Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/308 E. 2021/640 K. 15.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/308 Esas
KARAR NO: 2021/640
DAVA: Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi)
DAVA TARİHİ: 20/05/2021
KARAR TARİHİ: 15/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin —- Davalı —- hissesine sahip olduğunu, davalı —– adet hissesi bulunduğunu, müvekkili — Davalı ——adet hisse ile azınlık hissedar konumunda olduğunu, Müvekkili —– adet hisseye sahip olduğunu, ————gerekli olduğu takdirde ve bilgi alma veya inceleme hakkı daha önce kullanılmışsa, belirli olayların —– kavuşturulmasını, gündemde yer almasa bile genel kuruldan isteyebilir” İlgili madde hükmü doğrultusunda Müvekkillerinin, —– konularda bilgi alma hakkını kullandıklarını, müvekkillerinin bilgi alma ve inceleme hakkı talep ettiği konulardan biri olan —– yılında kurulduğunu, — yılında—– olmasına rağmen —- diğer—– dair taraflara şeffaf hiçbir bilgi verilmediğini, —- yılına ilişkin faaliyet raporuna bakıldığında yalnızca ———- şeklinde —- açıklama yapıldığını, rekabet yasağına aykırı bir şekilde kurulduğunu düşünülen —–arasındaki ilişkinin tam olarak açıklanması dürüst ve şeffaf bir yönetim anlayışının sağlanması açısından önemli olduğunu, davalı — tarafından kurulan ve davalı —– faaliyet alanında iştigal eden bir şirketin, rekabet yasağına aykırılık olmaksızın yürütülemeyeceği ve yönetilemeyeceğini, bu kapsamda,——— çerçevesinde bilgi alma hakkını kullanıldığını, müvekkillerin bilgi alma hakkını kullanması akabinde—–günden bugüne kadar gayri faal bir şirket olup, herhangi bir ticari faaliyeti bulunmamaktadır. —-aktif bir şirket olarak faaliyette bulunmadığından,—— rekabet etmesi söz konusu olmamıştır. Bu nedenle, azınlık pay sahibi ——— vekilince iddia edildiğinin aksine, rekabet yasağına aykırı herhangi bir faaliyette bulunulmamıştır” diyerek genel bir cevap verildiğini, fakat cevabın doğru olup olmadığına ilişkin tarafımıza—— alım satım çizelgesi, gelir gider tablosu vb. hiçbir finansal bilgi ve belge sunulmadığını, bu nedenle bilgi alma talebinde bahsi geçen konuların açıklığa kavuşturulması için Müvekkillerinin —– dayanarak —— hakkını kullandığını, Müvekkillerinin —– ilişkin talebi, bilgi edinme hakkının daha önceden kullanılmadığı ve ——gerekli olmadığı gerekçesiyle —– düzenlenen dürüstlük kuralına ve hakkaniyete aykırı olarak Müvekkillerin olumsuz oylarına ve usulüne uygun olarak işlediği muhalefet şerhine karşın reddedildiğini, müvekkillerinin somut verilerle açıklanmasını beklediği hususlarda bilgi edinme taleplerine gereği gibi yanıt vermediğini, bilgi alma hakkının kullanıldığı hususların detaylarına ilişkin hiçbir delil/kayıt ibraz edilmediğini, müvekkilleri nezdinde oluşan makul şüphenin giderilmesine yönelik herhangi bir belge, kayıt sunulmadığını, bu sebeplerle, müvekkillerinin en temel pay sahipliği haklarından biri olan bilgi alma ve inceleme hakkının kullanılmasının engellendiği açıkça görüldüğünden — kurulduğu günden itibaren olmak üzere ——— olduğu diğer şirketler ile —– şirketlerin tamamı arasındaki alım-satım ilişkisinin ayrıntılı olarak izah edilmesi, imzalı sözleşmelerin tarafımıza sunulması, borç/alacak ve bu cari ilişkinin sebepleri, ortak yapılan iş ve projelerin belirlenmesi, ticari faaliyetlerin bu şirketlerin üzerinden yürütülüp yürütülmediği hususunun