Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/193 E. 2022/398 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCAR

ESAS NO : 2021/193 Esas
KARAR NO : 2022/398

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/03/2021
KARAR TARİHİ : 02/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davalının müvekkili şirkete—- olduğundan hukuki yollara başvurulduğunu, icra takibi öncesi ve sonrasında davalı borçlunun borcunu ödememekte ısrar ettiğini, arabuluculuğa başvurulduğunu ve taraflar arasında anlaşma sağlanamadığını, takibe dayanak cari hesap ve buna ilişkin faturaların borçluya gönderildiğini borçlu tarafından faturalara herhangi bir itirazda bulunulmadığını, ticari defter kayıtları ve—- incelendiğinde alacağın gözükeceğini, borçlunun mal kaçırma ihtimalinin bulunduğunu, meblağın yüksek olduğu ve arabuluculuk toplantısında da uzlaşma sağlanamadığının dikkate alındığında ihtiyaten haczine karar verilmesini talep ettiklerini, müvekkili şirketin alacağını tahsil edemediğinden icra takibine başlanmış fakat borçlu tarafından likit olan alacağn tahsiline yönelik takibe kötü niyetli olarak itiraz edildiğini borçlunun takip tutarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini belirterek davanın kabulüne, davalı borçlunun icra takibine yapmış olduğu haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ve takibin devamına, davalının mal kaçırma ihtimali göz önüne alınarak adına — mallar ile 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının dosya borcu karşılar tutar kadar ihtiyaten haczine, davalı borçlu aleyhine toplam takip tutarının %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İtirazın iptali davasının itirazın tebliği tarihinden itibaren bir yıl içinde açılmadığını, hak düşürücü sürenin dolduğunu, talep edilen borç bedellerinin — olduğunu, zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin ticari ilişkisi sonucu oluşan borçlarını nakit ödemeler, müşteri çekleri———itirazlarının olduğunu, müvekkilinin davacıya herhangi bir ——— borcu bulunmadığını, müvekkilinin icra takibine, borca, faize.. ve sair itirazlarının yerinde olduğunu, davacının öne sürdüğü borcu kabul anlamına gelmemekle birlikte dava konusu borcun likit olmadığının tespiti ve davacının müvekkili aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesi talebinin reddini talep ettiklerini, davacının takibinde kötü niyetli olduğunu %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ettiklerini, davalının ikametgahının belli olduğunu mal kaçırma, kaçırmaya çalışma ve gizleme ihtimalinin de mevcut olmadığının göz önünde bulundurularak 257. maddede sayılan şartların gerçekleşmediğini,——- kaçırma niyeti olan bir kişi bu süre zarfında dilediği zaman mallarını kaçırabileceğini, müvekkilinin mal kaçırma kastı olmadığını, davacının talebi neticesinde müvekkillinin malvarlıkları üzerine ihtiyati haciz konulmasının hukuka aykırı olacağını belirterek davanın reddine, davacının icra-inkar tazminatı talebinin reddine, davacının ihtiyati haciz talebinin reddine, davacı aleyhine %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle;” Davalı …—-kayıtlarının belgeye dayanmadığı hususu tespit edildiğinderi mezkur defterin kaydına değer verilmesi mümkün değildir. —- olunacaktır.” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle;” Dosyadaki bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi, nihayetinde bilirkişiye verilen taraflara ait defter ve belgelerin inceleme görevi ile sınırlı olmak üzere, yukarıda anlatılan görüş ve gerekçelerle, nihai takdir ve değerlendirme — ait olmak üzere; Davacı——- defterlerinin, TTK. md. 85 ve HMK 222. madde uyarınca sahibi lehine delil olarak kullanılma niteliğinde bulunduğu, Davacı——- davalı …—–açık hesap ilişkisinden kaynaklı — tarihinden itibaren ile takip tarihi —– tarihli Bilirkişi Raporunda; Davalı ….—– işlem kayıtlarının belgeye dayanmadığı hususu tespit edildiğinden defter kaydına değer verilmesinin mümkün olmadığını, gerçek borç bakiyesinin karşı—— incelenerek tespit olacağının mahkemenin takdirinde olduğu görüş ve kanaatine varıldığı, Takip ve dava konusu tutara dayanak faturaların davacı kayıtlarında yer aldığı, davacı ve davalının söz konusu faturaları —— ile beyan ettiği ve bu beyanların birbirini teyit ettiği, —- tutara dayanak faturaların davalı kayıtlarında mevcut olduğunun tespit edildiği, davalı tarafından söz konusu faturaların —-Davacı tarafından düzenlenmiş takip ve dava konusu tutara dayanak faturalara 8 gün içinde itiraz etmediği, itiraz ettiğine dair dosyada mevcut belge ya da bilginin