Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/192 E. 2022/156 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/192 Esas
KARAR NO : 2022/156

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/03/2021
KARAR TARİHİ : 03/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davalı, müvekkili —— geçiş yaptığı ve müvekkil şirkete —— tutarında borçlandığını, davalı tarafından icra takibine itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, uyuşmazlığın çözülmesi amacıyla—- başvurulmuş ancak—– sağlanamadığını, bu nedenle işbu davayı açma zorunluluğunun hasıl olunduğunu, fazlaya dair her türlü haklarının saklı kalmak kaydıyla arz ve izahına çalışılan nedenlerle davalarının kabulüne, borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptaline ve takibin takip tarihinden itibaren takipte istenen şartlarla devamına, davalının takip konusu alacağın %20’sinden aşağı az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, her halükarda yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle; Dosya kapsamına sunulan hesap hareketleri incelendiğinde, ihlalli geçişlere —- ücret—– olarak hesaplandığı tespit ve kanaatlerine ulaşıldığını beyan etmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Davacı şirket, davalı—-işletmecisi olduğu —– ödememesi nedeniyle geçiş ücreti ve 4 katı ceza bedelinin ödenmesi için davalı şirket aleyhinde — sayılı takip dosyasında genel haciz yolu ile icra takibi başlatmıştır. Davalı tarafından, borcun bulunmadığı ileri sürülerek borca, faize ve fer’ilere itiraz edilmiştir.
Davacı şirket, takipteki alacağını —— bedeline dayandırmaktadır.
Davacı şirket tarafından—kullanıcıları için — kredi kartı ile ödeme seçeneği bulunmamakta, geçiş ücretinin geçiş esnasında değil sonrasında sorgu ve tahsilat yaparak hızlı araç akışını sağladığı,—- tarafından dosyaya sunulan yazıda, kaçak geçiş yapıldığı tespit edilen tarihler arasında dava konusu—–bulunduğu, davalı şirkete gönderilen —– olup olmadığı sorulmasına rağmen bu konu hakkında mahkememize beyanda bulunmadığı, dosya kapsamına sunulan hesap hareketleri incelendiğinde, dava konusu geçişlere işkin ödeme yapılmadığı bilirkişi incelemesi neticesinde ortaya konulmuştur.
Geçiş ücretinin 15 günlük süre içerisinde ödenmesi halinde herhangi bir ceza tahakkuk ettirilmediği, fakat bu süre içerisinde geçiş ücretinin yatırılmaması halinde 6001 S.lı Karayolları Genel Müdürlüğü’nün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 30/5’inci maddesi uyarınca geçiş ücretinin 4 katı tutarında cezanın genel hükümlere göre tahsil edileceğinin düzenlendiği anlaşılmıştır.
Davacı şirketin kamuya arz ettiği hizmetin genel icap niteliğinde olduğu, bu hizmetten yararlanmak isteyen davalının, davacı tarafından işletilen —kabul niteliğinde olduğu, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin bu şekilde gerçekleştiği, geçiş ücreti ve ceza bedeli—– yayımlanarak yürürlüğe giren kanun ve tarifelerde yer almakta olup, geçiş ihlali halinde ceza bedeli ödeneceği hususunun davalı tarafça da bilindiği varsayılarak sözleşme ilişkisinin kurulduğu,
Geçiş ihlali halinde ceza bedeli ödenmesinin yasada düzenlendiği, ayrıca bu konuda Anayasa Mahkemesi’nin önüne itiraz yolu ile gelen incelemede anayasaya aykırılık görülmediği———
Somut olayda, davalı şirkete ait 9 farklı aracın, davacının işletmiş olduğu — toplamda —– geçiş yaptığı, araçların geçiş ücretinin kanunda belirtilen 15 günlük süre içerisinde ödenmediği, 7144 S.lı Kanunla yapılan değişiklik de dikkate alınarak davacının ayrıca geçiş ücretinin dört katı tutarındaki ceza bedeline de hak kazandığı, davalının geçiş ihlalini yapan aracın maliki olduğu ve ihlalli geçişin yapıldığı tarihlerde —- bulunmadığı tespit edildiğinden kaçak geçişlere ilişkin ödeme yapılmadığı, toplam 24 kaçak geçiş ücreti, geçiş ücreti ve ceza ücreti olmak üzere toplam 4.096,50 TL olarak bilirkişi tarafından hesaplandığı anlaşıldığından davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
Dava değerinin —-altında kalması nazara alınarak kesin olarak karar verilmiştir. Zira—-sayılı ilamında benzer konuya ilişkin; ” … karar altına alınan miktarın yıllar itibariyle yeniden değerlendirme oranları nazara alındığında —kaldığı, dolayısıyla istinafa gelen davalı yönünden kabul edilen dava miktarı itibariyle mahkeme kararının tutar itibariyle kesin nitelikte olduğu anlaşıldığından tarafça yapılan istinaf başvurusunun bu sebeplerle reddinin gerekeceği, kanunun bahşetmediği bir hakkın ise mahkemece taraflara verilemeyeceği, dolayısıyla yerel mahkeme kararında istinaf yasa yolunun açık olduğunun bildirilmesinin taraflar lehine kazanılmış hak doğurmayacağı üzere davalı vekilinin istinaflarının esastan incelenemeyeceği anlaşılmıştır. ” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; davalı tarafından —- sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİNE,
2-Alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 279,83 TL karar ve ilam harcının, dava açılırken peşin olarak alınan 59,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 220,53‬ TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvuru harcı, 59,30 TL peşin harç toplamı 118,6‬0 TL ile 1.115,45 TL — üzere toplam 1.234,05‬ TL olan yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan— hesaplanan 4.096,50 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6—-davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Davacı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine,
8-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, dava değeri kesinlik sınırının altında kalması nazara alınarak KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.