Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/414 E. 2022/293 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/414 Esas
KARAR NO : 2022/293

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 02/07/2021
KARAR TARİHİ : 21/04/2022

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkili Banka ile asıl Borçlu/Davalı—– arasında———– ticari kredi açıldığı ve kullandırıldığı, diğer davalıların – ise sözleşmeyi müteselsil kefil olarak imzaladığı, sözleşme hükümlerine uymayan borçluların sözleşmesi feshedilerek,—– ile söz konusu borcun ödenmesi gerektiğinin borçluya bildirildiği, ihtara rağmen borcun ödenmemesi üzerine borçlular——- dosyası ile asıl alacağın tahsili için ilamsız icra takibine başlatıldığını, Davalıların bankaya olan borçları devam etmekte olup asıl alacak ve ferilerinin tahsili amacıyla açılan icra takibinde talep edilen faizlerin tamamen usul ve yasaya uygun olduğu, Açıkladıkları nedenlerle, itirazın iptaline, haksız itiraz nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesi gerektiği” iddiasında bulunmuştur.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafça sözleşme——- tebliğ edilmediği, bununla beraber söz konusu sözleşme içeriğini kabul etmedikleri, Ssözleşmenin genel işlem koşulları hükümlerine haiz olduğu. TBK uyarınca kefalet sözleşmesinin yazılı yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktarı ile kefalet tarihinin belirtilmedikçe geçerli olmayacağı, kefilin el yazısı ile belirtilmiş olması gerektiği. —- ihtarnamesinin kendilerine yapılmamış olduğu, Açıklanan nedenlerle Davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLER:
—— sayılı icra dosya suretinin dosyamız arasına alındığı görüldü.
Taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinin —— altına ——- ihtarname suretleri ile tüm dosya kapsamı.
——- tarihli ara karar ile dosyanın —– uzman bir bilirkişiye tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde——- bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi kök raporunda özetle; ” Davacı Banka ile davalı asıl borçlu ——– imzalandığı, Diğer Davalılar ——–söz konusu sözleşmede, her birinin müteselsil ———— sorumlu olmak kaydiyle kefalet imzalarının bulunduğu görülmüştür. Kefalet sözleşmelerinde;——- müteselsil —– davalılar tarafından elle yazıldığı, Kefalet Sözleşmesinin tarihi ve davalılara—— imzalara haiz olduğu, — suretinin davalılara verildiği, öte yandan “—–Davalı Müteselsil kefillerce imzalandığı — görüldüğünden kefaletin geçerli olduğu kanaatini taşımaktayım. Esasen Genel Kredi Sözleşmesi ve ekinde yer alan imzalara itiraz bulunmadığı, Davalılar tarafından Kefalet sözleşmesinin TBK’da vaz edilen – şartlarına uyulmaması nedeniyle geçerli olmadığı” itirazında bulunulmakla birlikte — yukarıda açıklandığı üzere kefalet sözleşmesinde yer alması gereken tüm unsurları taşıdığı ve kefil kabul beyanı verildiğinden hukuki takdiri —– ait olmakla Kefalet Sözleşmelerinin geçerli olduğu, davacı—— İcra Takip tarihi itibariyle Davalı Borçlu Şirketten olan alacağının ;———– faizler üzerinden % 5 Gider Vergisi ve 1.325,64 TL ihtarname masrafı olmak——- davacı Bankanın ise Takip Talebinde gösterildiği—— temerrüt faiz,—– faizler üzerinden %5 Gider—–alacak talebinde bulunmuş olup,—- olmadığı, davacı Bankanın, İcra Takip tarihinden borç tamamen ödeninceye ——- asıl alacak üzerinden yıllık % 39 oranı üzerinden temerrüt faizi ve faizin %5 —– edilebileceği, Takip ve Dava tarihinden sonra —– kapsamında herhangi bir tahsilat yapılmasının———- yükümlülüğünün Davacı —– olması karşısında herhangi bir öneminin bulunmadığı, Diğer Davalıların—— müteselsil kefil olarak kefalet imzaları bulunduğundan doğan borçtan sorumlu tutulabilecekleri, tarafların hukuki nitelikteki talepleri ile masraf, vekalet ücreti, tazminat ve benzeri diğer taleplerinin Sayın Mahkemenizin takdirleri içinde kaldığı, sonucuna varılmıştır. ” şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.
