Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/208 E. 2021/818 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/208 Esas
KARAR NO: 2021/818
DAVA:Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin)
DAVA TARİHİ: 31/03/2021
KARAR TARİHİ: 03/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; —- üzerinde inşa edilecek olan——üstlendiğini, akabinde projenin devamı için davalı yan taraflarca sunulan ortaklık protokolü uyarınca anlaşma sağlandığını—- adına—– çıktığını, — güvenle tamamlanması ve hak sahiplerinin herhangi bir mağduriyet ile yüz yüze kalmaması bakımından —- imzalandığını, ayrıca dava dışı —-ve finansman desteğini aldıklarını, bu nedenle hisselerin —–hızlanması ve finans kaynağının ivedi aktarılması imza yetkisinin —– firmasına devredildiğini, davalıların talebi üzerine devir sonrasında —- halen devam ettiğini, ancak hiçbir — edilmediğini, buna istinaden —– dosya üzerinden hisse devir sözleşmesine ilişkin olarak dava açıldığını, davanın halen derdest olduğunu, sözleşmenin imzalanmasını müteakiben, girişimci ortakların —-içerisinde — tarafından taahhüt edilen ve acilen ödenmesi ve kapatılması gereken —– gecikmiş şahıs ve tüzel kişi borçları, dava tarihi itibariyle ödenmediğini, şirkete ait mali ve finansal gelişmeler, —- borçlar, bankalardan kullanılan krediler, bilanço, gelir – gider hesapları, —– taraflar ile yapılan anlaşma, protokol ve sözleşmeler hakkında hiç bir bilgi verilmediği gibi —- çağrılmadıklarını, Şirket içinde —–arasında da birçok kez hisse değişikliğinin olduğu, hissedarlardan——ortak konumuna getirildiğini, bu şekilde müvekkilinin pasifi artırıldığını, zarara uğratılmaya devam ettiğini, arsa sahipleri ile imzalanan kat karşılığı inşaat sözleşmesi çerçevesinde Şirkete ait bağımsız bölümlerin satış, —- konusunda—- aktedilen sözleşmenin ıslak imzalı suretininde taraflarına verilmediğini, —- pazarlama firmasının bugüne kadar yaptığı satışlara ait sözleşmeler, müşteri kimlikleri , adet, miktar ve edinilen tahsilat hakkında hiç bir bilgilerinin bulunmadığını, şifahen öğrenildiği üzere satış hacminin —lirayı aştığını, — dışında da daire satışlarının devam ettiğini, —- lira gibi bir ön ödeme alındığını, alınan miktarın ne maksatla nereye harcandığının bilinmediğini, bütün yukarıda izah edilenler ve yaşanan olaylar gelişmeler sonucunda, —- —- görüşüldüğünü, çözüm arayışına gidildiğini, toplantı çağrısı yapıldığını fakat uzlaşmaya yönelik herhangi bir sonuca varılamadığını, talep ve tekliflerinin kabul görmediğini, yukarıda açıklanan ve re’sen nazara alınacak sebeplerle, yargılama süresince davalı —– yetkilerinin tedbiren durdurulmasını, eşit işlem ilkesine aykırılık olduğundan, devir tarihinden itibaren dava tarihine kadar ve dava süresince verilecek olan —–geçersizliğinin tespiti ile yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalılar üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalılar vekilinin cevap dilekçesi Özetle; Davacı — müvekkil şirketler —– ilkesine aykırılık nedeniyle huzurdaki haksız ve mesnetsiz davayı açtığını, haksız ve kötü niyetli olarak açılan bu davanın reddi gerektiğini, aynı davalılara karşı ——- dosyasında derdest dava olduğunu, derdestlik nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı ile müvekkil şirket —– ——tarihinde hisse devri sözleşmesi yapıldığını, işbu —– göre davacı taraf —-olduğu —-bedelle müvekkil şirket —-devrettiğini, hisse bedelini davacı —— ödediğini, müvekkili şirket —- tarihinde —- bedelle devraldığını ve bedelini de —–ödediğini, aynı tarihte davacıdan bu hisse devri sözleşmesine ilişkin ön alım hakkını kullanmaktan vazgeçme beyanı’ da alındığını, sonuç olarak müvekkil şirket —— bulunduğunu, —–toplandığını, yapılan