Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/483 E. 2022/545 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/483 Esas
KARAR NO : 2022/545

DAVA : İtirazın İptali (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/08/2021
KARAR TARİHİ : 22/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı/borçlu Şirketin—– Sayılı dosyasındaki vaki itirazlarının iptali ile takibin devamına, yargılama neticesinde müvekkili şirket lehine hükmedilecek takip konusu alacağın tahsilinin imkansız hale getirilip Müvekkil Şirketin mağduriyetine sebebiyet verilmemesi için, Davalı/Borçlu Şirketin mal varlıklarının — Sistemi üzerinden sorgulanması suretiyle tespit edilecek taşınmaz ve taşınır mal varlıklarının kayıtlarına ve bankalardaki tespit edilecek mevduatlarına teminatsız olarak İhtiyati Haciz konulmasına, Davalı/Borçlunun açık——-alacağın likit olması da göz önüne alınmak suretiyle davalı/——– hakkında % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı/borçlu şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Haksız ve dayanaksız davanın reddine, Davacı alacaklı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, Yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle; “Takdir Sayın Mahkemenin olmak üzere, dava dosyası ve ekinde yer alan her türlü bilgi, belge, tüm deliller ve davacı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan incelemeler ve değerlendirmeler neticesinde; Davacı şirketin— ait ibraz ettiği ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğu, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, kayıtların düzenli ve yasalara uygun tutulduğu, ticari defterlerin HMK 222 maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, Davalı ——–ait ibraz ettiği ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğu, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, kayıtların düzenli ve yasalara uygun tutulduğu, ticari defterlerin HMK 222 maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, Davacı şirketin sahibi lehine delil niteliğine haiz ticari defterlerine göre icra takip tarihinde Davalı şirketten —— tarihi itibari ile Davalı şirketten ——– alacaklı, Davalı şirketin sahibi lehine delil niteliğine haiz ticari defterlerine göre takip tarihi itibari ile Davacı şirkete ———, inceleme tarihi itibari ile Davacı şirkette ———- borçlu olduğu, Taraflar arasında akdedilen “————– Davalı şirkete——– aracın kiralandığı ve bu kiralama çerçevesinde Davalı ——– yansıtılacağı, Davacı şirketin icra takibine konu ettiği——- tutarındaki fatura detaylarındaki—– eşleştirmelerinde ———- sözleşmeye dayanak plakalarla ilişkilendirilemediği, Davalı şirketin ise ilişkilendirmeyen——— Davacı şirkete iade faturası ile yansıtıldığı ve icra takip talebine konu faturaların tamamının Davalı ——- defterlerinde kayıtlı olduğu ve faturalara süresinde Davalı şirket tarafından itiraz edilmediği, Taraflar arasındaki cari hesap ilişkisi ve takip talebine konu faturalar dikkate alındığında Davacı şirketin icra takip tarihinde Davalı ————–olduğu bu bakiyenin cari hesap ilişkisi içerisinde toplamda ——— faiz talebinde buluna bileceği, Davalı şirketin icra takip tarihinde ödemiş olduğu———— mahsup edildiği faturalara TTK 1530 gereği faiz işletilmesi durumunda Davacı şirketin —- faiz talep edebileceği tespit edilmiştir.” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
EK RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle;”Kök Raporumuzun Sonuç Kısmında; Davacı ——— sahibi lehine delil niteliğine haiz ticari defterlerine göre icra takip tarihinde Davalı şirketten—— tarihi itibari ile Davalı şirketten —— Davalı şirketin —– yıllarına ait sahibi lehine delil niteliğine haiz ticari defterlerine göre takip tarihi itibari ile Davacı şirkete —-, inceleme tarihi itibari ile Davacı şirkette——, Taraflar arasında akdedilen “——” leriyle Davalı şirkete 7 adet aracın kiralandığı ve bu—– çerçevesinde Davalı şirkete ——cezaları bedellerinin yansıtılacağı, Davacı şirketin icra takibine konu ettiği ———- plaka eşleştirmelerinde —— tutarlık kısmın sözleşmeye dayanak plakalarla ilişkilendirilemediği, Davalı