Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/235 E. 2021/545 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/235 Esas
KARAR NO : 2021/545

DAVA : Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 12/04/2021
KARAR TARİHİ : 01/07/2021

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Davacı müvekkilinin geçirmiş olduğu trafik kazası neticesinde uğradığı maluliyet nedeniyle oluşan sürekli ve geçici iş göremezliğe ilişkin zararın çektiği araç kredisine istinaden yaptırmış olduğu — kapsamında fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.000,00 TL geçici iş göremezlik ve 5.000,00 TL tam ve daimi maluliyet teminatının riziko tarihi olan 02.08.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalı sigorta şirketinden tahsiline, ücreti vekalet ile yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikli olarak, davanın husumet yokluğu nedeni ile usulden reddine, uyuşmazlığın esasına girilmesi halinde haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava ve cevap dilekçeleri, Hastane evrakları ile tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE
Dava —sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun geçici 73. maddesinde; “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” ifadesi ile tüketici mahkemelerinin görev alanı tüketici işlemleri ile sınırlandırılmıştır. Aynı yasanın 3/l maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, —- — sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem, tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır.
“Dava kredi sözleşmesine bağlı — kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan,—–sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır.
Taraflar arasında akdi bir ilişki olup davalının sorumluluğunun kaynağı davacıların murisi ile yapılan — sözleşmesine aykırılıktır.
Görev, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmalıdır.
Davalı ile davacılar arasındaki ilişki ise 6502 sayılı Kanunu’nun 3/1. maddesi kapsamında kalan tüketici işlemlerinden kaynaklanmaktadır.
Açıklanan maddi ve hukuksal olgulara göre 04.07.2014 tarihinde davacıların açtığı tazminat davasında Tüketici Mahkemesi’nin görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.”(—–
“Davanın dayanağı — sözleşmesi olup kredi sözleşmesi değildir. —-sözleşmelerinin, niteliği gereği sigortalı tarafın mesleği ne olursa olsun(—- gerçek kişi ve tüketici olması dışında bir seçenek yoktur. 6502 sayılı yasanın 73/1. maddesindeki düzenlemede belirtildiği üzere, murisin tüketici konumunda olup davacılar — ilişkisine dayanarak dava açtıklarından ve — şirketi ile aralarında akdedilen sigorta sözleşmesi de bir tüketici işlemi olmasından dolayı, tüketici işleminden kaynaklanan bu uyuşmazlığa bakma görevi anılan kanunun 3, 73/1 ve 83/2. maddeleri uyarınca tüketici mahkemesine ait bulunmaktadır.
Uyuşmazlık, bir tarafı tüketici olan sigorta sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, dava 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açılmıştır. Bu kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açılan davalarda görevli mahkeme, tüketici mahkemeleri olacaktır. (—
Buna göre, mahkemece tüketici mahkemesinin görevli olduğuna dair verilen karar doğru bulunmakla, Davacılar vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazlarının reddi gerekir.” (——
Somut olayda; Davacının tüketici olduğu ve davalı sigorta şirketi ile arasındaki sabit teminatlı — sözleşmesine dayalı olarak talepte bulunulduğunun anlaşılmasına göre, davanın açıldığı tarih itibari ile davanın Tüketici Mahkemesinin görev alanına girdiği anlaşılmaktadır.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; yukarıda yer verilen içtihatlarla birlikte İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi — karar sayılı ilamının da ışığı altında davacı ile sigorta şirketi arasındaki —– doğan uyuşmazlıkta görevli mahkeme Tüketici Mahkemesi olduğundan, mahkememizin görevsiz olması nedeniyle dava şartı noksanlığından davanın usulden reddine karar verilmiş, aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-1-Davanın görev yönünden REDDİ ile mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 sayılı HMK nın 20. maddesi uyarınca, görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde davacılar tarafından yapılacak müracat halinde dosyanın görevli ve yetkili —— Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-Tarafların yukarıda belirtilen süre içerisinde başvarmamaları halinde mahkememizce dosyanın re’sen ele alınarak, 6100 Sayılı HMK’nın 20/1. maddesi gereğince davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verileceğinin ihtarına,
4-6100 sayılı HMK nın 331/2 maddesi uyarınca harç, yargılama gideri, vekalet ücreti ve gider avansı gibi hususların görevli ve yetkili mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.