Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/463 E. 2021/745 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/463 Esas
KARAR NO : 2021/745

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/07/2021
KARAR TARİHİ : 14/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin — olduğunu, iş başı yapıldığı 19/05/2012 tarihinde — tamamen ters döndüğünü ve —hayatının kurtulduğunu, 4 kişinin ise bu elim olayda hayatını kaybettiğini, bunun üzerine— ile davalının ölüm ve cismani zarara sebebiyet vermiş olduğu kesinleşerek hükmün kesinleştiğini,— sözleşmesi kapsamında doğan tazminat hakkının sübut bulduğunu, bu nedenlerle davanın kabulü ile toplam 91.375,54 TL’nin davalıdan tahsil edilerek taraflarına verilmesini, taraflarının lehine teminatsız olarak ihtiyati haciz verilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Kendilerinin —– olduklarını hiç bir şekilde tazminat ödeme yetkilerinin olmadığını, davacının talebi olan maddi ve manevi haklarının tanzimi bu poliçenin içeriğinde ve genel şartların da bulunmadığını, bu nedenlerle konu ile hiç bir şekilde muhatap olmadıklarını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Dava, —- kaynaklı alacak davasıdır.
Bilindiği üzere, — sayılı Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı TTK’na eklenen 5/A maddesi ile; “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” ve geçici 12. maddesi ile de “(1) Bu Kanunun dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümleri, bu hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtayda görülmekte olan davalar hakkında uygulanmaz.” düzenlemesi getirilmiştir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na —— “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlığı ile eklenen 18/A maddesinin 2. fıkrasında; “Davacı, ——–sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesi getirilmiştir.
Bu yasal düzenlemeler gereğince 01/01/2019 tarihinden sonra konusu bir miktar paranın ödenmesi talebi ile açılan ticari davalarda dava açılmadan önce uyuşmazlıkla ilgili arabulucuya başvurup anlaşılamaması halinde son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dava dilekçesine eklenmesi zorunludur. Arabulucuya başvurulmadan doğrudan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilecektir.
Davacı asile 6325 sayılı HUAK’nın 18/A maddesinin 2. fıkrasına göre dava açılmadan önce arabulucuya başvurup anlaşamama tutanağının aslının veya onaylı örneğinin mahkememize sunulması gerektiği hususu tebligat ile bildirilmesine rağmen tanınan süre içerisinde arabuluculuk son tutanağını mahkememize sunmadığı anlaşılmaktadır. Aynı şekilde 14/10/2021 tarihli celsede davacının arabuluculuğa başvurmadığını beyan etmiştir.
Eldeki dava da taraflar arasındaki uyuşmazlığın konusunun bir miktar para alacağına ilişkin olduğu, davanın 27/07/2021 tarihinde açıldığı, dava dilekçesi içeriğinden davacının dava açılmadan önce arabulucuya baş vurulduğuna yönelik her hangi bir bilginin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Dava bir miktar para alacağına ilişkin olup ticari dava olduğu ve 6325 sayılı HUAK’nın 18/A maddesinin 2. fıkrasına göre dava açılmadan önce arabulucuya başvurup anlaşamama tutanağının aslının veya onaylı örneğinin dava dilekçesine eklenmesi zorunlu olduğu halde davanın arabulucuya başvuru yapılmadan doğrudan açılmış olmasına, davacı dava tarihinden sonra arabulucuya başvurmuş olsa dahi zorunlu dava şartı olan “arabulucuya başvuru” koşulunun tamamlanabilir dava şartı olmamasına göre zorunlu dava şartı arabuluculuk koşulu yerine getirilmediğinden usulden red kararı vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6102 Sayılı kanun 4. Ve 5/A maddeleri, 6325 Sayılı Kanun 18/A-2. Maddesi HMK 114/2. Ve 115/2. Maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın tebliğ giderleri yatırılan avanstan karşılandıktan sonra, kalan ve kullanılmayan avansın yatırana iadesine,
Dair; dosya üzerinden, davacı asilin ve davalı şirket yetkilisinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.