Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/317 E. 2023/171 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/317 Esas
KARAR NO: 2023/171
DAVA: Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/06/2020
KARAR TARİHİ: 23/02/2023

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi

Dava: Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan—- tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket yetkilisi —– karşılığında——- marka ———- hususi işlerde kullanılmak üzere satın aldığını, satın alınan aracın müvekkiline —–tarihinde gecikmeli olarak teslim edildiğini, müvekkilinin aldığı aracı kullandığı kısa süre içerisinde arızalardan dolayı sık sık servise götürmek zorunda kaldığını, bu arızalardan dolayı araç üzerinde defalarca parça değişikliği yapıldığını, yaşanan bu arızalardan dolayı araçtan beklenen performansın bir türlü elde edilemediğini ve markaya duyulan güvenin de kaybolduğunu, yaşanan bu olaylardan sonra aracın sık sık arıza göstermesi nedeniyle araçtan elde edilecek yararın bir türlü elde edilemediğini; bu nedenlerden dolayı müvekkilinin aracı satmaya karar verdiğini ve satmak üzere üçüncü bir şahısla anlaştığını, üçüncü şahsın araç ile ilgili yaptığı araştırmalarda davaya konu yapılan aracın bir çok servis kaydının olduğunu ve motor ve mekanik aksamında da birçok parça değişikliğinin olduğunu belirterek aracı satın almaktan vazgeçtiğini; bunun üzerine yapılan araştırmalarda aracın müvekkiline tesliminden ünce servis kayıtlarının bulunduğu ve bu kayıtlardan aracın bir çok parçasının değiştirildiğinin öğrenildiğini, bu işlemlerin 11.05.2017 tarihinde yapıldığı servis kayıtlarından anlaşıldığını; aracın müvekkiline teslim edilmeden önce araç üzerinde yapılan onarım ve tamiratlar hakkında müvekkiline hiçbir şekilde bilgi verilmediğini ve yapılan bu işlemlerin hepsinin müvekkilinden gizlendiğini, hatta servis kayıtları incelendiğinde araç üzerinde tamiratların yapıldığı tarihlerde araç kiralama hizmeti verilmiş gibi de servis kayıtlarında işlem yapıldığını, bu kiralamadan da müvekkilinin haberi olmadığını; yaşanan tüm bu gelişmeler üzerine müvekkilinin aracın arızasız misliyle değiştirilmesi için davalılarla görüştüğünü ancak herhangi bir sonuç alamadığını, davalılardan herhangi bir cevap verilmemesi üzerine ——– yevmiye numarası ile davalılara ihtarname gönderildiğini, gönderilen bu ihtarnameye de herhangi bir cevap verilmediğini; müvekkilinin sıfır “0” km olarak aldığı aracın teslimden önce arızaları giderilmiş olsa bile bu arızaların giderilmesi için birçok parçasının değiştirildiği, böylece aracın orijinal halini kaybettiği gibi müvekkilinin araca duyduğu güvenin sarsılması nedeniyle araçtan beklediği yararın sağlanamadığı ve ayıplı aracın bu şekilde kullanmaya zorlanmasının da yasaya ve —— aykırı olduğunu; bu nedenlerle; müvekkili şirketin satın almış olduğu ————-ayıplı aracın tüm masrafları davalılara ait olmak üzere davalılar tarafından müştereken ve müteselsilen —— ayıpsız misliyle değiştirilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap : Davalı —– vekili tarafından sunulan ——- tarihli cevap dilekçesinde özetle; Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görülen davada, iki davalının da yerleşim yerinin —-olduğunu, ticari davanın davalıların yerleşim yerinde açılması gerektiğini, müvekkili şirketin genel merkezinin ——– olduğunu, HMK M.6 gereği, görevli ve yetkili mahkemenin —— Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesini talep ettiklerini, davacının kullanımındaki —— marka araçların üreticisinin müvekkili —- olmadığını,——-yalnızca distribütörlüğünü üstlenen ithalatçı firma olduğunu; B.K. ve T.T.K. hükümleri gereği, ayıba karşı tekeffül hükümlerinin satıcı haricinde, ithalatçı-dağıtıcıya vb. yüklenmesinin hukuken mümkün olmadığını, bu sebeple iş bu davanın husumet yokluğundan esasa girilmeksizin reddedilmesi gerektiğini; hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte araçta ayıp olduğu varsayılsa bile tacir olan davacının ayıp ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davacının aracı teslim alırken teslim tesellüm belgesini imzaladığını, aracın servis kayıtlarının gizli olmadığını, davacının da aracını satmak istediğinde yeni alıcının aracın