Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/189 E. 2022/423 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/342
KARAR NO: 2022/371
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 30/11/2020
KARAR TARİHİ: 25/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekilince verilen dava dilekçesinde özetle; —- saatleri sırasında kamyon sürücüsü — sevk ve idaresindeki —- plakalı araç ile —- üzerinde pazar yeri istikametinden ———- seyir halindeyken, —– girişinden sağa dönüş yaparken,—-aynı hizada kaldırım üzerinde yürüyen müvekkilinin yaya yolundan —–üzerinde karşıya geçtiği sırada kamyon sürücüsünün dikkatsiz olması nedeniyle müvekkiline çarpması neticesinde trafik kazası meydana geldiği, müvekkilinin yaralandığı, savcılık dosyasına kazandırılan bilirkişi raporuna göre —–dönüşe başlamadan önce sağında anne ile çocuğu gördüğü halde dönüşüne durmadan devam etmesi neticesinde kazanın meydana geldiğini ve bu haliyle sürücü —-olduğunun tespit edildiğini; — plakalı araç sürücüsü —— 2918 sayılı K.T.K’nın 53/2 maddesini ihlal ettiğini bahisle asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin kusursuz yaya konumunda olduğunu, müvekkili —-geçirmiş olduğu trafik kazası sonucunda hayatının alt üst olduğunu, müvekkilin henüz ————öğrenci olduğunu, bir bacağının kalça altından kesilmesi diğer bacağının da kullanılamaz şekilde sakat kalması sonucunda hayatının alt üst olduğunu, kendisinin zaruri ihtiyaçlarını dahi gideremeyecek duruma düştüğünü, müvekkilinin bir bacağının kesilmesi diğer bacağının da kullanılamaz olması nedeniyle hayata küstüğünü, tüm sosyal yaşamının bittiğini, sürekli ölmek istediğini söyleyecek duruma geldiğini ve çekmiş olduğu acı ile uğramış olduğu manevi zararının tarifinin mümkün olmadığını, müvekkilinin yürüyememekte olduğunu ve hayatına eskisi gibi devam edemediğini, meydana gelen trafik kazası sebebiyle devam eden ceza yargılamasında, müvekkili —- için; —– tarafından tanzim edilen ——tarihli yaşamış olduğu kaza sonucu sağ bacağında —– yaralanma, çok sayıda parçalı açık kemik kırığı, damar yaralanması, kas kayb nedeniyle sağ diz seviyesinin —-üzerinden ampüte edilmesi (kesilmesi), sol femur distal kırığı, sol femur ve tibia anteriorda geniş doku kaybı, Travma sonrası stres bozukluğuna neden olan yaralanmasının—– ruhsal sağlığı üzerinde gelecek yaşamında bozulma oluşturabileceği göz önüne alındığında kişinin muhakkak ruhsal yönden takip edilmesi gerektirği…” doğrultusunda rapor düzenleyerek müvekkilinin uğramış olduğu kazanın şiddetini ve sonucunun açıkça ortaya koyulmuş olduğunu, diğer müvekkilleri ——-anne ve babası olduğunu, kaza gününden bugüne küçük müvekkilinin hastanedeki odasında ayrılmamış olduklarını, kaza tarihinde işlerini bırakan müvekkillerinin, kızının başından ayrılmadığını, işinden sürekli izin aldığını, işine gidemediğinden dolayı gelir elde edemeyip ve yoksulluğa düştüklerini, müvekkilinin yatağa bağımlı olmasının tüm ihtiyaçları için başkalarına muhtaç olmasının anne ve babasını manevi olarak etkilediğini, müvekkilinin kardeşleri ——ablalarının kaza sonrası ayağını kaybetmesi sonrası bu şekilde yatağa bağımlı hale gelmesi neticesinde çok etkilenmiş olduklarını, müvekkili ——— aydır hastanede kalışının müvekkillerin psikolojilerini bozduğunu, müvekkillerinin kazadan önce çalışkan, mutlu birer insan iken, bugün ruh sağlığı, ruh huzuru bozulmuş, desteğe ve bakıma muhtaç hale düşmüş vaziyetlerde olduklarını, iş bu sebeple müvekkillerinin uğramış