belirlenmesi, bu şirketlere müşteri çevresi——- verilmeyen sair hak ve imtiyazların sağlanıp sağlanmadığı hususunun belirlenmesi, ortak yapılan işlerde kar-zarar oranının belirlenmesini, davalı —- — ne şekilde kullanıldığının tespitini, davalı—ilişkili taraflara borçları——- yükselmiş olduğu ile bu borçların hangi iş ve işlemler kapsamında ortaya çıktığı konusunun tespitini, davalı şirketin —- ticari ilişkisinin detayları ve—- gerçek kişi tacir olarak herhangi bir faaliyette bulunup bulunmadığının tespit edilerek dava dilekçesinde belirtilen hususlarda dikkate alınarak rapor alınmak üzere —-, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi özetle;——– birlikte bir şirketler topluluğu oluşturduğunu, —–gösterdiği —- arasında yer aldığını, Müvekkili şirketin —- adresindeki toplantı odasında toplanacağı hususunda—- tarihinde ilan edildiğini ve tüm pay sahiplerine —- tarihinde usulüne uygun şekilde davet mektubunun gönderildiğini, —-daha önce —— şubelerinde hazır bulundurulmaya başlanmış ve davacılar vekili tarafından —– tarihinde teslim alındığını——– faaliyet raporu, üçüncü gündeminde bağımsız denetçi raporu okunduktan sonra ve—–edilirken davacılardan —-vekili söz alarak; genel kuruldan önce hiçbir şekilde sormadıkları çeşitli hususlarda ilk defa — bilgi talep ettiğini,—–vekili ise sadece —- önce değil, — da herhangi bir konuda bilgi talep etmediğini, davacı —- ettiği hususlar hakkında toplantı sırasında ticari sırların korunması ilkesi gözetilerek yeterince bilgi verildiğini, buna rağmen toplantı gündeminin dilekler ve kapanış maddesine geçilmeden önce söz alan—- vekili tarafından—- talep ettiğini, davacılardan —-atanması talebi, özel denetçi atanmasının koşulları sağlanmadığından oy çokluğuyla reddedildiğini, Davacılardan — müvekkil şirkette sermayenin en az onda birine veya ——- değere karşılık gelen paya sahip olmadığından ve aynı zamanda —— herhangi bir konuda bilgi ve buna bağlı olarak —– atanmasını talep etmediğinden, işbu davanın —bakımından aktif husumet ve dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, davacılar tarafından——- hakkında verilecek hükmün işbu davada bekletici mesele yapılması gerektiğini, —- uyarınca özel denetçi atanması talep edilen hususlara ilişkin olarak ön koşul sağlanmadığından işbu davanın dava şartı olmadığını,——– edilen hususların hiçbiri hakkında bilgi alma ve inceleme hakkı daha önce kullanılmadığından davanın esastan reddi gerektiğini, davacılar, müvekkili şirket —-, kanun veya esas sözleşmeyi ihlal ettiğini ve bu suretle müvekkil şirketi veya pay sahiplerini zarara uğrattıklarını, ikna edici bir şekilde ortaya koymadıklarını, davacılar tarafından, bilgi alma ve inceleme hakkına ilişkin yasal yollar usulüne uygun şekilde tüketilmeksizin ve gerekli olmadığı halde, —– bulunulduğunu, bu durum öğretide pay sahiplerince son çare olarak kullanılması gereken bir hak olarak tanınan özel denetim isteme hakkının davacılar tarafından kötüye kullanıldığını ve yasaya aykırı olan davanın esastan reddi ile birlikte yargılama gideri ile avukatlık ücretinin davacılara yükletilmesine talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava davalı şirkete özel denetçi tayin edilmesi istemine ilişkindir. Türk ticaret kanunun 438. Maddesi ” Her pay sahibi, pay sahipliği haklarının kullanılabilmesi için gerekli olduğu takdirde ve bilgi alma veya inceleme hakkı daha