Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/372 E. 2022/267 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/372 Esas
KARAR NO: 2022/267
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 15/06/2021
KARAR TARİHİ: 14/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında cari hesap ilişkisinden kaynaklı borcun ödememesi üzerine davalı şirket aleyhinde —– dosya uyarınca icra takibinin başlatıldığını, taraflarınca başlatılan icra takibine —- tarihinde davalı/ borçlu şirket vekilince itiraz yapılarak takibin durdurulduğunu, ancak işbu hususta izah olunması gereken hallerin mevcut olduğunu, müvekkilinin davalı-borçlu ile girmiş olduğu ticari ilişki ile müvekkilinin davalıya vermiş olduğu hizmetin —- sabit olduğunu, davalı/borçlu şirketin borcu olmadığına dair itirazının haksız ve mesnetsiz olduğunu, zira taraflar arasındaki ticari ilişki inkâr edilmediği gibi, arabuluculuk aşamasında da aradan geçen süreye rağmen yalnızca asıl alacak kabul edilecek şekilde ödeme teklifi yapıldığını, arz ve izah edilen sebeplerden dolayı davalarının kabulü ile davalı borçlunun tamamen haksız olan itirazın iptaline, takibin devamına, asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle ve 6098 sy. TK.m.1530/7 hükmü gereği —— birlikte tahsiline, davalının haksız itirazından ötürü %20′ dan aşağı olmayan icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı alacaklının sözleşme kapsamında henüz muaccel hale gelmiş alacağının bulunmadığını, müvekkil şirket ile davacı arasında ticari ilişkiye dayalı bir sözleşme imzalandığını, fakat davacı yan işbu sözleşmeye istinaden ticari ilişki gereği yerine getirmesi gereken edimleri yerine getirmemiş olup, haksız ve mesnetsiz olarak müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, davacının—- sayılı dosyasındaki alacak miktarı olarak yer alan — nolu ihtarnamesi ekindeki —— fatura müvekkili şirket tarafından kabul edilmediğini, takip talebindeki borç miktarına müvekkil şirket tarafından itiraz edildiğini, zira davacı yanın vermediği hizmetin ücretini talep ederek hakkı olmayan bir parayı talep etmekte olduğunu, davacının sözleşme kapsamında henüz muaccel hale gelmiş alacağı bulunmamakta olduğunu, davacı yanın başlatmış olduğu icra takibinin kötü niyetli olduğunu, izah edilenler ile mahkememizce re’sen gözetilecek sebeplerle, davanın reddine, kötü niyetli davacının takip miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılarak lehlerine vekalet ücreti takdirine karar verilmesini talep etmiştir.
RAPOR:Bilirkişi raporunda özetle; “Dosyaya sunulan —— kontrol edildiğinde —- firması tarafından —- kayıt edildiği, — kodu ile kayıt edildiği, Yukarıda belirtildiği gibi davacı ve davalı şirket tarafından ibraz edilen —– göre açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, Davacı ve Davalı tarafın ticari defterlerinin, kayıt nizamı bakımından —- uygun olduğu, —- tarafından gönderilen dava dosyalarının savunmasına mesnet teşkil etmek üzere gönderilen— incelenmiş olup,— olmadığı, —- her iki tarafında mutabık olunduğu ve bildirimde bulunduğu, — ile ilgili her iki tarafın da cari hesap bakiyesi —- tutar bakiyede mutabık olunduğu, Davalı —- firmasının davacı tarafa cari hesap bakiyesi —-tutarında borçlu olduğu kanaati oluşmakla birlikte, takdirinin—— fazlası ile birlikte tahsili, davalının haksız itirazından ötürü % 20’dan aşağı olmayan İcra İnkar Tazminatı, yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin davalıya yükletilmesi” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
EK RAPOR:Bilirkişi ek raporunda özetle; “KÖK Rapor aynı kalmak kaydı ile yukarıda açıklanan nedenler sonrası davaya konu alacağın aşağıdaki gibi hesaplandığı, —- şahıs firması ve gerçek kişi olup, kök raporda sehven davacı şirket olarak anıldığı, Yapılan defter ve belge incelemelerinden dosya içerisinde mevcut —-tarafından düzenlenen — tarihli mutabakat mektubunda da ——-Şeklinde mutabakat mektubu düzenledikleri, Dosya içerisinde fatura itirazı ile ilgili herhangi bir evraka rastlanmadığı, ilgili faturanın yevmiye kayıtlarına işlendiği, bu fatura ile ilgili herhangi bir iade faturasının düzenlenmediği, Mal ve hizmetin ifası ile ilgili dosyada herhangi bir sözleşmeye rastlanmadığı, kaldı ki; davacı ve davalının hesap ekstreleri karşılaştırıldığında aşağıda görüleceği üzere birbirine uyumlu olduğu, davalı ve davacıya ait yasal defter kayıtlarında itiraz edilen —– tutarının işlemiş faiz olduğu, Kök rapordaki fatura tutarı ile ilgili alacağın defter ve belge incelemeleri neticesinde birbiri ile uyumlu olduğunun görüldüğü, — tutarında ki asıl alacak—-tutarında işlemiş faiz hesaplandığı, Bu kez —tarihinden Bilirkişi ek raporu tarihi olan— tarihine kadar —-davacı tarafın alacaklı olacağı, ——ait olmak üzere; —- icra inkâr tazminatı — hesaplandığı, Mahkemenin kabulü halinde —– davacı tarafın alacaklı olacağı, yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin davalıya yükletilmesi” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, faturaya dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi —–alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir.
