Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/457 E. 2022/419 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/457 Esas
KARAR NO : 2022/419
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 24/07/2021
KARAR TARİHİ: 14/06/2022
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
DAVA: Davacı vekili —- harç tarihli dava dilekçesinde özetle;Müvekkilinin, davalı şirketin kullandığı ve kullanımı teknik bilgi gerektiren —–çalışması için davalı şirkete davaya konu faturaların ihtiva ettiği tarihlerde birçok teknik meselede danışmanlık hizmetinin edimlerini eksiksiz bir şekilde yerine getirdiğini, müvekkilinin verdiği danışmanlık ve tamamlanan işlerle ilgili faturaların içeriğine ve muhteviyatına herhangi bir şekilde itiraz edilmediğini ve faturaların tarafların yasal defterlerine işlendiğini, ödemelerin düzensiz ve eksik olması nedeniyle müvekkilinin davalı şirketten hali hazırda —– alacağı bulunduğunu, davalı tarafça izlenen oyalama politikası neticesinde müvekkili ile davalı şirket arasında geçen ve müvekkilinin alacakları için hukuki yollara başvuracağını belirttiğini, tarafların aynı gün birbirlerine ihtar çektiğini,—— tarihine ait ihtarlarda davalı şirketin müvekkiline hizmet fiyat farkı açıklaması ile iade faturası kestiğini ve verilen hizmetin başarı ile tamamlanmadığından geri kalan tutarları ödemeyeceğini ihbar ettiğini, müvekkilinin desüresinden sonra kesilen ve mail yolu ile yollanan iade faturasını deftere işlemediğini ve yasal süresi içinde kabul etmediğini, bu suretle haklarının ödenmesini ihtar ettiğini; Davalının müvekkilince kesilen faturaların ne içeriğine ne de varlığına, süresinde herhangi bir şekilde itiraz veya iade işlemi gerçekleştirmediğini, işbu davaya konu kestiği ilk fatura —davalının kestiği iade faturasının — arasından bir yıldan fazla süre geçtiğini, müvekkilinin kestiği son fatura —— davalının kestiği iade faturası arasında da üç aydan fazla süre geçtiğinin görüldüğünü, davalının işlerin tamamlanmasından uzun bir süre sonra ve müvekkilinin hukuki yollara başvuracağını belirtmesinin akabinde ayıp ihbarında bulunmasının TMK m.2 anlamında dürüstlük kurallarına ve etik değerlere aykırı bir davranış olduğunu, davalının bildirdiği ihtarnamesine kadar müvekkiline hiçbir şekilde hizmet ayıbı ile ilgili bir ihbarda bulunmadığını, anlık müdahale ve danışmanlık hizmeti ile programın kullanımının sürdürülebilirliği müvekkilinin ifaları ile mümkün olduğunu, ayıp/eksiklik varsa dahi bunun anında anlaşılması gereken bir durum olduğunun ortada olduğunu; Müvekkilinin tamamladığı işlerin akabinde farklı tarihlerde davalı tarafa —– fatura tanzim ettiğini,—— faturanın her biri kanunen ayrı bir iş olarak tanımlanmakla beraber her fatura dönemine ait müvekkilince birden fazla işin ifası da danışmanlık hizmeti kapsamında ayrı ayrı görüldüğünü, faturalar ve işin niteliğinden de anlaşılacağı üzere müvekkilinin birden fazla iş gördüğünü ve ortada tamamlanması gereken tek bir iş olmadığı ve danışmanlık hizmetinin mahiyeti gereği hizmet içeriğinde birden fazla işin ifası söz konusu olduğunun şüpheye yer vermeyecek