Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/296 E. 2023/556 K. 13.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/296 Esas
KARAR NO: 2023/556
DAVA: Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ: 26/02/2021
KARAR TARİHİ: 13/06/2023

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekilinin ———-Mahkemesine vermiş olduğu dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı ile davalıya ait ——- kliniğinin eşyaları ile birlikte satışı konusunda 25.01.2020 tarihinde anlaştıklarını, dükkan bedelinin 40.000,00 TL olarak belirlendiğini ve müvekkilinin 500,00 TL’yi kapora olarak davalıya gönderdiğini, kalan miktar için müvekkilinin davalıya 39.500,00 TL tutarında 4 adet senet verdiğini, daha sonra 27.01.2020 tarihinde nakit olarak 40.000,00 TL’yi tek seferde davalıya gönderdiğini, davalıdan senetleri talep ettiğini ancak davalının klinikte kalan 2 adet köpeğin iyileşme sürecini bahane göstererek senetleri iade etmediğini, daha sonra köpekler iade edildiği halde davalının senetleri iade etmediğini, aralarında alacak verecek ilişkisi kalmamasına rağmen bir süre sonra davalının müvekkilinden para istediğini ve müvekkili hakkında icra takibi yapacağı yönünde müvekkilini tehdit ettiğini, bu nedenlerle menfi tespit davasının kabulü ile müvekkilinin davalıya her hangi bir borcunun kalmadığının tespitine, dava konusu toplam tutarı 39.500,00 TL olan 4 adet senedin iptaline, dava konusu senedin ödenmesini engeller mahiyette ve muhtemel icra takiplerinin durdurulması amacıyla tedbir kararı verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde ileri sürmüş olduğu sebepler hukuki mesnetten yoksun olup, aşağıda ayrıntılı bahsi geçen nedenler ile iş bu davanın reddi gerektiğini, müvekkili davalı ile davacılar arasında yapılan devir sözleşmesine göre taraflar söz konusu veteriner kliniğinin 40.000 TL peşin ve 20 Mart 2020 tarihinde 10.000 TL, 20 Nisan 2020 tarihinde 10.000 TL, 20 Mayıs 2020 tarihinde 10.000 TL, 20 Haziran 2020 tarihinde 10.000 TL olmak üzere toplam 80.000 TL ücret karşılığında devri konusunda anlaşma sağlamış olduğunu, ayrıca icra dosyasına sunulan senetlerden de anlaşılacağı üzere davacı taraf peşin ödenmesi gereken 40.000 TL’lik miktarı ödedikten sonra söz konusu senetleri tanzim ettiğini, borcun tamamını ödediğini iddia eden davacı tarafın ödeme tarihinden sonra bu senetleri tanzim etmesi ve kendisini borç altına sokması dahi iddialarının gerçeği yansıtmadığını gözler önüne sermektedir. Kaldı ki bu senetlerin söz konusu borcu teminat altına almak için düzenlendiğini iddia eden davacı taraf senetleri 40.000 TL’lik miktar ödendikten sonra tanzim ettiğini, bu husus dikkate alındığı zaman davacı tarafın beyanlarının gerçeği yansıtmadığı açıkça görüleceğini, yukarıda arz ve izah edilen nedenler ile; haksız ve mesnetsiz menfi tespit davalarının reddine, 18.05.2021 tarihli ara kararın itirazen incelenerek kaldırılmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER:—– iş sayılı dosyası,—- gelen müzekkere cevapları, —-gelen yazı cevapları, ödeme dekontları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