önce kullanılmışsa, belirli olayların ——- açıklığa kavuşturulmasını, gündemde yer almasa bile genel kuruldan isteyebilir—– şirket veya her bir pay sahibi otuz gün içinde, —- bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden bir özel denetçi atanmasını isteyebilir.” hükmünü düzenlemiştir. Kanunun 439. Maddesi ” Genel kurulun özel denetim istemini reddetmesi hâlinde, sermayenin en az onda birini, halka açık anonim şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri veya paylarının itibarî değeri toplamı —— bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi atamasını isteyebilir.—- kurucuların veya şirket organlarının, kanunu veya esas sözleşmeyi ihlal ederek, şirketi veya pay sahiplerini zarara uğrattıklarını, ikna edici bir şekilde ortaya koymaları hâlinde özel denetçi atanır. ” Kanunun 440. Maddesi ” Mahkeme, şirketi ve istem sahiplerini dinledikten sonra kararını verir. —– Mahkeme istemi yerinde görürse, istem çerçevesinde inceleme konusunu belirleyerek bir veya birden fazla bağımsız uzmanı görevlendirir. Mahkemenin kararı kesindir ” hükümlerini düzenlemiştir.
—- talep edebilmek için —- sahiplerinin genel kuruldan daha önce bilgi alma ve inceleme hakkını kullanmış olmaları gerekir. ——- belirli olaylar oluşturmalıdır. Belirli olaylar,içeriği ve sınırları belirli olan, genel nitelik taşımayan anlamına gelir. ——— müracaat için, “pay sahipliği haklarının kullanılabilmesi için gerekli olmalıdır.” Burada pay sahipliği hakkı ile özel denetim konusu arasındaki ilişkinin kanıtlanması, —- isteminde bulunan pay sahibine aittir.Belirtmek gerekir ki, sadece merak saikiyle özel denetçi atanması istenilemez.—– bilgilerin doğrulanması denetimi değil, anonim ortaklık faaliyetleri kapsamındaki belirli bir konu hakkında gerçeklerin ortaya çıkarılması amacı doğar. Diğer yandan ——– etkileyecek sonuç veya etki ortaya çıkaran bir müessese olmayıp, pay sahiplerinin başvurabileceği bir araştırma ve inceleme aracıdır.
TTK. m. 348 ile amaçlanan, kurucular ile —- hakkında tazminat ve ceza davaları açılabilmesine olanak sağlayacak işlem ve eylemleri ortaya çıkarmak, bilançonun gerçeklik ve doğruluk ilkesine uygun olarak düzenlenip düzenlenmediğini anlamak, esas sermaye artırımı, azaltılması ve tasfiye gibi işlemlerin kanun ve anasözleşme çerçevesinde yapılıp yapılmadığını saptamak, yolsuz işlemlerin delillerini toplamaktır. Bilindiği üzere, TTK. m. 363 uyarınca, anonim ortaklıkta pay sahiplerinin ortaklığın defterleri ve hesapları ile diğer belgelerini doğrudan doğruya inceleyebilme yetkileri ve bireysel denetleme hakları bulunmamaktadır. Bu nedenle, TTK. m. 348’in önemi TTK. m. 363 ile birlikte değerlendirildiğinde ortaya çıkmaktadır. Kurucular ve yöneticiler ile denetçiler aleyhine tazminat davaları ve bu kimselerin işlemleri hakkında da iptal veya hükümsüzlüğün saptanması davalarının açılabilmesi ancak güvenirliğinden şüphe duyulan işlemlerin incelenmesi ve bu suretle bir takım şeylerin su yüzüne çıkması ile mümkündür. TTK. m. 348 ile pay sahiplerine ve azınlığa verilen söz konusu hukuksal yolun kullanılması sonucu atanan özel denetçi, talep edilen faaliyetleri inceleyecektir. Azınlık pay sahipleri, yolsuz işlemleri ve bunların delillerini bu sayede saptayarak, tazminat ve hükümsüzlüğün tespiti davalarını açabileceklerdir. Böylelikle “azınlığın korunması” nihai amacına ulaşmış olacaktır.