bulunmadığı, Sayın Mahkemenizin davacı lehine avans faizi hakettiğine hüküm vermesi halinde, davacı tarafın 3095 sayılı yasaya istinaden icra takip tarihi olan —— tarihinden itibaren %16,75 oranında avans faizi talep edebileceği; şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, açık hesap ilişkisine dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak,—- alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi ——alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf, bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma —-ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. Davalı ticari defter ve kayıtları üzerinden yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde —-raporunda; “Davalı ..———– kayıtlarının belgeye dayanmadığı hususu tespit edildiğinden mezkur defterin kaydına değer verilmesi mümkün değildir.—— olunacaktır.” şeklinde değerlendirmelere yer verildiği,
Takip ve dava konusu tutara dayanak faturaların davacı kayıtlarında yer aldığı, davacı ve davalının söz konusu—-teyit ettiği,
Davacı —– davalı .—– açık hesap ilişkisinden —— itibaren ile takip tarihi —– tarihli Bilirkişi Raporunda, takip ve dava konusu tutara dayanak faturaların davalı kayıtlarında mevcut olduğunun tespit edildiği, davalı tarafından söz konusu faturaların — edildiği, davacı —— defterlerinin, TTK. md. 85 ve HMK 222. madde uyarınca sahibi lehine delil olarak kullanılma niteliğinde bulunduğu anlaşılmakla davac—- davalı ———-alacaklı olduğunun tespit edildiği, bu haliyle davacının davasını ispat ettiği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Alacağın likit olması konusunu ——-; ”Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamıştır. Bir alacağın likit olup olmadığı hususu değerlendirilirken her uyuşmazlık kendi koşullarında değerlendirilecek, alacağın miktarının belli ve sabit ya da borçlu tarafından bilinebilir olduğu durumlarda söz konusu alacağın likit olduğu kabul edilecektir.
Yargıtayın yerleşik kararlarına göre fatura alacakları likit niteliktedir.—– Numaralı kararına göre; “Uyuşmazlık, davacının davalıya faturayla sattığı mal bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, borcun miktarı belirlenebilir (likit, hesap edilebilir) olduğundan, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı isteyen davacı yararına İİK.nun 67/2 nci maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu istemin reddi doğru görülmemiştir.” denilerek fatura alacağının likit niteliği belirtilmiştir. Alacağın faturaya bağlı alacak olması nedeniyle kabul edilen asıl alacağın yüzde 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Dosya kapsamında davacının —— alacak olmak üzere talepte bulunduğu, ancak iş bu itirazın iptali davasında icra takibinden fazla olarak dava değerini 112.846,01 TL olarak belirlediği, itirazın iptali davalarında söz konusu itiraza uğramış takip hakkında karar veriliyor olması hususu nazara alınarak takip bedeli ile dava değeri arasındaki bedel hakkında ret kararı verilmiştir. Zira davacının dava dilekçesinin neticeyi talep kısmında takibin devamı istenilmiş olup ayrıca faize hükmedilmesi için talep oluşturulmamıştır. Bu yönü ile davacı vekilinin — istinaden mahkememize sunmuş olduğu bila tarihli beyan dilekçesindeki taleplerinin yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE; davalı tarafından —- sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın —— takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından kabul edilen asıl alacak olan 94.175,68 TL üzerinden % 20 oranında olmak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya VERİLMESİNE,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 6.433,14 TL harçtan, dava açılırken peşin olarak alınan 1.456,41 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.976,73‬ TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvuru harcı, 1.456,41 TL peşin harç toplamı 1.515,71‬ TL ile —-, tebligat gideri, müzekkere gideri ve dosyadaki diğer masraflar) olmak üzere toplam — giderinden davanın kabul 0,83 ve red 0,17 oranına göre hesaplanan — davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan bir gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6—– davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7———– davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
9-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —davanın kabul edilen miktarı üzerinden —davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
10-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan — davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.