Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/333 E. 2023/313 K. 29.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/333
KARAR NO: 2023/313
DAVA: Tazminat (Tapunun Haksız Ele Geçirilmesi Nedenli)
DAVA TARİHİ: 10/11/2020
KARAR TARİHİ: 29/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Tapunun Haksız Ele Geçirilmesi Nedenli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin —–Sayılı dosyası üzerinden satışa çıkan ve —–sayılı dosyasından satışı gerçekleşen,———- bedelle ihale katılımcısı olarak aldığı, ihalenin feshinin yasal süresinde istenilmeyerek ve diğer usuli işlemlerin tamamlanarak taşınmazın müvekkili şirket adına tescil edildiği, ihalenin kesinleşmesinden yaklaşık 2 ay sonra icra dosyası borçlusu-malikin ihaleden ve icra takibinden haberdar olmadığını belirterek ihalenin feshini istediği, ——– Esas sayılı dosyasından yapılan inceleme sonucunda ihale ilanının borçlu tarafa usulüne uygun tebliğ edilmediği gerekçesi ile ihalenin feshine karar verildiğini ve verilen bu kararın onanarak kesinleştiği, ihalenin feshi kararının kesinleşmesinden sonra gerek esas dosyaya gerekse talimat dosyasına ——- tarihinde dilekçe sunularak tapunun eski malike bila devri için gerekli işlemlerin yapılması ve ödenen ihale bedeli ile ferilerin ödenmesinin talep edildiği, —– tarihinde bila devir işleminin yapılması ve ödenen bedellerin geri ödenmesi istenilmesine rağmen icra müdürlüğü görevlilerince resen hiçbir işlem yapılmadığı ve sanki dosyanın tarafı müvekkili şirketmiş gibi onlarca talep ve başvuru üzerine aylar sonra tapunun eski malik adına —- tarihinde devrin gerçekleştiğini, söz konusu ödemelerden sadece alacaklı-banka uhdesinde kalan (yasal kesintilerden sonra bankaya yapılan reddiyat) tutarı olan —-uygulanarak iade edildiğini, —- dışında diğer ödemelere faiz işletilmeksizin müvekkiline ödendiği, müvekkili şirket tarafından farklı tarihlerde arasında ödemiş olduğu——— geri ödendiği tarihler arasında ödenmesi gereken avans faizinin müvekkili şirkete ödenmediğini, ayrıca müvekkili şirketin tapu kaydına ve ———resmi kayıtlarına güvenerek katıldığı ihale sonrasında elde ettiği taşınmaz mülkiyetini ne yazık ki kendi kusuru olmaksızın davalıların kusuru nedeni ile kaybettiğini, bu nedenle taşınmazın bila devir tarihindeki değeri ile müvekkili şirkete ödenen değeri arasındaki farkın devir tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile ödenmesi gerektiğini belirterek, fazlaya ilişkin talepleri saklı kalmak kaydı ile; müvekkili şirketin ihale nedeni ile ödemiş olduğu toplam—- yönünden ödenmeyen avans faizlerinin iadesine yönelik şimdilik —– temerrüd tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesine, tapu tescilinin müvekkili şirket adına yapılmasından sonra, mülkiyetin müvekkilinin kusuru olmaksızın kaybedilmesi nedeni ile —- bila devir tarihindeki taşınmazın gerçek değeri ile ödeme yapılan bedel arasındaki menfi zarar nedeni ile şimdilik —– bila devir tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:Davalı —— vekili cevap dilekçesinde özetle;
Yetkili mahkemenin ——-Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu, davacı tarafın cebri icra yolu ile ihaleye katıldığı dosyada alacaklı taraf olduğu, davacının dosya münderacatına vakıf olduğunun kabul edildiği, ihale alıcısının davacıya bankanın iade edeceği tutarın——– sayılı dosyasında —— tanzim tarihli bilirkişi raporu ile —— hesaplandığı, müvekkili bankanın bilirkişi raporu ile belirlenen tutarı iade ettiği, müvekkili banka ile ilgisi olmayan, tellaliye ücreti, emlak vergi borcu, topu satım harcı, tahsil harcı ve ceza evi harcının müvekkili bankadan istenmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının dosya müderacatına vakfı olduğu, ihalenin feshi davasının aleyhe sonuçlanmasına sebebiyet veren usulsüz tebligattan davacının da vakıf olduğunun davacının basiretli bir tacir gibi ihaleye iştirak etmesinden dolayı kabul edilmesi gerektiği, davanın pasif husumet yönünden reddini, ayrıca esasa girilmesi halinde davalı bankanın bedel iadesi sorumluluğunun kalmaması nedeniyle esastan reddini talep etmiştir.

