Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/400 Esas
KARAR NO : 2022/292
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/06/2021
KARAR TARİHİ : 21/04/2022
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin —-işinin de kapsamında bulunduğu — olduğunu, davalı ise sıfır araç satımı yapan bir — bayisi olduğunu, taraflar arasında 15.10.2020 Tarihinde — marka aracın alımı ve buna istinaden müvekkilimin 30.000 (otuz bin) TL kapora yatırması üzerine anlaşıldığını, bunun üzerine müvekkili kararlaştırılan tarih olan 15.10.2020 tarihinde 30.000 TL’lik kapora bedelini davalının —-hesabına yatırdığını. ancak kapora yatırılmış olmasına rağmen araç davalı tarafından kararlaştırılan tarihte teslim edilmediği gibi iş bu davaya konu icra takibinin başlatıldığı tarihte de teslim edilmediğini, müvekkilince alınmak istenilen araç özel sipariş bir araç olmayıp davalının getireceğini taahhüt ettiği araçlardan biridir. — dahi belli olmadığını, müvekkilince araç kaporası — tarihinde ödenmiş — yani 6 ay beklenmiş ancak halen daha araç getirtilmediği ve aracın getirileceği tarihin halen daha belirsiz olduğu bildirdiğini, İş bu durum neticesinde alımdan vazgeçilerek davalıdan, yatırılan kaporanın İadesi istenmiş ancak davalı kaporayı iade etmeyi reddettiğini, bu sebeple taraflarınca davalı hakkında— ile icra takibi başlatılmış ancak davalı iş bu takibe zamanında itiraz ettiği için takip durdurduğunu, ancak—– davalı müvekkilimin hesabına — iade etmiş ve aynı—– fatura numaralı ve—– ( On beş bin TL ) bedelli —— müvekkilime sistem üzerinden elektronik ortamda gönderdiğini, müvekkilince —- numaralı ihtarnamesi ile bahse konu fatura kabul edilmeyerek yasal süresinde iade edilmiştir. haklı davalarının kabulü alacaklarının tespitine ( davalı tarafından — tarihinde iade edilen — göz önüne alınarak ), davalı borçlunun haksız itirazının iptaline, takibin devamına ve itirazında haksız olan davalı borçlunun %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket ve müvekkili şirket ———— otomobilin satışı konusunda anlaşıldığını, davacı tarafından satış sözleşmesine istinaden bağlanma parası olarak 30.000-TL müvekkil şirkete ödendiğini, davacıyla yapılan satış sözleşmesine istinaden, iptal konusu araç davacının talebi üzerine ürettirilmiş, —-, ithalatçı —–tarafından müvekkil şirkete fatura edildiğini, davacının talebi ile üretimine başlanan aracın üretimi ve sonrasında ithalatı, tamamlanmış ancak araç ülkeye de giriş yapıp teslime hazır hale geldikten sonra davacı tarafça alımdan vazgeçilmiş, tek taraflı olarak sözleşmeden dönüldüğünü, davacı yanın satıştan dönmesi nedeniyle müvekkil şirketin zarara uğradığını ve zararın hali hazırda artmaya devam etmekte olduğunu, şirketin davacı yanın vermiş olduğu bağlanma parasından yaptığı kesinti hukuka uygun olduğunu, bağlanma parasının uğranılan zararlara karşılık mahsup edilmesi gerektiğini tek taraflı ve haklı nedene dayanmaksızın gerçekleştirilen sipariş iptalinin davacının—sorumluluğunu da doğurmakta olduğunu beyan ederek, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
—– esas sayılı icra dosya suretinin —— üzerinden celp edildiği görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, icra takibine itirazın iptali ile takibin devamı ve %20 ‘den az olmamak üzere icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.
—- dosyasının incelenmesinde, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 30.000,00 TL asıl alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya tebliğ edildiği, borçlunun süresinde borca ve ferilerine itiraz ettiği, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde — tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı ile davacı arasında — marka araç satışı nedeniyle sözlü anlaşma bulunduğu, anlaşma kapsamında davacı tarafından — olarak davalının —–numaralı hesabına ——– yapıldığı, taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığından teslim tarihi taraflarca ispat edilemese de aracın davacıya teslim edilmediği hususunun her iki tarafın da kabulünde olduğu , davalı tarafın —- ALIMINDAN VAZG.—–İLİŞKİN KESİNTİ” açıklamalı olarak davacıya —– iade hesabına iade ettiği, bu iade tarihinin icra takibinden sonra iş bu dava açılmadan önce yapıldığı—- tarihinde davalı tarafından araç alımından vazgeçilmesi nedeniyle uğranılan zarar açıklaması ile — bedelli davacı adına fatura düzenlendiği, davacının — numaralı ihtarnamesi ile bahse konu faturanın kabul edilmeyerek iade edildiği, iş bu dava dilekçesinde de belirtilen 15.000 TL’nin dava konusu edildiği, bu miktar üzerinden itirazın iptaline karar verilmesinin talep edildiği görülmektedir.
Dava, davacı tarafça aralarındaki araç alım satımı konusunda yapılan şifai anlaşma gereği davalıya gönderilen — peşinatın iade edilmeyen 15.000,00 TL’sinin davacıya iadesi gerekip gerekmediği, anlaşmanın yerine getirilmemesi nedeniyle davalının uğradığı zarar bulunup bulunmadığı zarar var ise miktarı ve bu zararın davacı alacağından takas ve mahsubun mümkün olup olmadığı noktasında toplanmıştır.
Taraflar arasında —- marka aracın davacıya satılması ve davacının davalıya bu satım karşılığı —– ödediği noktasında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık davacı tarafça yatırılan bu meblağdan davacının sözleşmeden dönmesi nedeniyle davalının uğradığını iddia ettiği zarar mikatarını mahsup edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Taraflar arasında satım sözleşmesi kurulmuş olup satıma konu araç davacıya teslim edilmeden davacının sözleşmeden döndüğü sabittir.
