Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/19 E. 2021/855 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/19 Esas
KARAR NO: 2021/855
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 11/01/2021
KARAR TARİHİ: 18/11/2021
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
DAVA: Davacı vekili — harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin,—– numaralı hesabına ait aşağıda listelenen çekleri, davalı şirkete iş avarısı olarak verdiğini;
—- Müvekkili şirketin davalı şirket ile yapmış olduğu sözleşmeden sonra,—- kararı ile yapılacak olan inşaatın—- bulunma sebebi İle durdurulmasına karar verildiğini ve kararın —– ile inşaatın durdurulduğunu; İnşaatın yapılmasının —- sebep sayıldığından, —- tarihinde yapılan taşeron sözleşmesinin feshi, sözleşmeye istinaden verilen — adet çekin 3. Şahıslara kullanılmadan iadesine, şayet kullanıldı ise —- iş günü içerisinde kullanıldığı yerden iadesine, temin edilemiyor ise çek bedellerinin tarafımıza ödenmesi ihtar olunur diye —– ihtarnamesi ile ihtarname çekildiğini, bu ihtara hiçbir yanıt verilmediğini; Sözleşme gereği edinimler yerine getirilmediğinden dolayı bedelsiz. Kalan çeklerin bila bedel müvekkil şirkete ihtarnameye rağmen iade edilmesi gerekirken davalı şirketin hiçbir cevap vermediği gibi günü gelen çekleri bankaya ibraz ettiğini; Müvekkili şirketin mağdur olmaması için bedelsiz kalanı çeklerin iade edilmesi ve 3. kişilere karşı müvekkili şirketin korunması amacıyla çeklerin iptaline karar verilmesi sebebi ile iş bu davayı açtıklarını belirterek haksız yere borcu olmadığı halde borç ödemek zorunda kalmaması için söz konusu çeklerle ilgili dava sonuna kadar teminatsız olarak tedbir kararı verilmesini ve bu kararın bankalara müzekkere yazılarak bildirilmesini , yapılacak yargılama sonunda davamızın kabulüne, müvekkilin belirtilen çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespitine, müvekkiline karşı kötü niyetli hareket eden ve ticari itibarı ile oynayan davalı ya %20’den aşağı olmamak kaydı ile tazminata hükmedilmesine, yargılama ve vekalet ücretlerinin karşı tarafa yükletilmesini talep ettikleri görülmüştür.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Tebligatın, taraflarına usulsüz yapıldığını davayı öğrendikleri —- tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul! edilmesini ve cevap dilekçelerinin kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini; Davacı tarafından, müvekkile verilen çeklerin—- tarihli sözleşmeye istinaden avans olarak verildiği iddia edilmiş ise de bu iddianın gerçeği yansıtmayan, soyut ve temelsiz bir iddia olduğunu, müvekkili ile davacı şirket arasında imzalanan sözleşmenin incelendiğinde sözleşme ile çeklerin birbirleriyle hiçbir ilgisi bulunmadığını, sözleşmede çeklerden bahsedilmediğini müvekkiline avans ödemesi yapıldığına dair bir düzenlemenin de mevcut olmadığını; Müvekkili şirket tarafından —–yevmiye numaralı cevabi ihtarmamesinin keşide edildiğini, müvekkiline verilen çeklerin karşılıksız çıktığını, müvekkilinin kendinden sonraki cirantalara ödeme yapmak durumunda kaldığını, bu zararları ile alakalı olarak yasal süreç başlattıklarını; Sözleşmenin — tarihli, bahsedilen kültür varlıklarını koruma kurulu kararının ise —– tarihli olduğunu, aradan geçen 5 aylık süre içerisinde müvekkilinin hiçbir iş yapmaması ve davacı şirket tarafından en ufak bir serzenişi dahi olmamasının olağan dışı olduğunu, sözleşme kapsamında müvekkilinin üzerine düşen yükümlülüklerin birçoğunu yerine getirdikten sonra kurul kararı alındığını, müvekkilinin yapmış olduğu işlerin bedelinin ve hak edişlerinin sayın mahkemece gerek görülürse keşif ve bilirkişi maharetiyle tespitini ve asla kabul anlamına gelmemekle birlikte sayın mahkemece aksi kanaate karar verilecekse alacağımızın mahsup edilmesine karar verilmesini talep ettiklerini belirterek davacı tarafın haksiz, soyut ve mesnetsiz davasının reddine, kötü niyetli olarak işbu davayı açan davacının —- aşağı olmamak kaydı ile tazminata mahkum edilmesini, yargılama ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, avans olarak verildiği dile getirilen — adet çekten kaynaklı İİK 72.Maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasıdır.