Mahkememiz dosyasının——- karar sayılı görevsizlik ilamı ile mahkememiz esasına kaydedildiği görüldü.29/11/2022 tarihli ara karar ile dosyanın bir ——–bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 17/02/2023 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.Bilirkişi raporunda özetle; 4 adet ahşap dolap, 4 adet metal dolap, 1 adet operasyon lambası, 2 adet muayene masası, 1 adet yoğun bakım seti, ilaç ve yazarkasa bedeli olarak toplamda 40.500,00 TL’lik 3 ayrı fatura kesilerek devredildiği, Devredilen malzeme ve ilaçların evsafları belirtilmediğinden herhangi bir değerlemenin yapılamadığı, Davacının sunduğu sözleşmede belirtilen devir parasının 40.000,00 TL’nin geçerli olduğu varsayımıyla ——— kullanılarak sözleşme tarihi olan Ocak 2020 tarihindeki 40.000,00 TL’nin günümüz itibariyle 107.826,63 TL’ye karşılık geldiği, Aynı modül kullanılarak Davalı sözleşmesinde belirtilen 80.000,00 TL’nin geçerli olduğu varsayımıyla sözleşme tarihi olan Ocak 2020 tarihindeki80.000,00 TL’nin günümüz itibariyle 215.653,26 TL’ye karşılık geldiği, görülmektedir. Yapılan güncel piyasa araştırmasında; davaya konu klinik ile aynı ilçe sınırlarında bulunan ölçekleri birbirine yakın diğer bir veteriner kliniğinin devri için 30.01.2023 tarihli ilanda 995.000,00 TL talep edildiği, Davacının sunmuş olduğu sözleşmedeki devir bedeli olarak belirtilen 40.000,00 TL’nin (güncellenmiş bedel 107.826,63 TL) piyasa bedelinden düşük olduğu kanaati oluşmuştur. Yukarıda sunulan tespitler doğrultusunda Davalı tarafından sunulan 80.000,00 TL bedel belirtilen sözleşmenin dikkate alınmasının gerektiği şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, senetlerden kaynaklı borçlu olmadığının tespiti istemine yöneliktir.Dava dilekçesinde davacı —– davalı——— adresinde bulunan veteriner kliniğini içindeki eşyalarla birlikte satın alınması hususunda 15/01/2020 tarihinde anlaşıldığı, taraflarca bedelin 40.000 TL olarak belirlendiği, 15/01/2020 tarihinde 500,00 TL kapora gönderildiği, kalan ödemenin senetle yapılacağının anlaşıldığı, devir-teslim işlemlerinin kalan ödemesinin 39,500 TL tutarında 4 adet senet verildiği, diğer davacı—— kefil olarak imzaladığı, kalan devir ödemesinin 27/01/2020 tarihinde tek seferde 40.000 TL gönderildiği ve ödemeyle devir işleminin tamamlandığı, senetlerin iadesinin talep edildiği, davalının geri almak üzere bıraktığı 2 adet köpeği bahane ederek senetleri teminat amacıyla tutacağını beyan ettiği, kapora parasına yönelik 03/02/2020 tarihinde yazar kasanın fatura edildiği, senetlerin ödendiği iddiasıyla borçlu olmadığının tespiti talep edildiği, Dava dilekçesinin ekinde bulunan 1501/2020 tarihli 500 TL’lik ödemeye ilişkin banka dekontunda —– ——- şekilde açıklama bulunduğu, 27/01/2020 tarihli 40.000 TL’lik ödemeye ilişkin banka dekontunda ——– kliniği demirbaş ve klinik devir işlemi için yapılan ödeme” şekilde açıklama bulunduğu, 28/01/2020 Tarihli ve ——- bedelli fatura içeriğinin muhtelif ilaç olduğu, ——– Tarihli ve 20.000,00 TL bedelli fatura içeriğinin sair nitelikte eşyalar olduğu, 03/02/2020 Tarihli ve 500,00 TL bedelli fatura içeriğinin yazar kasa olduğu, örneği sunulan senetlerin ise; —– vadeli,—— düzenleme tarihli, 9.500,00 TL bedelli, lehdarı —- düzenleyeni —— olan senet, —- vadeli, —– düzenleme tarihli,10.000 TL bedelli, lehdarı —-, düzenleyeni —— ve avalistin —— olan senet, ——— vadeli, 01/02/2020 düzenleme tarihli,10.000 TL bedelli, lehdarı ——– düzenleyeni ——— ve avalistin ——–olan senet, 20/06/2020 vadeli, —– düzenleme tarihli,10.000 TL bedelli, lehdarı ——-, düzenleyeni —— avalistin ———- olan senet olduğu anlaşılmıştır.Mahkememizin 18/05/2021 tarihli ara kararıyla ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulüne karar verilerek senetler bakımından icra takiplerinin durdurulmasına karar verildiği, Davalının cevap dilekçesinde devir sözleşmesine göre tarafların veteriner kliniğinin devri için 40.000 TL peşin ve senetlerde dahil olmak üzere 80.000,00 TL olarak anlaşıldığı, peşin ödeme yapıldıktan sonra senetlerin tanzim edildiği, davacı yanca 20/03/2020 vadeli senet için yapılan 1.000,00 TL ödemeye ilişkin dekontun sunulmadığı, devir sözleşmesi örneği ve ödeme dekontun sunulduğu, Davacıların ——- sayılı dosyasında 29/03/2021 tarihli kararıyla ———- esas sayılı icra dosyasında yatan paranın tedbiren ödenmemesine yönelik karar verildiği, karara itirazların 08/12/2021 tarihli ara kararla reddine karar verildiği, Davacı yanca 13/09/2021 tarihli dilekçeyle sözleşme örneğinin sunulduğu, taraflarca sunulan sözleşme örnekleri incelendiğinde 2 sayfadan oluşan sözleşmenin sadece 2.sayfasında tarafların imzasının bulunduğu, sözleşmenin ilk sayfasının 2. Ve 3.maddelerinin birbirine uygun olmadığı, 2.maddede satış bedelinin düzenlendiği, taraflarca sunulan sözleşmenin satış bedeli bakımından sunan taraf bakımından iddia veya savunmasıyla uyumlu olduğu, tarafların isticvabına başvurulmuş, taraflar sundukları sözleşme içeriğinin geçerli olduklarını beyan ettikleri anlaşılmıştır.Tarafların tacir olup olmadıkları bakımından yapılan araştırmada;——— tarihli yazı cevabında; davacı —-mükellef olarak —–adresinde veterinerlik hizmetleri faaliyetinin olduğu, 01/02/2020 tarihinde faaliyete başladığı, işletme hesap defteri tuttuğunun bildirildiği,—- tarihli yazı cevabında davalının 09/10/2017 tarihinde veterinerlik hizmetleri (hayvan hastanelerinde verilen hizmetler hariç) faaliyetinden dolayı—– nakil geldiği 03/02/2020 tarihinde işini terk ettiği, —-tabi olduğu, —— Kar olduğu, Terk tarihine kadar olan son dört yılda—— maddesinin birinci fıkrasının | ve —- numaralı bentlerde yer alan nakdi limitlerin yarısını, —— numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmadığının anlaşıldığı hususu bildirilmiştir.
TTK’nın 14. Maddesine göre ” bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir.” Aynı Kanunun 17. Maddesi hükmünce de ; iktisadi faaliyeti nakdi sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret sahipleri tacir değildir.” düzenlemesi yer almaktadır.
5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanununun 3’üncü maddesinde,—-, ister gezici ister sabit bir mekanda bulunsun, —— Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkar meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedeni çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler olarak ifade edilmiştir. Ayrıca TTK’nın 1463. Maddesinde de önce 17. Maddeye gönderme yapılarak , —– konuda kararname çıkarması halinde onlarda gösterilen miktardar aşağıya gayrisafi geliri bulunan ——- başka hiç kimse kanunun ——– tarif edilen esnaftan sayılamaz denmek suretiyle tacir veya esnafın hangi kriterlere göre saptanacağı açık bir biçimde gösterilmiştir.
