Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/309 E. 2022/259 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/309 Esas
KARAR NO : 2022/259

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/05/2021
KARAR TARİHİ : 14/04/2022

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
DAVA: Davacı vekili 21/05/2021 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı şirketin de ortaklarından biri olduğu ———- hizmeti verdiğini ve bu hizmetler karşılığında alacağını —- tebliğ etttiğini, faturaya ilişkin olarak herhangi bir ödeme yapılmadığını, adi ortaklığı oluşturan her iki şirketin temerrüde düşürüldüğünü, müvekkili şirketçe ———dosyası ile ilamsız takibe başlandığını, davalı tarafça söz konusu takibe kötü niyetli olarak itiraz edildiğini,— görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığını, davalı şirketin müvekkiline olan borcunun likit ve muayyen nitelikte olduğunu, müvekkilince üzerine düşen edimi yerine getirildiğini belirterek— icra dosyasına yapılan haksız itirazın iptali ile devamına ve alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline, davalı ——aleyhinde %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettikleri ile —– Ödeme Dekontu görülmüştür.
Davalının icra dosyasında borca yaptığı itiraz dışında esas dosyaya sunduğu cevabi bir dilekçesi görülmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava,usulüne uygun olarak adi ortakların ayrı ayrı borçlu olarak gösterildiği faturaya dayalı—dosyasına adi ortaklardan davalının yapmış olduğu itirazın iptali davasıdır.
— Esas sayılı takip dosyasının UYAP üzerinden celp edildiği görüldü.
28/09/2021 tarihli ara karar ile dosyanın bir mali müşavir bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 12/11/2021 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi kök raporunda özetle;
“28.07.2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 7251 sayılı kanunun 23. maddesi ile değişik 600 sayılı HMK’nın 222. maddesinin 3. fıkrasının uyarınca ticari defterlerini sunmayan davalı tacirin karşı taraf alacağının varlığını kabul etmiş sayılacağı takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu;
Davacı …—– defterlerinin, TTK. md. 85 ve HMK 222. madde uyarınca sahibi lehine delil olarak kullanılma niteliğinde bulunduğu;
Davacı ..— kayıtlarına göre; Davacı .—- takip tarihi — tarihleri itibari ile 59.590,-TL alacaklı olduğu;
İşlemiş faizin—– Sayın Mahkemenizin davacı lehine avans faizi hakettiğine hüküm vermesi halinde, davacı tarafın 3095 sayılı yasaya istinaden icra takip tarihi olan — itibaren %16,75 oranında avans faizi talep edebileceği kanaatine varılmıştır.” şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.
— tarihli ara karar ile — Hukuk (Ticaret Mahkemesi sıfatı ile) talimat yazılarak davalı —————ortaklığın) —-yılından günümüze ———– incelenmek suretiyle takibe konu faturaların davalı şirket ile—– ortaklık defterlerinde yer alıp almadığı hususunda rapor tanzimi istenmesine, talimat mahkemesince belirlenecek ticari defter inceleme gününün davalı şirkete tebliğe çıkartılmasına ve davalı —- ortaklığın —— sunmasının ihtarının yapılmasına ” şeklinde ara karar kurulmuş olup bilirkişiye dosya tevdi edilmiştir.
Bilirkişi talimat raporunda özetle;
“Bilirkişiliğime başvurulan Dava konusu yıllardaki faturaların araştırılmasında; davacı firma tarafında kesilip davalı firmaya gönderildiği söylenen faturaların işlenip işlenmediği konusunda; KANUNİ DEFTER YÖNÜNDEN YAPILAN İNCELEME başlığı altında—– döneminde —– tutarında faturasının işlenmiş olduğu tespit edildi. İlgili yıllara tespit edilen faturaların ödenmesi ile ilgili herhangi bir belgeye rastlanmamıştır. Defter ve belgelerde yapılan incelemede TTK kanununa uygun olarak tutulduğu tespit edildi. —– gerekli olan defter ve belgelerin usulüne uygun olarak açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı tespit edilmiş olup gerekli tarih ve numaraları TESPİTLER bölümünde ayrıntılı olarak verilmiştir. ” şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.Davacı taraf bedeli ödenmeyen faturadan kaynaklanan alacak talebinde bulunmaktadır.Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür.6102 sayılı TTK’nın 21/2.maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”.TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın ——arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu,süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine,adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir.Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır.Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle,adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması,faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir.Fatura sözleşmenin—- ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda —- sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. —- ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir.—- lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Her iki ticari defterlerde yer alan kayıtlar birbiri ile uyuşması halinde —–içeriğine göre delil vasfına sahip olabilecektir.
Eldeki dosya irdelendiğinde davacı —– kayıtları ile davalı ve —- kayıtlarının birbirini ettiği görülmekle 6100 sayılı HMK’nın 222. Uyarınca ticari defterlerin delil niteliği gözetilerek davanın esas alacak açısından kabulüne karar verilmiştir.6098 sayılı TBK’nın 117.maddesine uygun temerrüt ihtarı bulunmadığından temerrüt takip ile başlayacak olup takip öncesi işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmiştir.Alacak faturaya dayalı olmakla likit ve belirlenebilir olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçeler ışığında ticari defterlerin delil niteliğine yönelik 6100 sayılı HMK’nın 222. Maddesi göz önüne alınarak davanın asıl alacak yönünden kabulüne,6098 sayılı TBK’nın 117.maddesine uygun temerrüt ihtarı bulunmadığından işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile;— sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın 59.590,00 TL asıl alacak üzerinden iptaline, takibin kabul edilen asıl alacağa takip talebindeki talep doğrultusunda takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-) Kabul edilen asıl alacak miktarı olan 59.590,00 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar yasası uyarınca davanın kabul edilen 59.590,00 TL lik kısım yönünden alınması gereken 4.070,59 TL harçtan peşin alınan 745,64 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.324,95 TL karar harcının davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
4- Harçlar yasası uyarınca davacı tarafından yatırılan 745,64 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan—- göre alınması gereken 8.546,70 T TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan toplam 1.300,00 TL bilirkişi ücreti ve 383‬,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.671,00 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre belirlenen 1.612,55 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geri kalan bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7- Kabul red oranına göre belirlenen —– ücretinin davalıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına, Yine Kabul red oranına göre belirlenen —- davacıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.