servis kayıtlarını araştırıp aracı almaktan vazgeçtiğini iddia ettiğini, görüldüğü gibi aracın maliki olmayan bir kişinin bile aracın servis kayıtlarına ulaşabildiğini, buna rağmen basiretli tacir olan davacının aracı teslim tesellüm belgesini imzalayıp teslim aldıktan ancak 3 yıl sonra servis kayıtlarına baktığını iddia etmesinin kabul edilemeyeceğini, araçta ayıp olmadığını, fakat aracın ayıplı olduğu iddia edilse bile ayıp olarak nitelendirilen servis kayıtlarının açık ayıp olduğunu, teslimden 3 yıl sonra bu ayıbın varlığını iddia ederek aracın misliyle değişiminin talep edilmesinin kabul edilemeyeceğini, dolayısıyla varlığı iddia edilen açık ayıp için ayıp ihbar süresine uyulmamış olması nedeniyle 3 yıl sonra açılmış olan davanın esasa girilmeksizin usulen reddini talep ettiklerini; T.T.K.m.25/4 maddesinin ise; “Borçlar Kanununun 207. maddesindeki müruruzaman müddeti tüccarlar arasındaki ticari satışlarda 6 aydır. Şu kadar ki; bu müddet azaltılabilir.” hükmüne amir olduğunu; davacının dava konusu aracının satış tarihinin 05.06.2020 olduğunu, 3 yıl sonra açılan davanın ise, yasal dava açma süresi geçtikten sonra açıldığını, buradan da anlaşılacağı üzere davanın süresinde açılmadığını; davacının seçimlik haklarından onarım hakkını kullandığını; onarım hakkını kullanmış olan davacının, onarım hakkından caymasının, diğer seçimlik haklarını kullanmasının mümkün olmadığını, çünkü yenilik doğuran hakların, bir kere kullanılmakla son bulacağını ve değiştirilemeyeceğini; dava konusu aracın davacı elindeyken kaza geçirip geçirmediğinin bilinmediğini, davacının varlığını iddia ettiği kusurların bu olası kazalardan kaynaklanıp kaynaklanmadığının araştırılması gerektiğini; bilindiği gibi kazalı araçların misliyle değişiminin mümkün olmadığını; aracın şasisinde ve kaportasında herhangi bir işlem yapılmadığını, aracın satılması durumunda bu işlemin aracın tramer kaydında görünmeyeceğini, bu sebeple davaya konu araçta herhangi bir değer kaybından söz edilemeyeceğini; davacı tarafa ait olan otomobil davacı tarafça teslim alınırken, bizzat davacının aracı gördüğünü, incelediğini, muayene ettiğini ve aracın herhangi bir ayıbı olmadığını belirterek araca ait teslim tesellüm belgesini imzaladığını; dolayısı ile davacı tarafın var olduğunu iddia ettiği ayıp ile şirketin hiçbir ilgisinin bulunmadığını; dava konusu araçta, araç değişimini gerektirecek, sürekli kullanıma engel önemli bir ayıbın bulunmadığını; davaya konu aracın, kullanımına engel hiçbir şikayet olmaksızın yararlanılmakta olmasına rağmen; değişiminin talep edilmesinin, edimler arasında nispetsizlik yaratacağından kabul edilemeyeceğini; aracın halen davacı tarafça sorunsuz olarak kullanılmakta olduğunu, davacının araç değişim talebinin yersiz olduğunu; davacının aracın misli ile değişim talebinin ——– son içtihatları gereğince hak ve menfaatler dengesine aykırı olduğunu; davacının aracı teslim aldığı —— tarihinden bugüne kadar aracın kaza geçirip geçirmediği, yetkili servisimiz olmayan yerlerde işlem görüp görmediğinin bilinmediğini, araç üzerinde takyidat bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, kredi ile satın alınmış ise, kredi alacaklısının dain mürtehin hakkı gereği, davaya muvafakatinin alınması gerektiğini; aracın eğer varsa ilgili kazalarında aldığı darbelerinin, hangi parçalarının değiştirildiğinin, ne tür servis müdahalelerine maruz kaldığının tespitini talep ettiklerini, bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddine; mahkeme masrafları ve avukatlık ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı ——-tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin tüzel kişi olduğundan tüzel kişiliğin merkezinin bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olacağını, bu sebeple davanın açıldığı yer olan —-Mahkemesinin yetkili olmadığını, yetkili mahkemenin; müvekkilinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi olan —–Mahkemeleri olması gerektiğini; aracın ticari araç olduğunu, tacirler arasındaki uyuşmazlıkların görüleceği mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, aracın satışının—–tarihinde yapıldığını ve işbu davanın —— tarihinde satıştan 3 yıldan fazla süre geçmesinden sonra açılmakla zamanaşımına uğradığını, dolayısıyla esasa ilişkin incelemeye geçilmeden davanın usulden reddinin gerektiğini, davacı müşterinin aracı—- tarihinde satın aldığını, —– tarihinde teslim aldığını, basiretli bir tacir gibi hareket etmesi gereken davacının, aracı gördüğünü, beğendiğini, kontrol ettiğini, hiçbir itiraz olmaksızın teslim aldığını; açık veya gizli ayıp iddiasını kabul anlamına gelmemek kaydıyla, basiretli bir tacir gibi hareket etmesi gerektiği için itirazsız kabul ettiği aracı davacının, 3 sene boyunca kullanıp yararlanmış olmasına rağmen 3 seneden sonra ayıplı olduğu iddiasıyla dava ikame etmesinin, ayıp olduğunu iddia ederek 3 sene sonra dava açmasının tacir kimliği ve bunun gereği olarak basiretli davranması gerektiği yükümlülüğüne ve hakkaniyete aykırı olup kendi yükümlülüklerini ihmal etmiş olmasının sonuçlarını hukuk düzeninin korumayacağını; araç üzerinde yapılan, onarım olarak görünen müdahalenin sadece araçta kalite iyileştirmesi yapılması olduğunu, kalite iyileştirmesinin ayıp veya onarım olarak kesinlikle nitelendirilemeyeceğini, davacının değer kaybı iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu, yetkili serviste yapılan onarım veya iyileştirme işlemi neticesinde araçta hiçbir değer kaybı olmayacağıını, aracın kaporta ve şasisinde herhangi bir işlem olmadığını, aracın satılması durumunda bu işlemlerin tramer kaydında görünmeyeceğini, dolayısıyla araçta hiçbir değer kaybı meydana gelmediğini; kabul anlamına gelmemek kaydı ile ayıp olarak nitelendirilen durumun, aracın kullanımı, araç güvenliğini ve maldan yararlanmayı etkileyecek bir husus olmadığından, aracın ayıpsız misli ile değişiminin talep edilmesinin de mümkün olmayacağını; zira iddia edilen durumla ilgili şimdiye kadar hiçbir beyan ve şikayet olmadığını, başka sebeplerden aracın servise girmesine rağmen müşteri memnuniyeti çerçevesinde onarımlar yapıldığını ve aracın sorunsuz olarak teslim alındığını ve sorunsuz olarak kullanılmaya devam edildiğini; aracın ayıplı olduğunun kabulü anlamına gelmemekle beraber; söz konusu araç satın alınırken basiretli tacir gibi davranması gereken davacı tarafından kontrol edilerek alındığı, aracın problemsiz olarak servisten çıktığını, aracın 3 sene boyunca ufak şikayetler haricinde servise getirilmediğini, iddia ile ilgili somut dayanaklı hiçbir olumsuzluğa sebebiyet vermediğini, bu sebeplerle aracı yenisi ile değişiminde iyiniyet olmadığından, aracın yenisi ile değiştirilmesi talebinin kabulünün yerleşik —– aykırılık teşkil edeceğini; aracın davacıya —– tarihinde teslim edildiğini, inceleme yükümlülüğünü yerine getirmeyen davacının araca ilişkin şikayetini —— tarihli ihtarla bildirdiğini, —–uyarınca bu geç bildirim sebebiyle araca ilişkin şikayetin süresi içinde yapılmadığı sonucuna varılarak malın olduğu gibi kabul edildiğinin sayıldığı sonucuna ulaşıldığını; bir an için kabul anlamına gelmemek kaydı ile malda ayıp bulunduğu ve ihbar süresinde ayıbın ihbar edildiği düşünülse dahi, davacının ayıba ilişkin seçimlik haklardan “onarım” hakkı daha önce kullanılmış olduğundan, ikinci kez seçimlik hak kullanılamayacağını; aracın servise getirildiğini ve şikayetler mukabilinde araca işlemler yapıldığını, dolayısıyla araçta görünen şikayetler giderilmiş olduğundan davacı tarafın değişim talepli iş bu davayı açma hakkının bulunmadığını, ——- gereği ikinci kez seçimlik hak kullanılarak malın yenisiyle değiştirilmesinin yasaya aykırılık teşkil edeceğini; ayıbın varlığının, taleplerin ve talep koşullarının varlığının kabulü anlamına gelmemek kaydı ile, aracın bugüne kadar herhangi bir kaza geçirip geçirmediğinin, başka bir servise veya yetkisiz servise götürülüp götürülmediğinin araştırılması gerektiğini; araca ait tramer kayıtları, ——— dosyaları getirtilerek araç üzerinde yaptırılacak bilirkişi incelemesinde, araçta herhangi bir ayıbın, gizli/açık ayıp olup olmadığının, ayıp var ise oluşturabileceği değer kaybının tespitinin yapılmasını talep ettiklerini, bu nedenlerle; haksız, hukuki ve fiili dayanaktan yoksun olarak açılan iş bu davanın külliyen reddine, yargılama gideri ve ücret-i vekaletin davacı aleyhine hükmedilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
——- Karar sayılı yetkisizlik kararı ile dosyanın mahkememize tevzi edildiği görüldü.