—- tarihli cevabı dosya içerisine alınmıştır.
—-tarihli ara karar ile dosyanın bir mali müşavir ve nitelikli hesaplama alanında uzman ve bir inşaat mühendisi bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve —– tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi kök raporunda özetle;” Ticari yönden bakıldığında; dosyadaki bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi, nihayetinde bilirkişiye verilen davacı ve davalıya ait defter ve belgelerin inceleme görevi ile sınırlı olmak üzere;Tarafların defter ve kayıtları incelenemediğinden, çekin verilme sebebine ilişkin ve taraflar arasındaki esas dosyaya ilişkin ticari ilişki kapsamında görüş bildirilmemiştir.—– ve maliyet açısından değerlendirildiğinde; Davalılar arasındaki alt taşeron sözleşmesinde yer alan inşaat kalemlerinin bir pursantajı yer almamaktadır. Dolayısı ile hangi inşaat kaleminin hangi orana denk geldiği bilinmemektedir. Bununla beraber sözleşmeye esas işlerin,—-gelen dokümanda yer alan toplam tutarı ve alt taşeron sözleşmesindeki sözleşme tutarı oranı esas alındığında sahada yapılmış mevcut işlerin yaklaşık olarak—- olduğu değerlendirilmektedir.” şeklinde tespitte bulunulduğu görülmüştür.
Davacı ve davalı arasında — tarihli — uyarınca —- taşınmaz yapımına ilişkin eser sözleşmesi akdedildiği görülmüştür.Davacı taraf,inşaata başlanmadan—- taşınmazın durdurulmasına karar verildiğini dile getirerek avans olarak verilen çekler nedeniyle borçlu bulunmadığını ve yapılan birtakım işlerin davalı tarafından değil 3.kişiler tarafından yapılıdğını iddia etmektedir.Davalı taraf olan yüklenici ise sözleşme kapsamında birtakım işlerin yapıldığını,çeklerin avans olarak verilmediğini,mahkeme çeklerin avans olarak verildiğini kabul edecek ise taraflarınca yapılan iş bedelinin mahsubunu talep etmektedir.
Eldeki uyuşmazlığa konu dosya incelendiğinde açıklığa kavuşturulması gereken hususlar şunlardır:
1-Menfi tespit talebine konu çekler avans olarak mı verilmiştir ?
2-Çeklerin avans olarak verildiğinin davacı tarafından ispat edilmesi halinde sözleşme nedeniyle yapılan işler mahsup edilmeli midir ?
3-Yapılan işlerin yüklenici tarafından değil de 3.kişiye davacı tarafınca yaptırıldığı ispat edilmiş midir ?
Yukarıda uyuşmazlığın çözümü için açıklığa kavuşturulması gereken konular incelendiğinde öncelikle çeklerin avans olarak verilip verilmediği hususu irdelenmelidir.Davacı tarafından sunulan ve varlığı konusunda üzerinde ihtilaf bulunmayan sözleşme içeriğinde ,sözleşmenin son sayfasında tarafların imzaları üzerinde yer alan kısımda çek bilgileri belirtilmek suretiyle çeklerin avans olarak verildiği beliritlmiştir.Kural olarak çek ödeme aracı olsa da çekin başka bir nedenle verildiğini dile getiren taraf bu hususu ispatla yükümlü olup her iki tarafın imzası bulunan sözleşme içeriğinde çeklerin davacı iş sahibi tarafından davalı yükleniciye avans olarak verildiği yer aldığından menfi tespit davasına konu çeklerin avans olarak verildiğinin ispat edildiği kabul edilmiştir.
