Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/382 E. 2023/28 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/382 Esas
KARAR NO : 2023/28

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/06/2021
KARAR TARİHİ : 12/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili Şirket ile davalı arasında akdedilen “Elektronik Haberleşme Hizmetlerine İlişkin Çerçeve Sözleşmesi” ve “—— İnternet Hizmeti Şartnamesi” kapsamında yükümlülüklerini gereği gibi yerine getirildiğini, davalı tarafça ödemekle yükümlü olunan borçlarin ödenmediğini—–. Noterliği’nin 25.04.2019 tarihli ve—— yevmiye numaralı ihtarnamesi ile söz konusu borçların ödenmemesi nedeniyle sözleşmenin haklı nedenle tek taraflı feshedildiğinin bildirildiğini ve borçların ödenmesinin talep edildiğini ve davalı tarafça olumlu bir dönüş alınamadığından davalı şirket’e karşı——-sayılı dosyası nezdinde başlatılan ilamsız icra takibine itirazı üzerine takibin durduğunu, arabuluculuk sürecinin anlaşamama ile neticelendiğinden huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığını, taraflar arasında akdedilen Elektronik Haberleşme Hizmetlerine İlişkin sözleşme uyarınca yetkili icra dairelerinin ——İcra daireleri olduğunu, müvekkili şirket Sözleşme kapsamında ki yükümlülüklerini gereği gibi yerine getirmiş olmasına rağmen davalı şirket tarafından hizmet bedeline ilişkin faturaların müvekkiline ödenmediğini, taraflar arasında akdedilen Elektronik Haberleşme Hizmetlerine İlişkin Çerçeve Sözleşmesi uyarınca da davalı tarafından hizmet bedellerinin ödenmesinde temerrüde düşülmesi halinde müvekkilinin haklı nedenle tek taraflı sözleşmeyi feshetme hakkının doğduğunu belirterek davanın kabulüne, itirazın iptaline ve takibin devamına, haksız ve kötüniyetli itiraz sebebiyle davalı aleyhine borç tutarının %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının icra takibine konu yaptığı gibi bir alacağının bulunmadığını, müvekkili tarafından yapılan ödemeleri kendi cari hesaplarına işlemede ve faturalamada davacının hata yaptığını, müvekkilinin 20.11.2017 tarihinde davacıya 32.917,60 TL ve 32.023,- TL tutarlarında iki ayrı ödeme yaptığını, davacının 32.023,- TL ödemeyi kendi cari hesabına işlemediğini, —— bu durumun yazıldığını ancak hatanın giderilmediğini, davacının yapılan ödemeyi işlemediği gibi sanki süresinde ödeme yapılmamışcasına davalı müvekkiline haksız ve hukuka aykırı gecikme faizi uygulamaya ve faturalamaya başladığını belirterek haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle;”Davacı ——defterlerinin, TTK. md. 85 ve HMK 222. madde uyarınca sahipleri lehine delil olarak kullanılma niteliğinde bulunduğu; Davacı —–kayıtlarına göre; davalı —— takip konusu edilen faturalardan 24.241,24 TL alacaklı, kayıtlarındaki son faturanın ödeme tarihi 14.10.201 itibari ile 29.320,32 TL alacaklı olduğu; Davalı —– kayıtlarına göre; Davacı —— 20.12.2018 tarihinden itibaren borcunun bulanmadıği; Davalı vekilinin cevap dilekçesinde ileri sürdüğü şekli ile 20.11.2017 tarihinde 32.917,60 TL ve 32.023,- TL ödeme yapıldığını belirttiği, dilekçeleri ekinde 32.023,- TL——ait dekont kopyasının sunulduğu ancak, davalı kayıtlarında 20.11.2017 tarihinde 32.869,60 TL ve 32.915,60 TL tutarında—— açıklamalı iki ödemenin yapıldığı, davalı taraftan talep edilen bu tutarlara ilişkin ödeme dekontlarının sunulmadığı; Davacı ——düzenlendiği aşağıda listelenen e- Arşiv faturalardan;——Davalı kayıtlarında 30.092018 tarihli ——- numaralı faturanın 31.084,80 TL olarak yer aldığı diğer faturaların ise yer almadığı, davalı taraftan söz konusu faturalara ilişkin talep edilen ödeme dekontlarının sunulmadığı; Söz konusu faturalara davalı tarafın 8 gün içinde itiraz etmediği, itiraz ettiğine dair dosyada mevcut belge ya da bilginin bulunmadığı; Davacı taraftan söz konusu faturaların davalı tarafa tebliğine ilişkin belge talep edilmiş ancak bu konuda harhangi bir belge sunulmamıştır. Davacı tarafından dava dlekçesi ekinde sunulan 24.05.2019 tarihli —– yevmiye numaralı—— Noterliği ile ilettiği ihbarnamesinde söz konusu faturalardan bakiye kalan, takip ve dava konusu edilen toplam 24.241,24TL tutarlı faturaların ödenmediğinin tebliğ edildiği; Söz konusu faturalardan 30.09.2018 tarihli olanın —— formlarına konu edileceği, diğer faturaların ise beyan sınırının altında kaldığı görülmüştür. Dava dosyasında ve taraflar tarafından sunulan herhangi bir ——formu bulunmadığı; Davacı ve davalı kayıtları arasındaki 24.241,24 TL farkın, takip ve dava konusu yapılan faturaların açık kalan tutarlarından kaynaklandığı;” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
