Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/219 E. 2022/20 K. 11.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/219 Esas
KARAR NO : 2022/20

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/04/2021
KARAR TARİHİ : 11/01/2022

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
DAVA: Davacı vekili — dava dilekçesinde özetle;—faiz olmak üzere toplam— alacağın tahsiline ilişkin olarak — tarihinde ilamsız takip başlatıldığını, borçlunun borca, faize ve faiz oranına, yetkiye itiraz ettiğini takibin durdurulduğunu, arabuluculuk sürecinde anlaşma sağlanamadığından işbu davayı açmak zaruretinin hâsıl olduğunu; Taraflar arasındaki anlaşma uyarınca müvekkili —- bedelli faturaları tanzim edip davalı—teslim ettiğini, ancak Davalı-Borçlunun fatura alacağını ödemediğini faturaya ilişkin herhangi bir itirazda da bulunmadığını, Davalı Borçluya ait— ——- ihtarda bulunduğunu 7 gün içerisinde söz konusu fatura borcunu ödemesi aksi halde yasal takip başlatılacağının ihtar edildiğini, ancak davalının bu süre içerisinde de herhangi bir ödeme yapmadığı gibi ihtara bir cevap da vermediğini ve borçlunun temerrüde düştüğünü, kanun gereği faiz ödemesinin gerektiğini; Faturaların konusu para borcu olduğundan, para borçları da götürülecek borç niteliğinde olduğundan TBK m.89 uyarınca alacaklının ikametgâhında ifa edilir, alacaklı müvekkilinin şirket ikametgâhının çevresinde yetkili olan— Daireleri’nin yetkili olduğunu davalının icra takibinin başlatıldığı icra dairesinin yetkisiz olduğu iddiasının reddinin gerektiğini;
Davalı borçludan talep edilen alacağın likit, belirlenebilir-bilinebilir nitelikte olması sebebiyle İcra ve İflas Kanununun 67. maddesi uyarınca müvekkili şirket lehine icra inkar tazminatına karar verilmesinin gerektiğini belirterek İtirazın iptali ile takibin devamına, müvekkili lehine %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, dava masrafları ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ettikleri ile dilekçeleri ekindeki — Vekaletname görülmüştür.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı vekilinin —-ve delillerini sunduğu dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkili şirket ticari defterlerinin incelenmesi sonucu alınacak bilirkişi raporu ile de ortaya çıkacağını, dava dilekçesine konu faturalardaki malların teslim edilmediğini, malların alıcı olan davalıya teslim edildiğini ve faturanın da bu akdi ilişki nedeni ile düzenlendiğini ispat yükünün davacı tarafa ait olduğunu;
Taraflar arasında mutabakat yapılmadığı sürece borç alacak durumunun kesin olarak belirlenemediğini bu nedenle alacağın likit olmadığını davacı tarafın icra inkar talebinin yerinde omadığını;
Davacı tarafın davalı müvekkiline vadenin geçtiğine dair bir ihtar ya da bildirimde bulunmadığını, temerrüd ihtarı bulunmadığı için icra takibinin tebliğinden önce müvekkilinden temerrüd faizinin talep edilemeyeceğini;
Vekalet ücreti ve yargılama masraflarının da iptal edilen kısım üzerinden hesaplanması gerektiğini;
Davacı tarafın davasında haksız çıktığı miktar üzerinden müvekkili şirkete kötüniyet tazminatı (icra inkar) ödemeye mahkum edilmesi gerektiğini;
Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava,2 adet faturaya dayalı— dosyasına yapılan itirazın iptali davasıdır.Ödeme emrinin —tarihinde tebliğ edildiği ve borçlu vekilince 7 günlük yasal süresi içerisinde — borca ve yetkiye itiraz edildiği görülmüştür.
Takibin yetkili icra dairesinde başlatılması itirazın iptali davalarının özel dava şartı olmakla ön inceleme duruşmasında yapılan inceleme neticesinde 6098 sayılı TBK’nın 89.maddesi uyarınca takibin yetkili icra dairesinde başlatıldığı kanaatine varılmıştır.
—Esas sayılı takip dosyasının dosyamız içerisine celp edildiği görüldü.
24/06/2021 tarihli ara karar ile dosyanın davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmek amacı ile—- gönderilerek bir mali müşavire tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş – tarihli bilirkişi raporu talimat mahkemesine teslim edilmiştir.
Talimat Mahkemesince alınan raporunda özetle;
“Sayın mahkemenin talebi doğrultusunda Davalı şirket ——— kayıtlarının yerinde yapılan incelemesinde;
1. Davacı ve Davalı şirketler arasında ticari bir ilişkinin olduğu,
—- yılında davacı tarafından kesilen faturaların davalı şirketin ticari defterlerinde kayıt altına alındığı, ancak herhangi bir ödemenin yapılmadığı,
3.Takip tarihi itibariyle Davalı —-tutarında borcu olduğu,” şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.
