkeme kararında istinaf yasa yolunun açık olduğunun bildirilmesinin taraflar lehine kazanılmış hak doğurmayacağı üzere davalı vekilinin istinaflarının esastan incelenemeyeceği anlaşılmıştır.” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE; davalı tarafından — sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 11.660,35 TL üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından asıl alacak olan 11.660,35 TL üzerinden % 20 oranında olmak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya VERİLMESİNE,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 726,75 TL harçtan, dava açılırken peşin olarak alınan 180,74 TL harcın mahsubu ile bakiye 546,01‬ TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvuru harcı, 180,74 TL peşin harç toplamı 240,04‬ TL ile 1.044,00 TL ( Bilirkişi ücreti, tebligat gideri, müzekkere gideri, Dosya ücreti) olmak üzere toplam 1.284,04 TL yargılama giderinden davanın kabul 0,78 ve red 0,22 oranına göre hesaplanan 1.001,55 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan bir gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Arabuluculuk ücreti 1.320,00 TL’nin kabul oranına 1.029,6‬0 TL’sinin göre davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7—– red oranına 290,40 TL’sinin göre davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
9-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —- uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 5.100,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
10-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 3.304,03 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, reddedilen miktarın (3.304,03 TL ) kesinlik sınırının altında kalması nazara alınarak davanın kabul edilen kısmı bakımından KESİN olarak; kabul edilen miktar (11.660,35 TL) bakımından kesinlik sınırının (8.000 TL) üstünde kalması nazara alınarak davanın kabul edilen kısmı bakımından gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.