Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/426 E. 2023/590 K. 20.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2021/426 Esas
KARAR NO:2023/590
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:08/07/2021
BİRLEŞEN —— DOSYASININ TARAFLARI
DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:08/07/2021
KARAR TARİHİ:20/06/2023

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile davalı şirket arasında bir kısım işlerin yapılması için hizmet sözleşmesi imzalanmış olup, davalı şirketin bu sözleşme gereği davacının bir kısım işlerinin yapılmasında alt yüklenici olarak kendi işçilerini kullanmış olduğunu, Davalının işçilerinden ——, işçilik alacakları nedeniyle —— dosyası ile davacı şirketi de taraf göstererek alacak davası açtığını, işbu dava ile karara bağlanan alacağı için —— ile icra takibi başlattığını, ilgili icra dosyası için eksik kalan ödemenin davacı şirket tarafından 14.09.2020 tarihinde ödeme yapılmak durumunda kalındığını, davalı ile davacı şirket arasında imzalanan hizmet sözleşmesinde davacının, davalı şirket çalışanlarına yaptığı veya yapacağı ödemeleri davalıya rücu edebileceği açıkça düzenlendiğini, Söz konusu rucü alacak müteaddit defalar istenmesine karşın, davalı şirketin bu borcu ödemekten sürekli olarak imtina etmiş olduğunu, bu durum karşısında davalı şirket aleyhine——— takip dosyası ile icra takibi yapılmış ise de, davalı şirketin haksız ve yersiz olarak iş bu icra takibine itirazda bulunmuş olduğunu beyan ederek itirazın iptaline, takibin 1.113,29 TL üzerinden devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile dava vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında bir kısım işlerin yapılması için hizmet sözleşmesi imzalandığını, davalının işçilerinden —– işçilik alacakları nedeniyle——- dosyası ile müvekkili şirketi de taraf göstererek alacak davası açtığını, işbu dava ile karara bağlanan alacağı için ———dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ilgili icra dosyası için eksik kalan ödemenin müvekkili şirket tarafından 15.04.2020 tarihinde ödeme yapılmak durumunda kalındığını, söz konusu rucü alacağın müteaddit defalar istenmesine karşın, davalı şirket bu borcu ödemekten sürekli olarak imtina ettiğini, bu durum karşısında davalı şirket aleyhine ——- takip dosyası ile icra takibi yapılmış ise de, davalı şirketin işbu icra takibine itirazda bulunduğunu, açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile davalı tarafından ——–dosyasına yapılmış olan itirazın iptalini, takibin 60.713,10 TL üzerinden devamını, davalı aleyhine asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında imzalanan hizmet sözleşmesi incelendiğinde, icraya konu ilamda belirtilen alacakların tamamından davalı şirketin sorumlu olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını,, sözleşmede açıkça düzenlenmeyen hususlarda, ——– asıl ve alt işverenin sorumluluklarının yarı oranında olduğunu, Ücret vb. (fazla mesai , genel tatil) alacaklarından taşeron şirketin sorumlu olduğunun düşünülemeyeceğini, bu alacakların taşeronun hakediş alacakları olup, işçinin üst işverene hizmet verilmesinin sonucu olduğunu beyan ederek davanın reddine hükmedilmesi ile yargılama giderleri ve dava vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Birleşen dava da davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; işbu dosyalarda talep edilen alacakların aynı konulu olması nedeniyle, birleştirme taleplerinin bulunduğunu, kıdem ve ihbar tazminatı, fazla mesai alacağı, genel tatil alacağı ile yıllık izin alacağı yönünden davanın kabul edildiğini, taraflar arasında imzalanan hizmet sözleşmesinin incelenmesinde, icraya konu ilamda belirtilen alacakların tamamından müvekkili şirketin sorumlu olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını, sözleşmede açıkça düzenlenmeyen hususlarda asıl ve alt işverenin sorumluluklarının yarı oranında olduğunu, müvekkili şirket ile davacının, dava dışı işçiyi çalıştırdığı dönem itibariyle toplam sorumluluk miktarının belirlenmesinin gerektiği, sonrasında yarı oranında (davacı ve müvekkilim şirketin) sorumluluklarının tespit edilme gerektiğini, bu nedenlerle; davanın reddini, avukatlık ücreti ve yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER:——- sayılı dosya sureti, —–esas sayılı dosya sureti, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.