Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/194 E. 2021/714 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/194 Esas
KARAR NO: 2021/714
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 26/03/2021
KARAR TARİHİ: 07/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı dava dilekçesinde özetle; Davalı ———- kullandığını, davalı-borçlu müvekkili bankaya olan genel kredi sözleşmesinden doğan borçlarını ödemediğini, işbu genel kredi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak dava dışı——- imzalamış ve kredi borcundan sorumlu hale geldiklerini, davalı— dava dışı müteselsil kefil borçluların işbu —– kullandıkları —— borcu bulunduğunu, ancak davalı şirket ve dava dışı borçlular borçlarını ödemediği için, kredi hesabı kat edilerek kredi borcunun ödenmesi talebiyle, —— hesap kat ihtarnamesi keşide edilerek, hesabın kat edildiği, banka alacağının —- gün içinde ödenmesini aksi halde haklarında yasal işlem başlatılacağı tebliğ edilmiş ve temerrüde düştüklerini, ancak hem davalı — de dava dışı borçlular, ihtarnameyi tebliğ almasına rağmen borçlarını ödemediklerini, bu nedenle —- dosyasından icra takibi başlatıldığını, müvekkili bankaca gönderilen hesap kat ihtarnamesinde, nakdi krediden doğan toplam —- —depo edilmesi talep ettiğini, davalı —– kullandığı kredinin teminatında olan toplam —toplam iki —- banka alacağının ——– takip tarihinden itibaren sorumlu olduğunu, ana paraya işletilecek———sorumlu olduğu takip talebi ve ödeme emrinde belirtildiğini, davalı Şirket vekili tarafından icra müdürlüğüne verilen dilekçeyle takibe, takipte talep edilen alacak miktarına, faizine, fer’ilerine ve vekalet ücretine itiraz edildiğini, davalının icra takibine itiraz etmesi üzerine ——— bulunulduğunu, arabuluculuk sürecinde Davalı-borçlu ile anlaşma sağlanamadığını, davalı-takip borçlusunun işbu itirazları yasaya aykırı, haksız ve mesnetsiz olup, borcun ödendiğine ilişkin herhangi bir yazılı delil sunmadığını, itirazları herhangi bir kesin delile dayanmayan, soyut ve mücerret olduğunu, ——-üzerinde yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucunda, davalının——- takibi konusu borç miktarı ve davalının sorumluluğu tespit edileceğini, bahse konu davaya konu genel kredi sözleşmesinden dolayı alacaklı olması sebebiyle davalı Şirketin haksız ve dayanaksız ——- yaptığı itirazlarının iptaline, takip talebinde belirtilen şartlarla takibin devamına, asıl alacaklara her bir kredi için takip talebinde belirtilen tarihler arasında ve takip talebindeki oranlar üzerinden akdi faiz ve temerrüt faizi işletilmelerine ve asıl alacaklar ile birlikte tahsillerini, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi Özetle; Müvekkili aleyhine———-dosyası üzerinden girişilen icra takibine vâki borca itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durduğunu, bu nedenle davacı tarafından işbu itirazın iptali davası açtığını, davacının dava dilekçesindeki iddiaları gerçeği yansıtmadığını, haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli olduğunu, davacının——- kılarak talep ettiği nakdi kredi alacağından ve gayri nakdi kredi alacağından oluşan alacak kalemleri gerçeği yansıtmadığını, hesap kat ihtarnamesinin müvekkiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinden müvekkili şirketin temerrüte düşürülmediğini, iddia edilen tarih itibariyle temerrüt faizi işletilmesi hukuka ve hakkaniyete aykırılık olacağını, davacı tarafından talep edilen temerrüt faiz oranın fahiş olduğunu, her ne kadar davacı tarafça talep edilen faizin sözleşmeye uygun olduğu belirtilmişse de kanuna aykırılığı dikkate alınmadığını, davacı tarafından müvekkili şirket aleyhine———– dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını, işbu takibin sonucunda bir bakiye kalır ise rehin açığı belgesi alınarak müvekkili şirket aleyhine takip yapılması mümkün olduğunu, işbu prosedüre uyulmaksızın eldeki davaya konu takibe girişilmesi usul ve yasaya uygun olmadığını, müvekkili adına aynı borç için derdest bir icra takibi daha bulunduğunu ve ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla gerçekleştirilen takip sonuçlanmaksızın işbu uyuşmazlık konusu takip meydana geldiğini bu nedenle müvekkilinin itiraz zorunluluğu hâsıl olduğunu, davacının açtığı haksız, hukuki mesnetten yoksun ve kötü niyetli davasının reddine, müvekkili şirket aleyhine başlatılan takibin haksız ve mükerrer olduğu gözetilerek takip tutarının %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, davacı ile davalı arasında imzalanan olan ——- kaynaklı alacağı ilişkin davalı aleyhine açılan —-icra takip dosyasına davalı tarafından yapılmış olduğu itirazın iptali talebine ilişkindir.
Davacı vekili—–tarihli dilekçesinde; Davaya konu——- dosyasına yapılan itiraz davalı vekili tarafından geri çekildiğini, bu nedenle davanın konusuz kaldığını, tazminat, vekalet ücreti ile masraf taleplerinin olmadığını, davanın açılmasına borçlunun sebebiyet verdiğini ve daha sonra itirazının geri aldığından ——ödenen arabuluculuk ücretinin davalı borçluya yükletilmesini beyan ettiği görülmüştür.
Mahkememizce yapılan değerlendirme sonucunda davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 331. maddesinde; “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.” şeklinde hüküm tesis edildiği görülmüştür. Davacının davalıdan yargılama gideri talep etmediği anlaşılmıştır. Davalının icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazı geri alması neticesinde davanın konusuz kaldığı anlaşılmış, Adalet bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına,
2-Harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Tarafların birbirlerinden vekalet ücreti taleplerinin olmadığı anlaşıldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL Arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle,——– Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, dosya üzerinden inceleme sonucu verilen karar oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/10/2021