Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/172 E. 2022/793 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/172 Esas
KARAR NO: 2022/793
DAVA: Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 17/03/2021
KARAR TARİHİ: 01/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Tarafların aralarında akdetmiş oldukları ve her biri —- tarihli olan ——— üstlendiği—— davalıya yaptırma hususunda anlaştıklarını, Konusu ——-sözleşmenin bedeli olarak —- olan sözleşmenin bedeli olarak—- sözleşme bedeli olarak da —- belirlendiğini, Davacı, sözleşme gereği avans olarak davalıya –hesabına havale olarak, yine —– tarihinde davalının aynı hesabına havale ederek toplam —– ödemesi yaptığını. Davalının iş sahasına sevk etmiş olduğu personelin ———-ederek işleri yarım bırakmaları ve yapılan kısımları da gereği gibi yapmamış olmaları nedeniyle müvekkili şirket maddi olarak ve ticari itibar olarak büyük zarara uğradığını, davalı firmanın iş sahasını terk etmesinden sonra davacının yapmış olduğu araştırma neticesinde, davalının iş sahasına göndermiş olduğu personelin başka firmalar nezdinde çalışan kişiler olduğu, davalının üzerine aldığı yükümlülükleri —— ——- olmamasına rağmen sözleşmelere imza atarak ticari etik ilkelerine de aykırı hareket ettiğinin anlaşıldığını. Davalı ——- iş sahasını terk etmeleri üzerine, davacı firma, davalı firma adına çalışan ve davalı —– olan ——-, yaptıkları ve yapmadıkları işlerin yazılı olarak kendisine verilmesini istemesi üzerine, ekte sundukları el yazısı ile yazılmış tutanağı davacı firmaya verildiğini, tutanaktan da anlaşılacağı üzere, sözleşmelere konu işlerin çok azının yapıldığı geri kalan işlerin ise hiç yapılmadığı açıkça görüldüğünü. Sözleşmelere aykırı hareket eden davalı firmaya, davacı firma yetkilisi tarafından —- tarihinde —– almış olduğu —- iade etmesi istenilmiş, akabinde de —– tarihinde, sözleşmelerin feshi ile —– ödenmesi için ihtar gönderilmiş olmasına rağmen, davalı firma almış olduğu miktarları ve cezai şartı halen ödemediğini, Davacı tarafından davalıya ödenmiş olan —— kısmının ödendiği tarihten itibaren işleyecek ticari avans faizi ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine, sözleşmeye aykırılık nedeniyle akdi cezai şart olan ——– ihtar tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesi, davanın belirsiz alacak davası olarak yürütülmesi, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılması, hususlarında karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
RAPOR:Bilirkişi raporunda özetle;”Davacı iddiası doğrultusunda —– tarafından tutanak altına alınan işlerin hangi sözleşmelere ait olduğu belirlenerek, sözleşme konusu işlerin —— dosyaya sunulduğunda davalı tarafından yapılan işlerin miktarı davacı iddiası olan tutanak kapsamında değerlendirilebileceği, Sözleşmenin feshinin haklı olup olmadığının değerlendirilebilmesi için de yukarıda ifade edildiği üzere —-tarafından tutanak altına alınan işlerin hangi sözleşmelere ait olduğunun belirlenmesi gerektiği, dosyada mevcut sözleşmeler ve —– tutanağı bulunmakla birlikte, tutanakta belirtilen işlerden hangilerinin hangi sözleşme kapsamına girdiğinin belirlenemediği,——- göre bazı işlerin yarım bırakıldığı, bazılarının ise hiç yapılmadığının aşikar olduğu, bu haliyle sözleşmenin feshinin haklı olarak değerlendirilebileceği, bununla birlikte hangi sözleşmeden kaynaklanan işlerin yarım bırakıldığı ve/veya hiç yapılmadığı tespit edilemediği için, hangi sözleşme/sözleşmelerin feshinin haklı olduğunun tespit edilemediği, bu hususta taraflardan durumu açıklığa kavuşturacak ek bilgi ve belgeler talep edilmesi gerektiği.” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
RAPOR:Bilirkişi raporunda özetle;”Dava konusu iki sözleşme kapsamında davacının davalıdan herhangi bir alacağının olmadığı, Davacının yalnızca —–sözleşmeden doğan cezai şartı talep ettiği, söz konusu sözleşmede tamamlanan işlerin yüzdesi —- maddesinde tedarikçinin sözleşmenin herhangi bir maddesine aykırı hareket ettiği, sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediği veya sözleşmeyi haksız şekilde feshettiği takdirde — şart olarak iş sahibine ödeyeceğinin düzenlendiği, Her iki tarafın da tacir olması sebebiyle, davalı tarafın TTK md.22 hükmü gereğince cezai şartta indirim isteyemeyeceği,” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Davacı vekili davalı şirket ile yapılan iki eser sözleşmesi kapsamında eksik yapılan işlere mukabil sözleşmeden doğan cezai şart ile birlikte davalıya ödenen bedelin avans faiziyle iadesine ilişkin talepte bulunduğu anlaşılmıştır.
Davaya konu uyuşmazlığın çözümünde, cezai şarta ilişkin hükümlerin tartışılıp değerlendirilmesi gerekmektedir.