EK RAPOR: Bilirkişi ek raporunda özetle;”Kök Raporumuzda dökümleri bulunan taraflara ait cari muavinler ve incelenen kayıtlara göre, tarafların 2017 yılı sonu itibariyle mutabık oldukları ve birbirlerine karşı herhangi borç ve alacaklarının bulunmadığı, cari hesapların sıfırlanmış olduğu; —— cevap yazısı ekinde sunulan dekontların 2017 yılına ilişkin olduğu dava konusu alacağın ise 2018 yılına ait faturalardan kaynaklandığı; Kök Raporumuzda da belirtildiği üzere, davacı alacağı 24.241,24 TL (davacı ve davalı kayıtları arasındaki 24.241,24 TL farkın) takip ve dava konusu yapılan 2018 yılına ait faturalardan kaynaklandığı;——Davalı taraftan söz konusu faturalara ilişkin talep edilen ödeme dekontlarının tarafımıza sunulmadığı, söz konusu faturalara davalı tarafın 8 gün içinde itiraz etmediği, itiraz ettiğine dair dosyada mevcut belge ya da bilginin bulunmadığı; Davacı taraftan söz konusu faturaların davalı tarafa tebliğine ilişkin belge talep edilmiş ancak bu konuda harhangi bir belge sunulmamıştır. Davacı tarafından dava dilekçesi ekinde sunulan 24.05.2019 tarihli —– yevmiye numaralı —— Noterliği ile ilettiği ihbarnamesinde söz konusu faturalardan bakiye kalan, takip ve dava konusu edilen toplam 24.241,24 TL’nn ödenmediğinin tebliğ edildiği;” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, faturalardan kaynaklı açık hesap ilişkisine dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir. İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf, bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. Davacının ticari defterlerinde yapılan incelemeye göre 10/09/2019 takip tarihi itibariyle davalının 24.241,24 TL borçlu olduğu,Mahkememizce ihtilafın halli için davalı yanın talebi doğrultusunda gerekli ödemelerin yapıldığını savunan davalının garanti bankası üzerinden yapılan ödemelere ilişkin eft/havale dekontlarının celbedildiği, bilirkişi incelemesine sunulduğu, söz konusu ödeme dekontlarına yönelik bilirkişi tarafından kök raporda; ” davalı vekilinin cevap dilekçesinde ileri sürdüğü şekli ile 20.11.2017 tarihinde 32.917,60 TL ve 32.023,- TL ödeme yapıldığını belirttiği, dilekçeleri ekinde 32.023,- TL —–ait dekont kopyasının sunulduğu ancak, davalı kayıtlarında 20.11.2017 tarihinde 32.869,60 TL ve 32.915,60 TL tutarında —— açıklamalı iki ödemenin yapıldığı, davalı taraftan talep edilen bu tutarlara ilişkin ödeme dekontlarının sunulmadığı; ” şeklinde tespit ve değerlendirmelerde bulunduğu, aynı konu hakkında ise ek raporda; ” —— cevap yazısı ekinde sunulan dekontların 2017 yılına ilişkin olduğu dava konusu alacağın ise 2018 yılına ait faturalardan kaynaklandığı” yönünde tespit ve değerlendirmelerde bulunduğu anlaşılmıştır. Sonuç olarak davalı yanın ödemeye ilişkin savunmalarının yerinde olmadığı garanti bankası üzerinden yapıldığı ileri sürülen ödemelerin 2017 yılına ait olduğu, davacının alacak talebinde bulunduğu faturaların ise 2018 ve 2019 yıllarına ait olduğu, taraf şirketler 2017 yılı sonu itibariyle birbirlerine karşı herhangi bir borç ve alacaklarının bulunmadıkları yönünde mutabık kaldıkları, açık hesap ilişkisini sıfırladıkları, davalının ödemeye ilişkin savunmalarının yerinde olmadığı tespit edilmiştir.
Netice itibariyle takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 24.241,24 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, davacı yanın —— Noterliğinin 24/05/2019 tarih ve 26970 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalı yanı temerrüde düşürdüğü anlaşılmakla aşağıdaki şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.Alacağın likit olması konusunu Yargıtay Genel Kurulu ——-Numaralı kararında; ”Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamıştır. Bir alacağın likit olup olmadığı hususu değerlendirilirken her uyuşmazlık kendi koşullarında değerlendirilecek, alacağın miktarının belli ve sabit ya da borçlu tarafından bilinebilir olduğu durumlarda söz konusu alacağın likit olduğu kabul edilecektir.Yargıtayın yerleşik kararlarına göre fatura alacakları likit niteliktedir. ——- Numaralı kararına göre; “Uyuşmazlık, davacının davalıya faturayla sattığı mal bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, borcun miktarı belirlenebilir (likit, hesap edilebilir) olduğundan, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı isteyen davacı yararına İİK.nun 67/2 nci maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu istemin reddi doğru görülmemiştir.” denilerek fatura alacağının likit niteliği belirtilmiştir. Alacağın faturaya bağlı alacak olması nedeniyle kabul edilen asıl alacağın yüzde 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; davalı tarafından —— sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin DEVAMINA,
2-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından kabul edilen asıl alacak olan 24.241,24 TL üzerinden % 20 oranında olmak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya VERİLMESİNE,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 1.655,91 TL karar ve ilam harcının, dava açılırken peşin olarak alınan 414,27 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.241,64‬ TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ——-vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvuru harcı, 414,27 TL peşin harç toplamı 473,57‬ TL ile 1.444,25 TL ( Bilirkişi Ücreti, Kep Reddiyatı, Posta Masrafı, Elektronik Posta Masrafı, Tebligat Masrafı ve Dosya Masrafı) olmak üzere toplam 1.917,82‬ TL olan yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Arabuluculuk ücreti 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde —— Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.