şirketin ise ilişkilendirmeyen plakalara ait ——– tutarındaki kısmını Davacı şirkete iade faturası ile yansıtıldığı ve icra takip talebine konu faturaların tamamının Davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve faturalara süresinde Davalı şirket tarafından itiraz edilmediği, Taraflar arasındaki cari hesap ilişkisi ve takip talebine konu faturalar dikkate alındığında Davacı şirketin icra takip tarihinde Davalı şirketten——- alacaklı olduğu bu bakiyenin cari hesap ilişkisi içerisinde toplamda ——- fatura alacağına 764,49 TL faiz talebinde buluna bileceği, Davalı şirketin icra takip tarihinde ödemiş olduğu ——— mahsup edildiği faturalara TTK 1530 gereği faiz işletilmesi durumunda Davacı şirketin —– faiz talep edebileceği tespit edilmiştir. Takdir Sayın Mahkemenin olmak üzere, dava dosyası ve ekinde yer alan her türlü bilgi, belge, tüm deliller ve davacı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan incelemeler ve değerlendirmeler neticesinde; Sayın mahkemenizin —— kararı gereği Davacı ve Davalı şirketlerin daha öncesinde yerinde inceleme talep ettiği adreslere 28.06.2022 tarihinde incelemeye gidilmiş iş bu rapor kapsamında sunulan ve kök rapordaki tespitlerime de dayanak olan evrak ve belgeler incelemem kapsamına ibraz edilmiştir. yerinde inceleme de tutulan tutanaklar rapor ekindedir. Yapılan yerinde incelemede kök rapor aşamasında taraflardan talep—— üzerinde sunulan evraklar ile inceleme sırasında sunulan ticari defter ve belgelerin birebir örtüştüğü, Kök raporumuzda takipten sonra borca mahsup edildiği yönünde tespitte bulunduğumuz fatura konusunda yapılan inceleme; Davacı vekilinin rapora “—— suretiyle Müvekkil Şirkete ibraz edilmiştir. Müvekkil şirket yetkilileri tarafından da bu iade bedeli muhasebe kayıtlarına işlenmek suretiyle bakiye borçtan mahsup edilmiştir. Görüldüğü üzere söz konusu iade faturası, dava müstenidi icra takibinin 09.06.2021 tarihinden başlatılmasından ve faturalara konu araçların iade alınmasından sonra Müvekkil Şirkete ibraz edilmiştir. îbraz edilir edilmez de Müvekkil Şirket yetkilileri tarafından ticari kayıtlara işlenmiştir. Dava müstenidi icra takibinin başlatılmış olduğu 09.06.2021 tarihinden önce söz konusu iade faturası mevcut olmadığı için haliyle icra takibinde bu faturanın bedeli olan ——– yer almıştır. ” Şeklinde itirazda bulunduğu görülmüştür. 28.06.2020 tarihinde incelememe ibraz edilen evraklarda faturanın —— düzenlendiği, Davacı şirketin kendi ticari defter kayıtlarında da faturanın ibraz tarihi ile defter kayıt tarihinin aynı olduğu, diğer bir ifade ile Davacı şirketin gecikmeli aldığını iddia ettiği faturayı kendi ticari defterlerine günü gününe kayıt ettiği görülmüştür. Izah edilen nedenlerle bu fatura konusunda kök raporumdaki görüşümde bir değişiklik olmamıştır. Davacı şirketin Davalıya tanzim etmiş olduğu ——- yevmiye madde numaralı fesih, ödeme talebi ve araç iadesini konu alan ihtarname tebliğ şerhinin dosya kapsamında olduğu ve tebliğin 09.06.2021 tarihinde Davalı şirket çalışanına yapıldığı görülmüştür. Kök raporumda tespiti yapılan icra takip tarihinin 09.06.2021 tarihinde yapıldığı yönündeki itirazların değerlendirilmesi hususunda; Dosya kapsamında fotokopisi yer alan —- Esas sayılı dosyasının ödeme emri sayfa altında takibin —- tarihinde yapıldığı görülmüş ve bu bağlamda hesaplama yapılmıştır. Davacı şirketin itirazları doğrultusunda ek rapor aşamasında yapılan yerinde incelemede icra takibinin kaşeli takip sayfa görüntüsünün sunulması talep edilmiş ancak Davalı şirket incelememe —— ibraz etmiştir. Bu sayfada——–tarihinde harcın ödendiği görülmüştür. Diğer dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise Davacı tarafından —— ihtarnamenin — tarihli olduğu Davalı şirkete 09.06.2021 tarihinde tebliğ edildiği ve 1 günlük ödeme süresi verildiği görülmüştür. İhtarname tebliğ tarihi ile icra takip harç tarihinin aynı olduğu görülmektedir. İzah edilen nedenlerle Davalı——- ödemenin takip öncesi borçtan mı yoksa takip sonrası borca mı mahsup edilip edilmeyeceği ya da icra takip talebinin Davalı şirkete ne zaman