Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/232 E. 2022/58 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/263 Esas
KARAR NO : 2022/84

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/07/2020
KARAR TARİHİ : 03/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkilin —— ettiğini, adı geçen firmanın
müvekkile başvurarak çeklerin çalındığını beyan ettiğini, bu nedenle çekler üzerinde ödemeden men
yasağı alındığını, 2 adet çeke ilişkin ödemelerin adı geçen firmaya vadesinde ödendiğini, ödemeden men
yasağına rağmen ciro silsilelerinde sahte kaşe kullanılarak çeklerin iki ayrı icra takibine konu edildiğini,
anılan ——– Sayılı dosyasında müvekkilin borçlu olmadığının tespitini, takibin
kötü niyetli olmasından dolayı karşı tarafın alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum
edilmesini iddia ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin çeki ticaret ürünü olarak yaptığı işlere karşılık iktisap ettiğini, faturaların bulunduğunu, davacı şirketin ziya davasında kesin delil iler sürerek çekleri
henüz iptal edemediğini, bu sebeple çeklerin iyi niyetli üçüncü kişilerin iktisabında bu itirazını ileri
süremeyeceğini, çünkü müvekkilin çeki cirantasından aldığını, müvekkilin kusuru bulunmadığını ileri
sürerek davanın reddini, davacının asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminat ile %10
oranında para cezasına mahkum edilmesini savunmuştur.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii edilerek rapor alınmıştır. 24/08/2021 tarihli bilirkişi raporu özetle, Mahkememizin 17.06.2021 tarihli celsesinde davalı şirkete ait ticari defterlerin —— bulundurulması, davalının yerinde inceleme talep
etmesi halinde 2 haftalık kesin süre içerisinde ticari defterlerin bulunduğu yer ile incelemede
muhatap alınacak kişi iletişim bilgilerini dosyaya yazılı olarak beyan etmesi yönünde karar
kurulduğu, kararla ilgili davalıya tebligat yapıldığı, buna karşın davalının belirtilen gün ve saatte
defterlerini Mahkeme salonunda hazır etmediği ve ayrıca yerinde inceleme de talep etmediği
görüldüğünden davalı nezdinde inceleme gerçekleştirilmediği, davacı ticari defterlerinin talimat bilirkişi raporu ile incelendiği, raporda davacının 2019 yılı ticari
defterlerinin açılış kapanış tasdiklerinin süresi içerisinde yapıldığı, kayıtların usulüne uygun olarak
tutulduğu, davacı ile davalı şirket arasında ticari ilişki bulunmadığı, dava konusu çek ödemelerinin
—- hususlarına yer verildiği, huzurdaki davaya konu—- bu firmanın—- göründüğü, ————– dosyayı ile Kıymetli Evrakın İptali
davasını açmış olduğu, bu yargılamada mahkemece “ödemekten men kararı” verildiği, ancak
keşidecinin borcu ödeyeceği bir tevdi mahallinin belirlenmediği
davacı keşidecinin çek bedelini temel borç ilişkisine dayanarak çek lehtarı ———ödemiş olduğu, ancak mahkemece verilmiş bir iptal kararı olmadan ve çeki iade almadan yapılan bu ödemenin kambiyo senedinden kaynaklanan borcu sona erdirmeyeceği, bu hususun
davacı ile dava dışı çek lehtarı —– temel borç ilişkisine dayalı
şahsi bir defi olduğu, davacı tarafın bu şahsi defi’yi davalı hamile karşı ileri sürebilmesi için, davalının senedi devralırken iyi niyetli olmadığını, bile bile borçlunun zararına hareket ettiğini
ispatlamakla yükümlü olduğu,
dosya kapsamında yapılan incelemede çek arkasında yer alan kaşenin sahteliği iddiası dışında davalı hamilin senedi kötüniyetle iktisap ettiğini (çeki ciro yoluyla devraldığı esnada karşılıksız olduğunu, çalıntı olduğunu bildiğini) ispat eder başkaca bir delile rastlanmamış olduğu, hamilin
kötüniyetinin kabulü hususunda takdir yetkisinin tamamıyla Mahkememizde olduğu,
sonuç ve kanaatine ulaşmışlardır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava; İ.İ.K’nun 72. Maddesinden kaynaklı borçlu olunmadığının tespiti talebine ilişkindir.
—- sayılı dosyasının bir örneği UYAP üzerinden alınarak dosya içerisine konulmuştur.
—– esas sayılı dosyasının bir örneği —- üzerinden alınarak dosya içerisine konulmuştur.
—- sayılı soruşturma dosyası —- üzerinden celp edilerek dosya içerisine alınmıştır.
—– sayılı dosyasının bir örneği—– alınarak dosya içerisine konulmuştur.
— esas sayılı dosyasının bir örneği —- alınarak dosya içerisine konulmuştur.
TTK.nun 702. maddesinde “cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kimse son ciro beyan ciro olsa bile kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde selahiyetli hamil sayılır.” Anılan madde hükmüne göre takip alacaklısının —– hamil olması öngörülmüş, adı geçenin haklı hamil olması koşul olarak getirilmemiştir.
TTK.nun 730/3. maddesi göndermesi ile çeklerde uygulanan aynı kanunun 589. maddesine göre “bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kimselerin imzasını, sahte imzaları mevhum şahısların imzalarını yahut imzalayan veya namlarına imzalanmış olan şahısları herhangi bir sebep dolayısı ile ilzam etmeyen imzaları taşırsa diğer imzaların sıhhatine bu yüzden halel gelmez.”
6102 sayılı TTK’nun 687. maddesinde; “…keşideci, lehtarla arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.”
6102 Sayılı TTK’nun 825. maddesinde ise ; “Borçlu, emre yazılı bir senetten doğan alacağa karşı ancak senedin geçersizliğine ilişkin veya senet metninden anlaşılan def’ilerle alacaklı kim ise ona karşı, şahsen haiz bulunduğu def’ileri ileri sürebilir.
Borçlu ile önceki hamillerden biri veya senedi düzenleyen kişi arasında doğrudan doğruya varolan ilişkilere dayanan def’ilerin ileri sürülmesi, ancak senedi iktisap ederken hamilin bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olması hâlinde caizdir” düzenlemeleri mevcut olup; takip dosyasının incelenmesinde takip alacaklısı/davalı çekte ciranta olup, keşideci, lehtar ve diğer cirantalar hakkında takip yapıldığı görülmüştür.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda tüm delilleri ——. sayılı dosyası içerisinde bulunan ——nolu çekin takibe konu olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili sunmuş olduğu dekontlar ile takibe konu çekin dava dışı borçlu——- beyanla borcun itfa edildiğini bildirmişse de; imzaların istiklali kuralı gereğince davacı —– yaptığından bahisle davalı şirkete ödeme yapmaktan kaçınamaz. Davacı şirketin —-ödeme borçluların iç ilişkisi olup ödeme yönündeki defi davalı alacaklıya karşı ileri sürülemeyeceğinden davacının bu yöndeki iddiaları yerinde görülmemiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 59,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
5- ——–davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.