Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/298 E. 2021/741 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/298 Esas
KARAR NO: 2021/741
DAVA: Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 12/05/2021
KARAR TARİHİ: 14/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili —–harç tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile müvekkili şirketin aralarındaki ticari ilişkide gerçekleştirilen faturalarda gösterilen imalat ve yapım işleri bedellerinin bir kısmının davalı tarafından ödenmediğini, borcun tahakkuku tarihinden uzunca bir süre geçmesine ve kendilerine borcun ödenmesine yönelik ikazlarına rağmen ödenmediğini, icra takibinin başlatılmasının zorunluluğunun hâsıl olduğunu, müvekkilinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalması kaydıyla karşı taraf—–aleyhinde —– Sayılı icra dosyası ile cari hesap ve muhtelif faturalara dayalı — miktarında icra takibi başlatıldığını, ancak borçlunun —–tarihinde haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ederek söz konusu icra takibini durdurduğunu, takip konusu cari hesap dökümünden anlaşılacağı üzere müvekkiline borçlu bulunan davalının haksız yere itiraz ederek borcunu inkar etmesi açıkça kötüniyetli olduğunu gösterdiğini, kötü niyet içerisinde bulunan davalının takip konusu alacağın %20’inden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesi gerektiğini, davalının piyasa şartları ve yönetim kusurları sebebiyle ekonomik anlamda zor durumda olduğu, borçlarını ödeyemediği gibi mevcut varlığını da elden çıkardığının tespit edildiğini, müvekkilinin alacaklarına kavuşamaması kuvvetle muhtemel olmasına binaen söz konusu alacaklarının akamete uğramaması ve mağdur edilmemesi için davalı adına kayıtlı araçların trafik kaydına ve tespit edilecek gayrimenkulleri üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep ettiklerini belirterek davalı tarafça takip dosyasına haksız ve kötü niyetli olarak yapılan itirazın İptali ile takibin devamına karar verilmesini, takip miktarının %20’sinden az olmamak üzere davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ile ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Usulüne uygun tebligata rağmen davaya karşı cevap dilekçesi sunulmamış olduğu görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, açık hesap ilişkisine dayalı—-ilamsız takip dosyasına yapılan itirazın iptali davasıdır.Ödeme emrinin borçluya — tarihinde tebliğ edildiği ve borçlu vekilinin —- günlük süresi içerisinde —– tarihinde borca itiraz dilekçesi sunarak takibi durdurmuş olduğu görülmüştür.
— tarihli celsenin — nolu ara kararı ile birlikte taraf ticari defterlerinin bir mali müşavir tarafından incelenmesine yönelik ara karar kurulmuş ve—— yapılan değişiklik dahil olmak üzere gerekli ihtaratlar yapılmıştır.
Bilirkişi raporunda özetle; “dosyadaki bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi, nihayetinde bilirkişiye verilen taraflara ait defter ve belgelerin inceleme görevi ile sınırlı olmak üzere, yukarıda anlatılan görüş ve gerekçelerle, nihai takdir ve değerlendirme —- ait olmak üzere;—- arasında açık hesap ile takip edilen ticari bir ilişkinin bulunduğu;—– uyarınca ticari defterlerini sunmayan davalı tacirin karşı taraf alacağının varlığını kabul etmiş sayılacağı takdirinin —-ait olduğu, davacı—– uyarınca sahibi lehine delil olarak kullanılma niteliğinde bulunduğu; Davacı —– kayıtlarına göre; davacı—– alacaklı olduğu; sayın Mahkemenizin davacı lehine avans faizi hakettiğime hüküm vermesi halinde, davacı tarafın —- oranında avans faizi talep edebileceği” sonuç ve kanaatine varıldığı görülmüştür.
Her ne kadar takip cari hesap alacağı adı altında başlatılsa da taraflar arasındaki ilişki açık hesap ilişkisidir
——— maddesine göre iki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşme cari hesap sözleşmesi olarak tanımlanmıştır. Aynı maddelerde cari hesap sözleşmelerinin yazılı yapılmadıkça geçerli olmayacağı belirtilmiştir. Buna göre, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadıkça —– cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamayacaktır.
Açık hesap ilişkisi ise önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıklarından, bu ilişkiye —–cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamaz.
Taraflar arasındaki ilişkinin cari hesaba değil açık hesap ilişkisine dayalı olduğu anlaşılmış ve mahkememizce bu yönde yargılama sevk ve idare edilmiştir.
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.Eldeki uyuşmazlığa konu davada mahkememizce ticari defterlerin sunulması için inceleme günü belirtilmek suretiyle ara karar kurulmuş ancak davalı ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmemiştir.Davacı defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve bu nedenle davacı lehine delil olabileceği kanaatine varılarak davacı kayıtlarında yer alan —alacak yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.Takibe konu işlemiş faiz talebi yönünden ise davacının davalıya ihtar çekmek suretiyle davalıyı temerrüde düşürmediği anlaşılmakla temerrüdün takip tarihi itibariyle oluştuğu kabul edilmiş ve takip öncesi işlemiş faiz talebi reddolunmuştur.
Yargıtayın yerleşik kararlarına göre fatura alacakları likit niteliktedir.—–kararına göre; “Uyuşmazlık, davacının davalıya faturayla sattığı mal bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, borcun miktarı belirlenebilir —-olduğundan, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı isteyen davacı yararına İİK.nun 67/2 nci maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu istemin reddi doğru görülmemiştir.” denilerek fatura alacağının likit niteliği belirtilmiştir. Alacağın faturaya bağlı alacak olması nedeniyle kabul edilen asıl alacağın yüzde 20si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçeler ışığında,davalı tarafın ticari defterlerini ibraz etmediği,davacı tarafın ibraz ettiği ticari defterlerinin lehine delil teşkil ettiği kanaatine varılarak —- asıl alacak üzerinden itirazın iptaline karar veirlmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile; —- asıl alacak üzerinden iptaline, işlemiş faiz talebi yönünden talebin reddine, takibin kabul edilen asıl alacak miktarına takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faiz işletilerek devamına,
2-Kabul edilen asıl alacak miktarı olan — üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar yasası uyarınca davanın kabul edilen — kısım yönünden alınması gereken — harçtan peşin alınan 71,01 TL harcın mahsubu ile bakiye 188,06 TL karar harcının davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
4-Harçlar yasası uyarınca davacı tarafından yatırılan 71,01 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 3792,70 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan toplam 800,00 TL bilirkişi ücreti ve 24,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 824,50 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre belirlenen 752,08 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geri kalan bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Arabuluculuk sarf kararında tahsil edildiği belirtilen 1.320,00 TL’nin Kabul red oranına göre belirlenen 1.204,08 TL Arabulucu ücretinin davalıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına, Yine Kabul red oranına göre belirlenen 115,92 TL Arabulucu ücretinin davacıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,
Dair;6100 Sayılı HMK’nın 341/2. Maddesi uyarınca kesin olarak verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/10/2021