toplantıda —–seçildiğini, ayrıca toplantıda alınan kararda müvekkili şirket —–münferiden atacağı imza ile şirketi temsile yetkili olduğu kararlaştırıldığını, davacı taraf,—– yapılan —– davet edilmediğini, yokluğunda kararlar alındığını, ayrıca —— tarihinde yapılan hisse devrine istinaden müvekkil şirkete yükletilen edimlerin yerine getirimediğini, bu edimlerin yerine getirilmesi için müvekkili şirkete ihtarname gönderildiğini, fakat yine edimlerin yerine getirilmediğini, arabuluculuk safhasında da anlaşma sağlanamadığını gerekçe göstererek hukuki dayanaktan yoksun işbu davayı açtığını, davacı tarafın ileri sürdüğü iddialarını destekleyecek somut bir delil de sunamadığını, davacı —– yetkilisi olduğu dönemde davalı şirket adına toprak sahipleri ile davalı şirket —– karşılığı inşaat sözleşmesi yaptığını, davacı şirket yetkilisi olduğu zaman zarfında yaklaşık —– yıl geçmesine rağmen proje için inşaat çalışmalarına başladığını, ancak davacının kusurlu davranışları nedeniyle projeye bir türlü başlanılamadığını. davacının —–ve hissedar olarak yapmış olduğu bu tutum ve davranışları, projeyi sürüncemede bırakmaya çalışması, toprak sahiplerinin konutlarına kavuşmalarını geciktirdiği gibi şirketin elde edeceği gelirlerin de gecikmesine ve azalmasına sebep olduğunu, davacı tarafın asılsız ihbar ve şikayet de bulunduğunu, davacı taraf —– davet edildiğini, kendisi şirketin karar alma mekanizmasını yavaşlatmak ve işlerin sürüncemede bırakılmasına sebep olmak amacıyla bu tür asılsız iddialarda bulunduğunu, kendisi —- bazılarına katılmadığını, Bu gerekçe ile de yokluğunda alınan —–hükümsüz olduğunu iddia ettiğini, kendisinin katılım sağlamadığı toplantılarda sadece şirketin adres değişikliğine ilişkin kararlar alındığını, bu kararlarda yasal prosedürlere riayet edilerek alındığını, herhangi bir usulsüzlük de söz konusu olmadığını, somut olayda da —- olarak yerine getirmesi gereken——— ettiğini, Şirketin ve ortakların menfaatlerine uygun şekilde hareket etmek ve gerekli dikkat ve özeni göstermesi gerekmekte iken karar alma mekanizması yavaşlatmak, ortaklık yapılan proje kapsamında işin tamamlanılmasının önüne geçmek ve sürüncemede bırakmak amacıyla bu tür asılsız iddialarda bulunduğunu, ——- tarafından—– çağrılığını, toplantılar üye tam sayısının çoğunluğu ile yapıldığını ve alınan kararlar da hazırda bulunan üyelerin çoğunluğu ile alındığını, Şimdiye kadar alınan kararlarda usul ve yasaya herhangi bir aykırılık bulunmadığını, ayrıca alınan kararlarda ortakların zarara uğratılmasına neden olacak herhangi bir karar da olmadığını, davacı dava dilekçesinde hangi kararların yokluğunda alındığını ve/veya hangi kararların ortakların zararına olduğunu da belirtmediğini, kendi kusuru ile toplantıya katılım göstermediğini, yukarıda da ifade e dildiği üzere alınan kararlarda şirketi veya ortaklarını zarara uğratacak hiç bir karar alınmadığını, —– de düzenlenen eşit işlem ilkesine aykırılık teşkil edecek bir işlem de yapılmadığını, davacının iddia ettiği gibi şirketin veya ortakların menfaatini zarara uğratacak bir işin olması durumundan davacı taraf yine —–yöneticilerin sorumluluğuna ilişkin tazminat talebinde bulunabileceğini, ancak böyle bir durumun söz konusu olmadığını, bu nedenle davacının davacının yönetim kurulu yetkilerinin tedbiren durdurulması talebinin reddine, Açılan haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile birlikte yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava eşit işlem ilkesine aykırı davranıldığı iddiası ile davalı—– tedbiren geriye bırakılması, devir tarihinden dava tarihine kadar ve dava süresince verilecek olan —— geçersizliğinin tespitine ve iptaline karar verilmesi istemine dairdir.