TTK. 348/f. 2 hükmüne göre, azınlık pay sahiplerini tarafından özel denetçi tayinine ilişkin nedenlerin varlığının, kesin biçimde kanıtlanması şart değildir. Kanun koyucu özel denetçi tayinine ilişkin olarak öne sürülen vakıaları az çok doğrulayan delil ve emareleri yeterli saymıştır. Söz konusu madde metninde yer alan hususların olayda var olup olmadığı yönü, özel denetçilerin yapacağı inceleme ve araştırma sonucu ancak ortaya çıkacaktır. Ayrıca —— dayanarak yapılacak vakıalar yönünden kesin hüküm de söz konusu edilemeyeceğine göre, kesin delil aranmasının dayanağını bulmak güçtür.———— tayinine ilişkin nedenlerin varlığının kesin bir biçimde kanıtlanmasının şart olmadığını ve özel denetçi tayinine ilişkin olarak öne sürülen vakıaları az çok doğrulayan delil ve emarelerin yeterli olduğu belirtilmiştir.
Tüm bu açıklamalar kapsamında özel denetçi tayin edilmesini talep edebilmek için;
A) Daha önce bilgi alma ve inceleme hakkı kullanılmış olmalı,
B) belirli olayların açıklığa kavuşturulmasını amaç edinilmiş olmalı
C)—- pay sahipliği haklarının kullanılması için gerekli olmalıdır.
Buna göre özel denetçi talep hakkı ikincil karakterde bir haktır. Çünkü —– isteyebilmek için pay sahibinin daha önce bilgi alma ve inceleme hakkını kullanmış olması gerekir. —- isteme açık ve anlaşılır olmayan belirli konularda aydınlatılmak amacına yönelik olmakla birlikte kapsamlı bir bilanço incelemesi değildir.—- denetçilere kaşı açılacak sorumluluk davasına bir hazırlık amacı taşımaktadır. —–zamanda şirketin sevk ve idaresi hususunda amaca uygunluk veya yerindelik incelemesi de değildir. Yalnızca amaca aykırılıklar değil, kuralsızlıkların da açıklanması gerekir.
——–atanmasına ilişkin şekli ve maddi koşullar ise şunlardır;
A) Bilgi alma ve inceleme hakkı daha önce kullanılmış olmalı
B) bilgi isteminin konusu ——- aynı olmalı
C) Mutlaka —ilgili genel kurulun onay veya red kararı olmalı
D) Red halinde sermaye katılım oranı—–
Doktrinde en fazla—- sene önceki olaylar için ——-talep edilebileceği belirtilmektedir. Doktrinde, söz konusu iki yıllık sürenin kapsamı hususunda tartışmalar mevcuttur. Ağırlıklı olan görüşe göre bahsi geçen sürenin en fazla iki yıl olarak anlaşılması gerektiğidir.————
Dava ile ilişkili olması nedeni ile bilgi edinme hakkından bahsetmek gerekmektedir. 6102 sayılı TTK’nın 437. Maddesi ” (1) Finansal tablolar, konsolide finansal tablolar, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu, denetleme raporları ve yönetim kurulunun kâr dağıtım önerisi, genel kurulun toplantısından en az onbeş gün önce, —– pay sahiplerinin incelemesine hazır bulundurulur. Bunlardan finansal tablolar ve konsolide tablolar bir yıl süre ile —- sahiplerinin bilgi edinmelerine açık tutulur. Her pay sahibi, gideri şirkete ait olmak üzere gelir tablosuyla bilançonun bir suretini isteyebilir.
