Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/46 E. 2022/257 K. 13.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/46
KARAR NO : 2022/257

DAVA :Banka Kredi sözleşmesinden kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 22/01/2021
KARAR TARİHİ : 13/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı— tarihinde — akdedilmiş olup diğer davalılar .— tarafından da işbu Genel Kredi Sözleşmesi eşlerinin yazılı muvafakati alınarak müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzalandığı, bu sözleşmeye istinaden davalıya kredi kullandırıldığı, ancak sözleşmeye uygun olarak borcun ödenmemesi nedeniyle borçlu şirkete ve müteselsil kefillere — ihtarnamesi gönderildiği, mevcut borçların ihtarda bulunulmasına rağmen ödenmesi sebebiyle tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla 10.12.2019 tarihi itibariyle kat edildiği, müvekkili şirket tarafından davalı şirket adına bastırılmış olan fiili durum ve akıbetleri bilinmeyen ve karşılığı bulunmayan çeklerin yasal yükümlülüklerin depo edilmesi gerektiğinin ihtar edildiğini; borçlu şirket ve müteselsil kefillerin, borçlarını ödemediği ve söz konusu ihtarnameye herhangi bir itirazda da bulunmadıklarından davalılar aleyhine — Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığı, ancak borçlular tarafından işbu icra takibine itiraz edilmesi sebebiyle icra takibinin durdurulduğunu; davalılar tarafından yapılan haksız ve kötü niyetli itirazın amacıyla dava açılabilmesi için gerekli olan arabulucuya başvuru dava şartı sağlandığını, taraflar arasında arabuluculuk süresinde anlaşamadıklarını, davalılar tarafından yapılan borca itirazın haksız kötü niyetli ve yalnızca takibi durdurmaya yönelik olduğu, bu nedenle davalılar aleyhine icra inkar tazminatı hükmedilmesi gerektiğini, davanın kabulünü, davalının —yapmış olduğu haksız ve mesnetsiz itirazın iptalini, takibin aynı şartlar altında ödeme emrinde belirtilen faiz türü ve tutarları uyarınca devamını, davalıların itirazının likit alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik tamamen kötüniyetli olmakla birlikte, alacağın %20’den aşağı olmamak üzere davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalılara usulüne uygun meşruhatlı ihtaratlı davetiye tebliğ edilmiş ancak davaya cevap vermemişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava taraflar arasında imzalanmış olan Genel kredi sözleşmelerinden kaynaklı başlatılan icra takibine vaki davalıların itirazının iptali istemine ilişkindir.
Yapılan incelemede davacı temlik eden banka ile davalı — genel kredi sözleşmesi aktedildiği, diğer davalılar da bu sözleşmeyi —kefalet limiti ile müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıkları anlaşılmıştır. Kefillerin imza tarihinde —- oldukları, kefaletin şekil şartlarının yerinde olduğu — edilmiştir.
Davacı temlik eden banka kayıtları incelenmiş kredi asıl— kredinin ilk 5 taksidinin ödendiği, kalan taksitlerin ödenmediği, kat tarihi itibarı ile davacı banka alacağının — olarak hesaplandığı ancak bankanın daha düşük oranda talepte bulunduğu anlaşılmış ihtarnamedeki talebi dikkate alınmıştır.
Yine banka kayıtları üzerinden yapılan incelemede davalıya kullandırılan — kredilerinin ödenmemesi üzerine davacı bankanın her iki kredi için takibe giriştiği görülmüştür.
Taraflar arasında imzalanmış sözleşmenin temerrüt faizi başlıklı 33. Maddesi ” …..— Sözleşmeden doğmuş olan borçlarının ifasında, kredi vade ve türlerine bakılmaksızın özellikle —— ödemediği taktirde hiçbir ihbar ya da ihtara gerek kalmaksızın borçlarının tamamının muaccel olacağını ve muacceliyeti takip eden günden itibaren temerrüde düşmüş sayılacağını, bu andan itibaren bu suretle veya sair bir suretle temerrüde düştüğü veya düşürüldüğü takdirde (— gerçekleştirmiş olduğu ihracatları 10 gün içinde bildirmemekten —- zamanında yapılamayan mahsuplar da dahil) hesaplarına temerrüt tarihinden itibaren borç ödeninceye kadar —temerrüt tarihindeki kısa, orta, ve uzun vadeli ticari kredilerinden cari kredi faiz oranı en yüksek olanının %100 (yüzde yüz) fazlası nispetinde bulunacak oran üzerinden temerrüt faizi uygulanmasını — yerine kaim olacak —-yapılması gereken f— kesintisini de ödemeyi kabul ve taahhüt eder.”hükmünde olduğu görülmüştür.
