Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/259 E. 2021/642 K. 15.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/259
KARAR NO : 2021/642

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 20/04/2021
KARAR TARİHİ : 15/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —– alacak, cezai şart ve menfi tespit talepli davada mahkemece— karar ile davanın kısmen kabulüne karar verildiği, iş bu kararın icrası için —- sayılı dosyası ile icraya konulduğunu; tarafınca iş bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulduğu ancak ihyası talep edilen şirket vekili tarafından istinafa cevap dilekçesiyle müvekili şirketin 07.07.2014 tarihinde kapatıldığı, —-suretiyle hukuki varlığının sona erdiğinin beyan edildiğini; bunun üzerine—- tarihli ilamıyla esasa ilişkin istinaf sebeplerinin incelenmeden taraf teşkilinin sağlanması için dosyanın—- karar verildiğini; —doğrultusunda —–işbu davanın —-Esasına kayıt edilerek yargılama devam olunduğu, mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde taraflarınca istinaf ilamı gereği taraf teşkilinin sağlanması bakımından davalı —-davasını açmaları ve dava evrakını dosyaya sunmaları için süre verildiğini; resen terkin edilen —- ihyasını ve — yapılmasını, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı —- — meşruhatlı davetiye tebliğ edilmiş ancak davaya cevap vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun geçici 7. maddesi gereğince —- — olması sebebiyle re’sen terkin edilen şirketin faal olduğunun tespiti ile ihyası istemidir.
..—- günlü cevabi yazısıyla ihyası talep edilen şirketin 6102 sayılı Türk Ticaret kanunun geçici 7. Maddesi uyarınca — tarihinde resen terkin edildiği bildirilmiştir.
İhyası istenen şirket hakkında davacının—- Sayılı dosyasında alacak davası açtığı, verilen kararın —- Sayılı ilamı ——- ihyasına yönelik dava açmaları için süre verilerek şirketin ihya işlemleri tamamlandıktan sonra ihya edilen şirkete dava dilekçesinin tebliği ile taraf teşkili sağlanılarak yapılacak yargılama sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu husus üzerinde durulmaksızın ve usulünce taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığından bahisle bozulduğu, ve —- Sayılı dosyasında esas numarası aldığı, ilgili mahkemece davacıya —-ihyası davası açmak üzere yetki verildiği ve eldeki bu davanın açıldığı tetkik edilmiştir.
6102 Sayılı TTK’nın 26/06/2012 tarih ve 6335 sayılı yasanın 38. maddesi ile değişik geçici 7. maddesinde bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 2 yıl içinde kanunda yazılı halleri tespit edilen ya da bildirilen — şirketler ile — kayıtlarının silinmesi ilgili kanunlardaki — uyulmaksızın bu madde hükümlerine göre yapılacağı düzenlenmiş bulunmaktadır.Aynı maddenin 15. Fıkrasında ” Bu maddede düzenlenmeyen hususlarda ilgili kanun ve esas sözleşmelerde öngörülen usullere göre hareket edilir. Bu madde gereğince—edilmeksizin ——- ortaya çıkabilecek malvarlığı, unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren —— borçlarından sorumlu tutulmaz.—– sorumlulukları konusunda, özel kanunlardaki sorumluluğa ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu—hükümleri uygulanır. —- kaydı silinen şirket veya —-alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren– başvurarak —- ihyasını isteyebilir.” düzenlemesi getirilmiş,— veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket hakkında bu madde hükümlerinin uygulanmayacağı belirtilmiştir.Yapılan incelemede ihyası istenen şirketin —-tarihinde TTK’nın geçici 7. Maddesi uyarınca —-edildiği, davanın— tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Yapılan yargılamaya göre,— terkin edilen şirket hakkında ihyası talep edilen şirketin halen devam eden davasının bulunduğu, dolayısıyla faal olduğu, ancak bildirimle yapılan ilana rağmen sermayesini arttırmadığından —-edilmeksizin resen terkin edildiği anlaşılmıştır. Derdest olan davanın sonucuna göre şirket borcu ortaya çıkabileceği,— tüm borç ve alacaklar—– tamamlanamayacağı,—— terkin olunamayacağı sonucuna varıldığından davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerin değerlendirilmesine göre, ihyası talep edilen şirket hakkında devam eden davanın olması sebebiyle davanın kabulüne, davalı … yasal hasım olması sebebiyle davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-DAVANIN KABULÜNE, ——tarihinde 6102 Sayılı TTK’nın geçici 7. maddesi gereğince re’sen sicilden terkin edilen—-6102 Sayılı TTK 547 maddesi gereğince ———dava dosyası ile sınırlı olmak üzere, terkin edilen şirket hakkında yürütülen davanın sonuçlanması ve infazı bakımından —– terkinine ilişkin kararın kaldırılmak suretiyle İHYASINA, ..—— yeniden TESCİLİNE,
2-Kararın—— ilan edilmesine,
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken maktu harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davalı—–yasal hasım olması sebebiyle davacının işbu davalıyla ilgili yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6- 6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise kalan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle,—- nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı.