Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/447 E. 2023/188 K. 28.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/447 Esas
KARAR NO: 2023/188
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/07/2021
KARAR TARİHİ: 28/02/2023

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi.

DAVA: Davacı vekili —- harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı —- tarihli sözleşme ile davalı —-şirketi, sözleşme ekindeki teknik şartnameye uygun olarak muhtelif zamanlarda muhtelif yerlere ve muhtelif kişilere toplamda —– baskılı cerrahi maskeleri, her türlü ambalajı ile yasal şartlara uygun olarak teslim etmeyi yüklendiği sözleşmeden döndüğünün ve davalılara ——- tarihli çek yönünden İİK md. 72 gereğince borçlu olmadığının tespiti ile çekin müvekkiline iadesine ve dava sırasında müvekkilinin hak kaybına uğramaması için dava süresince mezkur çek yönünden davalılar aleyhine ödeme yasağı ile her türlü icrai işlemi engelleyici nitelikte ihtiyati tedbir kararının verilmesini talep ettikleri;
Davalıya —- yevmiye no.lu ihtarnamesi ile sözleşmenin gereğinin yerine getirilmesi ihtar edilmiş aksi takdirde çekin iade edilmesi talep edilmiş ve sözleşmeden dönülebileceğinin ihtar edildiğini, davalı —–şirketi yetkilisi —– tarafından müvekkili şirket yetkililerini devamlı oyalayıcı beyanlar veridiğini, bu kişinin daha sonrasında çokça buna benzer işlemler yaptığı öğrenilince müvekkilinin açıkça dolandırıldığını anladığını ve buna ilişkin davalı tarafın —– Dosyası ile şikayet edildiğini;Müvekkilinin dönme hakkını usulüne uygun olarak kullandığı sabit olmakla birlikte bir an için Sayın Mahkemenin aksi kanaatte olması halinde, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında öncelikle ifa yükümlülüğü altında bulunan davalı—— şirketinin edim yükümlülüğünü yerine getirmediği açık olduğundan açıkça ödemezlik def’ini ileri sürdüklerini ve bu sebeple müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile çekin müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ettiklerini belirterek ——- tarihli çek yönünden İİK md. 72/2 hükmü kapsamında %15 teminat karşılığı davalıların bankaya çeki ibraz etmesi halinde çekin ödenmemesi ve çekin banka tarafından el konularak Sayın Mahkemenize gönderilip fiziken kasaya alınması yönünde, davalıların müvekkili aleyhine her türlü icrai işlemini engelleyici nitelikte ihtiyati tedbire,—— tarihli çek yönünden müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine yükletilmesine, karar verilmesini talep ettkleri ile dilekçeleri ekindeki Sözleşme, İhtarname, İfade Tutanağı ve Vekaletname görülmüştür.

CEVAP: davalı —— vekilinin savunma ve cevabı: Davalı vekilinin —— tarihinde sunduğu cevap dilekçesinde özetle; Dava ikame edilmeden önce davacı tarafından tarafımızla gerçekleştirilen bir arabuluculuk görüşmesi mevcut olmadığından işbu davanın dava şartı yokluğundan reddinin gerektiğini; Huzurdaki davada——- mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacı tarafından yetkisiz mahkemede ikame edilen davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini; Davacının borçlu olmadığını iddia ettiği bedel üzerinden harç ikmal edilmediğini, eksik harcın ikmali için davacıya kesin süre verilmesini, aksi halde davanın usulden reddine karar verilmesini talep ettiklerin; Davacının huzurdaki davayı, davaya konu çeklerde lehtar konumunda olan şirketle aralarındaki ticari borç ilişkisine istinaden ödemezlik def’i ileri sürerek ikame ettiğini, davacının davaya konu çeklerin bedelsiz kaldığından bahisle ileri sürdüğü ödemezlik def’ini davaya konu çekleri usul ve yasaya uygun şekilde ciro yoluyla iktisap etmiş son meşru hamil olan müvekkiline karşı ileri süremeyeceğini, bedelsizliğin kişisel defi olduğundan keşideci tarafından kural olarak ancak lehtara karşı ileri sürülebileceğini, davacı işbu tespit davasını müvekkiline yöneltmesinde hukuki menfaati olduğunu kanıtlar hiçbir belge veya delil ibraz edemediğini davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesini talep ettiklerini; —– müvekkili arasında imzalanan —— tarihinde imza altına alındığını Keşideci ile lehtar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı edimin —– düzenlendiğini, davacı keşideci——– tarafında bu faturaya karşı yasal süresi içerisinde herhangi bir itirazda bulunulmadığını, fatura tanzim tarihinden 16 gün sonra lehtara ihtar çekildiğini haliyle fatura ve içeriğinin kesinleşmiş olduğunu, faturada belirtilen edimin gerçekleşmediğine dair ispat yükünün faturaya yasal süresinde itiraz etmeyen davacı keşideciye ait olduğunu, davacının da bu hususu ispatlayacak hiçbir kesin delil ibraz edemediğini, mahkemenizce verilen tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiklerini; Müvekkilinin iyi niyetli son meşru hamil olduğunu, müvekkiline kusur atfedilemeyeceğini, davacı tarafından ileri sürülen def’i bedelsizlik olduğundan senede karşı senetle ispat kuralı gereği alacaklının kötü niyetinin kesin delillerle ispat edilmesi gerektiğini ki davacının ispat edemediğini; Müvekkili şirketin bilerek ve isteyerek davacının zararına hareket ettiği iddiasını davacının ispat etmesinin gerektiğini, davacının bu hususu ispat edemediğini, müvekkilinin keşideci ile lehtar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı vaziyeti bilebilecek durumda olmadığını davacının mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksun iddialarının reddinin gerektiğini; Davacının dava dilekçesinde yer alan—–konusu somut olayla bağdaşmadığını, söz konusu kararda, faktoring şirketinin çeki usul ve yasaya uygun şekilde fatura tavsik edilmeden devralması durumunda, keşidecinin lehtara karşı ileri sürebileceği kişisel def’ilerini alacaklı ——- karşı da ileri sürebileceğinin açıklandığını, dava konusu olayda müvekkili şirketin dava konusu çeke ilişkin alacağı faktoring sözleşmesi ve fatura tavsik ederek usul ve yasaya uygun şekilde devraldığını, müvekkilinin iyi niyetli son meşru hamil olduğunu davacının usul ve yasaya aykırı iddialarının reddi gerektiğini; Huzurdaki davanın kötü niyetle ikame edildiğinden davacı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı aleyhine hükmedilmesine karar verilmesini talep ettikleri ile dilekçeleri ekindeki ——– Fatura, Yargıtay Kararları görülmüştür.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; İİK.nın 72.maddesi gereğince; davalı şirket ile davacı şirketin ——- tarihinde aralarında imzalanan ticari satımdan kaynaklanan mal alım sözleşmesi gereğince önceden verilen dava konusu avans çekinden dolayı akid şirkete ve ciro yoluyla çeki devralan hamil şirkete karşı mal teslim edilmemesi ve ——- gereğince açılan menfi tespit davası olduğu görülmüştür.
Davacı tarafın iddiasının müvekkili şirketin —- tarihli çeki verdikleri ancak karşılığında mal almadıkları,——–ünvanlı firmadan çekin karşılığı malı göndermesini ve çeki üçüncü kişilere ciro ve temlik etmemesini talep ettikleri ancak bunun gerçekleşmediği bu haliyle çekin bedelsiz kaldığı iddiasına dayandığı anlaşılmakla; Taraflarca ibraz edilen ve talep edilen delillerin toplanılmasını müteakiben Mali Müşavir Bilirkişi Vasıtası ile yapılan inceleme ile; davalı —– firmasının Ticari defterlerini ibraz etmediği, davacı tarafın ibraz edilen defterlerinin 6102 Sayılı Kanunun 64.md/3f kapsamında usulüne uygun tutulduğu, 6100 Sayılı Kanunun 222.md uyarınca davacı tarafın lehine delil olma niteliğinin bulunduğu, incelenen ticari defterler ile davacının davalı ——- alacaklı olduğu, davalı tarafın bunun aksini kanıtlar delil ibraz edemediği bu haliyle dava konusu çekin davalı —– açısından bedelsiz kaldığı yönünde kesin kanaat hasıl olduğu anlaşılmakla davacı tarafın davasının bu davalı açısından kabulü yönünde aşağıda ki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Davalı —- yönünden ise davalının dava konusu çeki ciro yoluyla diğer davalı —– aldığı ve taraflar arasında ——–düzenlendiği görülmüştür.