—-tarihli ara karar ile dosyanın bir icra hukuku Nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 13/02/2023 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.Bilirkişi raporunda özetle; Davalı tarafın, sözleşmede açıkça düzenlenmeyen hususlarda asıl ve alt işverenin sorumluluklarının yarı oranında olduğu, bu alacakların taşeronun hakediş alacakları olup, işçinin üst işverene hizmet verilmesinin sonucu olduğu yönündeki talepleri hukuki inceleme ve değerlendirme gerektirmekle birlikte, taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca yapılan ödemeden davalı şirketin sorumlu olacağı hususunun düzenlendiği yer aldığından dosyada muhtemel alacak hesabı yapıldığına, -Davacı şirketin icra dosyası ile haricen dava dışı alacaklı vekiline yapılan ödemeler dikkate alınarak hesaplama yapıldığına, Sayın Mahkeme’ce yalnızca tahsilat makbuzunun dikkate alınması halinde ilgili dosyada işlemiş faiz talebinin de yer almadığı görülmekle, ——– takip tarihi olan —— talep edilebileceğinin hesaplandığına, Sayın Mahkeme’ce tahsilat makbuzunun gelir vergisi ve —-eklenmek sureti ile dikkate alınması halinde; ilgili dosyada işlemiş faiz talebinin de yer almadığı görülmekle, ——–sayılı dosyasında ödeme tarihi olan 15.04.2020 tarihinde 58.514,25 TL ödendiği görülmekle; bu tutara dava vekalet ücreti 195,97 TL KDV tevkifatı 435,50 TL gelir vergisi tevkifatı ve icra vekalet ücreti 373,83 TL KDV tevkifatı ,830,74 TL gelir vergisi tevkifatı eklenmek sureti ile takip tarihi olan 02.07.2020’de talep edilebilecek tutarın 60.350,29 TL olarak hesaplandığına ve takip talebinde ise 60.713,10 TL talep edilmekle talep edilenin hesaplanandan fazla olduğunun tespit edildiği şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.30/03/2023 tarihli ara karar ile dosyanın bir İş Mevzuatından kaynaklı hukuku Nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 12/05/2023 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.Bilirkişi raporunda özetle; Seçenekte davacının ödediği tutarın tamamını rücu hakkının bulunduğunun kabulü; seçenekte ise davacının ödediği tutarın yarısını rücu hakkının bulunduğunun kabulü durumuna göre seçenekli olarak değerlendirme yapıldığı, asıl Dosya Yönünden : Davacı-alacaklı —– tarafından davalı-borçlu —- aleyhine olarak, ———– Esas sayılı icra dosyasından 15.11.2020 tarihinde başlatılan icra takibinde, dosya borçlusu tarafından asıl alacağa ve faize yapılan kısmen itirazın iptali ile: Seçenek: 526,73 TL. asıl alacak ve 8,05 TL. işlemiş yasal faizi olmak üzere toplam 534,78 TL üzerinden icra takibinin devamı gerektiği, 2. Seçenek: 263,36 TL. asıl alacak ve 4,03 TL. işlemiş yasal faizi olmak üzere toplam 267,39 TL üzerinden icra takibinin devamı gerektiği, Davacı yan icra takibinde yasal faiz talebinde bulunmuş olup, buna göre taleple bağlı kalınarak, davaya konu icra takibinde asıl alacağa uygulanacak faiz nev’inin yasal faizi olduğu, Birleşen Dosya Yönünden: Davacı-alacaklı —- tarafından davalı-borçlu ——aleyhine olarak ——– dosyasından 14.07.2020 tarihinde başlatılan icra takibinde: dosya borçlusu tarafından asıl alacağa yapılan itirazın kısmen iptali ile: Seçenek: 32.502,67 TL üzerinden, 2. Seçenek: 16.251,34 TL. üzerinden, icra takibinin devamı gerektiği, Davacı yan icra takibinde asıl alacağın tahsiline kadar % 20 oranında faiz talebinde bulunmuştur. Buna göre taleple bağlı kalınarak, asıl alacak yönünden icra takibinden itibaren işletilmesi gereken faiz