Mahkememizin—- dosyanın —– hazırlayan ———— bilirkişiye tevdi edilerek ek bilirkişi raporu alınması yönünde ——- tarihli bilirkişi ek raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi ek raporunda özetle; ” Davacı Banka ile davalı asıl borçlu——- — tutarında —– Diğer Davalılar ———– sözleşmede, ——-her birinin müteselsil ——– (yediyüzellibin TL) kefalet limiti ile sorumlu olmak kaydıyle kefalet imzalarının bulunduğu görülmüştür. Kefalet sözleşmelerinde; Kefalet türünün müteselsil kefil,—–davalılar tarafından —— yazıldığı, —– tarihi ve davalılara atfen atılı imzalara haiz olduğu, kefalet süresinin yer aldığı (10 Yıl) ve bir suretinin davalılara verildiği, öte yandan “ KEFİL KABUL BEYANI “nın Davalı Müteselsil kefillerce imzalandığı görüldüğünden kefaletin geçerli olduğu kanaatini taşımaktayım. Esasen Genel Kredi Sözleşmesi ve ekinde yer alan imzalara itiraz bulunmadığı, davalılar tarafından “ Kefalet sözleşmesinin TBK’da vaz edilen şartlarına uyulmaması nedeniyle geçerli olmadığı” itirazında bulunulmakla birlikte — yukarıda açıklandığı üzere kefalet sözleşmesinde yer alması gereken tüm unsurları taşıdığı ve kefil kabul beyanı verildiğinden hukuki takdiri Sn. Mahkemeye ait olmakla Kefalet Sözleşmelerinin geçerli olduğu, Kefil Kabul Beyanında; “——- Tarafımaltarafımıza teslim edilmiş olup, sözleşme teslim edilirken sözleşme içeriğinde genel işlem koşullarının bulunduğu ——- içeriğinin aleyhime/aleyhimize doğurabileceği hususlar anlatılarak, sözleşme hükümlerinin karşılıklı olarak müzakere edilebileceği hususunda tarafımıza bilgi verilmiş ve kefilin sorumluluklarına ait hükümler ile ilgili açıklamalar yapılmıştır. Anılan sözleşmede yer alan genel işlem şartları ve müteselsil kefilin sorumlulukları hakkında aleyhimde/aleyhimizde doğabilecek sonuçlara ilişkin hükümler ayrıntıları ile incelemiş —– ederek değerlendirmiş bulunmakta olduğunu, Bu hükümler çerçevesinde——— —– Sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzalamayı ve sözleşme hükümlerinin uygulanmasını kabul ederim/ederiz. “ İmzalandığı ve tarafların tacir olduğu düşünüldüğünde Sözleşmenin —– olduğu görüşüne katılmamakla birlikte ;——yönünden incelenmesi tamamen hukuki bir mesele olmakla Bankacı – Bilirkişinin görev alanına girmediği, Davalılarca Kendi defter ve kayıtları incelenmediği beyanında bulunulmakla birlikte soyut olarak ——- beyanda bulunulmamıştır. Diğer bir ifadeyle kendileri tarafından ödenmekle birlikte Davacı bankaca kayıtlara intikal ettirilmemiş – bir tutardan bahsedilmediğinden, buna – ilişkin — somut bir beyanda bulunulmadığından, delil sunulmadığından itirazın soyut nitelikte olduğu, soyut olan bu itirazın maddi dayanaktan yoksun olduğunun söylenebileceği, Soyut nitelikteki itirazlara ilişkin cevaplar ile esasen Kök Raporda detaylı olarak iredelenmiş ve cevaplandırılmış olan hususlardaki görüşlerimde bir değişiklik bulunmadığı, Tarafların hukuki nitelikteki talepleri ile masraf, vekalet ücreti, tazminat ve benzeri diğer taleplerinin Sayın Mahkemenizin takdirleri içinde kaldığı, sonucuna varılmıştır.” şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava genel kredi sözleşmesinden kaynaklı davacı tarafın davalı aleyhine ——-esas sayılı dosyası ile başlatmış olduğu icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki akdi ilişki incelenmiş davacı banka ile davalı—— bedelli ——- imzalandığı, diğer——— müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıkları anlaşılmıştır.