Davalı taraf TBK’nun 236. maddesi uyarınca “borcunu ifa etmeyen alıcı, satıcının bu yüzden uğradığı zararı gidermekle yükümlüdür” hükmü gereğince 15.000,00 TL kesinti yapılmasının yasaya uygun olduğunu ileri sürmektedir. Bu noktada üzerinde durulması gereken husus alıcı tacirin satılanı teslim almak hususunda temerrüde düşüp düşmediğidir. Alacaklı temerrüdünde satıcı tarafından gerçekleştirilen ifanın tamamlanmasında meydana gelen bir gecikme olmakta, buna sebep ise alacaklı olmaktadır. Alacaklı bir şekilde borçlunun teslim borcunu ifa etmesini engelleyici davranışlar içinde bulunmaktadır. Satılan sözleşmede belirtilen ifa zamanında ifa edilmelidir. Eğer sözleşmede bu yönde bir kararlaştırma yoksa yada kanunda böyle bir vade bulunmuyorsa kural olarak teslim borcunun doğduğu anda ifa edilmesi TBK’nun 232/ 2 ve 90. Maddesi gereğidir. Bu da makul bir zaman içinde teslim borcunun yerine getirilmesi anlamına gelmektedir. Makul zaman satıcının dürüstlük kuralına göre ihtiyaç duyduğu zaman göz önünde tutularak belirlenmesidir.
Somut dava dosyasında dava dilekçesinde davacı taraf satım konusu aracın 6 aya yakın bir süre davalı tarafça temin edilememiş olduğunu iddia etmekte olup davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde müvekkili şirket için müşteriye verilebilecek tek teslim tarihinin tahmini bir teslim tarihi olduğunu, müvekkili şirket tarafından aracın teslim alınması davacı taraftan istendiğinde davacı tarafça sözleşmeden cayıldığını beyan etmiş olup ,— beyan dilekçesinde müvekkili şirketin —-olduğu ,aracın —— –olmadığını, gecikme iddiasının — sorulmasını talep ettiği görülmektedir. Somut olayda teslimin hangi tarihte yapılacağına dair taraflar arasında herhangi bir belirleme yapılmamış olup bu durumda teslim borcunun makul bir zaman içerisinde satıcı tarafından yerine getirilmiş olması gerekmektedir. Davalı satıcı taraf makul bir — alıcı tarafa aracın teslim alınmasına yönelik öneride bulunduğunu yazılı bir belge ile ispatlayamamaktadır. Yukarıda da açıklandığı üzere alacaklı temerrüdünde satıcı tarafından gerçekleştirilmesi gereken teslim borcunda bir gecikme olmalı , buna sebep ise alacaklı olmalıdır. Bu nedenle davalı tarafın aracın teslimi ile ilgili gecikme yaşanıp yaşanmadığı hususunun ithalatçı firmadan sorulması hususu Mahkememizce kabul görmemiştir. Dosya kapsamındaki delillere göre satıma konu aracın teslim borcunun gecikmesi hususunda alacaklıya atfen dahi olsa yüklenebilecek ispatlanan herhangi bir kusuru bulunmadığından alacaklının sözleşmeden dönmesinin haklı sebebe dayandığı kanaatine Mahkememizce varılmakla davalı satıcının zarar kalemlerinin karşılanmasına yönelik talebi haklı görülmemiştir.
— karar sayılı ilamında “….cevap dilekçesinde aracın daha düşük bir fiyatla 3. kişiye satıldığına dair iddia bulunmayıp, davalı tarafça TBK 236 maddesi uyarınca sözleşmenin kurulamaması nedeniyle uğradığını iddia ettiği zararla ilgili açılmış bir karşı dava veya usulüne uygun takas mahsup defi bulunmaması ile gerekçe içeriğine göre istinaf başvurusunun esastan reddine ” şeklinde karar verildiği görülmektedir. Somut olayımızda da benzer şekilde davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ve diğer beyan dilekçelerinde aracın daha düşük bir fiyatla 3. kişiye satıldığına dair iddia bulunmamaktadır. Ayrıca davalı tarafça TBK 236 maddesi uyarınca sözleşmenin kurulamaması nedeniyle uğradığını iddia ettiği zararla ilgili açılmış bir karşı dava veya usulüne uygun —— mahsup defi bulunmamaktadır.
Açıklanan tüm bu nedenlerle davalı yanın davacı yanca sözleşmenin başlangıcında ödenen 30.000,00 TL tutarındaki kaporadan iddia ettiği zararlarına mahsuben 15.000,00 TL kesinti yapması haklı görülmeyerek açılan davanın kabulüne karar verilmiş, — icra takip dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin —— üzerinden devamına karar vermek gerekmiştir.
Takibe konu alacak miktarı likit ve belirli olduğundan, davacı yararına 2004 Sayılı İİK un 67 inci maddesi uyarınca icra inkar tazminatı koşulları gerçekleştiği anlaşılmakla asıl alacak olan 15.000,00 TL’nin % 20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın KABULÜ ile; ——sayılı icra takip dosyasına davalı tarafından yapılan İTİRAZIN İPTALİ ile, takibin — üzerinden devamına,
2-Kabul edilen asıl alacak miktarı olan 15.000,00 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının — davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 1.024,65 TL harçtan, peşin yatırılan 106,17 TL harcın düşümü ile geri kalan 918,48 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan 106,17 TL peşin harç, 59,30 TL başvuru harcı ve 43,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 208,97 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan —- vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara İADESİNE,
7——- davalıdan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.