Cezai şart, borçlunun alacaklıya karşı mevcut bir borcu hiç veya gereği gibi ifa etmemesi halinde ödemeyi vaad ettiği, hukuki işlem ile belirlenmiş ekonomik değeri olan bir edimdir. Cezai şartın amacı, borçluyu borca uygun davranmaya sevketmektir. Cezai şart, asıl alacağı kuvvetlendirme amacı güder. Bu bakımdan cezai şart, kuvvetlendirilecek asıl borcun mevcut olmasını gerektirir. Asıl borç yoksa cezai şart da söz konusu olamaz. Bu niteliği itibariyle cezai şart asıl borca bağlı fer’i bir borçtur. Asıl borç, mevcut ve geçerli ise, cezai şart da borç doğurur. Asıl borç sona ermiş ya da geçersiz doğmuşsa, cezai şart bağımsız bir borç oluşturamaz. Cezai şart, asıl borcun bağlı olduğu şekle tabidir. Asıl borç bir geçerlilik şekline bağlanmışsa, cezai şartın borç doğurabilmesi aynı şekilde kararlaştırılmış bulunmasına bağlıdır. Ancak, geçerlilik şekline bağlı olan bir sözleşme bu şekle uygun olarak yapılmadığı halde, şekle aykırılığı ileri sürmenin dürüstlük kurallarıyla bağdaşmaması nedeniyle dinlenmediği hallerde, sözleşme geçerli sayıldığından, onun fer’i nitelikte olan cezai şart da geçerli sayılacaktır. Cezai şartın fer’ilik niteliği asıl borca bağlı olduğu sürece devam eder. Başka bir anlatımla cezai şartın fer’iliği, muaccel olduğu ana kadar devam eder. Borçlu borca aykırı davrandığında cezai şart muaccel hale geldiğinden artık fer’i değil, asli —- bir alacak niteliğini kazanır. Cezai şart, sağlararası hukuki işlemlerde ve özellikle sonuçlarını hayatta doğuran sözleşmelerde kararlaştırılır. ——-
818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 158. maddesinin başlığı “cezai şart” iken 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun—– başlığı altında üç çeşit ceza koşulu düzenlenmiştir. Bunlar öğretide ortaya atılan kavramlara göre seçimlik ceza koşulu —-, ifaya eklenen ceza koşulu —-ifayı engelleyen ceza koşulu ——dur.
Dönme Cezası 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 179/III ve 818 sayılı Borçlar Kanununun 158/son maddelerinde düzenlenmiş olup, TBK’nın 179/HI. maddesinde “Borçlunun, kararlaştırılan cezayı ifa ederek sözleşmeyi, dönme veya fesih suretiyle sona erdirmeye yetkili olduğunu ispat etme hakkı saklıdır.” şeklinde ifade edilmiştir. Buna göre borçlu kararlaştırılan cezayı ödeyerek sözleşmeden dönebilecek veya feshedebilecek ve bu suretle sözleşmeye bağlılık ile borçtan kurtulacaktır. Dönme cezasına uygulamada ifadan kaçınma imkanını verdiğinden cayma cezası adı da verilmektedir. Sözleşmede dönme cezasının kararlaştırılmış olması halinde sözleşmeyle bağlı olmak istemeyen taraf kararlaştırılan cezayı ödemek suretiyle sözleşmeyi ifa etmekten kurtulabileceği gibi, sözleşmenin haksız feshi halinde karşı taraf cezanın ödetilmesini isteyebilecektir. ———
Somut olayda, davacının sözleşmeden doğan cezai şartı ve fazla ödediğini ileri sürdüğü bedeli talep ettiği, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin —– yüklenicinin sözleşmenin herhangi bir maddesine aykırı hareket ettiği, sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüğü yerine getirmediği veya sözleşmeyi haksız şekilde feshettiği takdirde —— cezai şart olarak iş sahibine ödeyeceğinin hüküm altına alındığı, taraflar arasında imzalanan iki adet eser sözleşmesine istinaden yapılan işlerin bilirkişi marifetiyle yapılan hesaplamalarından toplam imalat tutarının —-olduğunun tespit edildiği, davacı tarafın yükleniciye toplamda —-ödeme yapıldığı, bu ödemeye—–tamamlandığı, —– —– ünün tamamlandığı, bu haliyle yapılacak işlerin bilirkişi incelemesi, tanık anlatımları ve dosyaya sunulan fotoğraflar hep bir arada değerlendirildiğinde eksik bırakıldığının anlaşıldığı, yapılan işlere karşılık gerçekleştirilen ödemeler nazara alındığında davacının fazla ödemede bulunmadığının tespit edildiği, bu haliyle sözleşmeler kapsamında davacının davalıdan herhangi bir alacağının bulunmadığı, davalının sözleşmeyi haksız feshetmesinden kaynaklı davacının cezai şart talebinin yerinde olduğu anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Tarafların tacir olduğu ve alacağın yabancı para alacağı olduğu görülmekle kabul edilen asıl alacağa dava tarihinden itibaren — göre faiz işletilerek karar verilmiştir. Vekalet ücreti ile harç hesaplaması —— doğrultusunda dava tarihindeki—— oranı olan esas alınarak yapılmıştır.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜNE
2—– alacağa dava tarihinden —– itibaren —– göre faiz işletilerek davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının—— ilişkin talebinin REDDİNE,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 1.831,99 TL harçtan, dava açılırken peşin olarak alınan 961,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 870,09‬ TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvuru harcı, 961,90 TL peşin harç toplamı —- olmak üzere toplam ——- yargılama giderinden davanın kabul 0,47 ve red 0,53 oranına göre hesaplanan 2.866,03 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan bir gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Arabuluculuk ücreti 1.320,00 TL’nin kabul oranına 620,4‬0 TL’sinin göre davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Arabuluculuk ücreti 1.320,00 TL’nin red oranına 699,6‬0 TL’sinin göre davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
9-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde————- Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 01/12/2022