Davacı temlik eden bankanın takip talebinde %50 oranında temerrüt faizi talep ettiği görülmüştür.
—. Sayılı ilamında “…Ne var ki Yargıtay uygulamasında—ancak müşterilerine uygulamadıkları akdi faizlerin temerrüt faizinin tespitinde esas alınmayacağı kabul edilmekte olup sözleşmede ayrıca bir temerrüt faiz oranı da belirlenmemiştir.O hâlde, davacı bankanın kayıtları üzerinde konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılarak hesabın kapatıldığı tarih itibariyle davalının kullandığı ticari krediye uygulanan akdi faiz belirlendikten sonra temerrüt tarihine kadar bulunan alacağa akdi faiz işletilip, temerrüt tarihinden icra takip tarihine kadar sözleşmenin 45. maddesindeki anlaşma uyarınca akdi faizin %50 fazlası temerrüt faizi olarak uygulanıp takip tarihi itibariyle alacak tespit edilmeli ve takipten sonra da belirlenen temerrüt faizinin asıl alacağa uygulanmasını sağlayacak şekilde takibin devamına imkân sağlanması gerekmektedir.” şeklindeki ilamı ile temerrüt faizinin belirlenmesindeki izlenmesi gereken yolu belirtmiştir.
Davacı temlik eden banka tarafından davaya konu taksitli krediye % 25 oranında akdi faiz uygulanmıştır. — ve Sözleşmenin temerrüt hükmünü düzenleyen 33.md. uyarınca, istenebilecek temerrüt faiz oranı, krediye uygulanan % 25 akdi kredi faiz oranının %100 fazlası ile, (25 x2)% 50 olarak belirlenmiştir.Dolayısıyla davacı bankanın talebiyle örtüşmektedir.
Davacı banka tarafından davaya konu — krediye % 19 oranında akdi faiz uygulanmıştır. — ve Sözleşmenin temerrüt hükmünü düzenleyen 33.md. uyarınca, istenebilecek temerrüt faiz oranı, krediye uygulanan % 19 akdi kredi faiz oranının % 100 fazlası ile, (19 x2) % 38 olarak belirlenmiştir.
Ancak, davacı bankanın her iki kredi açısından aynı oranda yani % 50 oranında temerrüt faiz oranı talebi yukarıda verilen — kararına aykırı bulunduğundan, yerinde bulunmamıştır.
Davalılara gönderilen ihtarnamenin 17.12.2019 tarihinde tebliğ edildiği,davacı bankanın davalılara tanınmış yasal süreyi beklemeden —- tarihinde takibe geçtiği anlaşıldığından temerrüdün takip tarihi itibarı ile başladığı anlaşılmıştır. Takip tarihine kadar akdi faiz, takip tarihinden itibaren ise temerrüt faizi uygulanması gerektiği anlaşılmıştır.
–kararında “….Bu durumda, uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılarak hesabın kapatıldığı tarih itibariyle davalının kullandığı ticari krediye uygulanan akdi faiz belirlendikten sonra temerrüt tarihine kadar bulunan alacağa akdi faiz işletilip, temerrüt tarihinden icra takip tarihine kadar sözleşmenin 45. Maddesindeki düzenleme uyarınca temerrüt faizi uygulanmalıdır.” belirtmiştir.