1 numaralı uyuşmazlık konusu davacı tarafından ispat edilmekle ,yüklenici tarafından yapılan işlerin—– avans olarak verilen çek bedellerinden mahsubunun gerekip gerekmediği irdelenmelidir.Bu konu başlığı altında yapılacak incelemede öncelikle borcu sona erdiren nedenlerden olan ifa imkansızlığı açıklanmalı ve olayımızdaki ifa imkansızlığının hangi tür ifa imkansızlığına girdiği belirtilmelidir.İfa imkansızlığı kavram olarak kısaca borcun ifasının imkansız hale gelmesidir.Eğer ifa imkansızlığı sadece sözleşmenin tarafları açısından değil,herkes için söz konusu ise buna objektif imkansızlık ; yalnız sözleşmenin birinin tutumundan veya içine düştüğü durumdan doğmuşsa da buna subjektif imkansızlık denir.Sözleşme yapılmadan önce mevcut olan imkansızlık nedeniyle TBK 27/1.uyarınca sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür.Bu hüküm nedeniyle ifa imkansızlığı sözleşme yapılmadan önce var ve bu olgu herkes bakımından aynı sonucu meydana getirmekte ise sözleşme geçersizdir.Eldeki dosyaya konu—– tarihli olduğu ancak sözleşme tarihinin karardan önce yani — tarihli olduğu görülmekle eldeki uyuşmazlığa konu olayda —uygulama alanı olmayıp,ifa imkansızlığı sonradan ortaya çıkan imkansızlıktır.İfanın imkansızlık nedeni—– kararı olmakla tarafların bir kusuru bulunmamakta olup borçlunun kusuru olmaksızın sonradan meydana gelen tam ifa imkansızlığı olarak değerlendirme yapmak gerekmektedir.Buna göre,borçlunun kusursuz olduğu tam ifa imkansızlığında borç sona erer—– borç yükleyen sözleşmelerde imkansızlık nedeniyle borçtan kurtulan borçlu,karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümlerince geri vermekle yükümlü olup ,henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybeder.Dolayısıyla tarafların kusuru olmadan meydana gelen ifa imkansızlığında sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince herkes aldığını geri verecektir.Buna göre yüklenici aldığı bedeli iade edecek,iş sahibi ise eseri teslim edecektir.Ancak taraflar arasındaki sözleşme mahiyeti itibariyle taşınır satımındaki gibi malın iadesini mümkün kılmadığından yüklenicinin yapmış olduğu iş bedeli yükleniciye verilecektir.Mahkememizce bir inşaat mühendisi bilirkişi ile birlikte yapılan keşif sonucunda hazırlanan bilirkişi raporu ile inşaatın seviyesi gözetilerek yapılan iş bedelinin —-olduğu tespit edilmiştir.Her ne kadar davacı tarafından ileri sürülen iddia ile işlerin yüklenici tarafından değil de dava dışı 3.kişilere yaptırıldığı dile getirilmişse de eser sözleşmelerinde karine olarak işin yüklenici tarafından yapıldığı kabul edilir.Karinenin aksini ispat yükü davacıda olup bu yönde ispat faaliyeti gerçekleştirilmemiştir.Yukarıda belirtilen gerekçeler ışığında uyuşmazlıkta açıklanması—- konu başlıkları açıklanmış ve sözleşmenin sonradan tarafların kusuru olmaksızın ifasının imkansızlaşması nedeniyle tarafların sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca aldıklarını geri vermesi kanaatine varılmıştır.Bununla birlikte davalı tarafından yapılan iş bedelinin — olduğu,avans olarak verilen çeklerin toplam——- olduğu,avans çekinin amacının ileride yapılacak işlere mahsuben yükleniciye ödeme yapılması olduğu ve yüklenici tarafından yapılan işlerin avans çekleri bedelinden yüksek olduğu görülmekle davanın reddine karar verilmiştir.
Menfi tespit davası nedeniyle davanın reddine karar verilmekle İİK 72/4.maddesinin amir hükmü uyarınca kötü niyet tazminatına hükmedilmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçeler ışığında davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-İİK 72/4. Maddesi uyarınca tedbir kararının kendiliğinden kalktığının tespiti ile dava değeri olan —- üzerinden hesaplanacak %20 kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3- Peşin alınan 853,88 TL harçtan, alınması gerekli 59,30 TL peşin harcın düşümü ile geri kalan 794,58 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ,
5-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca —– avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/11/2021