Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/465 E. 2023/195 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/465
KARAR NO: 2023/195
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 28/07/2021
KARAR TARİHİ: 01/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili şirket aleyhine —–sayılı dosyası ile takip başlatıldığı, söz konusu takibe ilişkin ödeme emrinin müvekkili şirkete usul ve yasaya aykırı olarak tebliğ edildiğini; bu hususta —-nezdinde ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebligatın usulsüzlüğüne ve takip konusu senedin sahteliğine dair —- sayılı dava dosyasının açıldığını, davanın dosya üzerinden görüldüğü ve süre yönünden reddedildiğini, ilgili icra dosyasında temlik işleminin yapıldığı, — dosyaya sunulan temlikname ile dosya alacağının—- tekabül eden miktarını ve bu miktardan doğan ferilerinin temlik alındığı, müvekkilinin ilk elde takibe konu sahte senet nedeniyle davalı ——, neticeten davalılara herhangi bir borcu bulunmadığından işbu menfi tespit davasının açılması zaruretinin hasıl olduğunu; —- Esas sayılı dosyası kapsamında ikame edilen imzaya itiraz davası üzerine yapılan yargılama sürecinde, takibe konu bononun —– tarafından senet üzerindeki imzanın müvekkili şirket yetkilisi —– eli ürünü olup olmadığı hususunun tespiti için incelendiği, yapılan inceleme neticesinde, borca ve takibe dayanak gösterilen senette —— adına atılı imzaların kalem ile oluşturulmadığı, kaşe ile oluşturulduğu, kaşe ile oluşturulan imzaların üzerinden de mavi tükenmez kalem ile gidildiği, takibe dayanak gösterilen senedin sahte olarak düzenlendiğinin tespit edildiğini; müvekkili şirketin takibe konu sahte bonoda lehtar olarak görünen —- arasında da herhangi bir ticari ilişkisi veya bağlantısı bulunmadığını, dava konusu sahte senedin ——numaralı dosyası kapsamında —– alındığı, davalı tarafından haksız menfaat temini amacıyla —– sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine başlatılan icra takibinin sahteliğinin —— tespit edilen senede istinaden başlatılmış olması nedeniyle; öncelikle davanın niteliği gereği müvekkili şirketin sürekli haciz baskısı altında olması ve müvekkili şirketin ileride telafisi güç zararlara uğramasına neden olmamak adına takibin 6100 sayılı HMK madde 209 kapsamında dava sonuna kadar teminatsız olarak durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalının%20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Usulüne uygun tebliğe rağmen davalı tarafların dosyamıza herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı görüldü.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Menfi Tespit davasıdır. Mahkememizce taraf delilleri toplanmış grafolog bilirkişiden rapor alınmıştır.
Durdurulmuş bir takipte menfi tespit davası açılıp açılamayacağına dair eski tarihli farklı kararlar varsa da —- kararında da belirtildiği üzere “.Davalı—– vekili, icra takibinde davacılardan —- tarafından imzaya itiraz edildiğini, bu itirazın—– kararı ile kabul edildiğini, dava konusu çeke dayanılarak —– aleyhine icra takibine devam etme veya bu çek nedeni ile herhangi bir talepte bulunma imkanı ortadan kalktığını, Bu bakımdan bu çekten dolayı menfi tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, Bu bakımdan —–açısından davanın reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılarak davanın hukuki yarar olmaması nedeni ile reddine karar verilmesini talep etmiştir.
–Davalı banka vekili, dava konusu çeke dayanılarak —–aleyhine icra takibine devam etme imkanı ortadan kalktığından davacının menfi tespit davası yönünden hukuki yararının olmadığını ileri sürmüş ise de —- sayılı ilamı takip hukukuna özgü ve maddi anlamda kesin hüküm niteliğini taşımadığı gözönüne alındığında davacı—- yönünden menfi tespit davası açılmasında davacının hukuki yararının mevcut olduğunun kabulü gerekir.” gerekçesi ile verdiği kararda icra mahkemesinin takibin durdurulmasına dair kararının takip hukukuna özgü ve maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyen bir karar olması nazara alındığında menfi tespit davası açılmasında hukuki yarar olduğunu belirtmiştir. Davacının dava açmakta hukuki yararı olduğu anlaşılmış yargılamaya devam olunmuştur.
—–Sayılı takip dosyası celp edilmiş yapılan incelemede takip alacaklısının ——borçlularının —– olduğu, takibe dayanak senedin —— vadeli kambiyo senedi olduğu, takip çıkışının — olduğu, takip başlatıldıktan sonra alacağın —– kısmının diğer davalı —- temlik edildiği ve bu kişinin de —-tarihli dilekçesi ile dosyaya alacaklı olarak kaydını talep ettiği görülmüştür.
Davacı yanın iddiaları yukarıda özetlenmiştir. Şirket yetkilisinin yurt dışında yaşamasından faydalanmak sureti ile davalıların sahte senet düzenlediklerini, senette adı geçen—— hayal ürünü birisi olduğunu, senetteki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını ileri sürmüştür.
Davalılardan — derdest soruşturma dosyası bulunmakta olup —– sayılı dosyasında kayıtlı olduğu, dosyada bir çok başka şüpheli bulunduğu, örgüt faaliyeti kapsamında dolandırıcılık suçlamalarınından derdest soruşturma olduğu görülmüştür.