— Sayılı ilamında “… dava konusu genel kredi sözleşmesine dayalı kredi borcunun hesaplanmasında, bankanın hesap kat tarihine kadar ve kat tarihinden temerrüde kadarki sürede anaparaya akdi faiz işletip, bulunan toplamın asıl alacağı oluşturacağı ve temerrütten itibaren de bu asıl alacağı oluşturan toplam tutara temerrüt faizi işletilebileceğinin dikkate alınması..” –Sayılı ilamında “… hesabın kat edildiği tarih itibariyle alacağın ulaştığı miktar belirlenerek temerrüt tarihine kadar akdi faiz hesaplanıp bulunan akdi faiz kapitalize edilerek temerrüt tarihi itibariyle asıl alacak bulunmalı ve bu alacağa temerrüt tarihinden takip tarihine kadar olan dönem için temerrüt faizi ve bunun gider vergisi uygulanarak bankanın asıl borçludan isteyebileceği miktar saptanmalı ” gerekçeleri ile asıl alacağın ne şekilde hesaplanması gerektiğini belirtmiştir.
Davacı banka faize faiz işletilmemesi adına — tarihli içtihatinda vurgulandiği üzere kat tarihi itibarı ile belirlemiş olduğu anapara tutarını takip talebinde asıl alacak olarak kabul ettiği,davalının da yararına olan bu talep doğrultusunda,yukarida tespiti yapılan 481.840.91 TL anaparaya hesap kat tarihinden — tarihine kadar konu krediye uygulanan % 25 akdi faiz, oranından hesaplama yapılması gerekmekte ise de davacının talebi doğrultusunda 481.783.38 TL anapara asıl alacak üzerinden yapılan hesaplamaya göre davacı bankanın davalılardan takip tarihi itibarı ile taksitli kredi yönünden — asıl alacak , 2.342,00 TL işlemiş akdi faiz ve —olmak üzere toplam 484.242,48 TL alacaklı olduğu, — yönünden ise Davacı banka faize faiz işletilmemesi adına — içtihatinda vurgulandiği üzere kat tarihi itibarı ile belirlemiş olduğu anapara tutarını takip talebinde asıl alacak olarak kabul ettiği,davalının da yararına olan bu talep doğrultusunda, yukarıda tespiti yapılan — anaparaya hesap kat tarihinden — tarihine kadar konu krediye uygulanan % 19 akdi faiz, oranından yapılan hesaplamaya göre davacı temlik alan şirketin davalılardan—alacaklı olduğu sonucuna varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, — ve içerik itibarı ile denetime uygun bulunan bilirkişi raporu birlikte değerlendirilmiş, davanın kısmen kabulüne ve likit asıl alacağa vaki haksız itiraz nedeni ile davalıların hesaplanan asıl alacak üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmelerine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
Davanın kısmen kabulü ile;
1-Davalıların —-sayılı dosyasına vaki itirazlarının kısmen iptali ile;
A-Taksitli kredi yönünden;
481.783,38 TL asıl alacak, 2.342,00 TL işlemiş akdi faiz ve 117,10 TL bsmv olmak üzere toplam 484.242,48 TL üzerinden devamına,
B——–yönünden;
45.536,15 TL Asıl alacak 168,23 TL akdi faiz 08,41 TL bsmv ,1.026,75 TL masraf olmak üzere toplam 46.738,94 TL üzerinden devamına,
C-Likit asıl alacağa vaki haksız itiraz nedeni ile davalıların asıl alacak 527.319,53 TL üzerinden hesaplanan %20 oranındaki 105.463,90 TL icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
D-Taksitli ticari kredi asıl alacağa takip tarihinden itibaren %50 oranında temerrüt faizi ve ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisi işletilmesine,
E——- krediler asıl alacağa takip tarihinden itibaren %38 oranında temerrüt faizi ve ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisi işletilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 36.271,34 TL nispi harçtan peşin alınan 6.435,96 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 29.835,38 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 6.435,96 TL nispi harç olmak üzere toplam 6.495,26 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davalılar arabuluculuk görüşmelerine katılmadıklarından 6325 sayılı kanunun 18/A-11. Madde ve fırkası uyarınca davacı —- bilirkişi ücreti, 298,70 TL posta ve müzekkere masrafı olmak üzere toplam 1.798,70 TL yargılama giderinin tamamının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Karar tarihinde yürürlükte —- kabul edilen miktar nazara alınarak 43.599,07 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
7-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının taraflara iadesine,
8-Davalılar arabuluculuk görüşmelerine katılmadıklarından 6325 sayılı kanunun 18/A-11. Madde ve fıkrası uyarınca — arabuluculuk ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekilleri ile davalı asilin yüzüne karşı, verilen karar oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı.