Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/224 E. 2022/291 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/224 Esas
KARAR NO : 2022/291

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 07/04/2021
KARAR TARİHİ : 21/04/2022

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; —- Poliçesi ile müvekkil şirket nezdinde sigortalı olduğunu, dava dışı sigortalının müvekkili şirkete yapmış olduğu ihbar neticesinde; — sevk ve idaresindeki sigortalı — Plakalı aracın 17/03/2020 tarihinde —- sıralarında —önlerinde seyir halinde iken sigortalı aracın arka kısımlarına —— çarpması sebebi ile direksiyon hakimiyetini kaybeden sürücü — — bekleyen— idaresindeki araca çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, bunun üzerine —hasar bedelinin müvekkili — tarafından sigortalısına 07105/2020 tarihinde ödendiğini,— sonucu hasar tazminatı olarak — edilmiş olup ; söz konusu hasar bedelinin — tarihinde dava dışı sigortalıya müvekkili —- tarafından ödendiğini, müvekkil —- bedelini ödedikten sonra ödediği tazminat nispetinde sigortalısının haklarına halef olduğunu, davada davalı yan olan—– konu hadisede aracın ruhsat sahibi olması nedeniyle sorumlu bulunduğunu beyan ile, her türlü fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile, davalı yanın —takibine yapmış olduğu haksız itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamını, takip konusu alacağın likit olması ve davalı yanın kötü niyetli itirazı nedeniyle alacağın %20′ sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve ücret- i vekaletin davalı yana tahmiline bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı —-vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı — şirketleri nezdinde —- araca, müvekkili —- mülkiyetinde olan — plakalı aracın çarpması ile meydana geldiği iddia edilen kazada oluşan — hasardan kaynaklı ödedikleri zararın rucuen tazminini dava ve talep ettiklerini, her ne kadar dava dilekçesi ekinde HMK 121. Maddesine istinaden delil eklerinin de taraflarına tebliği gerekirken herhangi bir ek tebliğ edilmediği için uyap sisteminden görebildikleri kadarı ile dava dayanağı hasar ekspertiz raporu, hasar beyanı, hasar dosyasının gıyapta hazırlanan ve tek taraflı belgeler olması sebebiyle kabul etmediklerini, bu çerçevede, plakanın yanlış girilmesi sebebiyle açıldığını düşündükleri huzurdaki davaya ilişkin olarak cevapları sunduklarını, müvekkili — bulunmamakla birlikte,— (— bağlı ayrı plakalı bir araç) bulunduğunu, müvekkili— ve trafik sigortalı araçlar olup, —elgesine sahip olduğunu, müvekkili kooperatifin araçlarının kazaya karışması durumunda (-ki kazanın öğlen saatlerinde olduğu tutanağa geçirilmiştir) şoförün olay yerinden ayrılmaması görevi gereği olduğunu, bununla birlikte, müvekkili şirket adına kayıtlı — belirtilen kazadan kaynaklı bir hasar olmadığının tespitini de ayrıca sayın mahkemeden talep ettiklerini, bu çerçevede —-ve — aracın —- kayıtlarının celbini talep ettiklerini, gıyapta tutulan bu tutanağının da kendi içinde çelişik olduğunu, karıştığı iddia edilen — bir — bağlı olduğunu, tutanakta şekli çizildiği gibi aracın arkasına çarpan bir aracın tırın önüne geçerek karşı şeride geçmesi kesinlikle imkansız olduğunu, davacının kaza tespit tutanağı ile müvekkili kooperatife husumet yöneltilemeyeceğini, maddi hasarlı kaza tespit tutanağında belirtilen aracın müvekkiline ait olmadığını, kazaya karışan —– —-olup, bu araçlar —olmaları sebebiyle anlık —ve —- kuvvetle muhtemel araçlar olduğunu, bununla birlikte, salt beyana dayalı olarak tutulan kaza tespit tutanağı esas alınarak müvekkiline husumet yöneltilemeyeceği gibi kaza tespit tutanağındaki plakanın da zaten müvekkili adına kayıtlı olmadığını, bu bağlamda, kaza tespit raporundaki kusur ve kusur oranlarını da kabul etmediklerini beyan ile, davanın — ihbar edilmesini öncelikle talep ettiklerini, bilahare yapılacak yargılama ile davanın reddine dair karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine dair karar verilmesini talep etmiştir.
06/07/2021 tarihli ara karar ile dosyanın bir kusur ve hasar alanında uzman makine mühendisi bilirkişisi ile bir sigorta bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 09/10/2021 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi raporunda özetle; Dava konusu — plaka sayılı araç sürücüsü dava dışı —kusursuz olduğu, Davalı tarafa ait araç sürücüsünün —- olduğu — sürücüsü) %100 (Yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu,— plaka sayılı araç sürücüsü—- oluşumunda kusursuz olduğu, ——- meydana gelen kazaya ait trafik kazası tespit tutanağındaki tespitlerin, dava konusu —-plakalı araçta meydana gelen hasar ile uyumlu olduğu ve hasarın durumunun kazanın oluş şekline alınan darbelere uygun olduğu, dava konusu ——-tarihindeki dava konusu kazadan önceki piyasa rayiç değerinin 630.000,00 TL olabileceği, Araca ait hasar durumu da dikkate alındığında 17/03/2020 tarihinde meydana gelen kaza sonrası araçta değişmesi gereken toplam hasarlı parça, malzeme tutarının — olabileceği, onarılması durumunda bu tutara işçilik bedeli de — ekleneceği dikkate alındığında toplam hasar tutarının KDV hariç — olabileceği anlaşılmakla, onarılması durumunda—ekleneceği hususu dikkate alındığında,, aracın tamirinin ekonomik olmayacağı, aracın —-kabul edilebileceği, ayrıca hasar kalemlerinin şekli ve niteliğide dikkate alındığında, bu hasarın belirlenen teknik niteliklerine göre onarılması durumunda, —- açısından da sakıncalı durumlar ortaya çıkabileceği, bu yönden de aracın —- değerlendirilmesinin yerinde ve uygun olacağı, —-aracın kazalı fiyatının serbest piyasa koşullarında 358.800,00 TL olabileceği — tarafından da belirtilen fiyatın uygun olduğu), dava konusu —- olabileceği, sürücünün kusur oranı dikkate alındığında; —– hasar-zarar tutarı) —–sürücünün kusur oranı) *— olabileceği, %100 kusur nispetinde ve gerçek zarar tutarı olan——– kadar davacı sigorta şirketinin sigortalısının haklarına T.T.K. 1472 madde gereğince halef olduğu ve KTK. M.102’ye göre değerlendirme Sayın Mahkeme’ye ait olmak üzere zarar veren kusurlu aracın (—) malikinden/ işleteninden/sürücüsünden rücuen talep ve tanzim etme hakkı olduğu, —plakasının tespitine dair – sürücüsünün kim olduğuna ve — davalıya ait olduğuna dair dava dosyasında belge görülemediği, ” şeklinde tespitte bulunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; TBK’nın 49.maddesi kapsamında trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat (hasar bedeli) talebine ilişkin davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan — sayılı icra takip dosyasına davalının yapmış olduğu itirazın iptaline yöneliktir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;— tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacı tarafın kasko sigortası—- alınan — plaka sayılı araç sürücüsü dava dışı — kusursuz olduğu, davalı tarafa ait aracın bağlı olduğu — sürücüsünün –sayılı — bağlı olduğu — sürücüsü) %100 (Yüzde yüz) oranında kusurlu olduğunun bilirkişi incelemesi ile tespit edildiği, bilirkişi raporunda ayrıca dava konusu kaza nedeniyle— tutarında oluşan hasar bedelinin belirlenmiş olduğu görülmektedir. Olay sonrasında tutulan dosya arasında mevcut kaza tespit tutanağı incelendiğinde; olay yerini terk eden aracın davalı tarafın maliki olduğu— sayılı —— niteliğindeki araç olduğu, — bağlı olduğu — plakasının tutanakta yer almadığı görülmektedir. Kazaya karışan — bağlı olduğu —plakasının aracın olay yerinden kaçmış olması nedeniyle tespiti dosya arasındaki mevcut delillerle mümkün değil ise de bu durum tek başına davalının dava dışı sigortalının aracından meydana gelen hasardan sorumlu olmayacağı anlamına gelmemektedir. Keza davalı vekilinin bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinde ileri sürdüğü; ” kazaya sebebiyet verdiği iddia edilen –bir araçtır. Fakat müvekkilimin — bulunmaktadır ve müvekkilimin bu — herhangi bir kazaya karışmamıştır.” şeklindeki savunmaları nazara alınarak davalı vekili tarafından mezkur — kaza tarihi olan — veya kişiye kiralanıp kiralanmadığının mahkememize bildirilmesinin , aksi halde bu yöndeki savunmadan vazgeçilmiş sayılacağının duruşma sırasında davalı vekiline ihtar edildiği ancak davalı vekili tarafından bu konuda beyan dilekçesi sunulmadığı, davalı vekilinin duruşmada alınan beyanında bu konuda müvekkilinin elinde herhangi bir belge bulunmadığını beyan ettiği görülmektedir. Bu durumda davalı taraf sahibi olduğu — iş bu dava dosyasına konu olan trafik kazasına karışmadığı hususunu ispat edememiştir. Davalı vekili ayrıca cevap dilekçesinde ve bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde kaza tespit tutanağının salt dava dışı sigortalının beyanları ile oluşturulduğunu, kazanın kim tarafından ne şekilde işlenmiş olduğunun belirsiz olduğunu belirtmiş ise de ;—— tarihli ilamında da görüleceği üzere davalı taraf bu savunmasını soyut iddialarla değil, somut delillerle kanıtlamalıdır. Dosya içerisinde ispat yükünün değiştiğine dair somut bir delil bulunmamaktadır. Olay yerinde düzenlenmiş trafik kazası tespit tutanağı mevcut olup kaza tespit tutanağının sahteliği somut delillerle ispat edilmiş değildir. Dolayısıyla davalı vekilinin bu yöndeki savunmalarına da Mahkememizce itibar edilmemiştir.
Davacı sigorta şirketi sigortalısının haklarına TTK 1472 maddesi gereğince halef olup KTK. M.102’ye göre zarar veren kusurlu aracın işleteninden rücuen tazmin hakkına sahiptir.
Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda; davacı sigorta şirketi tarafından kazaya karışan — sayılı — niteliğindeki aracın işleteni olan davalı —- —sayılı icra takip dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın haksız olduğu kanaatine Mahkememizce varılmakla açılan davanın kabulüne, davalı tarafından — sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin aynen devamına karar verilmiştir.
— sayılı icra takip dosyasında hesaplanan işlemiş faize yönelik Mahkememizce yapılan değerlendirmede; rücuen tazminata konu alacağın davacı sigorta tarafından dava dışı sigortalısına 07/05/2020 tarihinde ödendiği ve rücuya tabi tazminat bakımından işlemiş faiz başlangıç tarihinin bu tarih olduğu, takip tarihinin ise — olduğu görülmekle işlemiş faiz talebinin de yerinde olduğu görülmekle bu yönden de kabul kararı verilmiştir.
Davalının icra takibine yaptığı itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından asıl alacak likit ve belirli olduğundan asıl alacak olan 271.200,00 TL üzerinden % 20 oranında olmak üzere 54.240,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; davalı tarafından —sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin aynen DEVAMINA,
2-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından asıl alacak olan—üzerinden % 20 oranında olmak üzere 54.240,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya VERİLMESİNE,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 18.525,67 TL harçtan, peşin yatırılan 3.479,76 TL harcın düşümü ile geri kalan 15.045,91 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan 3479,76 TL peşin harç, 59,30 TL başvuru harcı, 1700,00 TL bilirkişi ücreti ve 91,06 TL posta gideri olmak üzere toplam 1791,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan — ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
7—-davalı tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.