(2) Pay sahibi genel kurulda, yönetim kurulundan, şirketin işleri; denetçilerden denetimin yapılma şekli ve sonuçları hakkında bilgi isteyebilir. Bilgi verme yükümü, 200 üncü madde çerçevesinde şirketin bağlı şirketlerini de kapsar. Verilecek bilgiler, hesap verme ve dürüstlük ilkeleri bakımından özenli ve gerçeğe uygun olmalıdır. Pay sahiplerinden herhangi birine bu sıfatı dolayısıyla genel kurul dışında bir konuda bilgi verilmişse, diğer bir pay sahibinin istemde bulunması üzerine, aynı bilgi, gündemle ilgili olmasa da aynı kapsam ve ayrıntıda verilir. Bu hâlde yönetim kurulu bu maddenin üçüncü fıkrasına dayanamaz.
(3) Bilgi verilmesi, sadece, istenilen bilgi verildiği takdirde şirket sırlarının açıklanacağı veya korunması gereken diğer şirket menfaatlerinin tehlikeye girebileceği gerekçesi ile reddedilebilir.
(4) Şirketin ticari defterleriyle yazışmalarının, pay sahibinin sorusunu ilgilendiren kısımlarının incelenebilmesi için, genel kurulun açık izni veya yönetim kurulunun bu hususta kararı gerekir. İzin alındığı takdirde inceleme bir uzman aracılığıyla da yapılabilir.
(5) Bilgi alma veya inceleme istemleri cevapsız bırakılan, haksız olarak reddedilen, ertelenen ve bu fıkra anlamında bilgi alamayan pay sahibi, reddi izleyen on gün içinde, diğer hâllerde de makul bir süre sonra şirketin merkezinin bulunduğu asliye ticaret mahkemesine başvurabilir. Başvuru basit yargılama usulüne göre incelenir. Mahkeme kararı, bilginin genel kurul dışında verilmesi talimatını ve bunun şeklini de içerebilir. Mahkeme kararı kesindir.
(6) Bilgi alma ve inceleme hakkı, esas sözleşmeyle ve şirket organlarından birinin kararıyla kaldırılamaz ve sınırlandırılamaz.” hükmünü düzenlemiştir.
Kanunda açıkça ifadesini bulan daha önce şartı pay sahibinin soru sorup cevaplarını aldıktan hemen sonra aynı genel kurulda özel denetim istemesi halinde gerçekleşmiş olmaz. Çünkü verilen cevapları değerlendirmeden ve diğer pay sahiplerinin de değerlendirmesine olanak bırakmadan hemen ——- sunmak özel denetim gibi bir önemli bir hukuki kurumun ciddiyeti ile bağdaşmaz. ——-
Özel denetçi tayini isteyebilmek için Ticaret kanununun 437/5. Maddesindeki davanın önceden açılmış olmasına gerek bulunmamaktadır. Ancak Yukarıda da zikredildiği üzere ——–ancak somut bir olay, belirli bir olayın aydınlatılması amacı ile istenebilmektedir. Aynı zamanda özel denetçi tayinine karar verebilmek için ikna edici delillerin davacı yanca ibraz edilmesi gerekmektedir. Kurucuların veya şirket organlarının şirkete veya pay sahiplerine zarar verdiğinin inandırıcı şekilde ortaya konması gerekmektedir.
Bilgi alma ve inceleme hakkını kullanmış olan pay sahibi ile—– pay sahibinin aynı kişi olmasına gerek yoktur.Ancak konuların aynı olması gerekmektedir.
Doktrinde aşırı ve ölçüsüz taleplerde bulunulması, —— civarındaki olayın —-açıklığa kavuşturulması gibi istemler, şirketin piyasadaki genel durumunun araştırılması gibi muğlak konularda özel denetim istenemeyeceği savunulmaktadır.——
Davacılar—– tarihinde yapılan genel kurulda sordukları sorulara karşılık bilgi alamadıklarını iddia ederek —– talep etmişlerdir.