CEVAP:Davalı —- vekili cevap dilekçesinde özetle; —- dosyasında başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibinde—– tarihinde icra edilen ihale ile —– parselde kain bulunan taşınmazın —- bedelle davacı tarafa ihale edildiği, akabinde mezkur icra takip dosyası borçlusu tarafından—– sayılı dosyasında ikame edilen ihalenin feshi davasında, ——- sayılı ilamı ile ihale ilanının usulsüz tebliği nedeni ile ihalenin iptali cihetinde hüküm tesis edildiği ve bu hükümün—-neticesinde kesinleştiği, ihalenin iptali neticesinde —- parselde kain bulunan taşınmazın davacı adına tesis edilen tapu kaydı iptal edilerek mezkur taşınmaz —– sayılı dosyası borçlusu şirket adına tapuya tescil edildiği, davacı tarafça ihale aşamasında yapılan masrafların —— tarafından davacı tarafa yasal faizi ile birlikte iade edildiği, davacı tarafın ihalenin feshi nedeni ile ihale konusu taşınmazın mülkiyetini kaybettiğinden bahisle taşınmazın bila devir tarihindeki değeri ile müvekkili şirkete ödenen değeri arasındaki farkın avans faizi ile birlikte ödenmesini talep etmekte olduğu, davacı tarafın ihale konusunun taşınmazın mülkiyetinin iktisabı gayri kanuni ve gayri hukuki olduğu, iktisaba mesnet ihalenin mahkeme kararı ile iptal edildiği ve bu karar kesinleştiği, akabinde de davacı tarafça ödenen ihale bedeli ve diğer masrafların davacı tarafa yasal faizi ile birlikte ödendiği, iş bu nedenle de davacı taraf açısından korunması iktiza eden bir yasal hak ve alacağın bulunmadığı, davacı tarafın ihalenin feshi nedeni ile uğradığı ve tazmin edemediği bir zararının mevzu bahis olmadığı, açıklanan nedenlere binaen davacı tarafça ihale aşamasında yapılan masrafların ——- tarafından davacı tarafa yasal faizi birlikte iade edildiğinden davacı tarafın ihalenin feshi nedeni ile uğradığı ve tazmin edemediği bir zarar bulunmadığından davanın reddi gerektiği, davanın reddine, yargılama gideri ile ücreti vekaletin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ——tarafından ihale edilen ve parası ödenen taşınmazın ihalesinin feshi nedeniyle İİK.nun 5.maddesi uyarınca uğranılan zararın tahsili istemine ilişkindir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 5. maddesi “İcra ve İflas Dairesi görevlilerinin kusurlarından doğan tazminat davaları, ancak idare aleyhine açılabilir. Devletin, zararın meydana gelmesinde kusuru bulunan görevlilere rücu hakkı saklıdır. Bu davalara adliye mahkemelerinde bakılır.”
Türk Borçlar Kanunu 50/1. maddesi “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.”
