Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/173 E. 2022/220 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/173 Esas
KARAR NO: 2022/220
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18/03/2021
KARAR TARİHİ: 31/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilin davalıya —- ürün sattığını, — tutarlı ödeme yapıldığını, kalan —- ödenmemesi nedeniyle icra takibi başlatıldığını ancak davalının borca kötü niyetle itiraz ettiğini, anılan nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamını, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini iddia ve talep etmiştir.
RAPOR:Bilirkişi raporunda özetle;”Davacının ticari defterlerindeki kayıtlara göre taraflar aralarında ticari bir ilişkinin olduğu, davacının davalıya taş sattığı davacının yasal defter kayıtlarından tespit edilmiştir. Davacı şirketin—- yılları —— açılış —- tasdik süreleri bakımından kanuni süre içinde yapıldığı . Yevmiye ve kebir defterlerinin elektronik ortamda tutulduğu elektronik ortamda tutulan defterlerin berat göndermelerinin ilgili mevzuata uygu şekilde yapıldığı* Davacının tarafın — kanuni süresi içerisinde işlendiği, —– kayıt altına alındığı tarafımdan tespit edilmiştir Takdiri —-mahkemenize ait olmak üzere davacı defterlerinin delil niteliği taşır yönden olduğu tarafımca tespit edilmiştir. İcra İnkar tazminatı hususu takdiri —— mahkemenize aittir. Takdiri ——–mahkemenize ait olmak üzere davacının ticari defter kayıtlan ve belgeleri üzerinden yapılan İncelemede davalının davacıya takip tarihi İtibariyle —– borçlu olduğu tarafımca tespit edilmiştir.” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
RAPOR:Bilirkişi raporunda özetle;”Taraflar arasında geçen mail yazışmalarında davacının davalıyı— doğrultusunda açık ve net bir şekilde ihtar etmediği, buna karşın davalının davacıya gönderdiği cevabi mailde, — tutarlı borcu kabul ettiği ve — tarihinde davacıya ödeme yapılacağının belirtildiği, hal böyle olunca taraflar arasında geçen mail yazışmalarında ödeme vadesinin belirlendiği, bu noktada davalının — hükmüne uygun olarak ayrıca temerrüde düşürülmesinin gerekli olmadığı sonucuna gidildiği ancak hususla ilgili nihai değerlendirmenin—- takdirinde olduğu, taraflar arasında akdedilmiş herhangi bir sözleşme bulunmadığı, faturaların ödeme vadesinde konusunda net bir sonuca gidilemediği, temerrüt halinde uygulanacak faiz oranın önceden belirlenmediği, davalının davacıya — tarihinde gönderdiği cevabi mail içeriğinde — tarihinde ödeme yapılacağı hususunun beyan edildiği, böylece davalının anılan tarih itibariyle temerrüde düştüğünün anlaşıldığı, bu itibarla — takip tarihi arası dönem için takiple istenen — oranının dikkate alınmasıyla birikmiş faiz alacağının –olarak hesaplandığı, — tarihli ara kararında temerrüt tarihinin — olduğu belirtildiğinden, alternatifli hesaplama yapılması adına — takip tarihine kadar takiple istenen— oranı üzerinden birikmiş faiz alacağının — olarak gerçekleştirildiği, hususlarını içerir işbu bilirkişi raporu saygı ile —- takdirine arz ederim.” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, faturaya dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
—- uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, —– şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf, bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. ——Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. —– faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. Davacı şirketin bilirkişi marifetiyle incelenen kayıtlarında takip tarihi itibariyle — alacaklı olduğunun tespit edildiği, davalının bilirkişi marifetiyle incelenen defter kayıtlarında davacıyı — defterlerine işlediği, davacının ticari defterlerindeki kayıtlara göre taraflara arasında ticari bir ilişkinin olduğu, davacı defterlerinin delil niteliğinde olduğu, davalının davacıya takip tarihi itibariyle —- borçlu olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Sonuç olarak,—-tarihli bilirkişi raporu nazara alınarak davacı şirketin davalıdan faturalardan kaynaklı ilişkisinden kaynaklı —- alacaklı olduğu, dava dosyası içerisinde taraflar arasında düzenlenmiş herhangi bir sözleşme ve borcun ödenmesine ilişkin düzenlenmiş bir hitarname bulunmadığı, — muaccel borcun borçlusu, alacaklısının ihtarı ile mütemerrit olacağı, dosyaya sunulan ve davalı tarafça davacı şirkete— olduğunuz mutabakat mektubundaki tutarı onaylamış olup, önümüzdeki ayın —- tarafınıza ödeme yapılacaktır” şeklindeki mutabakat içerikli cevabi mailden davalının — tarihi itibariyle temerrüde düştüğü anlaşılmakla bu yönde hesaplama yapan bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmuştur.
Alacağın likit olması konusunu—- ”Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamıştır. Bir alacağın likit olup olmadığı hususu değerlendirilirken her uyuşmazlık kendi koşullarında değerlendirilecek, alacağın miktarının belli ve sabit ya da borçlu tarafından bilinebilir olduğu durumlarda söz konusu alacağın likit olduğu kabul edilecektir.
—- kararlarına göre fatura alacakları likit niteliktedir.——-Numaralı kararına göre; “Uyuşmazlık, davacının davalıya faturayla sattığı mal bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, borcun miktarı belirlenebilir— olduğundan, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı isteyen davacı yararına İİK.nun 67/2 nci maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu istemin reddi doğru görülmemiştir.” denilerek fatura alacağının likit niteliği belirtilmiştir. Somut olayımızda davacının talep ettiği alacağın faturaya bağlı alacak olması nedeniyle kabul edilen asıl alacağın yüzde 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE; davalı tarafından —- icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın —-faiz alacağı olmak üzere toplam —- bakımından iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin — talebin REDDİNE,
2-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından kabul edilen asıl alacak olan 9.466,90 TL üzerinden % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya VERİLMESİNE,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 751,74 TL harçtan, dava açılırken peşin olarak alınan 187,02 TL harcın mahsubu ile bakiye 564,72‬ TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvuru harcı, 187,02 TL peşin harç toplamı 246,32‬ TL ile 3.956,45 TL ( Bilirkişi ücreti, tebligat gideri, e-tebligat gideri, müzekkere gideri ve dosyadaki diğer masraflar) olmak üzere toplam 4.202,77‬ TL yargılama giderinden davanın kabul 0,71 ve red 0,29 oranına göre hesaplanan 2.983,96 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan bir gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Arabuluculuk ücreti 1.320,00 TL’nin 0,71 kabul oranına 937,20‬ TL’ sinin göre davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Arabuluculuk ücreti 1.320,00 TL’nin 0,29 red oranına 382,8‬0 TL’sinin göre davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
9-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 5.100,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
10-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 4.480,10 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ——–Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 31/03/2022