derecede açık olduğunu, davalı tarafından ‘sanki tek bir iş varmış da, o iş yarım bırakılmış gibi’ bir algı yaratılmaya çalışılmasının kabul edilebilirliğinin bulunmadığını, kestikleri iade faturasının da müvekkilinin kestiği faturalar ile yaptıkları ödemeler sonucunda kalan bakiye olduğunu; Müvekkilinin davalının kendisine bildirdiği tüm sorun/meseleler ile alakalı danışmanlık hizmetini eksiksiz ve ayıpsız şekilde yerine getirdiğini ve tamamladığı işlerle alakalı da şirket yetkililerine bilgilendirme raporlarını sunduğunu, davalı şirket yetkililerine gönderilen tamamlanan iş listesi ile alakalı müvekkiline hiçbir itiraz veya ayıp ihbarında bulunulmadığını, davalının müvekkilince verilen hizmetin ayıplı olduğunun ispat yükünün bulunduğunu; Davalının müvekkiline intikal ettirmedikleri / hiçbir şekilde bildirmedikleri bir mesele hakkında kötüniyetli olarak müvekkilince ifanın yerine getirilmediği hakkaniyete aykırı bir durum oluşturacağını, davalıca ortaya başarısızlıkla sonuçlanıldığı iddia edilen işin müvekkilininden kaynaklanan sebeplerle başarısız olduğunu somut ve yazılı delilleri ile ortaya koyulması gerektiğini belirterek davanın kabulü ile —— Dosyasındaki ödeme emrine itirazın iptaline, kötüniyetli olan davalı aleyhine takip konusu likit alacağın yüzde yirmisinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep ettikleri ile dilekçeleri ekindeki —— görülmüştür.
CEVAP: Davalı vekilinin Sayın Mahkemenize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; Davacının, müvekkili şirketin kullandığı ——- yönelik istemiş olduğu raporlama işlemlerinin bir kısmını yaptığını bir kısmını ise eksik hatalı yaptığını ve bilahare haber ve ihtar çekmeden işi yarım bıraktığını; Davacıdan kaynaklanan pekçok sorunla/hata ile karşılaşıldığını, davacının işi yarım bıraktığı yapılan işlemlerin hiç bir anlamı kalmadığı için müvekkilinin maddi manevi zarara uğradığını; Müvekkilinin davacı tarafından yarım bırakılan işlerin tamamlanması için ——– yapmak zorunda kaldığını; Davacının faturalarında yer alan hizmet, danışmanlık faaliyetlerini hangi gün hangi şekilde yerine getirdiğini açıklamak ve ispat etmek zorunda olduğunu, müvekkilinin faturaları kayıt altına almasının fatura dayanağı hizmetin yada işin yapıldığı anlamına gelmediğini, müvekkilinin davacı tarafından düzenlenen faturaların —- bedelini kabul ettiğini, eksik ayıplı hatalı aldığı — kısmını kabul etmediğini, ihtarname keşide ederek —tutarlı tamamlayan hizmet fiyat faturası gönderdiğini, davacı tarafından keşide edilen ihtarname ile faturalarının iade edildiğini müvekkili tarafından gönderilen ihtarname ile —-faturayı kayda alması ve —- maddi zaralarının giderilmesinin talep edildiğini belirterek davanın tümden reddine, takibinde haksız icra takibi neden ile davacının %20 icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettikleri ile dilekçeleri ekindeki —– görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava,—– Esas sayılı ilamsız takip dosyasına yapılan itirazın iptali davasıdır.
Dosyamız davacısı —– sorulduğu görüldü.
—müzekkere yazılarak tarafları—— celp edildiği görüldü.