Davalı yan —- dosyasında —— atanması talebinin reddine ilişkin açılmış—– istemli dava olduğunu,bekletici mesele yapılması gerektiğini savunmuştur.
—–Mahkemece, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin kabulünün aksine —- isteminin—- reddedilmesine dair kararın TTK’nun 381 vd. maddelerine göre iptali istense bile dava edilemez. Zira, TTK’nun 348 nci maddesinde —–atanması istemini reddetmesi halinde yapılacak işlem konusunda özel bir düzenleme getirilmiş ve —- mahkemeye başvurulması öngörülmüştür. Kaldı ki, davacı taraf dava dilekçesinde açıkça TTK’nun 348 nci madde hükmüne dayalı olarak —— isteminde bulunmuştur.Bu itibarla, mahkemenin öncelikle bu yöne ilişen yanlış ve yanılgılı gerekçe ile hüküm tesisi doğru görülmemiştir.” belirtmiştir. —– talebini red etmesi halinde —- istemli dava açılabilmesine kanun koyucu izin vermiş, —-müesseseyi düzenlemiştir. Dolayısı ile davalı yanın —– iptaline dair dava sonucunun beklenmesi yolundaki beyanı yersizdir.
Davacılar genel kurulda— aykırı şekilde kurulduğunu düşündükleri ——-davalı şirket arasındaki ticari ilişkilerin incelenmesi, alım satım, alacak borç ilişkisinin açıklanmasını talep etmişler,Davacı davalı şirketin——-borçlarını ödemede sorun yaşamazken hangi amaçla kredi çektiğinin ve ne şekilde kullanıldığının tespiti,davalı şirketin ——– ilişkisinin detaylarını ve bu kişinin gerçek kişi tacir olarak herhangi bir faaliyette bulunup bulunmadığının özel denetçi tayini yolu ile giderilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket bu sorulara yanıt olarak genel kurulda bu şirketin gayrı faal olduğunu, herhangi bir ticari faaliyeti olmadığını cevap olarak sunmuştur. Davacı cevabın doğru olduğuna dair—– isimli ——— verilmediğini ileri sürmüştür. Davalı şirket bahsi geçen şirketin gayrı faal olduğunu ve davacı şirket ile bir faaliyeti olmadığını belirtmiştir. Herhangi bir faaliyeti olmayan bir şirketle davacının zikrettiği belgelerin sunulabilmesi de mümkün değildir.Davalı yan cevap dilekçesi ekinde—— ibraz etmiş yapılan incelemede şirketin ticari bir faaliyetinin olmadığı sadece genel yönetim giderleri olduğu görülmüştür. — —- başkaca pay sahibi olduğu veya yönetim kurulu üyesi olduğu bir şirket olmadığını, davacı —- olduğu—– olduğunu, şirket ile rekabet halinde olduğunu, ticari sır teşkil edebilecek bilgilerin verilmesinin de mümkün olmadığını cevap olarak belirtmiştir.
Davacının kredi ile ilgili sorduğu soruya yanıt olarak davalı yan —- nedeni ile tacirlere oldukça uygun faizli kredi verildiğini —– oranlı kredi kullanıldığını bu kredi ile ham madde ve mamul alındığını , şirketin kendi hesabında bulunan mevduattan elde edilen faiz geliri ile —–içinde ödenecek faizin de büyük çoğunluğunun şimdiden karşılandığını, kredi sözleşmesinin içeriklerinin ise ticari sır olduğunu cevap olarak belirtmiştir.
Davacın sorduğu diğer soruya ise davalı şirket —- davalı şirket arasında ticari ilişki olmadığını, mülkiyeti —olan şirketin —– itibaren olan yıl sonuna değin kira ödemesi olduğunu belirtmiştir.