——- maddesine göre ——– dair esaslar tespit edilmiştir. Buna göre; 1- Koordinasyon kurulunca tespit ve yayınlanacak ——- dahil olup da gelir vergisinden muaf olanlar ile kazançları götürü usûlde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre, defter tutanlardan iktisadi faaliyetleri nakdi sermayesinden ziyade, bedeni çalışmalarına dayanan ve kazançları ancak geçimlerini sağlamaya yetecek derecede az olan ve Vergi Usûl Kanununun 177. maddesinin birinci fıkrasının —— nolu bentlerinde yer alan limitlerin yarısını, iki numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve küçük sanatkar, 2- Vergi Usûl Kanununa istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve birinci madde de belirtilenlerin dışında kalanların tacir ve sanayici sayılmaları kararlaştırılmıştır. Vergi Usûl Kanununun 177. maddesinde “Birinci Sınıf Tüccarlar” sayılmış olup bu maddedeki birinci sınıf tacirlerle ilgili şartları taşımayanlar ise ikinci sınıf tacir sayılırlar. İkinci sınıf tacirler ise ticari işletme hesabına göre defter tutarlar.
Bir hukukî işlemin veya fiilin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlar ile bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukukî işlemin veya fiilin olması gerekir.———–Somut olayda, davalının faaliyetinin esnaf boyutunda olduğundan tacir sıfatının bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır. Davalının ticari defter ve belgelerini sunmaması haline ilişkin tarafların tacir olmaması nedeniyle HMK 222/3 maddesindeki ibraz etmeme sonuçlarına bağlanamamıştır.Davacı yanca yargılama sırasında işletme devir alınmadığı sadece kliniğe ait eşyaların satın alındığı iddiasının değerlendirilmesinde; davacı yanca dava dilekçesinin ekinde sunulan ödemeye ilişkin dekont içeriğinde ——–kliniği demirbaş ve klinik devir işlemi için yapılan ödeme” şeklinde belirtildiği, taraflarca sunulan sözleşmede belirtilen adreste davacının faaliyetine devam etmesi de nazara alındığında kliniğin içerisinde eşyalarıyla birlikte devir edildiği sonuç ve kanaatine varılarak itirazının yerinde görülmemiştir.Taraflar arasında kliniğin devrine yönelik bedelin tespiti noktasında uyuşmazlık toplandığından taraflar arasındaki veteriner kliniğinin devir tarihindeki piyasa devir bedelinin tespit edilmesine yönelik dosyanın bilirkişiye tevdi edilerek rapor tanzimi edilmesini istenildiği, bilirkişi raporunda taraf iddia veya savunması üzerinden bedel üzerinden enflasyon hesabı güncellenerek hesaplama yapıldığı, yapılan güncel piyasa araştırmasında davaya konu klinik ile aynı ilçe sınırlarında bulunan ölçekleri birbirine yakın diğer bir veteriner kliniğinin devri için 30.01.2023 tarihli ilanda 995.000,00 TL talep edildiği, davacı yanca beyan edilen bedelin piyasaya göre düşük olduğunun tespit edildiği bildirilmiştir. Menfi tespit davası, 2004 Sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır. Menfî tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer; fakat davaya konu senetler, kambiyo senedi vasfında olup illetten mücerret olduğu, bu durumda senet nedeni ile borçlu olunmadığına dair ispat yükümlülüğünün davacılara ait bulunduğu, senede karşı senetle ispat kuralı gereğince, davacı borçlunun, dava konusu edilen senedin bedelsiz olduğunu yazılı delille kanıtlaması gerekmekte olup, buna ilişkin bir delilin dosya içerisinde yer almadığı, davacı vekilince dava dilekçesinde yemin deliline dayanıldığından yemin hatırlatıldığı, davacı yan yemin teklifinin sunulmadığı, davacının iddiasını yazılı delille ispatlayamadığı, senede karşı ileri sürülen hukuki işlemlerin HMK madde 200’deki düzenleme uyarınca senetle ispatı zorunlu olduğundan davacının üzerine düşen senedin ödeme nedeniyle bedelsiz olduğun ilişkin ispat yükümlülüğünü yerine getiremediği anlaşıldığından açılan menfi tespit davasının reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememize açılan davanın REDDİNE,
2- Peşin alınan 674,57 TL harçtan alınması gerekli 179,90 TL peşin harcın düşümü ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, bakiye kalan 494,67‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA ,
4-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
5-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 9.200,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/06/2023