olduğu manevi zararın tazmini için kasko poliçesi limitleri dahilinde manevi tazminat talepleri olduğunu, tüm bu yaşadıkları ve yaşayacakları sıkıntılar ve sebepler karşısında müvekkillerinin bir ömür boyunca duyacağı elem ve acıların takdirini mahkeme makamına bıraktıklarını ve bu vesile ve sebeplerle birlikte davalıdan tahsil edilmek üzere müvekkilleri için toplamda —- manevi tazminatın tahsilini talep ettiklerini, kazaya neden olan —— tarafından sigorta edildiğini, diğer kusurluların kusurlarına düşen sorumluluk dâhil olmak üzere kaza tarihindeki teminat limiti sınırları içerisinde—- hükümleri uyarınca, müvekkillerinin uğramış olduğu manevi zararın tamamından sorumlu olduğunu, davalı sigorta şirketine teminat limitleri içinde ödeme yapmaları ihtarının tüm dosya ekiyle birlikte iadeli taahhütlü usulde —– tarihinde tebliğ edildiğini, ihtarı tebliğ alan davalı sigortanın yasal süre içerisinde taraflarına ödeme yapmayacağına dair dilekçe göndererek taleplerini reddettiklerini, tüm bu sebeplerle söz konusu trafik kazası neticesinde davalı tarafından ödenmesi gereken tazminatların tahsili için taraflarınca iş bu davayı açmak zaruretinin hasıl olduğunu, 7155 sayılı Kanun uyarınca, ticari davalarda, arabuluculuğa başvurulmuş olmasının dava şartı olarak arandığını, yasal şart gereğince ———- başvurulduğunu —–dosya numarası ve —- Arabuluculuk numarası ile görüşme yapıldığını ancak bir sonuç alınamadığı için taraflarınca iş bu davayı açmak zaruretinin hasıl olduğunu, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere; trafik kazasında sakat kalması sebebi ile manevi yönden zararı oluşan ——-manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı nedeniyle reddini talep ettiklerini, —– plakalı aracın sigortacı şirket tarafından tanzim edilen—— sigortalı olduğunu, HMK 6. madde gereği yetkili mahkemenin davalı tarafın davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri olduğunu, HMK M.16’ya göre haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğunu bu nedenle davanın yetki yönünden reddi ile dosyanın ortak ve kesin yetkili——- Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesini talep ettiklerini, bölge müdürlüğünün şube olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını, tüzel kişiliğin, poliçe düzenleme yetkisi ve hasar ödeme yetkisi bulunmadığını, davacı tarafın delil listesinde yazılı bulunan delillerin taraflarına tebliğ edilmediğini, delillerın taraflarına tebliğ edilene kadar delillere cevap verme ve karşı delil sunma hakklarını saklı tuttuklarını, müvekkili şirket tarafından davacı vekiline —–ödeme yapılarak sorumluluğun yerine getirildiğini, bu nedenle davanın reddini talep ettiklerini,——- meblağ sigortası olmayıp zarar sigortası olmasından kaynaklı davacı tarafın uğradığını iddia ettiği zararları aynı zamanda ispat etmesi gerektiğini, ayrıca davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili şirketin sorumluluğunun trafik poliçesindeki limitler ve sigortalının kusuru ile sınırlı olduğunu, davaya konu meydana geldiği iddia edilen kazada kusur durumlarının tespiti için dosyanın —- sevk edilmesini talep ettiklerini, işbu rapor temin edildiğinde davaya konu kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsüne atfı kabil kusur bulunmamakta olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacı taraftan hangi vakıanın hangi delille ispat edileceğini ve tazminat taleplerinin hukuki sebeplerini içerir beyan alınması gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte ———- gereği manevi tazminatın zenginleşme aracı olarak kullanılmamasının esas olduğunu ve bu hususa yönelik olarak da itirazlarını sunduklarını, manevi tazminata hükmedilirken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi, eylemin niteliği, zarar görenin ve zarar verenin kişilikleri gibi özelliklerin göz önünde tutulması gerektiğini, davacı yanın kazaya ilişkin maluliyet iddialarının değerlendirilebilmesi için —– sevk edilerek maluliyet durumu ve maluliyetin kaza ile illiyeti hakkında rapor alınmasını talep ettiklerini, davayı kabul etmemekle birlikte temerrüt süresinin, delillerin (tamamlanmış olması halinde) tümünün müvekkili şirkete tebliği tarihinden itibaren—günü geçmesi ile başladığını, zira ——gereği, hasarın sigorta tazminatı kapsamında yer alıp almadığının, kusur durumunun yani ödemeye esas alınabilecek tüm belgelerin toplanmasından önce sigorta şirketinin temerrüdünün gerçekleşmez olduğunu, davaya konu edilen kazadan dolayı açılmış olan soruşturma ve varsa kovuşturma dosyasının celbini talep ettiklerini, başvuruya konu olayın haksız fiil niteliğinde olup ticari işin söz konusu olmadığını ve bu nedenle davacı yanın ticari faiz taleplerinin reddi gerektiğini, ticari faiz talebinin tamamen haksız olduğunu, zira davacı yan açısından ticari işin söz konusu olmadığını, TTK’da yapılan değişikliğin gözden kaçmış olup sigortalının tacir olması hallerinde halen ticari faize hükmedilmekte olduğunu, açılmış olan haksız ve mesnetsiz davanın sigortalı araç sürücüsüne atfı kabil kusur bulunmaması nedeniyle reddini, mahkemenin masraf ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini, aksi halde celp edilmesi gereken delillerinin toplanmasını, kusur durumu ve zararın tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmasını, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava trafik kazası nedeni ile uğranılan manevi zararın tazmini istemine ilişkindir. — tarihinde dava dışı sürücü —–kullanımında olan davalı sigorta şirketinin sigortacısı olduğu —– plakalı aracın davacı —— çarparak yaralanmasına ve malul kalmasına neden olmuştur.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, tanıklar dinlenmiş , kusur ve maluliyet raporu alınmıştır.
Mahkememizce alınan —-tarihli kusur bilirkişi raporunda— davalı tarafa sigortalı araç sürücüsü —– plaka sayılı — yerleşim yerinde gündüz —- takiben—— seyir halinde iken olay mahalline geldiğinde görüş alanı içerisinde olan ve kavşak başını kullanarak geçiş yapmak isteyen yayaların konumunu dikkate almadan kontrolsüz şekilde sağındaki —-istikametine dönüşe geçtiği, kavşak başı mahallinden geçiş yapan yayaya tedbirsizce çarptığı ve——- maddelerini ihlal ettiği anlaşılmakla, olay anı görüntülerine göre kavşak başından geçiş yapan yayaların kamyon sürücüsünün görüş alanı içerisinde olduğu ve beyanında da yayaları gördüğü hususu da dikkate alındığında, dikkatsiz ve özensiz davranışlarından dolayı %100 (Yüzde yüz) oranında kusurludur.
Yaya—- kavşak başını kullanarak geçiş yapmak istediği sırada, kontrolsüz şekilde dönüşe geçen kamyonun teker kısmı ile çarparak üzerinden geçmesi SONUCU yaralandığı anlaşılmakla, kazanın oluşumunda kusursuzdur.
Dosya kapsamındaki mevcut verilerin değerlendirilmesi sonucu; —– tarihinde meydana gelen olayda,
a) Davalı tarafa sigortalı araç sürücüsü —-plaka sayılı kamyan sürücüsü) —- %100 (Yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu,
b) Davacı yaya —– kusursuz olduğu” kanaatine varılmıştır.