Tüm dosya kapsamı yukarıda yapılan tüm açılamalar birlikte değerlendirildiğinde davacı yanca bilgi edinme ve inceleme hakkı —– önce de kullanılma imkanı varken kullanılmadığı,— uyarınca finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konuların görüşülüp karara bağlanmasını —– sonrasına bırakılmasını talep etme ve bu arada bilgi edinme hakkı kullanılma imkanı olmasına rağmen kullanılmadığı, söz konusu genel kurulda hem bilgi edinme hem de özel denetçi tayini talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. Aynı —— bilgi edinme ve inceleme hakkı ile özel denetçi tayininin aynı anda istenemeyeceğine dair doktrinsel görüşlere yukarıda yer verilmiş olup genel kanaat yönetim kurulu veya denetçilerin sorulara baştan savma yanıt vermesi, doğru yanıt vermemesi veya yanıt vermekten kaçındığı izlenimi uyanması halinde bu iki hakkın aynı genel kurulda kullanılabileceği yolundadır. Her ne kadar özel denetçi tayini talep edebilmek için önce bilgi edinme ve inceleme hakkının ihlalinden kaynaklı dava açılmış olması şart değilse de elinde yeterli bilgi ve belge olmayan davacıların öncelikle bilgi edinme ve inceleme hakkının ihlalinden kaynaklı dava açmalarının daha doğru bir davranış olduğu doktrinde değerlendirilmektedir. Zira yukarıda da belirtildiği üzere özel denetçi ancak sınırlı, belli olaylar için tayin edilebilmekte olup, davanın kabulü için de ikna edici delil sunulması şarttır.Somut olayda davacıların ellerinde somut bir delil olmadan bir kısım şüphelerini gidermek amaçlı genel kurulda sorular yönettikleri, sorulara makul oranda yanıt verilmeye çalışıldığı genel kurul tutanağından anlaşılmıştır. Davacıların verilen cevapların yetersiz olduğu veya ticari sır gerekçesi ile bilgi verilmekten kaçınılan hususların esasen ticari sır teşkil etmediği yolundaki iddiaları da bilgi edinme ve inceleme hakkının ihlalinden kaynaklı açılması gereken bir davada irdelenmesi gereken bir husustur. Davacının kredi ile ilgili sorduğu soruya şirket tarafından makul oranda yanıt verilmiş kredi içeriği ticari sır gerekçesi ile açıklanmamıştır. Yine —- şirket arasında ticari ilişki olup olmadığı hususu sorulmuş şirket tarafından bu kişinin şirket ile bir ticari ilişkisi olmadığı ———tutarındaki ödemenin kira parasına ilişkin olduğu cevap olarak sunulmuştur. Davacılarca bu kişi ile davalı şirket arasında hangi tarihte, ne gibi bir ticari ilişki olduğu, ne alınıp satıldığı vs. Hususlarında somut bir delil sunulmamıştır. Yukarıda zikredildiği üzere şüphe gidermek amacı ile—— talep edilemez. Şirket yönetim kurulu üyesinin şirkete gayrımenkul kiralamasının şirketle işlem yapma yasağı teşkil edip etmeyeceği bu davanın konusu değildir. Kaldı ki durum davalı yanca kabul edilmiştir. Davacı söz konusu davranışın şirketle işlem yapma yasağına aykırılık teşkil ettiğini düşünmekte ise hukuki yollara müracaat etmekte özgürdür. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş subut bulmayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken maktu harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 2,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının taraflara veya ahzu kabza yetkili vekillerine iadesine,
6- Davalı vekille temsil edildiğinden yürürlükte olan Avukatlık Asgari ücret tarifesi hükümleri gereği maktu 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair karar, davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı 6102 sayılı TTK’nın 440. Maddesi gereği istinaf yolu kapalı olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı 15/09/2021