tebliğ edildiği de dosya kapsamında sunulan icra dosyasında tespit edilemediğinden bu hususta nihai kararın sayın mahkemenize ait olduğudur. Davalı şirketin itiraz dilekçesinde “bilirkişi raporunda yer alan hesaplamada maddi hata yapılmıştır. Şöyle ki;—-, davacı yanca müvekkil aleyhine başlatılan ——- dosyasına konu edilmiş olan faturalardır. Bahsi geçen takip, talebimiz üzerine——- tarihli kararı ile iptal edilmiştir. îş bu davaya konu ——- takibinin dayanağı olarak gösterilen faturalar arasında 266,00 TL bedelli fatura bulunmamaktadır. Bahsi geçen fatura bedeli takip tutarının içinde olmamasına rağmen bilirkişi raporunun 12. Maddesinde toplam bakiye olarak bildirilen 111.634,99 TL içine dahil edilmiştir.” şeklinde itirazda bulunmuştur. Ancak huzurdaki davanın konusunun —— sayılı dosyası olduğu ve bu icra dosyası ekinde bulunan faturalara dayanak takibin başlatıldığı, Davalının iddia ettiği——icra dosyasının huzurdaki dava kapsamında sunulu olmamasından dolayı rapordaki tespitlerim ticari defterler, faturalar ve dosya kapsamında yer alan bütün belgeler incelenmek suretiyle hesaplamalar yapılmıştır. Takdiri Sayın Mahkemeye Ait olmak üzere; Davacı şirketin iddia ettiği ve Harç Makbuzunu incelememe ibraz ettiği icra takibinin ——- başlatıldığının kabul edilmesi halinde bu tarihte Davacı şirketin ticari defterlerindeki alacak bakiyesi —– Davacı icra takibini 218.556,49 TL üzerinden açmış olmakta beraber fazla takip başlattığı anlaşıldığından cari hesap alacağı üzerinden — tarihinde Davalı şirket tarafından banka kanalı ile yapılan 90.000,00 TL ödemenin BK 100 maddesine saydırılmasıyla icra dosyası dikkate alınarak yapılan hesaplamada 139.102,26 TL alacak talebinde buluna bileceği, icra tebligatı Davalıya ulaşmamış olması nedeni ile takip sonrası faiz hesaplanmamıştır. Davacı şirketin takip harcının yatırıldığı tarihte kendi ticari defterlerinde bulunan alacak miktarı ile takibe konu alacak miktarı arasındaki farklılık tutarı kök raporumda da ifade ettiğim üzere taraflar arasında karşılıklı düzenlenen faturalardan kaynaklandığı,——- Taraflar arasında faturaların ticari defterlere kayıtlı olması bakımından bir uyuşmazlığın bulunmadığı, Davacının—- tarihindeki alacağı —— İcra Takibine Konu Fatura Talep Tutar—— Davalı şirkete icra tebliğ şerhinin görülmediği ve ödemenin takipten önce yapıldığı Sayın Mahkemenin kabul etmesi halinde ile kök rapordaki görüşümü değiştirecek bir husus olmadığı, Taraflar arasındaki cari hesap ilişkisi ve takip talebine konu faturalar dikkate alındığında Davacı şirketin icra takip tarihinde Davalı şirketten —— alacaklı olduğu bu bakiyenin cari hesap ilişkisi içerisinde toplamda ——- fatura alacağına ———– faiz talebinde buluna bileceği, Davalı şirketin icra takip tarihinde ödemiş olduğu ——- mahsup edildiği faturalara TTK 1530 gereği faiz işletilmesi durumunda Davacı şirketin ——- alacağa ——- faiz talep edebileceği” şeklinde sonuç ve kanaatine varılmıştır.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, faturaya dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, —– dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf, bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. Taraf şirketin bilirkişi marifetiyle incelenen kayıtlar neticesinde oluşturulan 28/01/2022 tarihli bilirkişi raporunda; “Taraflar arasındaki cari hesap ilişkisi ve takip talebine konu faturalar dikkate alındığında Davacı şirketin icra takip tarihinde davalı—–olduğu bu bakiyenin cari hesap ilişkisi içerisinde toplamda ——– faiz talebinde bulunabileceği, ” şeklinde tespit ve değerlendirmelerde bulunulduğu, rapora karşı bir ——- karşılanması amacıyla bilirkişiden ek rapor istenildiği, bilirkişi tarafından oluşturulan 01/07/2022 tarihli bilirkişi raporunda konuya ilişkin; ” Taraflar arasındaki cari hesap ilişkisi ve takip talebine konu faturalar dikkate alındığında Davacı şirketin icra takip tarihinde Davalı şirketten—- olduğu bu bakiyenin cari hesap ilişkisi içerisinde toplamda —– fatura alacağına 764,49 TL faiz talebinde bulunabileceği, ” tespit ve değerlendirmelerde bulunduğu görülmüştür.
