Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/36 E. 2022/729 K. 15.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/36 Esas
KARAR NO : 2022/729

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/01/2021
KARAR TARİHİ : 15/11/2022
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkilin davalı adi ortaklık adına fatura düzenlediğini borcun ödenmemesi nedeniyle icra takibi başlatıldığını ancak takibe itiraz edildiğini, itirazın iptali ile takibin devamını, davalıların %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini iddia ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; —– Adi Ortaklığı ile davacı arasında 29.12.2015 tarihinde akdedilen sözleşme kapsamında davacının—– nezdinde ihtiyaç duyulan içme suyunu temini, tankerle proje sahasına ve saha içinde gerekli yerlere taşınması, sun tankları ve sebillerin temini, dezenfektasyon işlerini üstlendiğini, davacının düzenlediği faturaların geçmiş dönem faturaları ile karşılaştırıldığını ve olağanüstü şekilde artış görüldüğünü, ancak tankerle getirilen içme suyu kullanımda artış yaşanmadığını, esasen tankerin iddia edilen kapasitede su alamayacağını, davacının böylece haksız kazanç sağladığını ve hususla ilgili —- Ceza Mahkemesinin —– Sayılı dosyası ile kovuşturma başlatıldığını, bu nedenle sözleşmenin müvekkil tarafından feshedildiğinden hareketle davanın reddini ve davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini savunmuştur.
DELİLLER:
——- esas sayılı dosya sureti, —–Ağır Ceza Mahkemesinin —– esas sayılı dosya sureti, taraflar arasında akdedilen sözleşme, Ticari defter ve belgelerin incelenmesi, bilirkişi raporu ve bilirkişi ek raporu ile tüm dosya kapsamı,
12/10/2021 tarihli ara karar ile dosyanın bir mali müşavir bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 17/12/2021 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.Bilirkişi raporunda özetle; Yerinde yapılan incelemede davacının 2018 yılına ait ticari defterlerin sadece noter açılış kapanış tasdik sayfalarının ibraz edildiği, defterlerin bir bütün olarak ibraz edilmemesi nedeniyle davacıya ait ticari defterlerin usulüne uygun olarak tutulup tutulmadığının tespit edilemediği, Davalıların ortağı bulunduğu —–Adi Ortaklığı Ticari İşletmesi’ne ait yasal defterlerin Vergi Usul Kanunu 223-224-225 maddeleri ile TTK’nın ilgili hükümlerine uygun olarak—– onaylı—— ile noter açılış tasdikinin süresi içerisinde alındığı ve ticari defterlerinin delil niteliğine haiz olduğunun anlaşıldığı, bu nedenle huzurdaki dava konusu uyuşmazlıkla ilgili davalı ticari defterlerine değer verilmesinin gerektiği, Davalı adına düzenlenen irsaliyeli faturaların teslim alan kısımlarında herhangi bir isim imza bilgisinin yer almadığı, davalının faturaya konu ürünlerin fiziken teslim edilmediği, davacının haksız kazanç sağlamaya çalıştığı yönündeki davalı savunması gözetilerek 2018 yılında düzenlenen tüm faturalardaki ürün miktar bilgisinin incelendiği fakat sağlıklı bir sonuca gidilemediği, bu nedenle huzurdaki davaya konu faturalarda yer alan 1.474 ton su miktarının hangi günler için ne miktarda davalıya teslim edildiği hususunun tespite elverişli belge ile açıklığa kavuşturulması gerektiği sonucuna gidildiği, 26.11.2019 takip tarihi itibariyle davalı nezdinde davacının 1.276.778,51 TL alacaklı olarak göründüğü, takiple istenen 163.635,69 TL’nin davacıya ödenip ödenmeyeceği ile ilgili nihai değerlendirmenin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, Davacının takibinde yıllık %9 yasal faiz oranı üzerinden 16.583,25 TL birikmiş faiz talebi olduğu; muaccel bir borcun borçlusunun alacaklının ihtarıyla mütemerrit olduğu, bu yönde temerrüt ihtarına dosyada rastlanılmaması nedeniyle birikmiş faiz talebine mevcut delil durumuna nazaran iştirak edilmediği tespitinde bulunulmuştur.29/03/2022 tarihli ara karar ile dosyanın mali müşavir bilirkişisine tevdi edilerek ek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 10/05/2022 tarihli ek bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.Bilirkişi ek raporunda özetle; Davacının faturalara süresi içerisinde itiraz edilmemesi nedeniyle, ürünlerin teslimi noktasında inceleme yapılmaması gerektiği yönündeki itirazına iştirak edilemediği, zira davalının faturalara konu ürün miktarları ile müvekkile teslim edilen ürünlerin aynı olmadığı noktasında itirazının bulunduğu, bu yönüyle kök raporda yer verilen değerlendirme ve tespitin cari olduğu, Faturaların ödeme vadesini belirtir nitelikte taraflar arasında akdedilen yazılı sözleşmenin bulunmadığı, faiz bakımından davalının TBK.m.117/1 hükmü doğrultusunda temerrüde düşürülmesinin gerektiği, ancak Sayın Mahkemede aksi yönde kanaat oluşması ihtimaline binaen 16.10.2019 takip tarihi itibariyle istenebilir birikmiş faizin 15.372,79 TL olarak hesaplandığı şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, fatura alacağına dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir. İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde düzenlenmiştir. İcra dosyası celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak —– Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf ,bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır.
Somut olayda; davacı davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin durmuş olduğu, davacı tarafın asıl alacağına yönelik itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğu, taraflara ticari defter ve belgelerini sunması için süre verildiği, davacı tarafça yerinde inceleme talep edildiği, yapılan yargılama sırasında tarafların ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesinde davacının sadece noter açılış kapanış tasdik sayfalarının ibraz edildiği ve defterlerin eksiksiz sunulmadığından davacıya ait ticari defterlerin usulüne uygun olarak tutulup tutulmadığının tespit edilemediği, davalının ticari defter ve belgelerin usulüne uygun olarak tutulduğu ve sahibi lehine delil teşkil ettiği, icra takibine konu davacı tarafça davalı adına 2018 Ağustos ayında toplamda 1.474 ton karşılığı 95.515,20 TL tutarlı
içme suyu ile iş makinası kirası ve operatör bedeli olarak toplamda 68.120,49 TL tutarlı irsaliyeli fatura
düzenlendiği ve faturaların teslim alan kısımlarının boş olduğu, davacı tarafça irsaliyeli faturaların teslim edildiğinin ispatlanamadığı,
HMK 222/2.maddesinin ” Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.” şeklinde düzenlendiği, davacının ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu tespit edilemediğinden faturaya dayalı alacağın varlığı bakımından delil olarak kullanılamayacağı, faturaların teslim alan kısımlarının boş olduğu ve davacı tarafça irsaliyeli faturalardaki malın davalıya teslim edildiğinin ispatlanamadığı, bu haliyle davacı tarafça alacağın ispatlanamadığı, davacı tarafça mahkememize açılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verildiği, davacı tarafın icra takibinde kötü niyetli olduğu davalı taraflarca ispat edilmediği ve yasal şartları oluşmadığından kötüniyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememize açılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı taleplerinin ayrı ayrı REDDİNE,
2-Davalılar tarafından talep edilen kötü niyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından REDDİNE,
3-Peşin alınan 2176,88 TL harçtan, alınması gerekli 80,70 TL peşin harcın düşümü ile geri kalan 2.096,18‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA ,
5-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
6-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan——avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
7-1.400,00 TL Arabulucu ücretinin davacıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.