Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/362 E. 2022/6 K. 06.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/362 Esas
KARAR NO : 2022/6

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 11/06/2021
KARAR TARİHİ : 06/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında —- istinaden cari hesap ilişkisinin bulunduğunu, müvekkil şirket tarafından davalı şirkete — hizmeti sağlanmasına istinaden fatura düzenlenmesine rağmen davalı şirket tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, cari hesap ekstresi ile fatura alacağına — sayılı icra takibinin başlatıldığını, davalı şirket tarafından itiraz edildiğini takibin durdurulduğunu, — sürecinin olumsuz sonuçlandığını; müvekkili şirket tarafından davalı şirketin genel ——— ödemelerin yapılmasının talep edildiğini, gönderilen — yapılacağının belirtildiğini, bu mailler ve borcun bir kısmını karşılar şekilde davalı şirket tarafından yapılan — ödeme ile müvekkili şirketin alacağının davalı şirket tarafından ikrar edildiğini, kalan bakiye — yapılmadığından müvekkili şirketin davalı şirketten icra takibine konu tutar kadar alacaklı olduğunu; davalı şirketçe müvekkili şirket tarafından düzenlenen faturaya itiraz edildiğine dair bir ihtar çekilmemiş olup, fatura içerikterinin kabul edildiğini belirterek fazlaya ilişkin her türlü hak ve alacağımız saklı kalmak kaydıyla, davalı şirket aleyhine başlatılan—- icra takibine davalı şirket tarafından yapılan haksız ve mesnetsiz itirazın iptali ile takibin devamına, davalı şirket aleyhine takip konusu —olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii edilerek rapor alınmıştır. 23/11/2021 tarihli bilirkişi raporu özetle, Ticari defter kayıtları ve diğer belgelerde de görüldüğü üzere taraflar arasında ticari bir ilişkinin bulunduğu, davalı —- Mahkemenizde yapılan incelemede hazır bulurmmamış, defterlerini dosyaya ibraz etmediği, dava dosyasında ticari defter ve kayıtlarının bulunduğu yer ile inceleme sırasında muhatap alınacak yetkili kişi bildiriminde de bulunmadığı görülmüştür. Davalı —- kanuni defterleri ve kayıtları incelenemediğinden—– Resmi Gazetede yayımlanan 7251 sayılı kanunun 23. maddesi ile değişik 600 sayılı HMK’nın 222. maddesinin 3. fıkrasının uyarınca ticari defterlerini sunmayarı davalı tacirin karşı taraf alacağının varlığını kabul etmiş sayılacağı takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu; davacı —– defterlerinin, TTK. md. 85 ve HMK 222. madde uyarınca sahibi lehine delil olarak kullanılma niteliğinde bulunduğu; davacı—- — — alacaklı olduğu;) davalı —– herhangi bir ticari defter ve belge ibraz etmemesi nedeniyle tarafların muavin hesaplarının karşılaştırılması ile ilgili görüş bildirilmemiştir. davacı —– — yaptıkları satıştarın ve alımların birbirini teyit ettiği — bulundukları——– bankalarında dövizli mevduata fiilen uygulanan azami faiz oranları tablosundaki faiz oranları alınarak, takip tarihinden ödeme tarihine kadar olan süre için, davacı şirket tarafından 3095 sayılı yasanın 4fa maddesine göre hesaplanacak faizi talep edebileceği sonuç ve kanaatine varmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, faturadan kaynaklı başlatılan takipte ödeme emrine yapılan itirazın iptali davasıdır.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel — alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının — alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
Davacı— davalı —- yılında yaptıkları satışların ve alımların birbirini teyit ettiği bağlı bulundukları — formlarından tespit edilmiştir.
Mahkememizce 23/09/2021 tarihli duruşmasının —- salonunda ibraz edilmesi yönünde taraflara ihtarat yapılmasına, tarafların yerinde inceleme talep etmesi halinde ise ticari defterlerin bulunduğu yer ile incelemede muhatap alınacak kişi — yazılı olarak beyan edilmesi yönünde karar kurulmuş olmasına, iş bu duruşma zaptının davalıya tebliğ edilmesine rağmen davalının belirtilen tarihte defterlerini Mahkememiz salonunda hazır bulundurmadığı gibi yerinde inceleme de talep etmediği görülmüştür.