— tarihli ara karar ile dosyanın bir mali müşavir bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve —- tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi kök raporunda özetle;
“1.Ticari defter kayıtları ve diğer belgelerde de görüldüğü üzere taraflar arasında ticari bir ilişkinin bulunduğu;
2.Davacı — davalı—– TTK. md. 85 ve HMK 222. madde uyarınca sahipleri lehine delil olarak kullanılma niteliğinde bulunduğu;
3.Davacı — kayıtlarına göre; Davacı — davalı— takip tarihi itibariyle —— alacaklı olduğu;
4.Davalı —–kayıtlarına göre; Tarafların —-tarihinde mutabık oldukları ve Davacı —davalı —- alacaklı olduğu, davalı— tarihinde—- numaralı faturası ile bakiye tutarı kadar davacı —-iade faturası düzenlediği ve bu tarih ile takip tarihi itibariyle borcunun bulunmadığı;
5.Davacı — davalı —– döneminde yaptıkları satışların ve alımların birbirini teyit ettiği —-, ancak aynı dönemde davacı ve davalının —-döneminde – adet belge ile —hariç toplam — Davalı — adet belge ile —- beyan ettikleri görülmüş, davacı ve davalı tarafın —- kendi kayıtlarına göre eksik beyanda bulundukları;
6.Davalı—- numaralı faturası ile davacıya olan borç bakiyesi tutarı — kadar davacı —-iade faturası düzenlediği, söz konusu iade faturasının — gün içinde düzenlenmediği, davacı tarafından kendisine — tarihinde tebliğ edilen bu faturaya aynı tarihte —– numaralı ihtarnamesi ile yasal süresi içerisinde itiraz ve iade edildiği;” şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.Davacı taraf bedeli ödenmeyen faturalardan kaynaklanan açık hesap ilişkisine dayalı alacak talebinde bulunmaktadır.Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür.6102 sayılı TTK’nın 21/2.maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”.TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu,süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine,adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir.Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır.Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle,adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması,faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir.Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Her iki ticari defterlerde yer alan kayıtlar birbiri ile uyuşması halinde ticari defterler ,içeriğine göre delil vasfına sahip olabilecektir.
Eldeki uyuşmazlık incelendiğinde taraflar arasında ihtilafa konu miktar olan —miktarınca tarafların — tarihinde mutabık oldukları ancak —-tarihinde davalı tarafından bu miktarca iade faturası kesilerek davacıya gönderildiği ve davacının — günlük süresi içerisinde iade faturasını iade ettiği,itiraz ettiği görülmüştür.Davalı tarafın iade fatura tarihi —tarihi olmakla davacının davalıya kesmiş olduğu faturalara — günlük yasal süresi içerisinde itiraz edilmediğinden fatura içeriklerinin kesinleştiği ve davalının süresinden sonra düzenlediği iade faturasının geçerli olmadığı kanaatine varılmıştır.Faturanın delil niteliği uyarınca ,bu aşamadan sonra hizmetin ifa edilmediğini ispat külfeti davalıda olup davalı vekilinin hizmetin ifa edilip edilmediği hususunda yemin teklif etmesi üzerine davacı asile yemin davetiyesi çıkartılmış ve duruşmaya iştirak eden davacı asil tarafından yemin davetiyesi içeriğine uygun şekilde yemin icra edilmiştir.Davalı tarafın yemin teklifinin kabul edip davacı asil tarafından yeminin icra edilmesi de göz önüne alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Alacağın faturalara bağlı olduğu göz önüne alındığında likit ve belirlenebilir olduğu görülerek icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
TASHİH ŞERHİ : Kısa kararın yazımı sırasında kısa karar — numarada ” kabul edilen asıl alacak miktarı olan -yazılması gerekirken sehven basit yazım hatası yapılıp —– yazıldığı anlaşılmış olup 6100 sayılı HMK’nın 304. Maddesi uyarınca yazım hatası tashih edilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; —– sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin takip talebi doğrultusunda devamına,
2- Kabul edilen asıl alacak miktarı olan 39.990,00 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 2.731,71 TL harçtan, peşin yatırılan 482,98 TL harcın düşümü ile geri kalan 2.248,73 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan 482,98 TL Peşin harç ve 59,30 TL başvurma harcı 1.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 122,60 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.664,88‬ TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre 5.998,50TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
7- 1.320,00 TL Arabulucu ücretinin davalıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı asil, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/06/2022