Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/291 E. 2021/826 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/291 Esas
KARAR NO: 2021/826
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 07/05/2021
KARAR TARİHİ: 04/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kambiyo senetlerinden dolayı; —-dosyası ile usul ve kanuna aykırı olarak icra işlemi başlatıldığını icra işlemlerine dayanak gösterilen kambiyo senetlerinin —- çerçevesinde anlaşma sağlandığı için düzenlendiğini, covid salgın hastalığı nedeniyle öğrencilerin yurtlarda kalmasının risk teşkil etmesi ve üniversitelerce eğitime ara verilmesi nedeniyle davacının kardeşi—–tarihinde ayrıldığını, takibe konu bonolara sebep aylarda yurt hizmetinden yararlanılmadığını, bonoların hükümsüz kaldığını belirterek haksız ve dayanaksız icra takibinden dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile müvekkili yönünden takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Açılan davayı kabul etmediklerini, takip başlatmakta kötü niyetli olmadığını belirterek usul ve yasaya aykırı, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Açılan dava, İ.İ.K’nun 72. maddesinde adını bulan menfi tespit davasından ibarettir.
Davalı eğitim kurumundan —- ait tüm yurt kayıtlarının mahkememize sunulması amacıyla müzekkere yazılmış ise de yazımıza cevap verilmediği anlaşılmıştır.
Getirtilen takip dosyası incelendiğinde takibe konu;
—-sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığı takipte asıl alacak olarak —— karar sayılı ilamında; “Somut olayda tarafların aralarında davacının davalı tarafından işletilen öğrenci yurdunda kalması için konaklama sözleşmesi akdetmiş oldukları, sözleşme bedeli olarak davacı tarafça davalı yana—– salgını nedeniyle tüm ülke genelinde yetkili makamlarca tedbirler alındığı, bu tedbirler kapsamında eğitime ara verilerek uzaktan eğitim modeline geçildiği, davacının bu nedenle yurttan ayrıldığı, davacının yurtta kalmadığı dönemlere ilişkin olarak verilmeyen hizmet bedelinin davalıdan tahsilini talep ettiği, ilk derece mahkemesince davacının mücbir sebeple/ haklı sebeple sözleşmeyi sonlandırdığı, bu durumda ifa imkansızlığı söz konusu olduğundan davacının yurttan ayrıldığı tarihten sonraki aylara ait hizmet bedelinin iadesi gerektiği ancak —- gereği kalan aylara ait hizmet bedelinden—- oranında kesinti yapılması gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verildiği görülmüştür.
Mahkemenin —– salgının mücbir sebep oluşturduğu ve ifa imkansızlığı söz konusu olduğu yönündeki tespitinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Ancak ifa imkansızlığının varlığı kabul edildikten sonra davacının keyfi sebeplerle yurttan ayrılmış gibi peşin ödenen geriye kalan ücret bedelinden %30 oranında kesinti yapılarak ücret iadesi kararı verilmesi isabetli olmamıştır. ” şeklinde gerekçelere yer verilmiştir.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda tüm kanıtları toplanmış;—–takibe konu dosyası içerisinde bulunan —–üzerinden kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığı, takibin kesinleştiği, iş bu itirazın iptali davasında davalı eğitim kurumundan istenilen —— kazandırılmadığı, somut olayda tarafların aralarında davacının kardeşinin davalı tarafından işletilen öğrenci yurdunda kalması için konaklama sözleşmesi akdetmiş oldukları ancak —– salgını nedeniyle tüm ülke genelinde yetkili makamlarca tedbirler alındığı, bu tedbirler kapsamında eğitime ara verilerek uzaktan eğitim modeline geçildiği, davacının bu nedenle yurttan ayrıldığı, davacının yurtta kalmadığı dönemlere ilişkin olarak verilmeyen hizmet bedelinin davalıdan takipte tahsilini talep ettiği, davacının menfi tespit davası açtığı, sonuç olarak—–mücbir sebep oluşturduğu ve ifa imkansızlığı söz konusu olduğu, bu nedenle davacının menfi tespit davası açmakta haklı olduğu anlaşılmakla dava konusu kambiyo senetlerinden dolayı yapılan takip nedeniyle davacının davalıya kısmen borçlu olmadığı anlaşıldığından, açılan davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
—- üzerinden yurt ücreti kararlaştırıldığı taraflar arasında tartışmasızdır. —-tarihleri arası olduğu ve bu dönemin toplam — aya denk geldiği bilinmektedir. Pandemi sebebiyle eğitim-öğretime ara verilen —- tarihine kadar davacı tarafın—- olduğu hesaplanmıştır. Davacı tarafça — kabul edilmiştir. — olduğu anlaşılmıştır. Davacının kendi beyanları nazara alındığında —ödeme yapıldığı tespit edilmiştir.– aylık yurt hizmetinin karşılığı olarak alınması gerekli — ödemenin kaldığı anlaşılmakla bu miktar alacağın fazlası— başlatılan takip hakkında menfi tespit kararı vermek gerekmiştir. Davalının davacıdan — alacağı olduğu anlaşılmakla bu miktar üzerinden davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
—– derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden—– aşağı olamaz.” hükmünü içermektedir.
Madde metninden de açıkça anlaşıldığı üzere, menfi tespit davası açmak zorunda bırakılan borçlunun tazminat talep edebilmesi için gerekli koşullar; bu yönde bir talep olması, borçluya karşı icra takibi yapılmış bulunması ile takibin haksız ve kötü niyetli olmasıdır. Başka bir ifadeyle; —-lehine sonuçlanması üzerine, alacak likit olsun veya olmasın, böyle bir alacağa dayalı takibin, haksız ve kötü niyetli olması halinde, istem varsa, davacı —- kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gereklidir. Takibin haksız olması tek başına yetmemekte, ayrıca kötü niyetli olması da gerekmekte olup ispat yükü takibin kötü niyetli olduğunu iddia eden davacı —-üzerindedir. Dava dilekçesi incelendiğinde davacının kötü niyet tazminat talebinde bulunmadığı anlaşılmakla bu yönde karar verilmemiştir.
Davada kabul edilen miktarın — —– altında kalması nazara alınarak kesin olarak karar verilmiştir.— ilamında benzer konuya ilişkin; — altına alınan miktarın yıllar itibariyle yeniden değerlendirme oranları nazara alındığında —– altında kaldığı, dolayısıyla istinafa gelen davalı yönünden kabul edilen dava miktarı itibariyle mahkeme kararının tutar itibariyle kesin nitelikte olduğu anlaşıldığından tarafça yapılan istinaf başvurusunun bu sebeplerle reddinin gerekeceği, kanunun bahşetmediği bir hakkın ise mahkemece taraflara verilemeyeceği, dolayısıyla yerel mahkeme kararında istinaf yasa yolunun açık olduğunun bildirilmesinin taraflar lehine kazanılmış hak doğurmayacağı üzere davalı vekilinin istinaflarının esastan incelenemeyeceği anlaşılmıştır. “şeklinde karar verildiği görülmüştür.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
2-Davacının —- sayılı dosyasından dolayı davalıya—- talebin REDDİNE,
3-Kötü Niyet Tazminatının yasal şartları oluşmadığından bu yönde karar verilmesine yer olmadığına,
4-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan — dava açılırken peşin olarak alınan —— harcın mahsubu ile bakiye —- karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan —-oranına göre hesaplanan— davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan bir gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafça dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
7-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 2.605,74 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan —–vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kabul ve red edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması nazara alınarak KESİN olarak verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 04/11/2021