6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 9/2. maddenin yollamasıyla——— maddesinde ‘Kuruluş tarafından müşteriyi yeteri kadar tanıyacak şekilde istihbarat çalışmalarının yapılması, sadece müşterilerin beyanı veya sözlü teyidi ile işlem yapılmaması gerekir. İstihbarat çalışmasının; a) Öncelikle ilgili mevzuatta yer alan faturanın tarifi, şekli ve nizamına ilişkin düzenlemeler de dikkate alınarak faturadaki bilgilerin kontrol edilmesi, b) İç kontrol sisteminin devralınan faturalara ilişkin gerekli istihbarat ve araştırma yapılmasını sağlayacak ve ——Sisteminde bu faturaların mükerrer olmadığının kontrolü tamamlanmaksızın kullandırım yapılamayacak şekilde oluşturulması, c) Müşterilerin mali durumlarının değerlendirilerek bunların itibarı ve işlem geçmişleri de dikkate alınmak suretiyle gerektiğinde fatura borçlusu ve kambiyo senedi veya diğer senedin keşidecisine de başvurularak borcun teyit edilmesini sağlayacak yöntemler geliştirilmesi ve ulaşılabilmesi mümkün olan ilgili veri tabanlarından yararlanılması yoluna gidilmesi hususları dâhil olmak üzere asgari olarak yukarıda belirtilen usul ve esasları içerecek şekilde yapılır ve bunların yetersiz kalması durumunda ilave yöntemlere başvurulur.’ hükümleri düzenlenmiş olup, ——- gerekli istihbarat çalışmasını nasıl yapacağı ve çalışma usulleri açıkça düzenlemiştir.
Hal böyleyken her ne kadar davalı———dava konusu çeke ilişkin —- tarihli e-fatura sunmuş ise de —- tarihli celse ara kararı uyarınca usule uygun olarak yapılan ihtara rağmen ticari defter ve belgelerini incelemeye sunmadığı ayrıca yukarıda açıklandığı üzere faturaya konu mal satışının fiktif nitelikte olup olmadığı, işlem taraflarının ve faturanın güvenilirliği, ilgililerin mali durumları konularında araştırma ve istihbarat çalışması yapması, keşideciden dava konusu çek yönünden teyit alması gerekirken bu yönde bir araştırma yapmadan ve teyit almadan davacı defterlerinde kayıtlı olmayan fatura ve belgelere göre işlem yapmasının mevzuatın kendisine yüklediği istihbarat yükümüne uygun olmadığı bu haliyle de 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesi ile 6361 sayılı Kanun’un 9/(3) ve Yönetmeliğin 5,6 maddeleri uyarınca davalı ——- çeki iktisapta ağır kusurlu olduğu ve davalı çekin yetkili hamili sayılamayacağı böylelikle de bedelsizlik iddiasının davalı—– karşı da ileri sürülebileceği anlaşıldığından çekin bedelsizliği nedeni ile davanın—– yönünden de kabulü gerekmiş ve aşağıda ki şekilde hüküm kurulmuştur.

Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; Davacının ——- tarihli çekten kaynaklı davalılara borçlu olmadığının tespitine,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 1.366,2‬0 TL harçtan, peşin yatırılan 341,55 TL harcın düşümü ile geri kalan 1.024,65‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan 341,55 TL Peşin harç ve 59,30 TL başvurma harcı 1.100,00 TL bilirkişi ücreti ve 429,7‬0 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.930,55‬ TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde——–Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalılar vekillerinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/02/2023