Senet metninden anlaşılan def’iler, senedin incelenmesi ile görülebilecek savunmalardır. Burada senet ile kast edilen, senedin ön yüzü ve metni, arka yüzü ve alonjudur. Bu yüzden senet metninden anlaşılan def’iler mutlak def’iler olup, niteliğine göre bazen sadece ilgili borçlu ve bazen de her borçlu tarafından her hamile karşı ileri sürülebilirler. Örneğin bir kambiyo senedinin kanunda öngörülen zorunlu şekil şartlarının birinden yoksun olması, senedin vadesinin gelmemesi, senedin zamanaşımına uğraması her borçlu tarafından herkese karşı ileri sürülebilir. Buna mukabil ciroya konulan sorumsuzluk ve ciro yasağı kayıtları (TTK m. 685/2), sadece bu kayıtları koyan ilgili borçlu (ciranta) tarafından herkese karşı ileri sürülebilir. Sonuç olarak bütün bu def’iler, senet metninden anlaşılan def’ilerdir.
Senetten doğan taahhüdün geçersizliğine (hükümsüzlüğüne) ilişkin def’iler, senedin metninden yahut ön veya arka yüzünden anlaşılmazlar. Bu def’iler, ortada şekil şartları açısından geçerli bir senedin varlığına rağmen, borçlulardan birinin veya bazılarının sorumluluğu ile sınırlı olarak, bu senedin hüküm doğurmaması halinde söz konusudur. Bu sonuç, sadece hükümsüzlük sebebi şahsında gerçekleşen kişi hakkında doğar.
Geçersizlik şahsında gerçekleşen borçlu, geçersizlik def’ini herkese karşı ileri sürebilir. Bu yüzden senetten doğan taahhüdün geçersizliğine ilişkin def’iler mutlak def’iler olup, ilgili borçlu tarafından her hamile karşı ileri sürülebilirler. Senedi sonradan iktisap eden hamiller iyi niyetli olsalar bile, anılan def’ilerin ileri sürülmesi mümkündür.
Örneğin bir kambiyo senedindeki borçlulara ait imzalardan birisi, yetkisiz temsilci tarafından atılmışsa veya bu imza sahte ise, anılan borçlu sorumluluk altına girmez. Senet, anılan borçlular bakımından geçersizdir (hükümsüzdür). Ancak bu geçersizlik hali, yalnızca geçersizlik şahsında gerçekleşen borçlu/borçlular tarafından ileri sürülebilir. İmzaların bağımsızlığı ilkesi (TTK m. 677) gereği bu geçersizlik, başka borçlular tarafından ileri sürülemez.
Mahkememizce takibe dayanak senet aslı celp edilerek incelenmiş ve uzman grafolog—– rapor alınmıştır. —–kararları gereği mukayeseye esas imza örneklerinin olay tarihlerinden önce veya olay tarihlerine yakın dönemlerde atılan imzalar olması gerekir. Davacı şirket yetkilisinin —– tarihlerine ait ıslak imzalı evrakları celp edilmiş neticede —- tarihli bilirkişi raporu ile inceleme konusu senetteki imzalar ile—–karşılaştırma belgelerindeki imzaları arasında grafolojik ve grafometrik tanı unsurları açısından saptanan yüksek derecedeki uyumsuzluk ve benzemezlikler nedeni ile alacaklısı —–düzenleme tarihli, —- bedelli senetteki imzaların, karşılaştırma belgelerindeki imzalarına kıyasla, —- eli ürünü olmadığı kanaatine ulaşılmıştır. Aynı senet —–Sayılı dosyasına da konu olmuş bu dosyada alınan—–raporu ile inceleme konusu senette ——- adına atılı imzaların altında evvelce kalemle oluşturulmayıp kaşe ile oluşturulmuş imzalar olduğu ( görüntüde —— olarak görünen imzalar) , söz konusu kaşe izi mahiyetindeki imzaların birbirleri ile tetabuk halinde olduğu ve üzerinden mavi mürekkepli kalemle gidilmiş olduğu tespitinin bulunduğu, icra mahkemesinin de bu kabule göre İİK 170/3 gereği takibin durdurulmasına karar verdiği ve bu kararın istinaf denetiminden de geçerek kesinleştiği görülmüştür. Netice itibarı ile takibe dayanak yapılan senetteki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığı sabit olduğundan davanın kabulüne karar verilmiş, davalı —— yönünden temlik aldığı alacak miktarına göre hesaplama yapılmış buna dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1- Davanın kabulüne,
A-Davacının —– sayılı dosyası kapsamında davalılara borçlu olmadığının tespitine,
B-Kötü niyet tazminatı talebinden vazgeçildiğinden bu taleple ilgili karar verilmesine yer olmadığına,
3- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 118.883,23 TL nispi harcın peşin alınan 11.856,71 TL’ ve 17.864,10 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye kalan 89.162,42‬ TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, ( Davalı —sorumluluğu 36.307,69 TL ile sınırlı olmak üzere )
4-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 11.856,71 TL peşin harç, 17.864,10 TL tamamlama harcı, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti, 190,1‬0 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 31.470,21‬ TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, ( Davalı —– sorumluluğu 9.611,20 TL ile sınırlı olmak üzere)
5-Davalı tarafından yapılmış bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Av. Asg. Ücr. Trf.’ne göre, 186.017,44 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, ( Davalı —– sorumluluğu 76.466,50 TL ile sınırlı olmak üzere)
8-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının taraflara iadesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle,———- Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı, oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı.01/03/2023