oran ve nev’inin tayin ve taktirin Sayın Mahkemeye ait olduğu şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE: Dava, asıl işveren davacının davalı şirket tarafından çalıştırılan işçinin açmış olduğu dava sonrasında ödemek zorunda kaldığı miktarın rücuen tahsili istemine dayalı başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı alt yükleniciyle hizmet sözleşmesi imzalandığı, işçi ——alacaklarının tahsili amacıyla——Esas sayılı dosyasında dava açıldığı, belirtilen dava dosyasında verilen kararın tahsili amacıyla——–icra takibi başlatıldığı, asıl dava bakımından 14/09/2020 tarihinde ödeme yapıldığı ve birleşen dava bakımından 15/04/2020 tarihinde ödeme yapıldığını, icra takip dosyalarına yapılan itirazın haksız olduğunu belirterek itirazın iptali talep edilmiştir.—– Esas sayılı dosyasının incelenmesinde mahkemece verilen kısmen kabul kararının dosyanın davalıları ——Tarafından temyiz edildiği, ———sayılı ilamıyla temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiği görülmüştür.Davaya konu uyuşmazlıgın sigortalı işçinin kıdem tazminatı ve ihbar tazminatını hak edecek şekilde iş akdinin sonlandırılması sebebiyle, buna bağlı olarak ödenen kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, ihbar tazminatı ve diğer işçilik alacaklarından davalı alt işverenlerin sorumluluğu hususunda toplanmaktadır.Dava konusu olayda davacı ile davalı arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi mevcut olup, davacı asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak İş Kanunu’ndan kaynaklanan yükümlülükler nedeniyle, alt işverenle birlikte müteselsilen sorumludur. Burada Kanundan kaynaklanan bir teselsül hali söz konusu olup, asıl ve alt işverenler, dış ilişki itibariyle (dava dışı işçiye karşı) müseselsilen sorumludurlar. Bu düzenleme, işçi alacağının güvence altına alınması amacıyla yapılmış olup, sadece işçilere karşı bir sorumluluktur. Asıl ve alt işveren arasındaki ilişkide ise iş hukuku değil, Borçlar Kanunu ve sözleşme hukuku esas alınacağından, uyuşmazlığın taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gereklidir.
Alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu olan borçlular, kendi aralarındaki iç ilişkide, bu husustaki nihai sorumluluğun hangi tarafa ait olduğu konusunda bir anlaşma yapabilirler. Nitekim 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 167.——– maddesinde düzenlenen, “Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır.” şeklindeki hükümde de, müteselsil borçlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı genel olarak eşit paylarla sorumlu oldukları, ancak bunun aksinin kararlaştırılabileceği de açıkça belirtilmiştir.İşte müteselsilen sorumlu olan borçlular arasındaki iç ilişkide, bu konudaki sorumluluğun tamamen borçlulardan birine ait olacağı yönünde bir sözleşme yapılmış ise, tarafların serbest iradeleri ile düzenlemiş oldukları sözleşme hükümleri kendilerini bağlayacağından, dış ilişkide kanundan doğan teselsül gereğince borcu ödemiş olan müteselsil borçlunun, ödediği miktarın iç ilişkide borcun nihai yükümlüsü olan borçludan rücuen tahsilini talep edebileceği kabul edilmelidir.Dava dosyasında —– sayılı dosyasındaki raporda dava dışı işçinin —– tarihleri arasında hesaplandığı, işçinin davalı şirket bakımından çalışma süresi ——- arası olduğu, ihbar tazminatı bakımından 8 hafta hesaplanmıştır.
Dava dosyasında mevcut belgelere göre sigortalı işçiye birleşen dava bakımından ———ihbar tazminatı ile kıdem tazminatının gelir ve damga vergisinin olarak 2.019,64 TL gelir vergisi ve 179,21 TL damga vergisi tespit edilerek toplam 60.713,10 TL olarak hesaplamıştır.) ve asıl dava bakamından 14/09/2020 tarihinde 1.100,00 TL ödeme yapıldığı tespit edilmiştir.Mahkememiz ara kararı gereği dosyanın icra hukuk nitelikli hesaplama uzmanına tevdi edilmiş ve rapor tanzim edilmiş ise de tanzim edilen rapor denetime elverişli bulunmamıştır.