Davalı —— sözleşmesinin imzalandığı tarihte kredi asıl borçlusu şirket ortağı ve yetkilisi olduğu —— anlaşılmıştır. Aynı şekilde Kredi Sözleşmesinin imzalandığı tarihte diğer davalı——— yetkilisi olduğu tespit edilmiştir. TBK’nın 584. Maddesi gereği kefillerin davalı şirketin yetkilisi olduğundan eş rızasına gerek yoktur. Yapılan incelemede kefaletin şekil şartlarının yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Söz konusu kredinin zamanında ödenmemesi nedeni ile davacı banka tarafından 08/01/2019 tarihinde kat edilmiş, kat ihtarnamesinin davalı şirkete ve diğer davalılara 11/01/2019 tarihinde tebliğ edildiği, verilen 1 günlük sürenin ve araya hafta sonunun girmesi neticesinde davalı ——- temerrüde düştüğü , bilirkişi raporunda bu tarih baz alınarak faiz hesabı yapıldığı, işlemiş faizler toplamının 106.346,82 TL olarak hesaplandığı ancak davacı banka tarafından takip talebinde 97.758,31 TL işlemiş temerrüd faizi talep edildiği anlaşılmakla taleple bağlılık ilkesi gereğince talep edilen faiz tutarında hüküm kurulmuştur.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış dosya uzman bilirkişiye verilmiştir. Bilirkişi raporunda hesap yöntemi ve içeriği—– kararlarına uygundur.
—— uygulamasında bankaların —-ancak müşterilerine uygulamadıkları akdi faizlerin temerrüt faizinin tespitinde esas alınmayacağı kabul edilmekte olup sözleşmede ayrıca bir temerrüt faiz oranı da belirlenmemiştir.O hâlde, davacı bankanın kayıtları üzerinde konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılarak hesabın kapatıldığı tarih itibariyle davalının kullandığı ticari krediye uygulanan akdi faiz belirlendikten sonra temerrüt tarihine kadar bulunan alacağa akdi faiz işletilip, temerrüt tarihinden icra takip tarihine kadar sözleşmenin 45. maddesindeki anlaşma uyarınca akdi faizin %50 fazlası temerrüt faizi olarak uygulanıp takip tarihi itibariyle alacak tespit edilmeli ve takipten sonra da belirlenen temerrüt faizinin asıl alacağa uygulanmasını sağlayacak şekilde takibin devamına imkân sağlanması gerekmektedir.” şeklindeki ilamı ile temerrüt faizinin belirlenmesindeki izlenmesi gereken yolu belirtmiştir.
—– —- içtihatları gereğince davacı bankanın alacağına uygulanacak temerrüt faiz oranının davacı bankaca fiilen uygulanan faiz dikkate alınmak suretiyle hesaplanması gerekmektedir. İspat yükü kendisinde olan davacı bankaya gönderilen muhtıra ile talep edilmesine ve bildirmediği takdirde dosyanın mevcut halindeki bilgi ve belgelere göre karar verileceği belirtilmesine rağmen temerrüt tarihi itibarıyle fiilen uygulanan en yüksek ticari faiz oranını (kredi —— belgelendirmediğinden sözleşme hükümlerindeki temerrüt faizinin hesaplanmasının mümkün olmadığı ..——- ilamında “… dava konusu genel kredi sözleşmesine dayalı kredi borcunun hesaplanmasında, bankanın hesap kat tarihine kadar ve kat tarihinden temerrüde kadarki sürede anaparaya akdi faiz işletip, bulunan toplamın asıl alacağı oluşturacağı ve temerrütten itibaren de bu asıl alacağı oluşturan toplam tutara temerrüt faizi işletilebileceğinin dikkate alınması..”—–“… hesabın kat edildiği tarih itibariyle alacağın ulaştığı miktar belirlenerek temerrüt tarihine kadar akdi faiz hesaplanıp bulunan akdi faiz —- edilerek temerrüt tarihi itibariyle asıl alacak bulunmalı ve bu alacağa temerrüt tarihinden takip tarihine kadar olan dönem için temerrüt faizi ve bunun gider vergisi uygulanarak bankanın asıl borçludan isteyebileceği miktar saptanmalı ” gerekçeleri ile asıl alacağın ne şekilde hesaplanması gerektiğini belirtmiştir.