Dava; satın alınan aracın ayıplı çıkması nedeniyle aynen ifa kapsamında ayıplı aracın ayıpsız misliyle değiştirilmesi talebine ilişkindir
Davalı ——-araçta ayıp bulunmadığını, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını, davacının onarım hakkını kullandığını, davanın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı —— araçta gizli ayıp olmadığını, davacının seçimlik haklardan onarım hakkını kullandığını, ayıp ihbar sürelerine uymadığını, davanın zamanaşımına uğradığını ve husumet yöneltilemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava konusu araca ilişkin ——— dosyaya sunulmamış ise de, aracın ilk satış tarihi, hasar tarihi ve davalı servis tarafından da garanti kapsamında ücretsiz olarak tamiratın yapılması nedeniyle garanti belgesi kapsamında ithalatçı firma davalı ——sorumluluğuna gidilebileceği kanaatiyle satıcı olan davalı —— birlikte araç için garanti veren ve distribütör sıfatına sahip davalı —– de birlikte sorumlu olduğu ve davada pasif husumet ehliyetinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
Usul ve yasaya uygun denetime elverişli nitelikteki bilirkişi raporu mahkememizce hükme esas alınmış ve rapor doğrultusunda davaya konu araçta meydana gelen hatanın üretim hatası olduğu, aracın satıldığı anda araçta mevcut olan gizli ayıp niteliğinde olduğu, aracın uğradığı kazaların bu hususa etki edecek mahiyette olmayıp önemsiz kazalar olduğunun tespit edildiği her ne kadar davalı taraflar cevap dilekçesinde ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı ve zamanaşımı süresinin dolduğu itirazında bulunmuş ise de; gizli ayıpta belirtilen sürelerin bulunmadığı bu nedenle davalı tarafın bu itirazlarına itibar edilmediği, TBK da düzenlenen satım sözleşmesinde gizli ayıbın varlığı halinde ayıbın tespit edilebilmesi için gerekli muayene yükümlülüğü yerine getirildikten sonra bu hususun satıcıya bildirileceği, davacının makul süre içerisinde ayıbın varlığını tespit ederek servis yetkililerine gerekli başvurularını yaptığı, buna ilişkin noter ihtarı başta olmak üzere başvuru evraklarının ve servis tarafından verilen cevapların dosya içerisinde mevcut olduğu, kaldı ki ——- olarak satın alınan bir aracın teslim öncesi tamir görmüş olmasının TBK’nın 225 maddesi kapsamında ağır kusur sayılması gerektiğinden satılandaki ayıbın kendisine süresinde bildirilmemiş olduğunu ileri sürerek sorumluluktan kısmen de olsa kurtulamayacakları, her ne kadar davalı taraflarca davacının seçimlik haklardan onarım hakkını kullandığını bu sebeple başkaca seçimlik hakkını kullanamayacağını öne sürmüşler ise de onarım talebinin ayıbın tespiti sonrası seçimlik hakları kullanma mahiyetinde olmadığından davalıların itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu mahkememizce oluşa, fenne uygun bulunmakla, davacının davalılardan satın aldığı araçta üretimden kaynaklı gizli ayıp bulunduğu ve bu ayıp sebebiyle davalıların ağır kusurlu olduğundan dava konusu ——- marka, ——- davalılarca aynı nitelikteki ——– misli ile değiştirilmesine, aracın takyidatsız olarak masrafları davalılara ait olmak üzere davalılara iade ve teslimine dair aşağıda ki şekilde karar verilmiştir.

Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; dava konusu————davalılarca aynı nitelikteki ‘0’(sıfır) km ayıpsız misli ile değiştirilmesine, aracın takyidatsız olarak masrafları davalılara ait olmak üzere davalılara iade ve teslimine(infaz aşamasında İcra İflas Kanunu’nun 24.maddesine göre işlem yapılmasına),
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 10.159,06 TL harçtan, peşin yatırılan 2.540,00 TL harcın düşümü ile geri kalan 7.709,06‬ TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan 2.540,00 TL Peşin harç ve 54,40 TL başvurma harcı, 804,8‬0 TL keşif harcı 750,00 TL bilirkişi ücreti ve 344,25‬ TL posta gideri olmak üzere toplam 4.493,45‬ TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre 23.308,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı şirket yetikilisi ve davalılar vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı
.23/02/2023