——-sayılı kararında, “Davacı tarafından delil olarak dayanılan ticari defter ve kayıtlara ilişkin alınan bilirkişi raporu ve ek raporundan, davacının ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin mevcut olmayıp usulüne uygun tutulmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca mali müşavir bilirkişi raporu ve ek raporunda cari hesaplarındaki borç bakiyesinin davalı şirkete ait olduğunun davacı defterlerinden tespitinin mümkün olmadığı belirtmiştir. Bu durumda mahkemece davacı tarafça takip dayanağı faturalardaki işlerin yapılıp teslim edildiği kanıtlanamadığı, davacının ticari defterlerinin eksiksiz ve usulüne uygun tutulmamış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamamış olması sebebiyle, 6100 sayılı HMK’ nın 222/2-3 maddeleri gereğince davacının lehine delil olamayacağı gibi bu haliyle dahi alacağın varlığını ispata yeterli olmadığı anlaşıldığından ispat edilemeyen davanın reddine, kabul şekli itibariyle de —-kararın bozulması uygun görülmüştür” şeklinde hüküm tesis ederek, birbirlerini doğrulamayan ticari defterlerin, sahibi lehine delil olması tek başına yeterli olmayacağı belirtilmiştir.
—— sayılı kararında, dayanak belgeleri olmaksızın davacının defter kayıtlarının esas alınmayacağını, “ Dava, cari hesaptan doğan alacağın tahsili istemine ilişkin alacak davası olup, ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacıdadır. Davacı önce icra takibine, sonra iş bu davaya konu ettiği alacağın varlığını usulüne uygun delillerle kanıtlamalıdır. Tek yanlı olarak düzenlenen ve dayanakları bilirkişi raporundan anlaşılamayan davacının kendi ticari defter kayıtları esas alınarak, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir” şeklinde belirtmiştir.
Somut olayda; davacı, davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla —– takip dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin durmuş olduğu, davacı tarafın itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğu, yapılan yargılama sırasında taraflara ait ticari defter ve kayıtlarının, —– son tutanağı, —-bilirkişi marifetiyle incelenmesinde tarafların ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun olarak , davalı —- davacı tarafa cari hesap bakiyesi — tutarında borçlu olduğu, tarafların cari hesap bakiyesi — tutar bakiyede mutabık oldukları, aynı şekilde taraflarca —- üzerinden mutabık olduğu, çelişkili olmadığı,—–yevmiye nolu düzenlenen ihtarnameye istinaden tarafların mutabık kaldıkları —ödenmesi için davacının davalıya —– günü mühlet tanıdığı, böylece davacı yanın davalı şirketi —- tarihinde temerrüde düşürdüğü, bilirkişi tarafından temerrüd tarihi ile takip tarihi arasındaki faiz alacağının hesaplaması yapılacağı yerde —- tarihine kadar talep edilen faizin yerinde olduğunu tespit ettiği, oysa davacının takipten önce davalıyı——- yevmiye nolu düzenlenen ihtarnameye istinaden temerrüde düşürdüğü, böylece bilirkişinin hesapladığı temürrüd faizinin yerinde olmadığı ancak durumun hesaplama ile giderileceğinden dosyanın yeniden bilirkişiye tevdii edilmeksizin mahkememizce temerrüd tarihi olan — takip tarihi olan —–temerrüd faizi hesaplanarak davacının itirazının iptali davası açmakta haklı olduğu ve——– üzerinden itirazın iptaline takibin devamına karar verilmiştir.
Alacağın faturaya dayalı olması nedeniyle davacının ayrıca icra inkar tazminatına müstahak olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE; davalı tarafından — dosyasına yapmış olduğu itirazın — temerrüd faizi olmak üzere —-üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Kabul edilen —– üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 3.467,74 TL harçtan, dava açılırken peşin olarak alınan 1.200,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.267,74‬ TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvuru harcı, 1.200,00 TL peşin harç toplamı 1.259,3‬0 TL ile 1.070,60 TL ( Bilirkişi ücreti, tebligat gideri, e-tebligat gideri, müzekkere gideri ve dosyadaki diğer masraflar) olmak üzere toplam 2.329,9‬0 TL yargılama giderinden davanın kabul 0,72 ve red 0,28 oranına göre hesaplanan 1.677,52 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan bir gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Arabuluculuk ücreti 1.320,00 TL’nin 0,72 kabul oranına 950,4‬0 TL’sinin göre davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Arabuluculuk ücreti 1.320,00 TL’nin 0,28 red oranına 369,6‬0 TL’sinin göre davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
9-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 7.399,42 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
10-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde —– Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/04/2022