İcra ve İflas Kanunu’nun 5. maddesi, icra ve iflas dairelerinin görevleri sırasında ilgililere vermiş oldukları zararların tazminini amaçlayan bir düzenlemedir. İlgililer kavramına icra takibinin tarafları olan alacaklı ve borçlunun yanında, zarara uğrayan üçüncü kişiler de girerler. Madde lafzından açıkça anlaşılacağı üzere İİK’nın 5. maddesi kusur sorumluluğunu düzenlemektedir. Bu sorumluluğun gerçekleşmesi için icra ve ——– görevleri ile alakalı olarak olumlu ya da olumsuz bir eylem ya da işleminin mevcut olması ve bu işlemi gerçekleştiren memur tarafından kusurlu olarak icra edilmesi gerekir. Madde, lafzi olarak yorumlandığında tazminat sorumluluğunun oluşması için dört şartın varlığı gerekmektedir: Bu şartlar sırasıyla:
1- İcra ya da——- çalışan görevliler tarafından görevleri sırasında gerçekleştirilen olumlu ya da olumsuz bir işlemin mevcut olması,
2- Yapılan olumlu veya olumsuz işlemin hukuka aykırı olması,
3- Hukuka aykırı olarak gerçekleştirilen işlemin takibin tarafları ya da üçüncü kişiler nezdinde zarar meydana getirmesi,
4- Meydana gelen zarar ile yapılan işlem arasında illiyet bağının bulunması,
——- göre illiyet bağının varlığı için işlemi yapan memur tarafından o eylem ya da işlem yapılmasaydı zarar meydana gelmeyecekti ise, olay da yapılan işlemin kusurlu olarak tatbik edildiği sonucuna varılır. Yapılan işlem nedeniyle açılacak olan tazminat davasında davalı olarak —– gösterilir. Davanın sonunda verilen hüküm gereği idare tazminat ödemeye mahkum edilmişse, kusuru ile zarara sebebiyet veren memura —— rücu edebilir. Bu dava İİK 5. maddesi açık hükmü gereği idare mahkemelerinde değil adliye mahkemelerinde görülür.
——tazminat sorumluluğunun dayanağı, kusura dayalı haksız fiil sorumluluğudur. Haksız fiil sorumluluğu ise TBK 49. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre tazminat borcunun doğabilmesi için icra dairesi görevlilerinin kusurlu ve hukuka aykırı bir fiilleri olmalı, bunun sonucunda zarar doğmalı ve zarar ile fiil arasında uygun illiyet bağı bulunmalıdır.
Baştan ifade etmek gerekir ki bu davalara bakma görevi asliye hukuk mahkemelerine aittir. Nitekim davacı yanın emsal olması için dosyaya ibraz ettiği ——–Sayılı ilamında kararı veren yerel mahkeme asliye hukuk mahkemesidir.Davacının şirket tüzel kişiliği olması bu tür davalara ticari dava vasfı vermeyecektir. Keza ——— Sayılı ilamı da bu yönde olup, emsal olarak belirtilen bu davalarda da davacı şirket tüzel kişiliği olmasına rağmen bu tür davalara Asliye Hukuk mahkemeleri bakmıştır. Yukarıda belirtildiği üzere bu tür davalarda haksız fiil sorumluluğu hükümlerine göre sonuca gidildiğinden bu tür davalara bakma görevi de Asliye hukuk mahkemelerine aittir.Bu nedenle mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davanın HMK 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması ile ilgili dava şartı yokluğu sebebiyle HMK 115/2. Maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,
3-HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşme tarihinden, İstinaf yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren taraflardan birinin 2 hafta içerisinde mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli NÖBETÇİ —— ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, Aksi taktirde mahkememizce Resen davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına( ihtaratın gerekçeli karar tebliği ile yapılmasına )
4-HMK 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderleri hakkında görevli mahkemece karar verilmesine,
5-Görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi için taraflardan biri tarafından başvuruda bulunulmadığı takdirde, mahkememizce dosyanın re’sen ele alınarak, 6100 Sayılı HMK’nın 20/1. maddesi gereğince davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesine, harç, yargılama gideri, vekalet ücreti, gider avansı vd hususların talep halinde, 6100 Sayılı HMK’nın 331/2. ve 331/2. maddesi gereğince mahkememizce hüküm altına alınmasına,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle,——- Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekili ile davalı banka vekilinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda, oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/03/2023