Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/416 E. 2023/612 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/416
KARAR NO : 2023/612

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/07/2021
KARAR TARİHİ : 06/07/2023

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin davalı ——kısmi fatura bedelleri nedeni ile alacaklı olduğunu, müvekkillerin alacaklarının tahsili için —–. İcra Müdürlüğü——- Dosyası ile davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, takibe konu toplam asıl alacağın 9.033,73 USD olduğunu, kredi risk sigortası kapsamında asıl alacağın 7.622,40 USD’si bakımından müvekkillerden ——alacaklı olduğunu, arabuluculuk sürecinin anlaşamama ile sonuçlandığını, davalının itirazı haksız olup arabuluculuk sürecinde de anlaşma sağlanamadığı için haksız ve yersiz itirazın iptali için dava açmak gereğinin doğduğunu belirterek davalının haksız ve yersiz itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini, davalının alacağın likit olması nedeni ile %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, dava masrafları ve vekalet ücretinin davalıya tahmil edilmesine karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.

CEVAP:
Davalının herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.

DELİLLER:
—- İcra Dairesinin —– esas sayılı icra dosya sureti, hasar dosyası ve ödeme belgeleri, —– Vergi Dairesinin 05.08.2021 tarihli yazı cevabı, faturalar, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
26.04.2022 tarihli ara karar ile dosyanın bir mali müşavir bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 05.09.2022 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi raporunda özetle; . Sayın Mahkemenizin 26.04.2022 tarihli,—. celsesinin—-numaralı kararında, tarafların ticari defterlerini 27.05.2022 günü saat 10:00’da mahkeme duruşma salonunda hazır edilmesi istenen inceleme günü olarak tayin edilen 27.05.2022 günü saat 10:00’da davalı —– hazır bulunmamış, defterlerini dosyaya ibraz etmediği, dava dosyasında ticari defter ve kayıtlarının bulunduğu yer ile inceleme sırasında muhatap alınacak yetkili kişi bildiriminde de bulunmadığı; Kayıtlarını ibraz etmeyen tarafın defter ibrazından kaçınmış sayılacakları karşı tarafın delillerini kabul etmiş sayılacakları ve haklarında 28.07.2020 tarihli —– yayımlanan 7251 sayılı kanunun 23. Maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK’nın 222. Maddesinin 3. Fıkrası uyarınca ticari defterlerin sunulmaması halinde sunan tarafın kayıtlarına delil olarak dayanılacağı hususundaki takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu; Davacı —— incelenen defterlerinin, TTK. md. 85 ve HMK 222. madde uyarınca sahibi lehine delil olarak kullanılma niteliğinde bulunduğu; Davacı ve davalının birbirlerine yaptıkları (KDV hariç) 5.000.- TL ve üzerindeki mal ve/veya hizmet satım ve alımlarına ait faturaları Gelir İdaresi Başkanlığına Ba ve Bs Formları ile beyan ettiği ve bu beyanların birbirini teyit ettiği; Davacı —–incelenen kayıtlarına göre, taraflar arasında açık hesap ilişkisinin bulunduğu, davacı —– takip ve dava tarihleri itibariyle davalı —– 9.033,75 USD( karşılığı 53.789,51 TL) + 1.460,- EURO( Karşılığı 7.717,88 TL) alacaklı olduğu; sayın Mahkemenizin davacı yan lehine hüküm vemesi halinde, kamu bankalarında dövizli mevduata fiilen uygulanan azami faiz oranları tablosundaki faiz oranları alınarak takip tarihinden ödeme tarihine kadar olan süre için davacı şirket tarafından 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre hesaplanacak faizi talep edebileceği, takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.
21.03.2023 tarihli ara karar ile dosyanın bir sigorta uzmanı ile mali müşavir bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi ek raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 13.05.2023 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi heyet raporunda özetle; İnceleme günü olarak tayin edilen 27.05.2022 günü saat 10:00’da davalı —–hazır bulunmamış, defterlerini dosyaya ibraz etmediği, dava dosyasında ticari defter ve kayıtlarının bulunduğu yer ile inceleme sırasında muhatap alınacak yetkili kişi bildiriminde de bulunmadığı, kayıtlarını ibraz etmeyen tarafın defter ibrazından kaçınmış sayılacakları karşı tarafın delillerini kabul etmiş sayılacakları ve haklarında 28.07.2020 tarihli —– yayımlanan 7251 sayılı kanunun 23. Maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK’nın 222. Maddesinin 3. Fıkrası uyarınca ticari defterlerin sunulmaması halinde sunan tarafın kayıtlarına delil olarak dayanılacağı hususundaki takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu; Davacı —— incelenen defterlerinin, TTK. md. 85 ve HMK 222. madde uyarınca sahibi lehine delil olarak kullanılma niteliğinde bulunduğu; Davacı ve davalının birbirlerine yaptıkları (KDV hariç) 5.000.