Davacı şirketin dava dışı işçisine yaptığı ödemeyi davalının alt işveren sıfatlarından kaynaklı tahsil hakkının bulunup bulunmadığı ve davalı şirketin sorumlu olacağı miktarın saptanması amacıyla dosyanın İş mevzuatından kaynaklanan nitelikle hesaplama konusunda uzman bilirkişi ——-tevdi edildiği, bilirkişi raporunda rucü alacağına esas olmak üzere alternatifli hesaplama yapıldığı görülmüştür.Benzer konuya ilişkin ———– ilamında; “Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. ——-kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı——- işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır.İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar. Yıllık izinler kullanılmadığı taktirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır.
İhbar tazminatından son işveren sorumludur. Bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır.” şeklindeki açıklamalarından hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğunun bulunmadığı, davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğu, kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumlu olduğu ve ihbar tazminatından ise son işverenin sorumlu olduğu anlaşılmaktadır.Somut olayımızda, davanın tarafları arasında akdedilen hizmet alım sözleşmeleri ve eki teknik, idari şartnameler nazar alındığında sözleşme hükümlerinde çalışanların iş sözleşmesinin son ermesinde davacı tarafça yapılacak ödemelerin yüklenicilerin sorumlu olduğuna ilişkin hüküm bulunmadığı görülmekte ise de dosyaya sunulan hizmet alım sözleşmeleri ve sözleşme eki mahiyetindeki şartnameler ve —–sayılı ilamı nazara alındığında dava dışı işçiye ödenmiş tazminat bedellerinin tamamının sorumlu oldukları dönemle sınırlı olmak üzere davalıdan alınarak davacıya verilmesinin gerektiği anlaşılmakla bilirkişi raporunda alternatifli hesaplamalardan 1. seçenek olan ödenen bedelin tamamına yönelik hesaplama esas alınarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-ASIL DAVA BAKIMINDAN;
-Davanın KISMEN KABULÜNE; davalı tarafından ——- icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 526,73 TL asıl alacak ve 8,05 TL işlemiş faiz olmak üzere 534,78 TL üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Asıl alacak üzerinden hesaplanan %20 oranındaki 105,34 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
3-Harçlar yasası uyarınca davanın kabul edilen 534,78 TL lik kısım yönünden alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,6 TL karar harcının davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
4-Harçlar yasası uyarınca davacı tarafından yatırılan 59,30 TL peşin harç ve 59,30 TL başvuru harcının davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 534,78 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 534,78 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yapılan toplam 3.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 197,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 3197,00 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre belirlenen 1.535,51 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE, geri kalan bakiyenin davacı üzerinde BIRAKILMASINA, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer OLMADIĞINA,
8- Kabul red oranına göre belirlenen 633,87 TL Arabulucu ücretinin davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA, Yine Kabul red oranına göre belirlenen 686,13 TL Arabulucu ücretinin davacıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
BİRLEŞEN DAVA BAKIMINDAN;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE; davalı tarafından———–sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 32.502,67 TL üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz İŞLETİLMESİNE,
3-Asıl alacak üzerinden hesaplanan %20 oranındaki 6.500,53 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
3-Harçlar yasası uyarınca davanın kabul edilen 32.502,67 TL lik kısım yönünden alınması gereken 2.220,59 TL harçtan peşin alınan 733,26 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.487,33 TL karar harcının davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
4- Harçlar yasası uyarınca davacı tarafından yatırılan 59,30 TL peşin harç ve 59,30 TL başvuru harcının davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yapılan toplam 51,50 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre belirlenen 27,57 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE, geri kalan bakiyenin davacı üzerinde BIRAKILMASINA, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer OLMADIĞINA,
8- Kabul red oranına göre belirlenen 706,66 TL Arabulucu ücretinin davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA, Yine Kabul red oranına göre belirlenen 613,33 TL Arabulucu ücretinin davacıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
9-Karar kesinleştiğinde ———– icra takip dosyasının iadesine,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/06/2023