Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/215 E. 2022/720 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/215 Esas
KARAR NO : 2022/720

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/04/2021
KARAR TARİHİ : 10/11/2022
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Davacının İddia ve Talebi: Müvekkil ile davalı arasında 01.01.2016 tarihinde imzalanan—–sözleşmesi kapsamında müvekkilin ——toplanması, taşınması, ——-ve bertarafı işine
başladığını, sözleşmeden kaynaklı davalının 6.232,91 TL borcu bulunduğunu, borcun ödenmemesi nedeniyle icra takibi başlatıldığını ancak davalının borca kötü niyetle itiraz ettiğini, anılan nedenlerle
itirazın iptali ile takibin devamını, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm
edilmesini iddia ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalının Savunma ve Karşı Talebi: Yetki konusunda itirazları bulunduğunu ve müvekkilin davacıya borcu bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini ve davacının %20 ‘den aşağı olmamak üzere kötü niyet
tazminatına mahkum edilmesini savunmuştur.
DELİLLER:
——- esas sayılı dosya sureti, sözleşme, —— formları, ticari defter ve belgeler, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
01/07/2021 tarihli ara karar ile dosyanın bir mali müşavir bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 27/09/2021 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.Bilirkişi raporunda özetle; Davacıya ait yasal defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, noter açılış-kapanış tasdiklerininsüresi içerisinde alındığı, dolayısıyla ticari defterlerin delil niteliğine haiz olduğunun anlaşıldığı,Sayın Mahkemenin 01.07.2021 tarihli duruşmasının ——-numaralı ara kararında taraflara ait ticari
defterlerin 16.07.2021 günü saat 10:30’da mahkeme salonunda ibraz edilmesi, yerinde inceleme talep ediliyorsa ticari defterlerin bulunduğu yer ile incelemede muhatap alınacak kişi iletişim bilgilerinin 2 haftalık kesin süre içerisinde yazılı olarak beyan edilmesi yönünde karar kurulduğu,buna karşın davalının belirtilen gün ve saatte defterlerini mahkeme salonunda hazır bulundurmadığı
ve ayrıca yerinde inceleme de talep etmediği görülmüştür. Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin dosyada mübrez olduğu, bu yönüyle taraflar arasındaki akdi ilişkinin ispat edildiği, sözleşme kapsamında davalı adına düzenlenen e-faturalara konu ——-toplama işinin davalıya verildiğini gösterir tespite elverişli herhangi bir belgenin dosyada bulunmadığı,Dosyaya ibraz edilen cari hesap —— anlaşıldığı üzere, davacının davalı adına düzenlediği faturaların tamamının 5.000 TL sınırı altında kalmasından dolayı taraf Form ——beyannamelerinin uyuşmazlığın çözümü noktasında etkili olamayacağının anlaşıldığı, Davacının davalı adına düzenlediği faturaları —— aracılığıyla davalıya teslim ettiği, buna karşın 8 günlük süre içerisinde faturalara itiraz edildiğini gösterir tespite elverişli herhangi bir belgenin ve faturalarının ödendiğinin ispat yükü üzerinde olan davalının dosyaya herhangi bir ödeme
belgesi ibraz etmediği, 08.02.2021 takip tarihi itibariyle davacı nezdinde davalının 6.232,91 TL borçlu olarak göründüğü tespit edildiği, işbu raporda yer verilen tespit ve değerlendirmeler neticesinde ilgili tutarın davacıya
ödenip ödenmeyeceği ile ilgili nihai değerlendirmenin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu,
Takip ile birikmiş faiz talebinde bulunulmadığını tespit etmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, fatura alacağına dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir. İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde düzenlenmiştir. İcra dosyası celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak ——– Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf ,bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.
Somut olayda; davacı davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin durmuş olduğu, davacı tarafın asıl alacağına yönelik itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğu, yapılan yargılama sırasında tarafların ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesinde davalı tarafın kayıtlarını sunmadığı, davacı tarafın ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun olarak yapıldığı, davacının yasal sınırın altında kaldığından vergi dairesine bildirim yükümlüğünün bulunmadığı, HMK 222.maddesi uyarınca ticari defter ve kayıtların davalı tarafından eksiksiz sunulmadığı görülerek davacı kayıtlarının davacı lehine delil teşkil ettiği kanaatine varılarak davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 6.232,91 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, davacının davalıyı takipten önce temerrüde düşürmediği anlaşılmıştır.
Davalı taraf yetik itirazında bulunmuş ise de faturaya dayalı alacak para borcu niteliğinde olup, götürülecek borç kapsamında davacının ikametgah mahkemesi de yetkili olduğundan yetki itirazının yerinde olmadığı,
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan 6.232,91 TL alacaklı olduğu, davacı kayıtlarının davacı lehine delil teşkil ettiği kanaatine varılarak artık ispat yükünün davalı tarafa geçmiş olduğu ve aksinin dosya kapsamı itibariyle ispat edilemediği, faturaya dayalı ve likit olması nedeniyle davacının ayrıca icra inkar tazminatına yasal şartları bulunduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜ K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, davalı tarafından ——– esas sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın İPTALİNE,
2-Asıl alacak üzerinden hesaplanan %20 oranındaki 1.246,58 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 425,77 TL harçtan, peşin yatırılan 106,45 TL harcın düşümü ile geri kalan 319,32 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan 106,45 TL peşin harç, 59,30 TL başvuru harcı, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 81,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.247,25‬ TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan ——vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
7-1.320,00 TL Arabulucu ücretinin davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA
Dair;6100 Sayılı HMK’nın 341/2. Maddesi uyarınca kesin olarak verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.