Davacı —— firmasına devir ettiğini, devir sonrasında da —– görevinin devam ettiğini ancak hiçbir —– çağrılmadığını iddia etmiş bir kısım ticari işlerine dair beyanlarda bulunmuştur.
6100 sayılı HMK’nın 119/1-ğ maddesinde dava dilekçesinde bulunması gereken zorunlu hususlar belirtilmiş, açık bir şekilde talep sonucunun bulunmaması durumunda eksikliğin giderilmesi hususunda davacıya 1 haftalık kesin süre verilmesi gerektiği, verilen kesin sürede eksikliğin giderilmemesi durumunda davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini düzenlemiştir.
Davalı şirketlerin —edilmiş yapılan incelemede davacının —- olduğu, diğer yöneticilerin —–adına —– olduğu, davacının —– olduğu, — yöneticisinin ——olduğu anlaşılmıştır.
—– kurulunun vazgeçilemez görev ve yetkilerini düzenlemiştir.
——- kurulu üyesi ve başkanının bilgi alma ve inceleme hakkını düzenlemiş olup buna göre “(1) —– şirketin tüm iş ve işlemleri hakkında bilgi isteyebilir, soru sorabilir, inceleme yapabilir. Bir üyenin istediği, herhangi bir defter, defter kaydı, sözleşme, yazışma veya belgenin yönetim kuruluna getirtilmesi, kurulca veya üyeler tarafından incelenmesi ve tartışılması ya da herhangi bir konu ile ilgili yöneticiden veya çalışandan bilgi alınması reddedilemez. Reddedilmişse dördüncü fıkra hükmü uygulanır.
(2) Yönetim kurulu toplantılarında, yönetim kurulunun bütün üyeleri gibi, şirket yönetimiyle görevlendirilen kişiler ve komiteler de bilgi vermekle yükümlüdür. Bir üyenin bu konudaki istemi de reddedilemez; soruları cevapsız bırakılamaz.
(3) Her yönetim kurulu üyesi, yönetim kurulu toplantıları dışında, yönetim kurulu başkanının izniyle, şirket yönetimiyle görevlendirilen kişilerden, işlerin gidişi ve belirli münferit işler hakkında bilgi alabilir ve görevinin yerine getirilebilmesi için gerekliyse, —- şirket defterlerinin ve dosyalarının incelemesine sunulmasını isteyebilir.
(4) Başkan bir üyenin, üçüncü fıkrada öngörülen bilgi alma, soru sorma ve inceleme yapma istemini reddederse, konu iki gün içinde yönetim kuruluna getirilir. Kurulun toplanmaması veya bu istemi reddetmesi hâlinde üye, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesine başvurabilir. Mahkeme istemi dosya üzerinden inceleyip karara bağlayabilir, mahkemenin kararı kesindir.
(5) —- olmaksızın, yönetim kurulu toplantıları dışında bilgi alamaz, şirket defter ve dosyalarını inceleyemez. —- başkanının bu isteminin reddedilmesi hâlinde başkan, dördüncü fıkraya göre mahkemeye başvurabilir.
(6) —– bu maddeden doğan hakları kısıtlanamaz, kaldırılamaz. Esas sözleşme ve yönetim kurulu, üyelerin bilgi alma ve inceleme haklarını genişletebilir.
(7) Her yönetim kurulu üyesi başkandan, yönetim kurulunu toplantıya çağırmasını yazılı olarak isteyebilir.” hükmü düzenlenmiştir.——başkanının yetki ve görevleri özellikle üyelere nazaran ne gibi üstünlüğü olduğu hususunda ayrıntılı açıklamalar doktrinde yer almaktadır. Belirtmek gerekir ki — başkanının konumu ” eşitler arasında birinci——–şeklindedir. Bu anlayış üyelerin bilgi standardında eşitliğin sağlanması ilkesine uygun olup, TTK 392 anlamında —- bireysel bilgi alma hakkı konusunda açıkça ortaya konulmaktadır.—-dışında inceleme ve bilgi edinme hakkını ancak diğer üyeler gibi kullanır.
