Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/437 E. 2022/354 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/437 Esas
KARAR NO: 2022/354
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 12/07/2021
KARAR TARİHİ: 17/05/2022
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
DAVA: davacı vekili —- harç tarihli dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında —-taşınmaz satış vaadi sözleşmesi imzaladığını, söz konusu —- maddesinde cezai şartın kararlaştırıldığını, tarafımızca —– sayılı dosyasından icra takibine geçildiğini fakat davalının haksız ve dayanaksız itirazı ile tabin durduğunu, davalı firma itirazında borçluluğunu inkâr ettiğini, burada davalının, taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkiyi dilediğince yorumlama, ödemesi gereken cezayı ödemeden kaçınma gibi bir hak ve yetkisi olmadığını, davalı vaki itirazında —— taşınmaza ilişkin yükümünün mücbir sebep ve zorlayıcı nedenlerle uzadığını ileri sürmüş olsa da hiç şüphesiz davalı bu alanda basiretli bir tacir olarak hareketle mükellef olduğunu, taraflar arasında yapılan arabuluculuk görüşmesinden de olumlu bir sonuç alınamadığını, davalarının kabulünü talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket sözleşme konusu taşınmazı sözleşme hükümlerine uygun olarak inşa etmeyi sürdürdüğünü, icra takibine konu ödeme emrine daha önce iki ayrı tebligat ile tebliğ edildikten sonra itiraz edilmiş olup yeni alacak kalemleri ile gönderilen ödeme emrine de itiraz etme zorunluluğunun doğduğunu, müvekkili şirketin talep edilen şekilde bir borcunun olmadığını, müvekkili şirket sözleşmesel yükümlülüklerini yerine getirmekte olup işin süresi mücbiepler ve zorlayıcı nedenler dolayısıyla uzamıştır inşaatın gecikmiş olduğu iddiası eksikli olarak ifade edilmiş olup yukarıda açıklanan şekilde müvekkili şirket tarafından yapılan mücbir sebep ve zorlayıcı neden bildirimlerinde bulunulmuştur
müvekkili şirket temerrüde düşürülmemiş olduğundan takip öncesi faiz işletilemeyeceğini, COVID-19 salgını yüzyılda bir görülen cinsten tüm dünyayı etkileyen ağır bir bulaşıcı hastalık salgını olup tüm dünya ticaretini etkileyen ve insanların alışkanlıklarını dahi baştan aşağı yeniden belirleyen pandemi ve etkileri öngörülebilir nitelikte olmadığını beyanla haksız davanın reddini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava,cezai şart bedeline dayalı —– ilamsız takip dosyasına yapılan itirazın iptali davasıdır.—-üzerinden dosyamız içerisine celp edildiği görüldü. —– ilişkin tapu kayıtlarının celp edildiği görüldü.
Taraflar arasında akdedilen — davalının ,taşınmazı ,davacıya sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren — içerisinde devredeceği kararlaştırılmıştır.Taraflar arasındaki sözleşme — tarihinde imzalanmış olup taşınmazın davacıya en geç — tarihinde teslim edilmesi gerekmektedir.Takip talebinde talep edilen cezai şart bedelleri ise —- tarihlerinde muaccel olan cezai şart bedelleridir.Yine taraflar arasında akdedilen —- taşınmazın belirlenen süre içerisinde teslim edilmemesi halinde her ay için —–cezai tutar olarak davacıya ödeneceği belirlenmiştir.Sözleşmede belirlenen bedel — olmakla geciken her aya isabet eden cezai şart tutarı —– olmaktadır.Eldeki dosyada süresind teslim yapılmadığı ihtilafsız olup davalı tarafından COVİD-19 dolayısıyla mücbir sebep nedeniyle teslimin süresinde yapılamadığı dile getirilmekle birlikte öncelikle mücbir sebep savunmasının ileri sürülüp sürülemeyeceği hususu genel olarak ve sözleşmede özel olarak mücbir sebebe ilişkin düzenlenen hükümler ışığında irdelenmesi gerekmektedir.COVID-19 pandemisinin mücbir sebep teşkil edebilmesi için her somut olay yönünden ayrı bir değerlendirme yapılmalı,sözleşmeye aykırılık pandemi kaynaklı olmalı,pandemiyle sözleşmeye aykırılık arasında nedensellik bağı bulunmalı ,sözleşmede yer alan mücbir sebep kayıtları yorumlanmalı,olayın neticelerinin sözleşmeye olan etkisi öngörülemez olmalı ve ifaya mutlak suretle engel teşkil etmelidir.Eldeki uyuşmazlığa konu olaya temel teşkil eden —- mücbir sebebe ilişkin kayıtlar yer almaktadır.Buna göre mücbir sebebe dayanan tarafın sözleşmenin 10.1. Maddesine göre mücbir sebebin meydana geldiği tarihten itibaren —– içerisinde diğer tarafa yazılı bildirimde bulunması gerekmektedir.Her ne kadar davalı tarafından sunulan belgelerde süre uzatım ve tadil protokolü yer alsa da bu protokoller davalı ile dava dışı arsa sahibi olan 3.kişi arasında akdedilmiş olup davacıyı bağlar yönü bulunmamaktadır.Mücbir sebebe dayanan davalı tarafın, mücbir sebeple işin gecikeceğine dair dava öncesi davacıya herhangi bir yazılı bildirim yaptığına dair belge sunmadığı görülmekle taraflar arasındaki sözleşmenin mücbir sebebe dayanma ve süre uzatım şartlarından olan yazılı bildirim şartının davalı tarafından yerine getirilmediği görülmekle ,takibe konu —— aylık cezai şart bedelinin davalıdan tahsilinin gerektiği kanaatine varılmışıtr.Davalı tarafından ,sözleşmede yer alan mücbir sebep nedeniyle süre uzatım şartı olan yazılı bildirim yapılmadığından covıd-19 pandemisinin mücbir sebep teşkil ettiği savunmasına dayanılamayacağı kanaatine varılmıştır.
Sözleşmede belirlenen sürede teslim olmaması halinde yüklenicinin temerrüde düşeceği ve cezai şart bedelinin muaccel olacağı ancak cezai şart açısından temerrüdün takip öncesi oluşması ve işlemiş faiz talep edilebilmesi için cezai şart bedeli konusunda 6098 sayılı TBK’nın 117.maddeisne uygun temerrüt ihtarının olması gerektiğ ancak takip öncesi cezai şart yönünden ihtar olmadığından temerrüdün takiple oluşacağı görülmekle işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçeler ışığında davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile —- yapılan itirazın —- asıl alacak üzerinden kısmen iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, kabul edilen asıl alacağın takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2- Kabul edilen asıl alacak miktarı olan 18.600,00 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar yasası uyarınca davanın kabul edilen 18.600,00 TL lik kısım yönünden alınması gereken 1.270,566 TL harçtan peşin alınan 320,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 950,366‬ TL karar harcının davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
4- Harçlar yasası uyarınca davacı tarafından yatırılan 320,20 TL peşin harç ve 59,30 TL başvurma harcı davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 149,37‬ TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yapılan toplam 56,60 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre belirlenen 56,14 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geri kalan bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8- Kabul red oranına göre belirlenen 1.309,48 TL Arabulucu ücretinin davalıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına, Yine Kabul red oranına göre belirlenen 10,52 TL Arabulucu ücretinin davacıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/05/2022