Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/448 E. 2022/171 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/448 Esas
KARAR NO : 2022/171

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ : 14/07/2021
KARAR TARİHİ : 17/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:—— —- harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin — günü davalı ——-saatinin bitmesine ve — işlemlerinin kapanmasına ——– şeklinde hitap ederek, —- indirmediğini sormuş, müvekkilince——— —– müvekkilinin hesaplarına girilerek ——- edildiğini ——— olarak bunu engellediklerini belirtildiğini, ——–müvekillerime ait hesap numarasını/————-ve net bir biçimde belirterek, bu hesaplardaki paraların —– işlemler yapması gerektiğini bu işlemleri gerçekleştirebilme—– girerek —— görüntülemesini ———- altına alacaklarını ve başka bankalarda hesaplarınız var ise onları da ——-alacamız diyerek müvekkilimi yönlendirmeleri sonucu—— hesap|arına girmesini istendiğini, olay tarihinde—–olan müvekkilinin şüphelinin————davacı ile birlikte ——— ulaşıldığını, müvekkilinin —— hesaplarındaki ————- —— bazında hesabının devam edeceğini belirterek , kendisini başka bir birime aktaracaklarını belirterek, farklı bir şüpheliye aktardığını, karşı taraftaki farklı şüpheli kişi müvekkilinin,—– yapması için yönlendirerek ——-gerektiğini ——- yapılamayacağını bu sebeple birkaç işlem yapılması gerektiğini —— altına alınması için hesapların aynı şekilde oluşturulacağını—— müvekkilimizi —— konuşmak sureti ile ve her fırsatta ——-yerine getirdiklerini ,bu amaçla hizmet verdiklerini belirterek sakinleştirmeye çalışmışlar ve müvekkilimiz tarafından ,——-aktarmasını sağlamışlar ve bu hesaptan aynı anda , birbirini takip eden işlemlerle aynı gün arka arkaya ;
a)——- adına 50.000.-TL
b)——– adına 90.000.-TL
c)———- 30.000.-TL
d)——–adına 17.500.-TL
e)——- adına ——- yapıldığını,
Daha sonra, —— yönlendirmesi ile —— birlikte—— çevirerek toplam——–aktarmış ve yapılan yönlendirme ile aynı anda , birbirini takip eden işlemlerle ——
a)——–
b)——— yaptırıldığını, — kişiler halen———-.sayılı dosyası ile yargılanmanın devam ettiğini, müvekkillerinin yukarıda isimleri yer ——tanımadıkları gibi,—— bulunmadığını, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydı ile şimdilik——-tarihinden itibaren 3095 sayılı yasının 4/a maddesi uyarınca hesap edilecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı —–cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu olayda, iddia edildiği gibi davacı müvekkili —– aranmamış olup dava dilekçesinde——– ispatlamaktadır. Dava konusu işlemleri davacı bizzat kendisi kendisine —— gerçekleştirmiştir. Bu nedenle, Davacının müvekkil ——değil, —– kendisini —–öneltmesi gerekmektedir. Dolayısıyla, huzurdaki davada müvekkil —– davalı olarak gösterilmesi mümkün değildir. Kaldı ki, davacı her ne kadar kendisini—– iddia etmiştir. Malum olunacağı üzere, davacının dolandırılıp dolandırılmadığı yapılacak olan ceza yargılaması neticesinde ortaya çıkacaktır. Diğer taraftan; davacı, dava konusu işlemleri kendisinin gerçekleştirdiğini dava dilekçesinde kabul etmesine rağmen dava konusu —- gerçekleştirildiğini iddia etmektedir. O halde davacı— gerçekleştiren kişilere karşı husumet yöneltmelidir. Eğer gerçekten davacının iradesi dışında bir kullanım söz konusu ise bu kullanımı gerçekleştiren kişilerin dava konusu—-oldukları aşikardır.Davacının uğradığı bir zarar varsa bu durumdan fayda sağlayan dava konusu işlemi gerçekleştiren üçüncü kişilerdir. Hukukumuzun——— düzenlemektedir. Somut olay bakımından, davacı iddiaları kabul edildiğinde, davacının zararının oluşmasına sebebiyet veren kişilerin dava dışı üçüncü kişiler oldukları ortadadır. Kaldı ki, bu üçüncü kişiler davacının zararını doğuran fiilleri ile kendilerine menfaat sağlamışlardır.