—görevlerini layıkı ile yapabilmeleri ve müteselsil sorumluluktan korunabilmeleri için tanınan en önemli hak bilgi alma ve inceleme hakkıdır. Yeni TTK’nun 392. Maddesi emredici bir şekilde düzenlenmiş olup “kaldırılamaz” ve “kısıtlanamaz” bir hak olarak düzenlenmiştir.
—-aleyhinde iptal davası açılıp açılamayacağına ilişkin kanunda açık bir düzenleme yapılmamış olup doktrinde de bu durum tartışmalıdır.—- karşı iptal davası açılamayacağını kabul etmekle birlikte pay sahiplerinin kişisel haklarını ihlal eden— kararlarına karşı iptal davası açılabileceği görüşündedir. ——
— kararları bir hukuki işlem olmaları itibarı ile öz bakımından geçerliği genel hükümlere tabidir.—– anlamında emredici kurallara, kamu düzenine,ahlaka ve kişilik haklarına aykırı olamayacağı gibi konusunun da imkansız olmaması gerekir. Bu kurallara aykırı olan — kararları hükümsüz olup aleyhine tespit davası açılabilir. ——
— batıl olduğuna dair istemli bir davada husumetin şirket tüzel kişiliğine yöneltilmesi yeterlidir. ——- olduğunun tespiti mahkemeden istenebilir. Özellikle;
a) Eşit işlem ilkesine aykırı olan,
b) Anonim şirketin temel yapısına uymayan veya sermayenin korunması ilkesini gözetmeyen,
c) Pay sahiplerinin, özellikle vazgeçilmez nitelikteki haklarını ihlal eden veya bunların kullanılmalarını kısıtlayan ya da güçleştiren,
d) Diğer organların devredilemez yetkilerine giren ve bu yetkilerin devrine ilişkin, kararlar batıldır. ” hükmünü getirmiştir.
Somut olayda davacı yan davalı olarak gösterdiği —– başkanıdır. Şirketin diğer yönetim kurulu üyeleri de yukarıda belirtilmiştir. Mahkememizin —– tarihinde yapılan 1. Celsesinde davacı vekilinin yüzüne karşı ” Davacı vekiline hangi şirketin hangi tarihli yönetim kurulu kararının hangi gerekçelerle iptalini talep ettiğini açıklamak, ——- isimli şirketleri hangi hukuksal gerekçeler ile davalı gösterdiğini izah etmek, bu davalılardan ne talepte bulunduğunu somut bir şekilde belirtmek —— gereği davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini bildirmek, İddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği belirtmek ve Açık bir şekilde talep sonucunu belirtmek üzere 1 hafta kesin süre verilmesine,
Aksi taktirde 6100 sayılı kanunun 119/2 gereği davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına, (ihtarat yapıldı)” şeklinde ihtarat yapılmış davacı yan verilen kesin sürede hiçbir beyanda bulunmamış, açıklama dilekçesi göndermemiştir. Yukarıda izah edildiği üzere ——- üyesi ve başkanının bilgi alma ve inceleme hakkı kanunun 392. Maddesinde düzenlenmiştir. Davacı kendisine bir kısım toplantıların haber verilmediği ve karar alındığı iddiasındadır. —- üyelerden biri veya bir kaçı toplantıya çağrılmaksızın toplanmış veya toplantıya bir veya birkaç —– üyesinin temsilci veya vekili katılmış yada biri diğerini temsilen oy kullanmış ise alınan kararlar batıldır.—— Davacı ,şirket —– karar defterini inceleyip gıyabında hangi kararların alındığını tespit edebilecek durumdadır. Davacı hangi şirketin hangi tarihli ——– alınmış kararların hükümsüzlüğünü istediği hususunu somutlaştırmak zorundadır. Davacı yanca davadan önce 6102 sayılı kanunun 392/4. Maddesindeki usulun uygulandığı, davacının bilgi istemine rağmen kendisine bir bilgi verilmediği yolunda somut bir delil ibraz edilmemiştir. Davacı yan davalı olarak gösterdiği şirketlerden birinin yönetim kurulu başkanı sıfatına haizdir. Bu şirketin hangi tarihli toplantısında hangi kararların alındığı, hangi gerekçeler ile davacının bu kararların hükümsüzlüğünü istediği hususunda iddiasını somutlaştırmakla yükümlüdür. Nitekim kanun koyucu ——- üyesi ve Başkanına toplantı esnasında ve toplantı dışında bilgi edinme ve inceleme hakkı tanımıştır. Davacı—— uyarınca davadan önce bilgi edinerek iddiasını somutlaştırmakla yükümlüdür——usulü izlemesine rağmen kendisine herhangi bir bilgi verilmediği hususunu da ispat etmelidir. Öte yandan davacı yan dava dilekçesinde yine hangi şirketten bahsettiği anlaşılmayacak şekilde neticei talebinde ” dava süresince verilecek kararlarının” da iptalini talep etmiştir. Böyle bir talebin hukuken kabul görmesi imkansız olup bilindiği üzere her dava ,dava tarihine kadar olan olaylara ilişkin açılır. Dava tarihinden sonra şirketlerin aldıkları her—-kararı ayrı bir hükümsüzlük davasının konusunu oluşturmaktadır.
