Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/255 E. 2021/583 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/289 Esas
KARAR NO : 2021/576

DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/05/2021
KARAR TARİHİ : 08/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili 06/05/2021 harç tarihli dava dilekçesinde özetle;——- tarihinde sona ermesinin akabinde son kasa hesabının yapılmasında usulsüzlük yapıldığından müvekkilinin hak ediş miktarında yapılan haksız kesinti bedellerinin, müvekkili tarafından davalı şirkete —-kendisine devri için ödenen ancak sözleşmenin aksine devir işleminin gerçekleşmediğinden, fazlaca ödenmiş bulunan bedellerin toplamından — düşüldüğünde kalan tutarın, haklı nedenle fesih işlemi dolayısıyla davalı şirkete ödenenen isim hakkı bedelinin, —- — taşınmazın icra dosyası kapsamında satışı neticesinde davalı — ilişkisi dolayısıyla haksız ve kötü niyetli olarak elde edilen yaklaşık 72.000,00 TL satış bedelinin, müvekkilinin sözleşmeyi haklı nedenle feshi nedeniyle uğradığı tüm zararların, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalmak üzere şimdilik belirsiz olan alacaklarının şimdilik 10.000,00-TL’sinin işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle yetki itirazında bulunduklarını, taraflar arasında akdedilen— sözleşmeleri gereği müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtları kesin delil niteliğinde olduğunu, davacının — kendi isteği ile ve haksız olarak son verdiğini, davacının müvekkili — faaliyetini yürütmüş olup bağımsız tacir olduğu ve bu nedenle TTK gereği ticari faaliyetlerinin tümünde basiretli hareket etmek mecburiyetinde olduğunu, davacının şayet bir zarara uğradı ise, ——– ve ticari başarısızlığı nedeni ile zarara uğramış olup müvekkili ile herhangi bir katma değeri de olmadığını, davacının tüm hakedişleri sözleşme hükümlerine uygun olarak zamanında ödendiğini, — sözleşmesi haklı olarak feshedilmediğinden, müvekkili şirket’e ödenen isim hakkı bedelinin iadesinin mümkün olmadığını, dava dilekçesinde bahsolunan teminat ipoteği, mevzuata uyumlu bir şekilde tesis edilmiş olup müvekkili şirket tarafına yapılan 72.000,00-TL ödeme hukuka uygun olduğunu beyanla haksız davanın reddini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında akdedilen acentelik sözleşmesine dayanarak talep edilen maddi zarara ilişkindir.
İstanbul Anadolu — İcra Müdürlüğünün — Esas sayılı takip dosyasının tüm ekleri ile taranıp UYAP sistemi üzerinden celp edildiği görüldü.
Kadıköy —. Noterliğinin —-yevmine numaralı 02/12/2019 tarihli ihtarnamenin tebliğ şerhli bir suretinin dosyamız içerisine celp edildiği görüldü.
Taraflar arasında akdedilen ve mahkememiz iş bu dosyasına sunulan——– arasında çıkacak çekişmelerde İstanbul Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkidir.” şeklinde hüküm bulunduğu görülmüştür.
6100 sayılı HMK’nın 17.maddesinde yetki sözleşmesi :”Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” şeklinde tanımlanmıştır.Madde ——– anlaşılacağı üzere ancak iki tarafın tacir olduğu durumlarda yetki sözleşmesi yapılabilecektir. Yetki sözleşmesine aksine hüküm konulmadığı sürece yetki sözleşmesiyle belirlenen mahkeme münhasır yetkili mahkeme olacaktır.Dosyaya sunulan sözleşme incelendiğinde sözleşmenin 43/b maddesinde sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda İstanbul mahkemelerinin yetkili olacağına ilişkin münhasır yetki sözleşmesi yapıldığı görülmüştür.
Tarafların tacir olması, aralarında münhasır yetki sözleşmesi bulunması,davalının cevap dilekçesi ile yetki itirazında bulunması göz önüne alındığında davanın 6100 sayılı HMK’nın 17.19 ve 20. Maddeleri uyarınca yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmiş ve aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının yetki yönünden REDDİNE ,
2-Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
3-Karar kesinleştiğinde dosyanın talep halinde yetkili ve görevli ————— Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Aksi halde davanın açılmamış sayılmasına.
5-HMK 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri hakkında yetkili mahkemece karar verilmesine.
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya kendilerine en yakın Asliye Ticaret mahkemesine verecekleri dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yoluna gidebilecekleri uyarısıda yapılmak suretiyle açıkça okunup usulen anlatıldı.