Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/273 E. 2021/948 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/273 Esas
KARAR NO : 2021/948

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/04/2021
KARAR TARİHİ : 16/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;—- plakalı vasıta —————- vasıtaya çarparak kazanın oluşumuna sebebiyet verildiğini, bu kaza nedeniyle müvekkili şirketin aracında maddi hasar meydana geldiğini ve sigorta ———-kusur durumu sonuç belgesinde maddi hasarlı işbu trafik kazasının meydana gelmesinde —araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu tespit edildiğini, açıklanan nedenler ve mahkemenizce re’sen dikkate alınacak sebeplerle davalarının kabulüne, öncelikle ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü ile, davalı taraflardan——- davalı tarafların mal varlığı sorgusu yapılarak tespit edildiği halde menkul ve gayrimenkul malvarlığının aynına ve kaydına. 3. kişilere devir ve temlikinin önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir şerhi işlenmesine.— tarihli kaza sebebiyle müvekkilin —— meydana gelen iş durması kazanç kaybı bedelinin tespitine, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla, şimdilik belirsiz alacak olarak açtıkları 100,00.-TL iş durması-kazanç kaybı bedelinin 31/03/2019 olan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkile ödenmesine, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar —– vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın 28.04.2021 tarihli dilekçesi ile belirsiz alacak olarak 100,00.-TL iş durması-kazanç kaybı bedelinin 31.03.2019 olan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ettiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılabilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle davanın usulden reddi gerektiğini, davacı taraf davalı araç sürücüsünün meydana gelen kazada tam kusurlu olduğunu iddia etmişse de bunun taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, davacının maliki olduğu ve kazaya karışan araç hususi araç olup, bu araçtan kazanç sağlanabilmesi mümkün olmadığını, dava konusu alacak zamanaşımına uğramış olmakla zamanaşımı defıinde bulunduklarını beyan ile, davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili tarafından sunulan ıslah dilekçesinde özetle; HMK 107. maddesi gereğince 100,00-TL’lik alacağımızı bilirkişi raporu doğrultusunda — artırdıklarını, HMK’nun 107. maddesi gereğince, talep artırım taleplerinin kabulü ile talep artırımları doğrultusunda gerekli harçların da ödendiğinden — işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkile ödenmesine, talep artırım dilekçelerinin celse arasında davalılara tebliği ile tebligat zarfında bir sonraki celsede sözlü tahkikat yapılacağının ihtarına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle;”Kusur Yönünden: Davalı sürücü ….—— plaka sayılı araç sürücüsü) %100 (Yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, Dava konusu araç sürücüsü dava dışı————– kaydında kazaya karışan araç sürücülerinin MUTABAKATLA sonuçlanan kusur durumu değerlendirmesinde, dava konusu —— plaka sayılı araç sürücüsünün kusursuz (%0) olduğu, —- plaka sayılı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunun tespit edildiği anlaşılmış olup, ——— durumunun tarafımca tespit edilen kusur durumu ile UYUMLU olduğu, Aracı Kullanamamaktan Doğan Zarar Yönünden: —- olaya ait trafik kazası tespit tutanağındaki tespitlerin, dava konusu —- gelen maddi hasar ile uyumlu olduğu, Dava konusu —— hasarı ile ilgili parça-malzeme-işçilik kalemlerinin şekli-niteliği dikkate alındığında, hasarın onarımı için gereken makul sürenin 5 gün olabileceği, bu süre zarfında davacı tarafın aracını kullanamamaktan doğan net zararının (Zorunlu giderler düşülmüştür) kaza tarihi olan 31/03/2019 tarihi itibariyle 1.175,00 TL olabileceği kanaatine varılmış olup, sürücünün kusuruna isabet eden tutar dikkate alındığında; (1.175,00 TL Zarar Tutarı x %100 Kusur oranı) 1.175,00 TL olabileceği, (Dava konusu aracın maliki ile, ekspertizini yapanın ve onarımı yapan servisin aynı davacı olduğu anlaşılmakla, —– — dikkate alındığında, aracın onarımı için gereken makul süre tarafımızca 5 gün olarak tespit edilmiş olup, yukarıda detaylıca belirtilen hasarlı —-alındığında davacı tarafça belirtilen 10 iş günü sürenin hasar ile uyumlu olmadığı anlaşılmıştır)” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava; TBK’nın 49.maddesi kapsamında trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat (araçtan mahrumiyet tazminatı) talebine ilişkindir.
Bilirkişi heyeti tarafından dava konusu kaza nedeniyle — plaka sayılı araçta 5 günlük tamir süresince davacının aracı kullanamamasından kaynaklı 1.175,00 TL zarar oluştuğu yönünde değerlendirmelerde bulunduğu görülmüştür.
Davacı vekili bilirkişi raporunun dosyaya sunulmasından sonra 10/11/2021 tarihnide 6100 sayılı HMK nın 107 maddesine istinaden talep arttırımında bulunarak harcı tamamladığı anlaşıldı.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; 31/03/2019 tarihinde meydana gelen trafik kazasında —– aracın sürücüsü trafik kazasının oluşumunda %100 ASLİ KUSURLU olduğu, diğer araç sürücüsünün kazanın oluşumunda herhangi bir kusuru olmadığının bilirkişi incelemesi ile tespit edildiği, mahkememizce yapılan bilirkişi incelemesi ile dava konusu kaza nedeniyle —- araçta tamir süresince davacının aracı kullanamamasından kaynaklı 1.175,00 TL zararının belirlenmiş olduğu anlaşılmakla davanın tazminat talepleri bakımından kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
Davada kabul edilen miktarın — —– altında kalması nazara alınarak kesin olarak karar verilmiştir. Zira—- karar sayılı ilamında benzer konuya ilişkin; ” … karar altına alınan miktarın yıllar itibariyle yeniden değerlendirme oranları nazara alındığında 2021 yılı istinaf kesinlik sınırı olan 5.880,00 TL’ nin altında kaldığı, dolayısıyla istinafa gelen davalı yönünden kabul edilen dava miktarı itibariyle mahkeme kararının tutar itibariyle kesin nitelikte olduğu anlaşıldığından tarafça yapılan istinaf başvurusunun bu sebeplerle reddinin gerekeceği, kanunun bahşetmediği bir hakkın ise mahkemece taraflara verilemeyeceği, dolayısıyla yerel mahkeme kararında istinaf yasa yolunun açık olduğunun bildirilmesinin taraflar lehine kazanılmış hak doğurmayacağı üzere davalı vekilinin istinaflarının esastan incelenemeyeceği anlaşılmıştır. ” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Yoksun kalınan kazanç kaybı talebinin KABULÜNE, 1.175,00 TL yoksun kalınan kârın dava tarihi 28/04/2021’den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 80,26 TL karar ve ilam harcının, dava açılırken peşin olarak alınan 59,30 TL, 19,00 TL tamamlama harcından mahsubu ile bakiye 1,96‬ TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan—- davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvuru harcı, 59,30 TL peşin harç ve 19,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplamı 137,6‬0 TL ile 2.092,75 TL (Bilirkişi ücreti, Kep Reddiyatı, — Dosya Masrafları olmak üzere) olmak üzere toplam 2.230,35‬ TL olan yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5—– davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davalılar tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve dava vekilinin yüzüne karşı dava değerinin miktarı bakımından kesin olarak verilen karar açıkça okunup anlatıldı.