Yine davacının —– haricinde diğer şirketlere husumeti neden yönettiği de anlaşılamamıştır. Yukarıda atıf yapılan emsal yüksek mahkeme kararında da belirtildiği üzere —– kararlarının hükümsüzlüğüne dair davalarda husumet, kararı alan şirket tüzel kişiliğine yöneltilmektedir. Davacının diğer iki şirketin —–toplantılarında alınmış herhangi bir kararın hükümsüzlüğünü dava konusu edip etmediği süresi içerisinde talebini somutlaştırmadığından anlaşılamamıştır.Nitekim davacı bu şirketlerde zaten yönetim kurulu üyesi de değildir. Bu şirketlerin —- oldukları resmi kayıtlardan anlaşılmıştır. —- üyesi olmaları bu davada kendilerine husumet izafe edilmesini gerektirmemektedir.
Davalı yan cevap dilekçesinde davacının aynı istemlerle —— Sayılı davasında dava açtığını bu nedenle derdestlik itirazında bulunduklarını belirtmiştir. Söz konusu dava dosyası —– sisteminden celp edilmiş yapılan incelemede davanın taraflarının aynı olduğu, davacının o dosyadaki neticei talebinin de aynen aktarıldığı üzere ” Yargılama süresince davalı —— yetkilerinin tedbiren durdurulmasına,Eşit işlem ilkesine aykırılık olduğundan, yönetim kurulu kararlarının geçersizliğinin tespitine,” ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Bu davanın açılış tarihinin —olduğu anlaşılmıştır. Huzurdaki davamızın açılış tarihi ise —–Davacı netice-i talebini açıklamadığından taleplerin aynı olup olmadığı da karşılaştırılamamıştır. Ancak davacının aynı taleplerde bulunduğu kabul edilse dahi iş bu davada —- tarihleri arasında alınmış bir—— kararı var ise bunun hükümsüzlüğünü talep etmekte hukuki yararı olacaktır.Böyle bir karar varsa da davacı yanca ibraz edilmemiştir.Davacı yanca ara karar gereği gerekli açıklamalar yapılmadığından davalının derdestlik ve husumet itirazları da değerlendirilememiştir.
Mahkemenin sağlıklı yargılama yapabilmesi için tarafların iddia ve savunmalarının anlaşılır, neticei talebin ise muğlak olmaması gerekir. Yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü davacının neticei talebi muğlaktır.Davacı—- başkanı olduğu şirketin hangi tarihli —— toplantısında alınan kararlarının hükümsüzlüğünü talep ettiğini, diğer iki şirkete neden husumet yönettiği hususlarını verilen kesin sürede açıklamamıştır. Diğer iki şirketten de ne talep ettiği belirsizdir. Davacıya söz konusu eksikliği gidermesi için kanunun ön gördüğü şekilde kesin süre verilmiş, davacı yanca verilen kesin sürede hiçbir beyanda bulunulmamıştır. Tüm bu anlatılan nedenlerden ötürü davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, buna dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜK ÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 150. maddesi gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken maktu harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına Yer Olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise kalan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
6- Davalılar ——-temsil edildiğinden yürürlükte olan Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara ödenmesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, ——– Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda verilen karar , oy birliğiyle açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/11/2021