Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/341 E. 2022/7 K. 06.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/341 Esas
KARAR NO: 2022/7
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 02/06/2021
KARAR TARİHİ: 06/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafın müvekkili ile ticari ilişkiden kaynaklı olarak borçlu bulunduğunu, alacağın tahsili amacıyla —–icra dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, ancak davalı tarafça haksız ve mesnetsiz olarak takibe itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, bu nedenle davanın kabulü ile itirazın iptaline, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, Davalının davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, ödemelerini elden yaptığını bu nedenle davanın reddine, davacının kötü niyetli olarak açmış olduğu işbu dava sebebiyle %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, takibin iptaline, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği — tarihinden sonra, —- tarihinde açılmıştır. Burada öncelikli olarak asliye ticaret mahkemesinin davaya bakmakla görevli olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde ticari davalar tanımlanmış ve sayılmıştır. Bu maddeye göre “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları”, “ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri” ve “tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin (a), (b), (c), (d), (e) ve (f) bentlerinde sayılan davalar ticari dava sayılır. Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için ya tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması; ya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması ya da açılan davanın maddede —– bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
——– sayılı yazıları incelendiğinde davalı—-elde ettiği ve —- defteri tuttuğu anlaşılmıştır.
Benzer konuya ilişkin—- karar sayılı ilamında; “
—— müzekkere yazılmış, verilen yanıtta davalı adına gerçek kişi firma olarak kaydına rastlanmadığı bildirilmiştir. Davalının — —– kayıtlı bulunduğu ve serbest meslek kazancı elde ettiği —– defteri tuttuğu bildirildiğinden davalının —— kayıtlı tacir olmadığı serbest meslek sahibi olduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda; uyuşmazlık taraflar arasında mimarı proje çizimine ilişkin eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, bu nevi davaların ticari dava olduğuna ya da asliye ticaret mahkemeleri’nde görüleceğine ilişkin bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Bu durumda 6102 sayılı TTK’nun 4/1. maddesi hükmünce davayı ticari dava saymak ve asliye ticaret mahkemesini görevli kabul etmek mümkün değildir.
Görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olduğundan ve göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan; taraflarca ileri sürülmese dahi resen dikkate alınması gerektiğinden; mahkemece işin esası incelenmeksizin davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenip, karar verilmesi doğru olmamış, kamu düzeni nedeniyle hükmün görev yönünden kaldırılması gerekmiştir.” şeklindeki açıklamalara yer verildiği görülmüştür.
Yukarıda açıklandığı üzere, davalı yan gerçek kişi olup tacir sıfatı taşımadığından, dava konusu da kanunda özel olarak düzenlenen hallere girmediğinden, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesi hükmünce davayı ticari dava saymak ve asliye ticaret mahkemesini görevli kabul etmek mümkün değildir.
Görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olduğundan ve göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan; taraflarca ileri sürülmese dahi mahkemelerce resen dikkate alınması gerektiğinden; mahkememizce işin esası incelenmeksizin davanın görev yönünden reddine karar verilip, talep halinde — Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesi gerektiği vicdani kanaatine ulaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4 ve 5 maddeleri gereğince görevli mahkeme—– Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olması sebebi ile MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşme tarihinden, İstinaf yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren taraflardan birinin 2 hafta içerisinde mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli—– Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi taktirde mahkememizce Resen davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına( ihtarat yapıldı)
3-HMK 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderleri hakkında görevli mahkemece karar verilmesine,
4-Görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi için taraflardan biri tarafından başvuruda bulunulmadığı takdirde, mahkememizce dosyanın re’sen ele alınarak, 6100 Sayılı HMK’nın 20/1. maddesi gereğince davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesine, harç, yargılama gideri, vekalet ücreti, gider avansı vd hususların talep halinde, 6100 Sayılı HMK’nın 331/2. ve 331/2. maddesi gereğince mahkememizce hüküm altına alınmasına,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, ———— Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/01/2022