Mahkememizin —-tarihli celsenin — kararı ve ticari defterlerinin delil niteliğini düzenleyen 6100 Sayılı HMK’nın 222. Maddesi uyarınca davalı tarafın incelenen ticari defter ve kayıtları ile karşılaştırılmak ve esas hakkında rapor tanzimi için davacı tarafın — günümüze —- müşavir tarafından incelenerek bilirikişi raporu alınmasına” şeklinde ara karar kurulmuş olup dosyamız ——tevdi edilmiştir.
Bilirkişi kök raporunda özetle;
“1.————— davalı —- defterleri üzerinde inceleme yapılarak, davalı defterlerinde bulunan davacı ile olan ticari ilişkisine ilişkin —-davacı tarafından kesilen faturaların davalı şirketin ticari defterlerinde kayıt altına alındığı ancak herhangi bir ödemenin yapılmadığı, takip tarihi itibariyle davalı —– tutarında borçlu olduğu” Görüş ve kanaatine varıldığı;
2.Davac—- defterlerinin, TTK. md. 85 ve HMK 222. madde uyarınca sahibi lehine delil olarak kullanılma niteliğinde bulunduğu;
3.Davacı—- kayıtlarına göre; Davacı —- takip tarihi itibari ile — alacaklı olduğu;
4.Davacının incelenen alacak bakiyesi ve davalının 27.07.2021 tarihli Bilirkişi Raporunda yer alan borç bakiyelerinin birbirini teyit ettiği;
5.Sayın Mahkemenizin davacı lehine avans faizi hakettiğine hüküm vermesi halinde, işlemiş faiz tutarı 993,73 TL olarak hesaplanmıştır.
Davacı tarafın 3095 sayılı yasaya istinaden takip tarihindeki alacağı tutar için icra takip———— tarihine kadar %10, —-tarihinden itibaren %16,75 oranında avans faizi talep edebileceği,” şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak —- Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.Davacı taraf bedeli ödenmeyen faturalardan kaynaklanan alacak talebinde bulunmaktadır.Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür.6102 sayılı TTK’nın 21/2.maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”.TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu,süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine,adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir.Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır.Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle,adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması,faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir.Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Her iki ticari defterlerde yer alan kayıtlar birbiri ile uyuşması halinde—-,içeriğine göre delil vasfına sahip olabilecektir.
Taraf —- incelenmesi akabinde takibe konu her iki faturanın da taraf ticari defter kayıtlarında bulunduğu görülmekle, davacının davasını, ticari defterlerin delil niteliği göz önüne alınarak ispatladığı anlaşılmıştır.Her iki fatura alacağının toplamı olan 28.168,60 TL miktarınca davalının davacıya asıl alacak olarak borçlu olduğu kanaatine varılmıştır.
İşlemiş faiz yönünden yapılan incelemede ise karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde temerrütün oluşması için 6098 sayılı TBK’nın 117.maddesi uyarınca temerrüt ihtarının şart olduğu ve bu ihtarın tacirler arasındaki temerrütün şekil şartlarını düzenleyen 6102 sayılı TTK’nın 18/3.maddesi uyarınca noterlikçe,iadeli taahhütlü —- yapılması gerektiği,davacının sunmuş olduğu temerrüt ihtarının — mehil verildiği,—tebliğinden itibaren ——- temerrüdün oluşacağı ve bu tarihin 25/08/2020 tarihi olduğu görülmüştür.Her bir fatura açısından işlemiş faiz ayrı ayrı takibe konulduğundan 25/08/2020 temerrüt tarihi ile 30/12/2020 takip tarihi arasındaki işlemiş faiz mahkememizce—– ,diğer fatura olan ——— işlemiş faizin olduğu kanaatine varılmıştır.
Takibe konu her iki faturanın da taraf ticari defterlerinde kayıtlı olduğu görülmekle asıl alacak yönünden alacağın belirlenebilir olduğu kanaatine varılmış ve icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçeler ışığında davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile—ilamsız—– —nolu fatura asıl alacağı —- —– nolu fatura asıl alacağı —- nolu fatura işlemiş faiz —– nolu fatura işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam 29.162,33 TL üzerinden iptaline, takibin kabul edilen—-değişen oranlarda avans faizi uygulanarak devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Kabul edilen asıl alacak miktarı olan 28.168,60 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar yasası uyarınca davanın kabul edilen 29.162,33 TL lik kısım yönünden alınması gereken 1.992,07 TL harçtan peşin alınan 365,36 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.626,71 TL karar harcının davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
4- Harçlar yasası uyarınca davacı tarafından yatırılan 365,36 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan ——– vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan—–.’ 13/2ye göre alınması gereken 1.089,01‬ TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yapılan toplam 1.300,00 TL bilirkişi ücreti,59,30 TL başvuru harcı ve 119,75‬ TL posta gideri olmak üzere toplam 1.479,05‬ TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre belirlenen 1.425,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geri kalan bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8- Kabul red oranına göre —-kaydına, Yine Kabul red oranına göre belirlenen 47,51 TL Arabulucu ücretinin davacıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.