—– davacının zararının oluşmasına sebebiyet veren kişilerin, bu —– dolayı sorumlu tutulmaları gerekmekteyken, somut olay bakımından kusurlu/kusursuz herhangi bir fiil içerisinde bulunmayan, dolayısıyla da hakkında illiyet bağı kurulamayan müvekkil—– yöneltilebilmesi mümkün değildir. yüksek mahkemenin ———kararlarında da, —– kullanımından sorumluluğun bankalarda olmayacağı ve banka aleyhine açılan davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerektiği açık ve net olarak belirtilmiştir. Sonuç olarak, Yüksek Mahkeme kararları ve beyanlarımız doğrultusunda öncelikle husumet itirazımızın değerlendirilmesi suretiyle davanın müvekkil Banka yönünden husumet yoksunluğu sebebiyle reddine karar verilmesini talep etmekteyiz. Davaya konu uyuşmazlıkta; davacının itiraz ettiği işlemler; davacının müvekkil Banka nezdindeki hesabından tek kullanımlık—— işlemleri olup ile huzurdaki davanın—- kişilere ihbar edilmesini talep ederiz. Bu nedenle de,—— bilgilerinin öğrenilmesi için, —– müzekkere yazılmasını talep ederiz. Önemle ve öncelikle belirtmek isteriz ki; dava konusu işlemlerin gerçekleştiği tarih ve saatte müvekkil —– tarafından hiçbir şekilde aranmamıştır. —— —– müzekkere ile, dava konusu olayın gerçekleştiği gün ve saatte davacıyı arayan numaraların talep edilmesi halinde, bu husus açığa çıkacaktır. Bu nedenle, davacının kullandığı——- tarihinde,—–edilmesini talep etmekteyiz. Kaldı ki, davacının delilleri arasında yer alan ——-üzere; davacının arandığını ——– başlamamaktadır. Davacı, müvekkil —– aranmadığı gibi, bizzat davacı kendisini arayan şahısların yönlendirmesi doğrultusunda dava konusu işlemleri —-yapmıştır. Hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte, bir an için arayan şahısların müvekkil—— olduğu kabul edilse dahi, davacının—– vermememesi gerektiği muhakkaktır. Kaldı ki, davacı gibi,—– müşterilerine gerek müvekkil —— imzalamış oldukları sözleşmeler ile, gerekse de müşterilere yapılan yazılı/sözlü ve —- personelleri ile dahi paylaşılmaması konusunda bilgilendirmeler yapılmıştır. Müvekkili bankanın hiçbir kusurunun bulunmadığından haksız davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava,davalı bankanın—– ihmali iddiasıyla açılan tazminat davasıdır.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç Başlıklı 1. maddesinde Kanunun amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” hükmüne yer verilmiştir. Satıcı; “kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”; tüketici ise “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade etmektedir. Aynı Kanunun 3. maddesinde de “Tüketici işlemi”, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, —- benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemi” ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Bir işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukukî işlemin olması gerekir.
Aynı Kanunun 73/1. maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken, 83/2. maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir.
Eldeki dosya incelendiğinde davacıların davalı banka nezdindeki hesabının—-olmadığı,davalı bankanın müşterisi olan davacılar ile aralarında tüketici işlemi bulunduğu görülmekle mahkememizin görevsizliğine karar verilerek görevli mahkemelerin tüketici mahkemeleri olduğu kanaatine varılmıştır.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının görev yönünden REDDİNE ,
2-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
3-Karar kesinleştiğinde dosyanın talep halinde yetkili ve görevli —–MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
4-Aksi halde davanın açılmamış sayılmasına.
5-HMK 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri hakkında yetkili mahkemece karar verilmesine.
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya kendilerine en yakın Asliye Ticaret mahkemesine verecekleri dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yoluna gidebilecekleri uyarısıda yapılmak suretiyle açıkça okunup usulen anlatıldı.