Davacı bankaca borçlu cari hesap çalıştırılan ticari kredilere fiilen uygulanmakta olan akdi faiz oranının % 26 olduğunun, sözleşmenin bu hükmüne göre davacı bankanın ticari kredi alacağı için temerrüt tarihi itibariyle talep edebileceği temerrüt faizi oranının %39 olduğunun bilirkişi tarafından tespit edildiği anlaşılmaktadır. Davacı bankanın takip talebinde de bu oranlardan faiz talep ettiği görülmüştür.
—– Esas sayılı dosyası, —- Sözleşmesi, —-ihtarname ve tebliğ şerhleri, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı banka—–imzalandığı, bu sözleşme kapsamında davacı banka ile davalı şirket arasında ticari ilişki doğduğu, ticari ilişki kapsamında davalı şirkete Taksitli Ticari Kredi kullandırıldığı, davalı——–imzalakları, TBK Madde 583. Ve 584. hükmü kapsamında kefaletin geçerliliği noktasında yapılan değerlendirmede yasaya uygun olarak kefilin sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda bu sıfatla/bu anlama gelen ibarenin yazılı olduğu ve —- sözleşme şartlarında tarafların mutabık kaldıklarını bildirdiği, davalı kefillerin sözleşmenin akdedildiği tarihte—- nolu ihtarnamesi ile hesabın kat edildiği, —–düzenlenen denetime elverişli bilirkişi raporuna göre, hesabın kat edilmesi ile tüm banka alacağının muaccel hale geldiği, yasa gereği ihtarnamenin davalı —- tarihinde tebliğ edildiği, borçlulara ihtarname ile verilen 1 günlük sürenin sonunda araya hafta sonunun da girmesi neticesinde davalı şirket ile kefillerin 15/01/2019 tarihinde temerrüde düştüğü , bilirkişi raporunda bu tarih baz alınarak faiz hesabı yapıldığı,—— olarak hesaplandığı ancak taleple bağlılık ilkesi gereğince davacı bankanın talep edebileceği işlemiş temerrüt faizi miktarınıne —-, hesap kat tarihi ile temerrüt tarihi arasındaki süre için akdi faiz uygulanması gerektiği nazara alınarak hesaplama yapan denetime elverişli hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklı Taksitli Ticari Kredi alacağı bakımından davacı bankanın davalılardan asıl alacağının — ihtarname masrafı olmak üzere toplamda —- davacının davalılardan alacaklı olduğu , takip tarihinden sonra asıl alacak bakımından %39 oranında temerrüt faizi uygulanması gerektiği anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne dair karar vermek gerekmiş ve şartları oluştuğu için davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ ile; —- — takip dosyasına davalıların yaptığı itirazın; —– ihtarname masrafı olmak üzere toplam 225.615,36 TL üzerinden İPTALİNE, asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 39 oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisi işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Asıl alacak likit olduğundan ve davalılar itirazında haksız olduğundan asıl alacak miktarı olan 121.643,49 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının ( 24.328,69 TL ) davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Harçlar yasası uyarınca davanın kabul edilen 225.615,36 TL lik kısım yönünden alınması gereken 15.411,78 TL harcın davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan —- alınması gereken 24.243,08 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden—- alınması gereken 421,14 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yapılan toplam 1.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 177,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 1177,00 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre belirlenen 1.174,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE, geri kalan bakiyenin davacı üzerinde BIRAKILMASINA, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE,
8-Davalı tarafından yapılan toplam 700,00 TL bilirkişi ücreti posta giderinin kabul-red oranına göre belirlenen 1,31 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya VERİLMESİNE, geri kalan bakiyenin davalı üzerinde BIRAKILMASINA, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı tarafa İADESİNE,
9-Kabul red oranına göre belirlenen 1.317,54 TL Arabulucu ücretinin davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA, yine kabul red oranına göre belirlenen 2,45 TL Arabulucu ücretinin davacıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
Dair kısa karar, davacı vekilinin ve davalılar vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.