Dosya kapsamında yapılan incelemede davacı yanın —– icra dosyası üzerinden takip başlattığı, davalının takipten bir gün sonrası olan —–yaptığı, söz konusu ödemenin bilirkişi tarafından dikkate alındığı, aynı şekilde ek ve kök raporda izah edildiği üzere; “… Davacı şirketin takip harcının yatırıldığı tarihte kendi ticari defterlerinde bulunan alacak miktarı ile takibe konu alacak miktarı arasındaki farklılık tutarı kök raporumda da ifade ettiğim üzere taraflar arasında karşılıklı düzenlenen faturalardan ———– kaynaklandığı ” nın tespit edilerek bilirkişi tarafından gerekli mahsubun yapıldığı, bu haliyle davalı vekilinin ek rapora karşı bu yöndeki itirazlarının yerinde olmadığı, bir diğer hususun ise davacı yanın davalı şirkete————- yazısı ile ihtarname göndererek alacağının ödenmesini talep ettiği, davalı yana ihtarnamenin tebliğinden itibaren 1 gün süre tanındığı, ihtarnamenin şerhinden 09/06/2021 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarnamedeki mehil müddetinin —— sona erdiğinin görüldüğü, oysa takibin mehil müddetinden önce —- tarihinde başlatıldığının anlaşıldığı, davalı yanın —–ödemeyi ihtarnameye istinaden takipten sonra yaptığı anlaşılmaktadır.
Sonuç olarak,—- tarihli ve 01/07/2022 tarihli bilirkişi raporları nazara alınarak davacı şirketin davalıdan faturalardan kaynaklı bakiye 111.634,99 TL alacaklı olduğu, davalının takip tarihi itibariyle temerrüde düşürüldüğü, ancak taraflar arasında imzalandığı anlaşılan ——– sözleşmelerinde davacının fatura edeceği araç kiralama alacağını —- gerektiğinin kayıt altına alındığı, davacı yanca faturalar usulüne uygun davalı yana tebliğ edildiği, bilirkişi tarafından bu yönde hesaplamalarda bulunulduğu, konuya ilişkin; ” taraflar arasındaki cari hesap ilişkisi ve takip talebine konu faturalar dikkate alındığında Davacı şirketin icra takip tarihinde Davalı şirketten —- alacaklı olduğu bu bakiyenin cari hesap ilişkisi içerisinde aşağıda detaylandırılan faturalardan oluştuğu, TTK Madde 1530 gereğince yapılan hesaplamada sözleşmede gecikme faizi belirtilmediği ve fatura tarihine 30 gün eklenmesi sonucunda takip talebine konu ——faturalar için temerrüttün icra takip tarihinde henüz oluşmadığı, temerrüttün oluştuğu 2 adet faturadan ise toplamda ——— faiz talebinde bulunabileceği tespit edilmiştir. ” şeklinde değerlendirmelerde bulunduğu anlaşılmakla bu yönde hesaplama yapan bilirkişi raporları esas alınarak hüküm kurulmuştur.
Alacağın likit olması konusunu ——-. Numaralı kararında; ”Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamıştır. Bir alacağın likit olup olmadığı hususu değerlendirilirken her uyuşmazlık kendi koşullarında değerlendirilecek, alacağın miktarının belli ve sabit ya da borçlu tarafından bilinebilir olduğu durumlarda söz konusu alacağın likit olduğu kabul edilecektir.
Yargıtayın yerleşik kararlarına göre fatura alacakları likit niteliktedir. —–kararına göre; “—- davacının davalıya faturayla sattığı mal bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, borcun miktarı belirlenebilir (likit, hesap edilebilir) olduğundan, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı isteyen davacı yararına İİK.nun 67/2 nci maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu istemin reddi doğru görülmemiştir.” denilerek fatura alacağının likit niteliği belirtilmiştir. Somut olayımızda davacının talep ettiği alacağın faturaya bağlı alacak olması nedeniyle kabul edilen asıl alacağın yüzde 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davalı vekilinde iş bu davanın —–yönünde talepte bulunulduğu incelenen dosya kapsamında itirazın iptaline konu takibin —- tarihli olduğu ilgili “————- yayınlamlandığı, davalı yanın ilgi tuttuğu———- tarihi itibariyle başlatılan takiplerden bahsedildiği anlaşılmakla, takip tarihi itibariyle işbu davaya konu —- yer olmadığına karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE; davalı tarafından —- dosyasına yapmış olduğu itirazın —- — asıl alak ve 764,49 TL faiz olmak üzere toplam 112.399,48 bakımından iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından kabul edilen asıl alacak olan —–üzerinden % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya VERİLMESİNE,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 7.678,00 TL harçtan, dava açılırken peşin olarak alınan 1.536,43 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.141,57‬ TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvuru harcı, 1.536,43 TL peşin harç toplamı ———–tebligat gideri, müzekkere gideri ve dosyadaki diğer masraflar) olmak üzere toplam 2.763,73‬ TL yargılama giderinden davanın kabul 0,71 ve red 0,29 oranına göre hesaplanan —– davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan bir gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6———- kabul oranına göre 937,2‬0 TL’sinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7—— — davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
9-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —–uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden —– davacıya verilmesine,
10-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —–uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan —-ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.