Kazaya neden olan ——hapis cezası ile cezalandırılmış ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına hükmedilmiştir. Verilen kararın —– tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Ceza mahkemesince hükme —–tarihli trafik bilirkişi raporunun esas alındığı anlaşılmıştır. Bahsi geçen trafik bilirkişi raporu incelendiğinde mahkememizce alınan kusur bilirkişi raporu ile uyumlu olduğu, davacı —– kusursuz oldukları, kusurunun tamamının davalı sigortalı araç sürücüsünde olduğu anlaşılmıştır. Kusur bilirkişi raporu ceza mahkemesince hükme esas alınan rapor ile uyumlu olduğundan kusur raporuna itirazlara itibar edilmemiştir.
Kazaya neden olan —–plakalı aracın ruhsat bilgileri incelenmiş , kamyon olduğu, yük nakli-ticari amaçla kullanıldığı anlaşılmıştır.
Davacıların sosyal ve mali durumları incelenmiş davacı—– işçi olduğu, eşi —- ev hanımı olduğu, aylık—– maaş aldığı, kendisine ait evde oturduğu diğer davacıların ise henüz çocuk yaşta oldukları anlaşılmıştır.
—– plakalı araca ait birleşik —sözleşme sigorta poliçesi —- incelenmiş artan mali sorumluluk manevi tazminat ek teminatının verilmiş olması şartı ile manevi tazminat taleplerinin — kadar teminat kapsamında olduğu anlaşılmıştır. Manevi tazminatın ek teminat kapsamında olduğu görülmüştür.
Davacı tanıkları talimat yolu ile dinlenmiş, davacıların çektiği acı ve eleme dair beyanları alınmıştır.
Davacı asil —- maluliyet durumunun tespiti için —–dalına sevki sağlanmış alınan raporda davacıdaki engellilik oranının %52 olduğu, sağ bacağının diz üstü bölgeden ampute edildiği, —– ameliyat edildiği, uzun süre hastanede yattığı, olay sonrası korkularının bulunduğu, çocuk psikiyatristinden tedavi gördüğü, göz kontağı kurmaktan kaçındığı, iyileşme süresinin ——- kadar uzayabileceği —–bakımına muhtaç olduğu tespit edilmiştir.
6098 sayılı borçlar kanununun 56. Maddesi ” Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir. ” hükmüne haizdir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmüne göre hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. ———– gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Tüm dosya kapsamı, dinlenen tanık beyanları,tarafların kusur oranları, davacıdaki maluliyet oranı, davacıların sosyal ve mali durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü bir bütün olarak değerlendirilmiş davacı —– olay nedeni ile bacağının ampute edilmiş olması, yaşadığı acı ve elemin bir nebze olsun dindirilebilmesi amacı ile iş bu davacı için takdiren —— manevi tazminata hükmedilmiştir.
Borçlar kanununun 56. Maddesi uyarınca ağır bedensel zarar veya ölüm halinde ölenin veya zarar görenin yakınları da manevi tazminat isteyebilir.
—– Sayılı ilamında maluliyet oranı %20 olan davacının yakınlarının da manevi tazminat isteyebileceğini, aynı daire — Sayılı ilamında maluliyet oranı — olan davacının yakınlarının, keza —— Sayılı ilamında maluliyet oranı —- olan davacının yakınlarının, —– Sayılı ilamında mauliyet oranı —davacının yakınlarının ,—– Sayılı ilamında da maluliyet oranı % 49 olan davacının yakınlarının da manevi tazminat isteyebileceklerini belirtmiştir.
Davacı —— olay nedeni ile %52 oranında malul olması, bacağının diz üstünden ampüte edilmiş olması nazara alındığında anne ve babası olan davacılar ile kardeşlerinin davacıda oluşan bu durum nedeni ile manevi zarara uğradıkları izahtan varestedir. Davacılarda oluşan bu acı ve elemin bir nebze olsun dindirilmesi amacı ile davacı anne ve baba için takdiren ayrı ayrı —–diğer davacı kardeşler için ise takdiren ayrı ayrı ——— manevi tazminata hükmedilmiştir. Kazaya karışan araç ticari olduğundan avans faizine hükmedilmiştir.
——Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir….Dava konusu olayda, davacıların ihtiyari dava arkadaşı olup, ayrı ayrı manevi tazminat isteminde bulunmalarına ve her bir davacı için ayrı ayrı hüküm kurulmasına (kısmen kabul kararı verilmesine) göre davacıların her biri için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tek bir vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir—–
——Dava destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı, aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak; her bir davacı yönünden lehine hükmedilen tazminat miktarına göre kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine; reddedilen her bir dava yönünden de kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi gerekmektedir. Mahkemece her bir davacı bakımından maddi ve manevi tazminata ilişkin talepler reddolduğu halde, davalı —- mirasçıları ve davalı ———- vekili lehine davacıların her biri için ayrı ayrı vekalet ücreti takdiri yerine tek vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değil bozma nedeni ise de; bu yanılgıların giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 sayılı HMK.’nun geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK.’nun 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.” gerekçeleri ile aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunan kimselerin açtıkları davalarda ayrı ayrı vekalet ücreti takdiri gerektiğini belirtmiştir. Somut olayda davacılar ihtiyari dava arkadaşıdır.Bu nedenle leh ve aleyhlerine ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmiştir. Davacı yanca sigorta şirketine başvuru tarihi —- iş günü sonrası olan —— tarihinde davalı yan temerrüde düşmüştür.
Tüm dosya kapsamı, yukarıda yapılan tüm açıklamalar, atıf yapılan emsal yüksek mahkeme kararları bir bütün olarak değerlendirilmiş davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE;
A——— manevi tazminatın temerrüt tarihi — tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı —- ödenmesine, (Velayeten anne ve babasına ödenmesine)
B——- manevi tazminatın —- tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı —- ödenmesine,
C—- manevi tazminatın — tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı —- ödenmesine,
D- — manevi tazminatın — tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı —– ödenmesine, (Velayeten anne ve babasına ödenmesine)
E—- manevi tazminatın —- tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı ——- ödenmesine, (Velayeten anne ve babasına ödenmesine)
2-Fazlaya dair istemin reddine,
3-492 sayılı harçlar kanunu gereği alınması gerekli 40.986,00 TL nispi harçtan davacı yanca dava açılırken peşin yatırılan 2.732,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 38.253,60 TL harcın davalıdan tahsiliyle hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 2.732,40 TL peşin harç olmak üzere toplam 2.786,80 TL harcın davalıdan tahsiliyle davacılara verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.500,00 TL bilirkişi ücreti, 375,85 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 1.875,552 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.406,89 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacılara ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı ——– yönünden; Kabul edilen tazminat yönünden yürürlükte olan Avukatlık Asgari ücret tarifesi gereği hesaplanan 29.450,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
8-Davacı ———- yönünden;
a)Kabul edilen tazminat yönünden yürürlükte olan Avukatlık Asgari ücret tarifesi gereği hesaplanan 13.450,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
b)Red edilen manevi tazminat yönünden yürürlükte olan avukatlık asgari ücret tarifesi gereği 7.300,00 TL nispi vekalet ücretinin iş bu davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davacı —– yönünden;
a)Kabul edilen tazminat yönünden yürürlükte olan Avukatlık Asgari ücret tarifesi gereği hesaplanan 13.450,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
b)Red edilen manevi tazminat yönünden yürürlükte olan avukatlık asgari ücret tarifesi gereği 7.300,00 TL nispi vekalet ücretinin iş bu davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Davacı ——— yönünden;
a)Kabul edilen tazminat yönünden yürürlükte olan Avukatlık Asgari ücret tarifesi gereği hesaplanan 7.300,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
b)Red edilen manevi tazminat yönünden yürürlükte olan avukatlık asgari ücret tarifesi gereği 7.300,00 TL nispi vekalet ücretinin iş bu davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11-Davacı ———-yönünden;
a)Kabul edilen tazminat yönünden yürürlükte olan Avukatlık Asgari ücret tarifesi gereği hesaplanan 7.300,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
b)Red edilen manevi tazminat yönünden yürürlükte olan avukatlık asgari ücret tarifesi gereği 7.300,00 TL nispi vekalet ücretinin iş bu davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
12-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının taraflara iadesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, ———–Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacılar vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda verilen karar oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/05/2022