23/11/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Davacı—— — olduğu” yönünde tespitlerde bulunulduğu anlaşılmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.Davacı taraf bedeli ödenmeyen faturalardan kaynaklanan alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2.maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. Ticari defterlerin delil olması için gerekli şartlar HMK’nın 222/2 maddesinde “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. ” ifadesi ile sayılmıştır. Buna göre ticari defterlerin delil olması için;
a) Ticari bir dava olması,
b) Uyuşmazlık konusunun her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bir işlemden kaynaklanması,
c) Ticari defterler kanuna uygun eksiksiz tutulmuş olması,
d) Ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yapılmış olması,
e) Uyuşmazlık konusu işle ilgili olarak defterlere geçirilen tüm kayıtların birbirini doğrulamış olması gerekir. 7251 sayılı kanunla yapılan değişiklik ile davalının ticari defterlerini sunmaması halinde davacı kayıtlarının davacı lehine (aleyhine kayıtların ise aleyhine) olacağı düzenlenmekle görüş ayrılıklarına temel teşkil eden kanunun ilk düzenlendiği zaman var olan eksiklik giderilmiştir. Nitekim burada unutulmaması gereken husus davacı ticari defterlerinin 6100 sayılı HMK’nın 222/2. maddesine uygun tutulmuş olmasıdır. Davacı ticari defterlerinin usulune uygun olmaması halinde davacı lehine delil teşkil etmeyecek ve 6100 sayılı HMK’nın 222/4. maddesi uyarınca aleyhine delil olacaktır. Nitekim defter inceleme ara kararı sonrasında mahkememize sunuln davacı ticari defterlerinin iddialarını doğrular nitelikte olduğu görülmekle faturanın ispat gücü ve ticari defterlerin ispat gücü göz önüne alınarak faturalara konu edimlerin davacı tarafından ifa edildiği kabul edilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında inceleme günü belirlenmesi ve ticari defterlerin sunulmaması halinde yaptırımının ne olacağına ilişkin ihtarat içeren açıklamanın mahkemizce ara karar altına alındığı ancak davalının ticari defterlerini sunmadığı; davacının sunmuş olduğu ticari defterlerinde yer alan kayıtların ise iddiasını doğrular nitelikte olduğu aynı şekilde vergi dairelerinden —- davacının iddiasını doğrular nitelikte olduğu görülerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Sonuç olarak, hükme esas alınabilecek—- düzenlenen 3 adet karşılığı faturaların davalı nezdinde kayıtlı bulunduğu hususunun dosyaya celp edilen davalıya ait —- beyannamelerinden tespit edildiği, taraflar arasındaki takibe konu miktar olan ücretin davacı tarafça ispatlandığı anlaşılmış alacağın faturaya bağlı olması nedeniyle belirli likid olduğu kanaatine varılmış kabul edilen asıl alacak miktarı—üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminatının (15.474,18 TL) davalıdan alınarak davacıya verilmiştir —. Tarafların tacir olduğu ve alacağın—- alacağı olduğu görülmekle — dosyasına yapılan itirazın 8.607 Euro üzerinden iptali ile kabul edilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesine göre faiz işletilerek takibin devamına karar verilmiştir. Vekalet ücreti ile harç hesaplaması — –esas alınarak yapılmıştır.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile;
1—– sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile 8.607 Euro alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesine göre faiz işletilerek takibin DEVAMINA, Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2—– efektif satış oranı olan 8.9893 TL ile çarpılması sonucu oluşan 77.370,90 TL üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminatının (15.474,18 TL) davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 6.114,32 TL karar ve ilam harcının, dava açılırken peşin olarak alınan 1.140,80 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.973,52 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ——
5-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvuru harcı, 1.140,80 TL peşin harç toplamı 1.200,1‬0 TL ile 1.103,25 TL (Bilirkişi ücreti, —- masrafı, Dosya ücreti) olmak üzere toplam 2.303,35‬ TL olan yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6- —– davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.