- TL ve üzerindeki mal ve/veya hizmet satım ve alımlarına ait faturaları Gelir İdaresi Başkanlığına Ba ve Bs Formları ile beyan ettiği ve bu beyanların birbirini teyit ettiği; Davacı—– incelenen kayıtlarına göre, taraflar arasında açık hesap ilişkisinin bulunduğu, davacı —-takip ve dava tarihleri itibariyle davalı—-9.033,75 USD( karşılığı 53.789,51 TL) + 1.460,- EURO ( Karşılığı 7.717,88 TL) alacaklı olduğu; Takibe konu toplam asıl alacak tutarının 9.033,73 USD olduğu, asıl alacağın 7.622,40 USD karşılığı 58.808,32 TL si davacı sigorta şirketince diğer davacı —- hasar tazminat ödemesi yapıldığı; 6. Davacı —–ödediği 7.622,40 USD karşılığı 58.808,32 TL tazminatı rücuen talep edebileceği; Takibe konu diğer davacı —–bakiye 1.411,33 USD zarar yönünden talep tarafımızdan değerlendirme yapılmadığı; Sayın Mahkemenizin davacı yan lehine hüküm vemesi halinde, kamu bankalarında dövizli mevduata fiilen uygulanan azami faiz oranları tablosundaki faiz oranları alınarak takip tarihinden ödeme tarihine kadar olan süre için davacı şirket tarafından 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre hesaplanacak faizi talep edebileceği, takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, sigorta şirketinin sigortalısına ödediği hasar bedelini halefiyet ilkesi uyarınca taşıyıcıdan rücuen tahsili istemine ile sigortalının açık hesaba dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir. İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde düzenlenmiştir. İcra dosyası celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı —–Şirketi taraf ,bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.Somut olayda; davacılar davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla —- İcra Dairesi’nin—–sayılı icra takip dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin durmuş olduğu, davacı tarafın asıl alacağına yönelik itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğu, yapılan yargılama sırasında tarafların ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesinde davalı tarafın kayıtlarını sunmadığı, Davacı—–Şirketinin ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun olarak yapıldığı, davacı şirketin davalı şirkete mal veya hizmet satışı yaptığı bağlı bulundukları vergi dairelerine beyan ettikleri BA-BS formların birbiri ile örtüştüğü, davacı —– Şirketi kayıtlarında 9.033,75 USD alacaklı göründüğü, HMK 222.maddesi uyarınca ticari defter ve kayıtların davalı tarafından eksiksiz sunulmadığı görülerek davacı kayıtlarının davacı lehine delil teşkil ettiği kanaatine varılarak davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 9.033,75 USD alacaklı alacaklı olduğunun tespit edildiği, davacının davalıyı takipten önce temerrüde düşürmediği, işlemiş faiz talebinin yerinde görülmediği, davacı sigorta şirketi bakımından ise 18/12/2020 tarihinde sigortalısı diğer davacıya 58.808,32 TL hasar tazminatı ödemesi yaptığı, dekontun sunulduğu, sigortalı davacı ile kredi sigortası yapıldığı, davacı sigorta şirketi olarak, TTK m. 1472 hükmü gereği, meydana gelen risk kaspamında sigortalısına ödediği bedeli, sigortalısının haklarına halef olarak davalıya rücu etme hakkı mevcut olduğu, nitekim davacı sigortalının defterlerinde davalıdan alacaklı olduğunun kesin delille ispatlandığı görülmüştür.
Rizikonun gerçekleşmesi üzerine sigortalısına ödemede bulunan davacı sigortacının sigortalısının kendisine zarar verene karşı sahip olduğu tazminat isteme ve dolayısıyla dava hakkında tazmin ettiği bedele kadar yasa gereği sahip olduğu gözetildiğinde, somut olayda davacı sigorta şirketinin yasal halefiyet koşulları gerçekleştiğinden davada aktif husumet ehliyetini haiz olduğu kabul edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacıların icra takip tarihi itibariyle davalıdan davacı —-. Bakımından 7.622,40 USD ve davacı —–bakımından 1.411,33 USD alacaklı olduğu, form BA-BS beyannamelerinden davalının davacıdan fatura alarak kayıtlarına intikal ettirmesi karşısında artık ispat yükünün davalı tarafa geçmiş olduğu ve aksinin dosya kapsamı itibariyle ispat edilemediği, faturaya dayalı ve likit olması nedeniyle davacının ayrıca icra inkar tazminatına yasal şartları bulunduğu anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE; davalı tarafından —- İcra Dairesinin —- sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın davacı —– Bakımından 7.622,40 USD ve davacı—–bakımından 1.411,33 USD üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 4/a maddesi gereğince devlet bankalarının bir yıl vadeli usd mevduat hesabına ödediği döviz faiziİŞLETİLMESİNE,
3-Asıl alacak üzerinden hesaplanan %20 oranındaki davacı —-. Bakımından 11.227,33 TL ve davacı —–bakımından 2.078,80 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
4-Harçlar yasası uyarınca davanın kabul edilen 78.677,00 TL lik kısım yönünden alınması gereken 5.374,42 TL harçtan peşin alınan 1.315,45TL harcın mahsubu ile bakiye 4.058,97 TL karar harcının davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA
5-Harçlar yasası uyarınca davacı tarafından yatırılan 1.315,45 TL peşin harç ve 59,30 TL başvuru harcının davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 12.586,72 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 2.578,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
8-Davacı tarafından yapılan toplam 2.200,00 TL bilirkişi ücreti ve 353,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.553,00 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre belirlenen 2.471,91 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacılara VERİLMESİNE, geri kalan bakiyenin davacı üzerinde BIRAKILMASINA, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer OLMADIĞINA,
9-Kabul red oranına göre belirlenen 1.278,07 TL Arabulucu ücretinin davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA, Yine Kabul red oranına göre belirlenen 41,92 TL Arabulucu ücretinin davacılardan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,Dair; reddedilen miktar bakımından KESİN olmak üzere, kabul edilen miktar bakımından gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.